Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/884 Esas 2023/1863 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/884
KARAR NO : 2023/1863
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2014/411 Esas 2020/472 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA :Anonim Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/10/2007
KARAR TARİHİ : 27/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2023
Taraflar arasındaki anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların …. Tic. A.Ş. ve … … A.Ş. Firmalarına usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini; … San. Tic. A.Ş.’ne kullandırılan kredinin, 16.05.1996 tarih ve 16 sayılı yönetim kurulu kararı ile teminat mektubu 100.000.000.000 TL, SKA kredisi 100.000.000.000 TL, ithalat kredisi 100.000.000.000 TL ile 27.07.1998 tarih ve 26 sayılı yönetim kurulu kararı ile DNTM 3.000.000.000 $ kredi tahsis edildiğini, … San. Tic. A.Ş. hakkında düzenlenen istihbarat raporunda 1995 yılında firmanın cari ve likidite oranlarının düşük olduğu, özvarlığı ile kısa vadeli borçlarını karşılayamadığı tespit edilmesine rağmen yönetim kurulunun kararıyla firmaya toplam 300 milyar lira kredi tahsis edildiğini, 1.520.000 USD döviz kredisi ile kardeş firma … Tekstil A.Ş.’ne kullandırılan 09/08/2007 tarihli 1.500.000 USD’lik kredinin tasfiye edilerek muvazaalı kredi işlemine yer verildiğini, …. Tic. A.Ş.’ne kullandırılan kredinin, 16.05.1996 tarih ve 16 sayılı yönetim kurulu kararı ile teminat mektubu 100.000.000.000 TL, SKA kredisi 100.000.000.000 TL, ithalat kredisi 300.000.000.000 TL ile 24.10.1997 tarih ve 37 sayılı yönetim kurulu kararı ile … kredisi 5.000.000 $ tahsis edildiğini, kredi kullandırımının, bankacılık genel mevzuatına, iç mevzuat ve teamüllere aykırı olduğunu, söz konusu kredilerin teminatsız olması sebebiyle tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, TTK 320 ve TTK 336 gereğince yönetim kurulunun özen borcu ve sorumluluğunun bulunduğunu, bankanın zararının bulunduğunu; … San. Tic. A.Ş. için 945.200,63 YTL alacağın alacaklar hesabına atıldığı 19/08/2000 tarihinden, …. ve Tic. A.Ş. için 945.200,63 YTL alacağın alacaklar hesabına atıldığı 19/08/2000 tarihinden temerrüt faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, kredinin tahsisi için mevzuatın gerektirdiği tüm kurallara uyulduğunu, bankanın doğmuş bir zararının henüz bulunmadığını, kredinin teminatsız olmadığını, … Tekstil Firmasının yanan fabrika binasının sigorta şirketine karşı açtığı 65.000.000 USD civarında dava miktarından 4.759.638 USD’sini davacı bankaya temlik ettiğini, kullandırılan kredilerden normal dönemde 1.052.634 USD anapara, faiz ve 22.978.200.826 TL akteditif komisyon tahsilatı sağlandığını, dava dilekçesindeki hiçbir iddianın kabul edilmediğini; müvekkillerinin herhangi bir kusurlarının bulunmadığını; bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin bankanın ticari krediler biriminin müdürü olduğunu dolayısıyla yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığını; hukuki yararın olmadığını; davanın zamanaşımına uğradığını, yönetim kurulu üyelerinin ibraları nedeniyle borcun sona erdiğini; müvekkilinin talimat verme yetkisinin bulunmadığını, bu sebeple davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin 01/10/1997 tarihinde istifaen görevinden ayrıldığını ve hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını; davanın zamanaşımına uğradığını; kredilerin usulsüz kullandırılmadığını; kredi teminatlarının yeterli olduğunu, bu nedenle davanın davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşamı ve husumet yönünden davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları doğrultusunda kredi ile ilgili önergeyi hazırlayan ve imzalayan Genel Müdürlük yetkililerinin (Ticari Krediler Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı) ile, Bankanın prosedür ve usulüne uygun şekilde, tüm kademelerden olumlu görüş ile geçen kredilerin onaylanmasında, davalı Yönetim Kurulu üyelerinin ihmal, hata ve kusurlarının olmadığını mütalaa ettikleri, ayrıntılı olarak alınan bilirkişilerin raporlarından da anlaşılacağı gibi önceki bilgi ve belgelerle raporu irdelendiği, somut olayda; dava dışı firmalara açılan krediler ile ilgili olarak istihbarat raporunun alınmış olduğu, kredinin miktarı itibariyle yönetim kurulunun görevinde olduğu, yönetim kurulundan gizlenen yahut eksik araştırılan husus bulunmadığının, kredinin yeterli teminata bağlanarak kullandırılmış olduğu hususları bilirkişilerin dosyaya, bilgi ve belgelere dayanak tespitlerinden anlaşıldığı, kredinin hukuka aykırı kredi kullandırıldığı savı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalıların …. Tic. A.