Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/958 E. 2022/791 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/958 Esas 2022/791 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/958
KARAR NO : 2022/791

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2022
NUMARASI : 2021/534 Esas
İHTİYATİ TEDBİR -İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :
TALEP : İhtiyati Haciz – İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 30/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

İhtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı şirketin feshine karar verilmesi talebiyle dava açtıklarını, davalının pay değerinin belirlenmesi, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin talebini taraflarına verilen kesin süre içerisinde muvafakat edildiğini, gerek davalı şirketin gerekse müvekkilinin pay değerinin belirlenmesi amacıyla dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yapıldığını, raporda şirket adına kayıtlı taşınmazın rayiç değerinin eksik belirlendiğini, davalı şirket tarafından taşınmazın boşaltılarak satışa çıkarıldığını, davalıların müvekkilinden mal kaçırma ihtimali bulunduğunu, bu nedenle taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması, mümkün olmaması halinde de ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, şirketin faaliyet adresinin ve merkezinin değiştirildiğini, davalı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında fiil ve organik bağ bulunduğunu, şirket ortaklarının ve faaliyet adresinin aynı olduğunu, şirketler arasında faturalı ve faturasız mal temini sağlandığını, davalı şirket adına alınan malların … firmasının merkezinde ve depolarında muhafaza edildiğini, davalının adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları satış suretiyle elinden çıkarmak, elindeki mevcutları azaltmak amacıyla fiili iş ve işlemlerde bulunduğunu, mevcutlarını başka firmalar üzerine aktarmaya çalıştığını, azınlıkta kalan ortağın talebi üzerine şirketin feshine yönelik açılan davada şirket adına yönetim kayyımı atanması gerektiğini, müvekkilinin hak ve alacaklarının önüne geçilmeye çalışıldığını belirterek şirket adına yönetim kayyımı atanmasına, aksi kanaat halinde şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mümkün olmaması halinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı şirketin TMK’nun 426. maddesi kapsamında yasal temsilcinin görevini yerine getirilmesinde bir engelin bulunduğu veya 427. maddesi kapsamında davalı şirketin gerekli organlardan yoksun olduğuna ilişkin bir iddianın bulunmadığı, bu şekilde TMK’nun 426. ve 427. maddeler kapsamında şirkete kayyım atanması gerektiğine ilişkin yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın para alacağının tahsiline ilişkin olması ve ihtiyati haciz talep edenin mevcut delillere göre rehinle teminat altına alınmamış muaccel alacağının bulunduğunu yaklaşık ispat seviyesinde ispat etmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin feshi şartlarının oluşmadığı, davacının pay değerinin 615.959,01 TL olarak tespit edildiği, davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği, davanın şirketin feshine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle kayyım atanması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %10 oranında ortağı olduğunu, şirkette kar dağıtımı yapılmadığını, müvekkilinin hiçbir iş ve işlemle ilgili bilgilendirilmediğini, genel kurul toplantılarına davet edilmediğini, şirkette alınan hiçbir kararda oy kullanmadığını, diğer şirket ortakları tarafından dışlandığını, inceleme ve bilgi alma hakkının birçok defa ihlal edildiğini, müvekkilinin davalı yönetim kurulu üyelerinin şirkete zararlandırıcı iş ve işlemlerde bulunduğunu öngördüğünü, müvekkilinin pay sahibi olmadan öncede davalı şirkette çalıştığını, iş akdinin sona ermesi nedeniyle işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açtığı davanın derdest bulunduğunu, taraflar arasında güven ilişkisi kalmadığını, davalı şirket tarafından dava tarihinden sonra müvekkilinin ortaklıktan çıkabileceğinin teklif edildiğini, bu hususa muvafakat ettiklerini, her iki tarafın da müvekkilinin pay değerinin tespit edilmesi karşılığında müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması hususunda mutabık olduklarını, yargılama sırasında şirketin faaliyet amaçlarını gerçekleştirmeye yarar tek taşınmazını rayiç bedelin iki katı fiyatına satışa çıkardığını, şirket adresinin değiştirildiğini, dava dışı … firmasının yanına taşındığını, davalının bu firma ile birlikte taşınır ve taşınmaz