Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/942 E. 2022/1751 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/942 Esas 2022/1751 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/942
KARAR NO : 2022/1751

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2022
NUMARASI : 2020/330 Esas 2022/71 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından aleyhine hizmet tespiti davası açılan …. Ltd. Şirketinin tasfiyesinin yapılarak kapanışının gerçekleştiği ve ticaret sicilinden terkin edildiğini, açılan davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyası ve temsilci atanması gerektiğini beyanla şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ihyası talep edilen şirketin 15/10/2004 tarihinde tasfiyeye giriş kararı aldığını, kararın tescil ve ilanından sora 30/12/2005 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye kapanışına karar verildiğini ve 03/02/2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini beyanla davanın reddi ile aksi kabulde yasal ve zorunlu hasım konumunda olmaları nedeniyle aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesini istemiştir.
Davalı tasfiye memuru … cevap dilekçesinde özetle; tasfiyenin kapatılmasından 15 yıl sonra şirketin ihyası için açılan davanın hak düşürücü süre veya zamanaşımı nedeniyle reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının Ankara17. İş Mahkemesinde açtığı davada açtığı davada ihyasını talep ettiği anılan şirketin aleyhine davanın yürütülebilmesi ve davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyasının gerektiği, bu nedenle davacı tarafın şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …. Ltd. Şirketinin Ankara 17. İş Mahkemesinin 2016/116 esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihyasına, şirketin önceki tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu kararında belirttiği üzere Ankara 7.İş Mahkemesi’nde tasfiye memuru olduğu şirket aleyhine açılmış olan hizmet tespit davasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi ve temsilci atanması hususunda toplandığını,
Ankara 17.İş Mahkemesi’nde davacı tarafından tespiti istenen hizmet aralığında çalıştığı süre ayrı tutulduğunda 22.08.1996 ile 28.03.2006 arası olup, oysa belirtilen bu sürede şirketin faaliyette olmadığı tarafınca sunulan belgeler ile SGK ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazılı beyanlarındanda anlaşıldığını,
İlk derece mahkemenin kararında da belirttiği üzere tasfiye memuru olarak görevinin gereğini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, aradan 16 yıldan geçtikten sonra tekrar tasfiye memuru olarak görev yapamayacağını, sosyal ve ekonomik durumumun buna müsait olmadığını ısrarla belirtmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin bu hususu dikkate almadığını, tarafınca yapılmış herhangi bir yanlışlık ve eksiklik olmamasına rağmen yeniden tasfiye memuru olarak atanmasının isabetli olmadığını, o tarihte çok sayıda çalışanı olan şirketin çalışanlarından birinin atanmasının daha uygun olacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547.maddesi gereğince dava dışı …. Ltd. Şirketinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kaydının incelenmesinde; … sicil nolu dava konusu ihyası talep edilen …. Ltd. Şirketinin 02/11/2004 tarihinde tasfiyeye giriş kararı aldığı, yasal tasfiye ilanlarının ticaret sicil gazetesinde yayımlanmasını müteakiben 31/01/2006 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yapılan ilandan sonra ticaret sicilden terkin edildiği ve terkin hususunun ticaret siciline tescil edildiği, tasfiye memuru olarak …’nın atanmış olduğu ,
Ankara 17. İş Mahkemesinin 2016/116 Esas sayılı dava dosyası örneğinin incelenmesinde; davacısının …, davalısının …. Ltd. Şirketi olup, hizmet tespiti istemine dava açıldığı, 22/06/2020 tarihli celse 1 no’lu ara kararı ile davacıya işbu ihya davasını açması için yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonimi şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut olaya gelince, davalı şirketin 15/10/2004 tarihli alınan genel kurul kararı ile tasfiye kararı alınmış, tasfiye memuru olarak …’nın atanmış ve şirketin 28/12/2005 tarihli kararla tasfiye kapanışı yapıldığından sicil kaydının 03/02/2006 tarihinde tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında rucüen alacak istemine yönelik Ankara 17. İş Mahkemesinin 2016/116 Esas dosyası ile dava açıldığı, açılan davanın derdest olduğu, davalı tasfiye memurunca bu davanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği, bu hale göre davacının Ankara 17. İş Mahkemesi’ne açtığı derdest davadan ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, şirketin ihyasının gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince şirketin ihyasına, en son tasfiye memuru olan davalı …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 03/06/2014 tarihli 2014/7827 esas 2014/10350 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, davalı tasfiye memuru görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, aradan geçen 16 yıl sonra yeniden tasfiye memuru olarak atanmasının sosyal ve ekonomik yönden kabulünün mümkün olmadığını, bir başkasının tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiş ise de, tasfiye memuru atanması ve değiştirilmesine ilişkin yetki ilk derece mahkemesine ait olmakla buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Diğer yandan, açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması istinafa gelen tarafın sıfatı da gözetilerek eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden dahili davalı…’nın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı …’nın ihya kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Tasfiye memuru atanmasına karşı istinaf başvurusunun istinafa tabi olmaması nedeniyle usulden reddine,
3-Davalı …’dan alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.