Ş. ve … … A.Ş.’ye usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini, kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu, istihbarat raporlarının olumlu olmamasına rağmen kredilerin usulsüz olarak kullandırıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, bilirkişi raporunda ayrıca … … A.Ş.’ne açılan 5.000.000,00 TL ticari SKA kredisi olan firmanın ilave kredi talebine istinaden düzenlenen istihbarat toplamına göre borç toplamının maddi öz varlığının 1.73 katı olmasına rağmen yönetim kurulunun 16/05/1996 gün 16 sayılı kararıyla 100 Milyar TL SKA, 100 Milyar TL teminat mektubu ve 300 Milyar TL kredisinin tahsil edildiğini, ikinci bir talep üzerine düzenlenen 11/03/1997 tarihli istihbarat raporunda da olumsuzluklar belirtilmesine rağmen 24/10/1997 gün 37 sayılı kararıyla firma lehine 5.000.000 USD döviz kredisi tahsis edildiğini, istihbarat raporunda belirtilen olumsuzluklara rağmen şirkete genel bankacılık teamüllerine aykırı şekilde kredi kullandırıldığını, bilirkişi raporunda aksi yönde yapılan tespit ve değerlendirmelere katılmanın mümkün olmadığını, somut hiçbir delile dayalı olmaksızın düzenlenen rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca kredi kullandırımlarının bankacılık genel mevzuatı, bankalarının iç mevzuatı, bankacılık teamüllerine açıkça aykırı olduğunu, firmalar hakkında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolleri Kurulu Başkanlığı tarafından raporlar düzenlendiğini, düzenlenen raporlara göre kredi kullandırılan firmaların mali ve ticari durumlarının son derece olumsuz olmasına rağmen firmalara kredi kullandırıldığını, davalılar tarafından söz konusu kredinin bilerek ve isteyerek kullandırıldığını, bu nedenle davalıların üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen halen ödenmeyen usulsüz kredi kullandırımı nedeniyle sorumlu olduklarını, bilirkişi raporundaki tespitlerin yerinde olmadığını, bu nedenle dava dışı firmalara kullandırılan kredilerin tamamından davalıların kusurlu oldukları açık olduğundan tahsili gerektiğini, nitekim Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/35 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda da banka çalışanlarının kusurlu olduğu yönünde tespitler yapıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi ek raporunda ipotek alınan taşınmazların kredinin açıldığı tarihteki ekspertiz değerlerinin o an itibariyle tahsil edilen kredi tutarını karşılamadığının tespit edildiğini, ipotek tesis edilecek taşınmazlara yönelik potansiyel değer artışının banka yönetim kurulu üyeleri tarafından ekspertiz değerleme uzmanı gibi kredinin kullandırıldığı tarihte öngörülmesi ve bunun esas alındığının söylenmesinin hukuka aykırı olduğu gibi hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, bu nedenle raporun gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğunu, çelişkiler içerdiğini, hükme esas alınamayacağını, kaldı ki tüm hususlar yanında açılan davanın yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olup davanın reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçelerinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı …. Tic. A.Ş. ve … … A.Ş.’ne usulsüz kredi kullandırılarak banka zararına sebebiyet verildiğinden bahisle oluşan zararın bankanın yöneticisi, personeli ve yönetim kurulu üyeleri olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Krediye esas sözleşme, ve eki belgeler, banka ile yapılan yazışmalar, istihbarat raporu, yönetim kurulu kararı, ilgili tüm bilgi ve belgeler, icra takip dosyaları, ekleri, iki ayrı bilirkişi heyetinden alınan raporlar ve deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/35 Esas 2017/44 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; aralarında dosyamız davalılarının da bulunduğu, toplam 164 sanık hakkında 5411 Sayılı Kanuna aykırılık, zimmet, görevi kötüye kullanma, hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçlarından ötürü kamu davası açıldığı, mahkemece bir kısım sanıkların yargılama sırasında ölmesi, bir kısım sanıklar yönünden ise suç tarihinin 07/04/1994 – 22/02/2001 tarihleri arası olması nedeniyle 765 Sayılı TCK’nun 102/3 ve 104/2.maddelerinde öngörülen zaman aşımı süresinin sanıklar lehine olduğundan sanıklar hakkındaki açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 05/02/2018 tarih ve 2017/13521 Esas 2018/1183 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşti görülmüştür.
