Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/973 E. 2023/338 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/973 Esas 2023/338 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/973
KARAR NO : 2023/338

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : 2020/632 Esas 2022/240 Karar
DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 06/01/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı banka şubesinden Dava dışı …’ın kullanmış olduğu 150.000,00 TL kredi borcu için,… nolu gayrimenkulu üzerine 18.11.2015 tarih …yevmiye nolu 1. Derecede 400.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, Müvekkilinin asıl borçlu … ile birlikte 20.01.2016 tarihinde ipotekli kredi borcunun 131.000,00 TL kısmını ödedikleri, kalan borç ile ilgili …’ın ödeme yaptığını ve borcu kapattığını müvekkiline bildirdiğini, Borcun ödenmiş olduğunu bu nedenle taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için davalıya, Ankara 33. Noterliği 26.12.2016 tarih… nolu ihtarname gönderildiğini Ancak ihtarnameye karşılık ipoteğin kaldırılmadığını ve müvekkiline toplam 363.890,91 TL borcu olduğunun bildirildiğini, … tarafından daha sonra çekilmiş olan kredilere müvekkilinin taşınmazının teminat gösterilmesinin mümkün olmadığını belirterek taşınmaz üzerinde davalı lehine olan ipoteğin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … ile banka arasında akdedilen GKS gereğince …’a Ticari krediler kullandırıldığını, kredilerin teminatı olarak … ve dava dışı … adına kayıtlı, … nolu gayrimenkul üzerine Keçiören Tapu Sicil Müdürlüğümün 18.11.2015 tarih …yevmiye nolu 1. Derecede 400.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, …’a kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine, Ankara 8.Noterliği tarafından asıl borçluya, ipotek veren davacı … ve dava dışı …’ya keşide edilen 06.10.2016 tarihli … nolu ihtarname ile kredi borçlarının ödenmesi gerektiğini, aksi halde yasal takip yapılacağını, teminatta bulunan taşınmazın satışının isteneceğinin bildirildiğini, … tarafından ipoteğin kaldırılması için, Ankara 33. Noterliği’nce 26.12.2016 tarih… no ile müvekkili bankaya keşide edilen ihtarnameye, Ankara 8.Noterliği’nin 29.12.2016 tarih … nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, İhtarnameye rağmen borç ödenmediğinden, asıl borçlu ve ipotek veren … ile … aleyhine Ankara 3.İcra Müdürlüğümün 2017/784 E sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davacı … müvekkili banka aleyhine dava ikame ettiğini, dava konusu ipotekli taşınmazın teminatım teşkil ettiği kredi borçlarının ödendiğini iddia ederek, taşınmaz üzerinde tesis edilmiş olan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ettiğini, Taşınmazın teminatını teşkil ettiği kredi risklerinin halen ödenmediğini, müvekkili banka tarafından başlatılan İpoteğin Paraya Çevrilmesi yoluyla takibe devam edildiğini, müvekkili bankanın borcun tamamı ödeninceye kadar fek etmeme hak ve yetkisinin bulunduğunu belirterek davanın görev yönünden reddine, Taleplerinin kabul edilmemesi halinde, esasa ilişkin beyanları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Davacı başlangıçta ipoteğin verilmesine esas teşkil eden kredi borcunun bütünüyle ödendiği iddiasına dayalı olarak ipoteğin fekkini talep etmiş ise de, gerek görevsizlik kararı öncesi Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporlarında, gerekse mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda dava ve karar tarihi itibariyle ipoteğin teminat teşkil ettiği, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı dava dışı …’ın halen kredi borcunun devam ettiği,ipotek belgesi ve resmi senedin içeriği dikkate alındığında, ipoteğin fekki koşulu dava dışı kredi borçlusunun krediden kaynaklı borcunun tamamının ödenmesine bağlı olduğu, dava tarihi itibariyle ödenmemiş kredi borcunun halen mevcut olduğu sabit olmakla, kredinin fekki koşulları oluşmamakla davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu …’nın ihtiyacı duyduğu bir dönemde başvurduğu bankalar tarafından kendisine kredi verilemeyeceğini, bunun üzerine müvekkilinin oğlunun arkadaşı olan … sahipleri … ve … tarafından kendisine sıkıntılarını halledebileceğini, … şube müdürünü tanıdıklarını ve onun adına