Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/88 E. 2022/1320 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/88 Esas 2022/1320 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/88
KARAR NO : 2022/1320

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2021
NUMARASI : 2021/589 Esas 2021/902 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının bankadan kullandığı kredi için kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine banka tarafından ihtarname gönderildiğini, davalı asıl borçlu tarafından borç ödenmeden önce müvekkili aleyhine banka icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, maaşına konulan haciz nedeniyle kesintiler yapıldığını, müvekkilinin hacizleri sonlandırmak için tahsil harcı ödediğini, ödediği bedellerin rücuen tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların kardeş olduğunu, davacının maaşından yapılan kesintiye mukabil müvekkilinin her ay fazlasıyla davacıya ödeme yaptığını, davacının mükerrer olarak tahsil harcı ödediğini, davacının müvekkilinin ileri sürebileceği hiçbir itirazı öne sürmeden borcu ödediğini, hakkındaki icra takibine itiraz etmesi gerekirken etmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu, davanın davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği, bu hususun icra takibi için de geçerli olduğu, dava konusu takipte ödeme emrinde davacı alacaklının adresinin Etimesgut Ankara, davalı borçlunun adresinin Etimesgut Ankara olarak yazıldığı, davalının itirazında yetkili icra dairesini doğru olarak gösterdiği, icra takibi yapılan Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığı gerekçesiyle davacının davasının yetkili icra dairesinde takibe başlanmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zararın veya borcun doğduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu, müvekkilinin zararının ortaya çıkmasına sebbiyet veren olayın Ankara yetki sınırlarında gerçekleştiğini, müvekkilinin davalının dava dışı bankanın… şubesinden kullandığı kredi için kefil olduğunu, hukuki ilişkinin Ankara’da doğduğunu, icra müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olunması nedeniyle alacaklı bankaya ödenen bedelin asıl borçludan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2021/9860 sayılı takip dosya sureti, ödeme planları, genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2021/9860 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine kefalet nedeniyle ödenen bedelin rücuen tahsili dayanak gösterilerek toplam 22.075,95 TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde 24/08/2021 tarihinde icra müdürlüğünün yetkisine ve takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Dava dışı … Bankası A.Ş. ile davalı arasında 07/04/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının anılan sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinde davalının asıl borçlu, kendisinin müteselsil kefil olduğunu, banka tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borcun ödendiğini, ödenen bedelin davalı asıl borçludan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında dava dışı banka ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, banka tarafından kredi hesabının kat edilerek davacı aleyhine icra takibi başlattığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin itirazın iptali dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, davalının icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davalı icra takibinde borca itirazının yanı sıra Ankara Batı İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir.
İtirazın iptali davalarında, usulüne uygun olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK’nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bu durumda İİK’nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının incelenmesi gerekmektedir.
İcra müdürlüğünün yetkisine itirazın ne şekilde yapılacağı İİK’da düzenlenmediğinden İİK’nun 50. maddesinin HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı gözetilerek HMK’daki hükümler gözetilmelidir.
Davacı yan kefil sıfatıyla ödediği bedelin genel kredi sözleşmesinde asıl borçlu olan davalıdan rücuen tahsili için işbu dava konusu icra takibini başlatmıştır. HMK’nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının yerleşim yeri ise Etimesgut Ankara’dır. Öte yandan alacak para alacağı olup, HMK’nun 10. maddesi uyarınca borcun ifa yeri davacı alacaklının yerleşim yeridir. Davacı alacaklının yerleşim yeri de Etimesgut Ankara’dır.
Hal böyle olunca mahkemece, kefalet nedeniyle ödenen bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibinde yetkili icra müdürlüğünün Ankara Batı İcra Müdürlüğü olduğu, davalı borçlunun icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine usulüne uygun olarak itiraz ettiği, davacı alacaklının icra takibini yetkisiz Ankara İcra Müdürlüğünde başlattığı, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin itirazın iptali dava şartının gerçekleşmediği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.