Bankacılık alanında uzman … ve …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; söz konusu mevzuat dışı işlemlerden dolayı; firma için usulsüz teklifte bulunan, şirkete tahsis edilen kredi ile kardeş firma … Tekstil A.Ş.’nin 09.08.1997 vadeli 1.500.000 USD’lik kredisini tavsiye eden, şube eski müdürü … ve şube müdür yardımcısı …, 16.05.1996 tarih ve 16 sayılı yönetim kurulu kararında imzaları bulunan, (yönetim kurulu üyeleri …) ile 24.10.1997 tarih ve 37 sayılı yönetim kurulu kararında imzaları bulunan (yönetim kurulu üyeleri …’)in, şubenin usulsüz teklifini uygun görüşle yönetim kuruluna sunan ticari krediler müdürü …’nın disiplin kurulu kararı gereğince 29.06.2001 tarihi itibariyle 1.620.698.640.450,-TL’nin %30’u (486.209.592.135 TL)’dan sorumlu oldukları, asıl alacak olan bu miktara 29.06.2001 tarihinden itibaren TCMB avans faiz oranları üzerinden faiz istenebileceği, tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi gerektiği,
… … A.Ş. Kredileri İle İlgili Sorumluluk yönünden; Mali bünyesi zayıf olan firma için usulsüz kredi teklifinde bulunan, krediyi muvazaalı şekilde, kredi kullandırım talimatlarına uymadan kullandırılan şube eski müdürü …, şube müdür yardımcısı …, şubenin usulsüz teklifini uygun görüşle yönetim kuruluna sunan ticari krediler müdürü …, 16.05.1996 tarih ve 16 sayılı yönetim kurulu kararında imzaları bulunan, kredi teklif dosyasındaki 2-4 derecede 1.000.000.000.000-TL tutarındaki mevcut ipotek dışında maddi teminatın olmadığına vakıf olan, yeterli maddi teminat alınmasını şubeye bırakan (yönetim kurulu üyeleri …) ile, 24.10.1997 tarih ve 37 sayılı yönetim kurulu kararında imzaları bulunan (yönetim kurulu üyeleri …’)in, disiplin kurulu kararı doğrultusunda 29.06.2001 tarihi itibariyle 9.968.742.946.300,- TL olan takip riskinin % 40’ı 3.987.497.178.520,-TL’den müteselsilen sorumlu oldukları, (3.987.497.178.520 -TL ) olan asıl alacağa 29.06.2001 tarihinden itibaren TCMB avans faiz oranları üzerinden faiz istenebileceği, tahsilde tekerürre meydan verilmemesi gerektiği, her iki krediden bakiye (toplam alacağın %60’ı oranındaki) banka alacağının disiplin kurulu kararı gereğince işletme riski sayılması gerektiği çoğunlukça belirtilmiş,
Bilirkişi …’ın ise karşı görüşünde; banka yöneticilerinin sıfır riskle karar vermelerinin beklenemeyeceğini, hızlı karar vermeleri, risk almaları görevlerinin doğal sonucu olduğunu, bankanın bir kısım kaynaklarının donuklaşmasına neden olmuşlarsa da; bu durumun tek başına davalıların eylemi ile değil, kredili firmanın ve aynı gruba dahil bir firmanın fabrikalarının çıkan yangında yanması ile ülkenin yaşadığı ekonomik krizin etkilerinin bulunduğunu, şirket ortaklarının, bağlı bulunduğu gruba ait firmaların şahsi kefaletleri, aynı zamanda ayni teminat ve alacak temliki alındığı teminat miktarı yeterli olduğu bu itibarla yapılan işlerin bankacılık ilke ve teammülerine uygun olduğu belirtilmiştir.