kredi çekebileceklerini söylediklerini, bunun üzerine …’nın bu teklifi kabul ettiğini, ancak daha sonra müvekkilin oğluna kredi için ipotek göstermek gerektiği ve müvekkilin evin ipotek olarak verilmesi halinde kredi verileceğinin bildirildiğini, …’nın arkadaşlarının iyi niyetli olduklarına güvenerek durumu müvekkile ilettiğini müvekkilinin de oğlunun ihtiyacının görülmesi adına oğluna vekaletname verdiğini ve oğlunun …. lehine 150.000,00TL kredi borcu için … Nolu Gayrimenkulümün üzerine 18.11.2015 tarih ve …yevmiye nolu, 1. derecede 400.000TL bedelli ipotek tesis ettiğini, çekilen 150.000,00TL nin 131.000,00TL lik kısmının …’a verildiğini geri kalan 19.000TL yi ise … ve … kardeşlerin aldığını, …’ın aylık 7.000TL ödemeleri gerektiğini söylediğini, müvekkilinin de aylık 7.000TL ödeyemeyeceğini söyleyince … o halde ipoteği kaldıralım diye teklifte bulunduğunu, bu durumun üzerine müvekkilinin evin üzerindeki ipoteği kaldırmak için kendi adına olan bir arsayı satarak 19.01.2016 tarihinde saat 15.00 civarında 131.000,00TL para ile … Şubesine giderek müvekkilinin, oğlunun, … ve … ile birlikte davalı banka müdürünün odasında bir araya gelerek ipoteği kaldırmak için müvekkilinin üzerine düşen 131.000TL yi yatırarak ipoteği kaldırmayı talep ettiğini, … ve … ise üzerlerine düşen 19.000TL yi temin edemediklerini söyleyince ne yapmaları gerektiğini müdür …’a sorduklarını, Şube müdürünün de müvekkiline siz üzerinize düşen parayı yatırın, bunlarda birkaç güne kalan borcu temin eder ipoteği kaldırırız dediğini, bunun üzerine müvekkilinin ve oğlunun parayı bankaya yatırdıktan sonra oradan ayrıldıklarını, bu durumun bankanın güvenlik kamerası kayıtları tarafından ispat edilmesi mümkün iken banka şubesi tarafından görüntülerin paylaşılmadığını, bir müddet sonra müvekkilinin bankaya giderek Şube müdürü … ile görüşüp borcun ödenip ödenmediğini, ne kadar kaldığını ve ipoteği kaldırmalarını isteyince … şube müdürü …’ın müvekkiline sıkıntının olmadığını, kendisinin hallettiğini söylediğini, müvekkilinin borcunun bu kadar yüksek olmadığı gerekçesiyle ve ipoteğin fekki için iş bu davayı açtığında bankanın cevap yazısında kredinin Ticari kredi olduğunu ve 18.11.2015 tarihli 500.000,00TL, kredi çekilmiş olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin ve oğlunun bu güne kadar 150.000TL olarak çekmiş oldukları ve kendilerine 131.000TL verilen kredide 500.000TL olarak borçlandırıldıklarını dava esnasında öğrendiklerini, müvekkilinin para yatırırken özellikle banka şube müdürü ile işlem yapan memura ipoteği kaldırmak için para yatırdıklarını beyan ettikleri halde 19.01.2016 tarihinde 131.000,00TL lik ödemeyi nakit yatan ibaresi ile ödeme olarak gösterdiklerini ve bu yatırılan parayı yine aynı gün yani 19.01.2016 tarihinde … tarafından 25.000,00TL çekildiğini, bir gün sonra 20.01.2016 tarihinde 20.000,00TL ve 40.000,00TL, sonraki gün 21.01.2016 tarihinde 35.000,00TL kısmının çekildiğinin belirtildiğini, şüpheli Murat Kahramanın bankaya 1.075,000,00TL borcu olduğu halde yatırılan parayı kredi borcundan düşmeyerek kredi borçlusu …’a ödenmiş olmasının banka müdürünün de … ve … ile ortak hareket ettiğini gösterdiğini, davalı banka tarafından dosyaya sunulmuş olan evraklardan olan 17.11.2015 tarihli “kefil olmayan üçüncü kişilerden alınacak ipotek için dilekçe” başlıklı kefalet sözleşmesinde de bahsi geçen imzaların müvekkili … ile kardeşi olan …’ya ait olmadığını, yine muvafakatname başlıklı evraklardaki imzalar da …’ya ait olmadığını, mahkeme tarafından yapılacak imza araştırmasında bu durumun açıkça ortaya çıkacakken yerel mahkeme tarafından bu durumun da göz ardı edildiğini, davalı banka tarafından dosyaya sunulan evraklar üzerinde …, …, …’nın imza örnekleri alınarak imza incelemesi yapılmak üzere konusunda uzman bilirkişiye tevdiisinin gerektiğini, ipotekten dolayı müvekkilinin müşterek ve müteselsilen borçlu sıfatına sahip olduğunu, bu sebeple eşinin rızasının alınmasının gerektiğini, müvekkilinin 131.000,00TL yi ödediğine delil olan …ndeki mevcut olan 19.01.2016 tarihinde 15.00-18.00 saatleri arasındaki kamera kayıtlarının dosyaya sunulmadığını, her ne kadar davalı banka tarafından kamera kayıtlarının olmadığı iddia edilmiş olsa