Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/74 E. 2022/1427 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/74 Esas 2022/1427 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/74
KARAR NO : 2022/1427

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : 2021/557 Esas 2021/642 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : .
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;dava dışı … aleyhine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1455 esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, söz konusu dosyanın İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/592 esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, dava dışı şirketin 06.02.2015 tarihinde davalı kurumca ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini, TTK Geçici madde 7.’de tasfiye ve ticaret sicilinden silinmeye engel olacak tek durum kapsama giren şirketin davacı veya davalı sıfatıyla devam eden bir davasının bulunması gerektiğini belirterek Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil no ile kayıtlı iken 06.02.2015 tarihinde sicilden terkin edilen … … Şti’nin ihyası ile şirketin ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; İlgili şirketin Geçici 10. Madde kapsamında şirket sermayesini 10.000 TL’ye çıkarmadığı için Geçici 7. maddenin (b) bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 1/7/2015 tarihine kadar münfesih olan limited sirketler” kapsamında Geçici 7. maddedeki usule uygun olarak resen terkin edildiğini, şirketin davalarının alacak ve borçlarının Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ve yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu belirterek davanın süre yönünden reddine karar verilmesini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nin 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … … Şirketi’nin’nin 03.02.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği ancak terkin tarihinden önce açılmış adı geçen şirketin davalı olduğu İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/512 esas sayılı dosya ile birleşen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1455 esas sayılı dosyasının halen derdest olduğu anlaşıldığından şirketin taraf olduğu derdest bir davanın varlığı nedeniyle TTK’nun Geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ihya talebinin haklı olduğu kabul edilerek koşulları oluştuğundan derdest dava nedeniyle şirketin tüzel kişiliğinin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle;şirketin 03.02.2015 tarihinde res’en terkin edildiğini 5 yıllık sürenin dolduğunu,; İlgili şirketin Geçici 10. maddesi kapsamında şirket sermayesini 10.000 TL’ye çıkarmadığı için Geçici 7. maddenin (b) bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 1/7/2015 tarihine kadar münfesih olan limited sirketler” kapsamında Geçici 7. maddedeki usule uygun olarak resen terkin edildiğini, şirketin davalarının alacak ve borçlarının Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, mahkemece tasfiye memuru atanmadığını ,yasal hasım olmaları nedeniyle aleyhe yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın 5 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle reddini aksi halde tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nın geçici 7. madde uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan …nin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekirkse, ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 03.02.2015 tarihinden itibaren 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 01.10.2021 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuştur. Ne var ki ihyası istenilen şirket hakkında derdest davalar bulunduğundan usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilmemiştir. Şöyle ki;
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
İhyası istenen …nin 11.07.2006 tarih ve … sayılı Türkiye Sicil Gazetesine göre sermayesinin 5000,00 YTL olduğu, davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca 10.000,00 TL’ye artırması için şirkete ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 07/07/2014 tarih … sayısında ilan ettirilerek sermayesini 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde belirtilen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 03/02/2015 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, davacı tarafından ,ihyası istenen şirket aleyhine İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesine 29.09.2014 tarihinde 2014/1455 esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığı bu dosyanın İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/592 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği mahkemenin 16.06.2021 tarihli ara kararı ile davacıya şirketin ihyası davası açmak üzere süre verildiği bunun üzerine şirketin ihyası için eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
İhyası istenen limited şirketin sicilden terkin edildiği 03.02.2015 tarihinden önce hakkında davalı sıfatıyla açılan İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/592 esas sayılı dosyası ile bu dosya ile birleşen İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1455 esas sayılı dava derdest bulunduğundan, anılan şirketin geçici 7. Maddesinin 2. fıkrasına aykırı bir şekilde sicilden terkin işlemi gerçekleştirilmiştir.
Somut olayda her ne kadar davalı şirketin TTK. Geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin işleminden itibaren 5 yıl geçmiş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin içtihatlarında belirtildiği üzere yasada belirtilen usule uygun gerekli tebliğ ve ilan işlemleri yapıldıktan sonra şirket yetkilileri tarafından tebliğ ve ilanda belirtilen işlemler yapılmadığı takdirde şirketin resen terkin edilerek tescil ve ilan edilmesi gerekir. Şayet şirket hakkında herhangi bir dava veya icra takibi var ise şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK.Geçici 7.maddesine aykırı olup, bu nedenle hak düşürücü süre söz konusu olmayacaktır. Olayımızda ticaret sicil müdürlüğünce TTK.7. Maddesi kapsamında gerekli işlemlerin yapılması için şirkete çıkarılan tebligatın iade edildiği,şirket yetkililerine ise hiç tebligat yapılmadığı,sicil gazetesinde yapılan tebligata rağmen cevap verilmediği gerekçesiyle dava konusu şirketin resen terkin edildiği ancak ihyası istenilen şirket hakkında derdest davalar bulunduğundan 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşıldığından davalının bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğünce sicilden terkin işlemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/1-(a) bendine göre gerçekleştirildiğinden ve terkin işleminin yapıldığı 23/01/2014 tarihi itibariyle de öngörülen sermaye artırımı koşulunun ihyası istenen şirket tarafından yerine getirilmediği gibi aynı kanunun geçici 10.maddesi gereğince de sermaye artırımı için başvuruda bulunmadığı gözetildiğinde ihyası istenilen şirket sermaye artırmadığından münfesih durumdadır. Bu nedenle artık tasfiye halinde olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası istenen şirkete tasfiye memuru atanması gerekir.İlk derece mahkemesince şirketin ihyasına karar verildiği halde tasfiye memuru atanmadığından davalının bu yöne ilişkin istinaf başvuru yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulü ile bu husus yeniden duruşma açılmasını gerektirmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereği ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 tarih ve 2021/557 Esas 2021/642 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜ ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı iken resen terkin edilen … … Şirketinin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/592 esas sayılı dava ile birleşen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1455 esas sayılı davası ve bu dava ile ilgili işlemler yönünden tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-TTK’nun 547/2. maddesi gereğince ihya edilen şirkete …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
3-İhya kararının ve tasfiye memuru atanmasının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına,
4-Harç peşin aldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
C)1- İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı 60,60 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 222,70 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.