Bankacılık alanında uzman…’den oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; dava dosyası ve eklerinin incelenmesinde, davaya konu kredilerin … firmalar grubuna dahil … … A.Ş. ve … San.Tic.A.Ş. Firmalarına kullanıdırılmış olduğunu, … … A.Ş. firmasına davacı Banka Yönetim Kurulu kararı ile 2 kredi tahsis edildiğini, Birinci Kredinin Yönetim Kurulunun 16.05.1996 tarih 16 Nolu kararı ile 100.000.000.000 TL Senet Karşılığı Avans, 100.000.000.000 TL, Teminat Mektubu, 300.000.000.000 TL İthalat, Kredisi olmak üzere 500 milyar TL olarak, serbest varlıkları; 210.870.315.000 TL olan … İp. Dok.San. Tic. A.Ş., 4.206.840.718 TL olan …. Paz. San. Tic. A.Ş. İle 395.435.000.000 TL olan …, 203.035.000.000 TL olan …, 203.140.000.000 TL olan …, 153.035.000.000 TL olan … ve 118.205.000.000 TL olan …’ın müşterek ve müteselsil kefaletinin alınması; ayrıca, gerçek ticari muameleden doğan senetlerin teminata veya çeklerin tahsile kabul edilmesi koşulları ile onaylandığını, kredinin davacı bankanın … Şubesince teklif edilmesinden önce düzenlenen ve raporun ilgili kısmında tamamına yakın bölümüne yer verdikleri 19.04.1996 tarihli İstihbarat Raporuna bakıldığında, bazı rasyoların önceki yıllara göre firma aleyhine gelişmiş olduğu belirtilmekle birlikte, firmaya kredi tahsisine engel teşkil edecek herhangi bir olumsuzluğa yer verilmediğini, aksine “sürekli büyüme halinde olan ve yapılması planlanmış yatırımlar ile potansiyel orta vadeli kredi müşterisi olabilecek firma ile kredi ilişkisine girilmesi firma ve Bankamız açısından yararlı olacaktır.” denildiğini, dolayısıyla kredinin şubece teklifinde, Genel Müdürlük birimlerince yönetim kuruluna arz edilmesinde ve yönetim kurulunun krediyi onaylamasında ve kredinin kullandırılmasında herhangi bir kusur söz konusu olmadığını, ikinci kredinin yönetim kurulunun 24.10.1997 tarih 37 Nolu kararı ile USD 5.000.000 Döviz-… Kredisi olarak, açılacak tüm krediye karşılık şirket yönetici ve ortaklarından …, …, …, … ve … Holding A.Ş. ile … San. Tic. A.Ş. firmalarının kefaletlerinin alınması, krediye yeterli seviyede ipotek tesis edilmesi koşullan ile onaylandığını, kredinin davacı Bankanın … Şubesince teklif edilmesinden önce düzenlenen ve raporun ilgili kısmında tamamına yakın bölümüne yer verdikleri 19.08.1997 tarihli İstihbarat Raporuna bakıldığında, özetle; mütedavil kıymetlerin kısa vadeli borçlar karşısında yeterli seviyede oluşarak 1996 yılında faaliyetin devamı için gerekli işletme sermayesinin 27.059.769.000 TL olarak oluştuğunu, cari ve likidite oranlarının sektör ortalamaları dikkate alındığında normal seviyede olduğunu, finansal yapı ile ilgili finansman rasyosunun normal düzeylerden sapma gösterdiğini, 1997 yılı içerisinde gerçekleştirilen sermaye artışı ile sermayenin 1.300 milyar seviyesine çıkarılması durumu dikkate alındığında firmanın kaynak yapısındaki özkaynaklar aleyhine bozulan yapının düzeleceği ve firmanın finansman oranında ve finansal kaldıraç oranlarında olumlu yönde değişmenin gerçekleştiğinin görülebileceğini, ABD’ye 1996 yılında 4.835.000 USD ihracat tutarı gerçekleştirmiş olan firmanın 1997 yıl sonu ihracat hedefinin 12 Milyon USD olduğunu, 1995 yılında 11.771.315.000 TL ve 1996 yılında 97.071.366.000 TL dönem kârı elde ettiğinin belirtildiğinin görüldüğünü; firmaya kredi tahsisine