Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/716 Esas 2023/1512 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/716
KARAR NO : 2023/1512
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2021
NUMARASI : 2020/617 Esas 2021/910 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesine dayalı açılan kredi)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2023
Taraflar arasındaki ticari krediden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı banka tarafından “…. Ltd. Şti.” ile 2003.2017 tarihinde 563653 numaralı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davalı … işbu borca müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, davalı- borçlular GKS kaynaklı borçlarını vadesinde ödemediklerini,bunun üzerine davalı taraflara Ankara 41. Noterliğinden 563653 yevmiye numaralı 07/11/2017 terihli kat ihtarı gönderildiğini, alacağı muaccel kılan iş bu kat ihtarının davalı borçlulara tebliğine rağmen, borçlular tarafından davacı bankaya ödemede bulunulmadığını bunun üzerine, 2017/22045 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emri üzerine icra takibine karşı tüm borçlular tarafından “borçlarının bulunmadığı” gerekçesi ile “takibe, borca ve ödeme emrine” 11.12.2017 tarihinde itiraz edilmiş ve söz konusu itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, borçluların Ankara 15. İcra Müdürlüğü 2017/22045 E. sayılı dosyasına vaki itirazının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, itiraz tamamen haksız ve kötü niyetli olarak, takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkilin alacağının tahsilini geciktirmek amacı ile yaptığını davalı borçluların Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22045 E, sayılı dosyasına konu takibe, borca ve ödeme emrine yönelik vaki itirazlarının iptali ile takibin; takip talebi ve ödeme emrinde yer alan şartlarla devamını ve davalı borçlular aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı borçlulara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP
Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın Ankara 15. İcra dairesinin 2017/22045 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, yasal süresinde açıldığı, dosyada mevcut, genel kredi sözleşmesi, muacceliyet ve hesap kat ihtarnamesi, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/22045 sayılı icra dosyası ve denetime elverişli bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, davacı banka tarafından dava konusu alacak için; T.C. Ankara 41. Noterliği aracılığı ile 07/11/2017 tarihli 28857 yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, söz konusu ihtarnamede; muhataplardan …. Şti.” nin borçlu, muhataplardan … müşterek müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış oldukları, 07/11/2017 tarihi itibariyle kredilerin kat edildiği, hesap kat tarihi itibariyle; kullandırılan U2017051600268 numaralı Taksitli Ticari Kredi kaynaklanan; Anapara, faiz, BSMV dahil olmak üzere; Toplam 94.719,93.-TL nakdi borcu bulunduğu, işbu kat ihtarnamesinin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ihtarname masrafı ile birlikte ödenmesinin ihtar olunduğu, ihtarname sonrası, 28/11/2017 tarihinde T.C. Ankara 15. İcra Müdürlüğü 2017/22045 E. sayılı ile 96.537,87 TL toplam alacağın hesaplanacak tutarın ödenmesi gerektiği görülmekle davanın kabulü ile; Ankara 15. İcra dairesinin 2017/22045 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak 96.537,87 TL ‘ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar %22.88 oranında temerrüt faizi uygulanmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın eksik olduğunu, taraflarınca icra iflas kanunu gereği borçluların borca itirazlarının hiçbir haklı ve yasal nedene dayanmadığından aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından bu yönde bir karar verilmediğini, davalı aleyhine icra inkar tazminatı verilmemesinin bir atlama sonucu olduğunun anlaşıldığını, borçluların itirazının haksız ve mesnetsiz olduğu ve tamamen takibi sürüncemede bırakma, alacağın tahsilini geciktirme amacını taşıdığı hususu ile alacağın likit ve belirlenebilir olduğu hususu dikkate alındığında icra iflas kanunu’ nun 67/2. maddesi gereğince borçluların alacağın %20’ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiği de açık olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin eksik hüküm kurduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini, ilk derece mahkemesi borç bedelinin hesaplanmasında bilirkişinin yaptığı hesaplamayı kabul ettiğini, itirazlarına