bile, bu beyanların gereçeği yansıtmadığını, ilgili tarih ve saatlerdeki kamera kayıtlarının dosyaya sunulduğu takdirde 131.000,00TL’nin müvekkili tarafından bankaya ipoteğin kaldırılması için yatırıldığının net bir şekilde görüleceğini, bu sebeple …ne müzekkere yazılarak 19.01.2016 tarihinde 15.00-18.00 saatleri arasındaki kamera kayıtları dosyaya sunulması gerektiğini, davalı bankanın delilleri karartmak maksadı ile görüntüleri sunmadığı kanaatinde olduklarını, 05.10.2016 tarihinde şube müdürü …’ın müvekkilini arayarak … kapandığının ve dükkanın talan edildiğinden haberinin olup olmadığının sorduğunu, bunun üzerine kaygılanan müvekkilinin ertesi gün yani 06.10.2016 tarihinde Yenimahalle 1.Noterliği … yevmiye numaralı azilnameyi banka şubesine gönderdiğini, banka şubesi müdürü …’ın … kapandığını bildiği halde ve müvekkilinin 06.10.2016 tarihli azilnamesine rağmen 02.11.2016 tarihinde …’a 400.000,00 TL limitli kredi tahsis etmesi kötü niyetinin ve şube müdürü … ile …’ın anlaşarak müvekkilini zarara uğratmak kastını içerdiğini apaçık gösterdiğini, dava dosyasına daha önceden sunmuş oldukları ve ödemeye ilişkin tanıklık yapacak olan tanıklarının dinlenmesinin gerektiğini, tanıklarının ifadelerini de ödemeyi açıkça belirteceğini, ancak yerel mahkeme tarafından tanıklarının da dinlenmediğini, tanıklarının ifadelerinin de ödemeyi açıkça belirteceğini, bilirkişinin yukarıda belirttiği hususların hiçbirine değinmeden davalı banka tarafından gönderilen (banka sadece lehine olan belgeleri dosyaya ibraz etmiştir, kamera kayıtları ve diğer kredi sözleşmelerinin tamamı dosyaya ibraz edilmemiştir) belgelerin üzerinden rapor hazırladığını, bu hali ile raporun gerçeği yansıtmadığını, iş bu bilirkişi raporunun mahkeme kararına dayanak olarak alınıp, bu yönde hüküm kurulmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını, usul ve kanuna aykırı mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı şahsın davacı banka ile imzalamış olduğu kredi sözleşmeleri ve tahaahütlere istinaden kullandıkları kredilerden doğan borçların teminatı olarak davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerine davacı banka lehine tesis edilen ipoteğin borcun ödenmesine rağmen davacı banka görevlilerince usulsüz işlemleri sonucu kaldırılmadığı iddiası ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekilinin süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi üzerine istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekili UYAP üzerinden sunduğu13.10.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile davalı banka ile sulh olunmasından ötürü istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Dosya içinde mevcut Ankara 18.Noterliğinin 23.12.2016 tarih … yevmiye numaralı vekaletnamesinin incelenmesinde, davacı vekilinin istinaf kanun yolundan feragat yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı asil … (T.C….) 15/02/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Ankara Adliyesi 4 Nolu Söğütözü Ek Hizmet Binası Ön Bürosu tarafından kimlik tespiti yapılmıştır.
Davalı vekili,davacının 08/02/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Bilindiği üzere feragat, 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Aynı Kanun’un 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır. Davadan feragatin, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması sebebiyle dilekçede açıkça gösterilmesi, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davacı asilin istinaf aşamasında davadan feragat ettiği gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
A)Davacı asilin davadan feragat ettiği gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2022 tarih ve 2020/632 Esas 2022/240 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden 119,93 TL harcın dava dosyasında peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 88,53 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalının vekalet ücreti talebi bulunmadığından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Talep halinde HMK 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının yatırana iadesine,
B)1-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, davacı üzerlerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.