engel teşkil edecek herhangi bir olumsuzluğa yer verilmediğini, aksine “Firmanın ve ortaklarının karşılıksız çek ve protestolu senet bilgilerine rastlanılmamış olup, talep edilen 5.000.000 USD’lik Döviz-… kredisinin gerçekleşmesi durumunda teminat olarak firma ortaklarının şahıs kefaleti alınacaktır. Firmanın bankamıza kazandırılması açısından kredilerimizle desteklenmesinin faydalı olacağı kanaatini taşımaktayım.” denilmiş olduğunu, nitekim Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişince düzenlenen 2001/5 sayılı inceleme raporunun 19. Sayfasında “Mali yapısı çok zayıf olmadığı için firmayla kredi ilişkisine girilmesinin çok hatalı olmadığı kanısına ulaşıldığından…” denilmiş olduğunu, dolayısıyla 31.12.1996 cirosu 3.465.635.404.000TL, serbest varlığı 1.351.992.246.000TL olan firmaya Şubece kredi teklif edilmesinde, teklifin Genel Müdürlük birimlerince yönetim kuruluna arz edilmesinde ve yönetim kurulunun krediyi onaylamasında herhangi bir kusur söz konusu olmadığını, diğer taraftan kredinin teminatı için toplam ekspertiz değeri 2.476.566.920.000.00 TL’den önceki ipotekler düşüldüğünde 573.096.920.000,00 TL marj kalan taşınmazlar üzerinde 1.000.000.000.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, her ne kadar kalan marj değeri yeterli olmasa da ipotek tutarı krediyi karşılamakta olup, tahsis şartındaki “yeterli seviyede ipotek tesis edilmesi” koşulunun karşılanmış olduğu kanaatinde olduklarını, dolayısıyla tahsis şartına aykırılığın da sözkonusu olmadığını; … San. Tic. A.Ş. firmasına, Yönetim Kurulunun 16.05.1996 tarih 16 Nolu kararı ile 100.000.000.000 TL Teminat Mektubu, 100.000.000.000 TL Senet Karşılığı Avans, 100.000.000.000 TL İthalat Kredisi olmak üzere 300 milyar TL tutarındaki davaya konu kredinin, serbest varlıkları 679.019.380.000 TL olan …. Tic. A.Ş., 4.206.840.718 TL olan …. Paz. San. Tic. A.Ş., 395.435.000.000 TL olan …, 203.035.000.000 TL olan …, 203.140.000.000 TL olan …, 153.035.000.000 TL olan … ile 18.205.000.000 TL olan …’ın müşterek ve müteselsil kefaletinin alınması, ayrıca, gerçek ticari muameleden doğan senetlerin teminata veya çeklerin tahsile kabul edilmesi koşulları ile onaylandığını, kredinin davacı Bankanın … Şubesince teklif edilmesinden önce düzenlenen ve raporun ilgili kısmında tamamına yakın bölümüne yer verdikleri 19.04.1996 tarihli İstihbarat Raporuna bakıldığında, bazı rasyoların önceki yıllara göre firma aleyhine gelişmiş olduğu belirtilmekle birlikte, firmaya kredi tahsisine engel teşkil edecek herhangi bir olumsuzluğa yer verilmediği, aksine “sürekli büyüme halinde olan ve yapılması planlanmış yatırımlar ile potansiyel orta vadeli kredi müşterisi olabilecek firma ile kredi ilişkisine girilmesi firma ve Bankamız açısından yararlı olacaktır.” denildiğini; dolayısıyla kredinin şubece teklifinde, genel müdürlük birimlerince yönetim kuruluna arz edilmesinde ve yönetim kurulunun krediyi onaylamasında ve kredinin kullandırılmasında herhangi bir kusur söz konusu olmadığını, nitekim; Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişince düzenlenen 2001/5 sayılı inceleme raporunun 18. sayfasında “firmanın mali rasyoları iyi olmamasına rağmen çok kötü de değildir.” şeklinde ve yine aynı sayfada “Kredi açılışında çok bariz usulsüzlük olmadığı, hatalı işlemlerin daha çok kredinin