mallarını yönetmeye başladığını, şirket ortaklarının aynı olduğunu, davalı şirket adına alınan makinelerin dava dışı … firması adına alınmış gibi gösterildiğini, davalı şirket yetkililerinin dürüstlük kurallarına aykırı hareket ederek müvekkilinin pay devrini etkileyen taşınmaz, makine, stok ve ham maddenin eksilmesine, şirketin içinin boşaltılmasına sebebiyet verdiklerini, müvekkilinin bilgi edinme hakkının sürekli ihlal edildiğini, şirket ortakları arasında güven ilişkisinin kalmadığını, haklı nedene ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, haklı nedenin ispatı halinde şirketin devamlılığının sağlanması, çözüm olarak müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi noktasında tarafların mutabık olduğunu, haklı nedenin varlığı halinde verilecek kararın müvekkilinin pay değerinin parasal tutarının ödenmesi ile müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması olacağını, bu durumda şirketin mal varlığı üzerinde kayıtlı tek taşınmaz üzerine ihtiyati haciz talep edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, şirketi kötü yönetildiğini, bu durumun yönetim boşluğu oluşturduğunu, şirketin yönetim organının kasıtlı olarak şirket zararına hareket ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, davalı şirkete kayyım atanmasına, aksi kanaat halinde şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; davalı şirkete yönetim kayyımı atanması, HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir, İİK’nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname sureti, davacıya davalı şirketin hisselerinin devrine ilişkin akdedilen anonim şirket hisse devir sözleşmesi, şirket tür değişikliğinin tescil ve ilanına ilişkin ticaret sicil gazeteleri, davalı şirket bilanço tablosu, gelir tablosu, pay defter sureti, şirket ortaklarını gösteren yönetim kurul kararı, dava dışı …’ın akdettiği hisse devir sözleşmeleri, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin internet satış ilanı, yargılama aşamasında makine mühendisi, mali müşavir, inşaat mühendisi ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 17/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili karşı taraf davalı şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçeyle bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir.
Davalı şirket müdürü görevde olup yönetim boşluğu bulunmadığı, müdürün yetkisinin sınırlandırılmasının amacının müdürün yetkisi dahilinde yaptığı işlerin kayyım onayına tabi tutulması olmadığı gözetilerek mahkemece davacı vekilinin kayyım atanması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili karşı taraf davalı şirketin taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçeyle anılan ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir.
İhtiyati tedbir talebinin de yer aldığı dava, anonim şirketin haklı nedenle feshine yöneliktir. Mahkemece, davacının açtığı işbu davada dava dilekçesi ekinde sunduğu bilgi ve belgeler ile haklılığını yaklaşık olarak ispatlanamadığı gözetilerek davacı vekilinin anılan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan İİK’nun 257/1. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, 257/2. maddesinde, vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa alacaklının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, aynı yasanın 258. maddesinde ise ihtiyati haciz talep eden alacaklının, alacağa ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın varlığının tam ispatı gerekmeyip yaklaşık ispatın yeterli olacağı hüküm altına alınmıştır.
İhtiyati haciz talep eden davacı, anonim şirketin haklı nedenle feshine yönelik açtığı işbu davada şirketin taşınmaz kaydına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı yan rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağının varlığına dair yaklaşık ispat koşulunu yerine getiren herhangi bir bilgi ve belgeyi bu aşamada dosyaya ibraz etmediği gibi, müeccel bir alacağın varlığının iddia edilmesi durumunda borçluların muayyen yerleşim yerinin olmadığı, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendileri kaçmaya hazırlandığı, kaçtıkları, bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de dosyaya ibraz etmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece İİK’nun 257. maddesinde öngörülen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gözetilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin şirkete kayyım atanması, şirketin taşınmazına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulması talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.