Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/87 E. 2023/536 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/87 Esas 2023/536 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/87
KARAR NO : 2023/536

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2021
NUMARASI : 2021/240 Esas 2021/293 Karar
DAVACILAR :
DAVALI :
DAVA : Şirkete Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2023

Taraflar arasındaki şirkete kayyım atanması istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasında mahkemece tensip ara kararı ile verilen kesin süre içerisinde bu davanın açıldığını, davalı şirketin sermaye artırımı ve hisse devir kararının ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, ilan edilen bu kararın kendilerinin rızası ve imzası olmadan, imzalar taklit edilerek tesis edildiğini, kararın yok hükmünde olduğunu, davalı şirketin yetkili temsilcisinin bulunmadığını, şirketin …’tan intikal eden hisselerine ilişkin pay sahipliği hususlarının da ihtilaflı olduğunu, açılan davada davanın yürütülmesi için şirkete temsil kayyımı atanması gerektiğini belirterek organsız ve hissedarlık yapısı ihtilaflı olan davalı … Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya çıkartılan tebligat iade edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların ortağı olduğu şirketin organsız olduğu, hali hazır ortaklarının davacılar ile dava dışı … ve … olup, … ve …’ın ölmeden önceki yetkili ve ortak …’ın mirasını reddettikleri, hali hazır ortaklarının ve mal varlığı durumunun değerlendirilip genel kurulu toplantıya çağrı durumunun taraflarca oluşamaması halinde kayyım atanabileceği, bu aşamada bu hususların belirgin olmadığı, bu haliyle kayyım atanma koşullarının, talebin içeriği de nazara alınarak, bu aşamada oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; …’ın ortak olan çocuklarının rızasını almadan, kendilerine başvuru yapmadan, imzalarını almadan müvekkilleri adına hisseleri yükseltecek şekilde işlem tesis ettiğini, sermaye artırımı ve hisse devir kararının müvekkillerinin rızası ve imzası olmadan, imzalar taklit edilerek tesis edilen yok hükmünde bir işlem olduğunu, yok hükmünde işlemle müvekkillerinin hisselerinin yükseltildiğini, şirketin sermayesinin artırıldığını, yok hükmünde işlem ile şirketin yeni sermayesinin 20.000,00 TL’ye yükseltildiğini, müvekkillerinin 5.000,00’er TL’ye karşılık 200’er adet, muris …’ın 10.000,00 TL’ye karşılık 400 adet pay sahibi olduğunu, kararın tadil metni üzerinde de müvekkillerinin imzasının taklit edildiğini, davalı şirket müdürü olan murisin sahte evrakla müvekkilleri adına işlem tesis ettiğini, yapılan işlemler öğrenildiğinde evrakta sahtecilik iddiasıyla muris hakkında açılan davada murisin ceza aldığını, murisin vefatından sonra müvekkillerinin de mirasçı olduğunu, aile içi meseleler dahilinde müvekkillerinin murisin mirasını reddettiğini, davalı şirketin yetkili temsilcisinin kalmadığını, şirketin pay sahipliği hususlarının da ihtilaflı olduğunu, açılan davada talebe dayanak olarak gösterilen mevzuat hükümlerinin hakim tarafından re’sen uygulanması gerektiğini, talebin açık olmaması halinde hakimin davayı açıklatacağını, talep kısmında ve dava dilekçesi içeriğinde davalı şirkete temsil kayyımı atanması hususunun açık şekilde belirtildiğini, taleplerinin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasında davalı … temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına ilişkin olduğunu, anılan dosyada tensip ara kararı ile müvekkillerine davalı şirkete temsil kayyımı atanması için dava açmak üzere kesin süre verildiğini, bu davanın devam edebilmesi için davayla sınırlı olarak temsil kayyımı atanmasının zorunlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Temsil kayyımı atanması talep edilen davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden gelen sureti, Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1297 Esas 2019/302 Karar sayılı karar sureti, Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/745 Esas 2016/601 Karar sayılı karar sureti, sermaye artırımına ilişkin ana sözleşme tadil metni, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ilan sureti, davalı şirketin yetkili temsilcisini gösteren şirket genel kurul kararları, davalı şirketin muris ortakları … ve …’ın veraset ilamları dosya içerisinde yer almaktadır.
Davalı şirketin kuruluşunda ortakları muris … (…) ve …’tır. Muris ortak …’ın (…) dul olarak 30/08/2011 tarihinde vefat etmesi ile mirasının 1 payının çocuğu olan davacı …’a, 1 payının çocuğu …’e intikal ettiği, muris ortak …’ın 29/08/2018 tarihinde vefat etmesi ile mirasının 4 pay kabul edilerek 1 payının eşi …’a, 1 payının çocuğu …’a, 1 payının çocuğu davacı …’a, 1 payının çocuğu …’e intikal ettiği veraset ilamları ile sabittir.
Davalı şirketin 25 adet payı muris …, 75 adet payı muris … adına kayıtlı iken, muris …’ın dul olarak ölümü sonucu şirketin 25 payının davacı …’a, 25 payının davacı …’e, 150 adet payının muris …’a ait olduğu, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasında dava konusu olan sermaye artırım kararı sonucu davalı şirketin 200 adet payının davacı …’a, 200 adet payının davacı …’e, 400 adet payın muris …’a ait olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmıştır.
Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1297 Esas 2019/302 Karar sayılı kararıyla, davacıların muris …’ın mirasının gerçek reddi talebi ile açtıkları davada davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın 05/07/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı şirketin 17/12/1992 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirketin kuruluşundan itibaren muris … süresiz olarak şirketin yetkili müdürü olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı şirketin 10/02/2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirketin sermayesinin 5.000,00 TL’den 20.000,00 TL’ye yükseltilmesine, ana sözleşmenin 6. maddesinin 20.000,00 TL sermayenin 400 paya karşılık olan 10.000,00 TL’si muris …, 200 paya karşılık 5.000,00 TL’si davacı …, 200 paya karşılık 5.000,00 TL’si davacı … … olup, önceki sermayenin nakden ve tamamen ödendiği, artırılan 15.000,00 TL’nin tamamen taahhüt edildiği, sermayenin 1/4’nün 3 ay içerisinde, kalanının ise 31/12/2015 tarihine kadar ödeneceğine karar verildiği, kararın altında ortak sıfatıyla muris … ile davacıların isim ve imzalarının yer aldığı, anılan kararın ticaret sicilinde tescil edilerek 17/02/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmüştür.
Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/745 Esas 2016/601 Karar sayılı kararıyla, katılanlar … ve …’in şikayeti üzerine sanık olan muris … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan davada yapılan yargılama sonunda 10/02/2014 tarihli sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararında sanık olan murisin katılan olan davacılar adına imza attığı, özel belgede sahtecilik suçunu işlediği belirtilerek sanık olan muris hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyası ile, davacılar tarafından davalı şirket aleyhine, davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin 10/02/2014 tarihli ortaklar kurulu kararındaki imzanın kendilerine ait olmadığı, bu kararın yoklukla malul olduğunun tespit ve iptali, güncel hisse oranının tespiti ile tescil ve ilanı, organsız olan davalı şirkete kayyım atanması talebiyle dava açıldığı, anılan davada verilen tensip ara kararı ile davalı şirketin organsız kaldığı iddia edildiğinden davada davalı … temsilen temsil kayyımı atanması için dava açmak üzere davacılara iki hafta kesin süre verilmesine karar verildiği, yapılan yargılama sırasında 07/04/2021 tarihli celsede temsilcisiz kalan davalı şirkete temsil kayyımı atanması için dava açmak üzere davacılara son kez gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davacılar vekili davalı şirketin 10/02/2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla imzaları taklit edilmek suretiyle bilgileri ve rızaları dışında sermaye artırım kararı alındığını, muris olan şirket müdürü …’ın mirası reddedildiğinden davalı şirketin güncel hisse durumunun ihtilaflı olduğu iddiasıyla sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, güncel hisse oranının tespiti, tescil ve ilanı için dava açtığını, açılan davada organsız kaldığı iddia edilen davalı şirkete temsil kayyımı atanması için kendilerine kesin süre verildiğini, murisin ölümü ile şirketin temsilcisiz kaldığını, şirkete açılan davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması gerektiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kayyım atanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı şirkete temsil kayyımı atanması koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacılar vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davacı yan davalı şirketin organsız kaldığı iddiasıyla şirkete, sermaye artırım kararına yönelik açılan davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması gerektiğini iddia etmiştir.
TMK’nun 426/2. maddesinde bir işte yasal temsilcinin menfaatiyle küçüğün veya kısıtlının menfaatinin çatışması halinde temsil kayyımı atanacağı, TMK’nun 427/4. maddesinde de bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka bir yoldan sağlanamamış ise vesayet makamınca yönetim kayyımı atanmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere temsil kayyımı atanması talep edilen şirketin yetkili müdürü muris … iken murisin vefatından sonra şirket temsilcisinin seçimi yapılmadığından şirket organsız kalmıştır.
Davacı yan davalı şirkete temsil kayyımı atanmasını talep etmiş ise de, somut olayda yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaatinin çatışması durumu söz konusu olmadığından TMK’nun 426/2. maddesi koşulları oluşmamıştır.
Öte yandan, davacı yan talebinde TMK’nun 427/4. maddesini de belirtmiştir. Anılan madde kapsamında değerlendirme yapıldığında ise yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin yetkili müdürü olan muris …’ın ölümü ile davalı şirkette organ boşluğu oluşmuştur. Davalı şirketin hali hazır ortakları davacılar ile dava dışı mirasçılar … ve …’tır. Anılan mirasçıların davalı şirketin yetkili müdürü olan muris …’ın mirasını kayıtsız şartsız reddetmiş iseler de, mevcut ortakların genel kurulu toplantıya çağırarak yapılacak genel kurul toplantısı ile davalı şirketin yetkili temsilcisini seçebilecektir. Bu durumun gerçekleştirilmemesi halinde ise şirkete kayyım atanabilecektir.
Hal böyle olunca mahkemece, temsil kayyımı koşullarının oluşmadığı, yönetim kayyımı atanabilmesi için ise şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olmasının şart olduğu, şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan söz etmenin mümkün olmayacağı, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olmasının giderilmesinin her zaman mümkün olduğu, yönetim kayyımı atanması koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/04/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.