kullandırım, işleyiş ve itfa aşamalarında görülmesi ve bunların da kredi geri dönüşünü ciddi ölçüde etkileyecek hususlar olmaması nedeniyle…” şeklinde değerlendirmede bulunulduğunu, kredinin muvazaalı olarak kardeş kuruluşun kredisinin tasfiyesinde kullandırıldığı yönünden bakıldığında ise, bu durumun neticede; davacı Banka nezdindeki grup riskinin artışına yol açan bir işlem olmadığını, sonuç itibariyle ihracata yönelik üretim odaklı yatırımlar yapan, davaya konu kredinin verildiği tarihte Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yatırımlarına hala devam etmekte olan, iki firmada 1997 yılı itibariyle toplam 1.173 işçi istihdam edilen, ülkenin önde gelen özel bankalarınca, uzun vadeli yatırım kredileri de kullandırıldığı görülen gruba, krediyi teklif eden şube yetkilileri ve kredi üzerinde çalışan Ticari Krediler Müdürlüğünün tüm servis yetkililerince de olumlu görüş belirtilmiş olduğu dosyadan tespit edilebilen, dolayısıyla; kredi ile ilgili önergeyi hazırlayan ve imzalayan Genel Müdürlük yetkililerinin (Ticari Krediler Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı) ile, bankanın prosedür ve usulüne uygun şekilde, tüm kademelerden olumlu görüş ile geçen kredilerin onaylanmasında, davalı yönetim kurulu üyelerinin ihmal, hata ve kusurlarının olmadığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davaya konu krediler kullandırılmadan önce dava dışı şirketlere açılan krediler ile ilgili olarak istihbarat raporlarının alındığı, kullandırılan kredilerin miktarı itibariyle yönetim kurulunun görev alanında kaldığı, yönetim kurulundan gizlenen yahut eksik araştırılan herhangi bir hususun bulunmadığı, dava dışı şirketlere krediler kullandırılırken yeterli teminatlara bağlanmak suretiyle kredilerin kullandırıldığı, bu hale göre dava konusu kredilerin davacı bankanın kredi kullandırma prosedürüne uygun bir şekilde tüm kademelerden olumlu görüş alınmak suretiyle geçerek onaylandığı, davalıların kredinin onaylanması ve kullandırılması herhangi bir ihmal, hata ve kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, eldeki dava da, davacı bankanın eski yönetici ve çalışanlarına yönelik sorumluluk davası açılmış olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve kendisini vekil ile temsil ettriren davalılar yararına 146.386,22 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4 maddesinde: maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı, düzenlenmiş olup, düzenleme ve eldeki davanın da maddi tazminat davası olduğu gözetildiğinde açılan davanın tümüyle reddine karar verilmiş olmakla karar tarihindeki tarife hükümleri dikkate alındığında davalılar lehine maktu vekalet ücreti yerine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2022 ve 2021/6661 Esas 2022/7860 Karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarih ve 2014/411 Esas 2020/472 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 12,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-AAÜT’nin 13/4.maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı harçtan muaf olup, fazla yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı tarafa iadesine,
2-Kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek istinafa başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2023
Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.