Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/838 E. 2022/960 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/838 Esas 2022/960 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/838
KARAR NO : 2022/960

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2021
NUMARASI : 2021/812 Esas 2021/859 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ : 30/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile …Bankası arasında kredi sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmelere istinaden davalı bankadan davalı şirketin kredi kullandığını, müvekkili adına kayıtlı taşınmazın ipotek resmi senediyle davalı şirketin kullandığı kredinin teminatı olarak …Bankası lehine ipotek tesis edildiğini, borçlunun kredi borcunu ödememesi üzerine banka tarafından borçlu şirket, ipotek borçlusu müvekkili ve diğer ipotek borçluları aleyhine takip yapıldığını, borcun tamamen ödenerek bankanın borcu tasfiye ettiğini, 2016 yılında müvekkiline kıymet takdir raporundan sonra icra dosyasının yenilendiğini, bankanın alacağının 471.525,96 Euro’luk kısmını ve yine ek temlikname ile 199.921,32 Euro’luk kısmını davalı … Ambalaj San.ve Tic. A.Ş’ne temlik edildiğini, ipotekli taşınmazın satış işlemlerine başlanıldığını, bu temliknamelerin hukuken geçerli olmadığını ve muvazaalı şekilde yapıldığını, temliknamelerin yapıldığı tarihlerde ortada herhangi bir borcun bulunmadığını, geçerli bir alacağın bulunmadığını, borçlu şirketin ortağı, yönetim kurulu başkanı ve temsile yetkili …’nın aynı zamanda temlik alan … Ambalaj San.ve Tic.A.Ş’nin hakim ortağı, yönetim kurulu başkanı ve temsile yetkili kişi olduğunu, hiçbir mükellefiyeti olmadığı halde başkasına ait borcu ödemesinin hayatın olağan akışına uymadığını, davaya konu temliknamelerin muvazaalı ve geçersiz olarak yapılmış tasarruf işlemleri olup, müvekkilinin elindeki araziyi elinden alma ve mağdur etme amacıya yönelik olduğunu belirterek 26/06/2014 tarihli 471.525,96 Euro bedelli temlikname ile, 14/01/2015 tarihli 199.921,32 Euro bedelli ek temliknamenin iptaline, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aciz vesikası alınması gerektiğini ve bu şekilde bu davanın açılabileceğini, davacının takip borçlusu olup tasarrufun iptalini talep hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ipoteğin fekki isteminin temliknamenin iptali davasıyla birlikte açılmış olması re’sen dikkate alınması gereken kesin yetkinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği, ipoteğin fekki talebi sınırlı ayni hakka ilişkin bir talep olduğundan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin kesin yetki olduğu, işbu talebe ait davanın temliknamenin iptali davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, ipoteğin fekki istenen taşınmazın …, … Köyü, … mevkii, … parselde kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili bulunduğu, ipoteğin fekki istenen taşınmaz Malatya’da bulunduğundan, Malatya Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu davada kesin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaların ayrılmasına karar verilmesinin hukuki yararlarını hiçe saydığını, temliknamelerin iptal edilmesi sonucunda ipoteğin de taşınmaz üzerinde haksız olarak devam ettirildiğinin açıkça anlaşılacağını, ileri sürülen ipoteğin fekki ve temliknamelerin iptali taleplerinin sıkı sıkıya ilişkili olduğunu, yargılamalarının beraber sürdürülmesinin usul ekonomisine uygun bulunduğunu, davaların birleştirilerek görülmemesi halinde hak kayıplarının artacağını, borç son bulduktan sonra davalı banka ile şirket arasında temliknameler imzalandığını, mamelekte olmayan bir alacağın devredilemeyeceğini, bu aşamada davaların ayrılmasının adil yargılanma ve usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Dava Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece yapılan yargılama sonunda 2017/44 Esas 2018/540 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2019/1498 Esas 2019/1214 Karar sayılı kararıyla uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli Ankara asliye ticaret mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş, anılan karar üzerine dosya Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince 2019/709 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sırasında 28/12/2021 tarihli celsede verilen ara karar ile ipoteğin fekki davasının dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, bu karar üzerine de ipoteğin fekkine yönelik dava 2021/812 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacının ipoteğin fekki istemine ilişkin talebi taşınmazın aynına ilişkindir. HMK’nun 12/1. maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalarda ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup ipoteğe konu taşınmaz Malatya’dadır. Taşınmazın aynına ilişkin ipoteğin fekki davasına HMK’nun 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki kuralı niteliğindeki HMK’nun 12. maddesi gereği taşınmazın bulunduğu Malatya asliye ticaret mahkemeleri kesin yetkilidir.
Öte yandan, ipoteğin fekki talebinin, muvazaalı olduğu iddiasıyla temliknamelerin iptali talebiyle birlikte ileri sürülerek dava açılmış olması, ipoteğin fekki davasında dava şartı niteliğindeki kesin yetki kuralını ortadan kaldırmayacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece ipoteğin fekki istemiyle açılan davanın, temliknamelerin iptali talebiyle açılan davadan tefrik edilerek ipotekli taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, kesin yetki kuralının dava şartı niteliğinde bulunduğu, taşınmazın bulunduğu yer olan Malatya asliye ticaret mahkemesinin kesin yetkili olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin yetkisizlik yönündeki kararında isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a.3 ve 362/1-g maddeleri gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.