rağmen yeniden bilirkişi incelemesi yaptırmadan eksik inceleme ile karar verdiğini, genel kredi sözleşmesi tarafların karşılıklı iradelerine uygun olarak ve borçlular ile müzakere edilerek imzalandığını, taraflar arasında ihtilafın gündeme gelmesi halinde bakılması gereken genel kredi sözleşmesinin hükümleri olduğunu, banka kayıtlarının incelenmesi ve bankanın dava konusu krediler için temerrüt tarihindeki emsal kredilerde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranın belirlenip bu orana %50 ilave edilmesinden sonra temerrüt faizinin saptanması ve hesaplanması gerektiğini, buna karşın somut olayda, bilirkişi tarafından müvekkili bankaya, dava konusu kredilere uygulanan temerrüt tarihindeki en yüksek faiz oranı sorulmamış ve buna göre hesaplama yapılmadığını, tüm itirazlarına rağmen yerel mahkeme eksik inceleme ve araştırma sonucu düzenlenen raporu esas alarak karar verdiğini, müvekkili banka tarafından kredilere temerrüt tarihinde fiilen uygulanan faiz oranı %35’ olup, dava konusu krediye de bu oran uygulandığını, müvekkili banka tarafından keşide edilen ihtarnamede ve takip talebinde de borcun %35 temerrüt faizi ile beraber ödenmesi talep edildiğini, bu oranın esas alınması halinde ise somut olayda temerrüt faiz oranı (35×50/100=35+17,5=52,5) %52,5 şeklinde olacağını, buna rağmen müvekkili banka tarafından temerrüt faiz oranı olarak daha düşük olan fiilen uygulanan faiz oranı olan %35 uygulandığını, mahkemece itibar edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu nedenle de denetime elverişsiz olduğunun açık olduğunu, denetime elverişsiz bilirkişi raporlarına itibar edilerek verilmiş olması nedeniyle de kaldırılması gerektiğini, davanın kısmen reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, davamızın mahkemenin hüküm kurarken eksik bıraktığı icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, icra takip dosyası, kullandırılan kredi ile ilgili hesap hareketleri, hesap kat ihtarnamesi vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/22045 takip sayılı dosyasının incelenmesinde,alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular … ve …. Tic. Ltd. Şti. aleyhine toplam 96.537,87 TL alacak için icra takibi yapıldığı, borçlunun borca ve ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu, davacının bir yıllık yasal süre içerisinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı asıl borçlu… San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı …. arasında 20/03/2017 tarihli 140.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği davalı …’nın müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğu görülmüştür.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davalı asıl borçlu … San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı …. arasında 20/03/2017 tarihli 140.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği davalı …’nın müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğu borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Ankara 41. Noterliği aracılığı ile 28857 yevmiye numarası ile ihtarname gönderilerek borcun ödenmesi için 3 gün süre verildiği davalı aşıl borçlu…. …, Şii.’ne ; 09/11/2017
tarihinde iade şerhi düşüldüğü, ihtarnamenin taraflar arasında akdedilen Sözleşme üzerinde yer alan adrese gönderilmediği bu nedenle davalı asıl borçlunun temerrüt tarihinin icra takip tarihi olan 26/12/2017 olduğu, davalı …’ya ; 09/11/2017 tarihinde gönderilen iki adrese iade şerhi düşüldüğü, 1.adresin mernis adresi olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, 2. adresin akdedilen sözleşmede beyan edilen adres olmakla birlikte davalı kefil yönünden TİK 68/b uygulanamayacağı gözetilerek davalının temerrüde düşme tarihinin icra takip tarihi 26/12/2017 olduğu,davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan 96.537,87 TL alacaklı olduğu ve takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 28 oranında temerrüt faizi talep edebileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan dava konusu ilamsız icra takibine dayanak genel kredi sözleşmesinin 7.8.3 Maddesinde; “Temerrüdün doğduğu tarihten fiili ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için bankaca belirlenen en yüksek cari faiz oranının %50 fazlası …dikkate alınacaktır” düzenlemesine yer verilmiş, açıkça uygulanacak temerrüt faizi oranı kararlaştırılmamış, sadece temerrüt faizi oranının nasıl belirleneceği belirtilmiştir. Davacı bankaca dosyaya aynı tür kredilerde uyguladığı faiz oranına ilişkin bilgi ve belge sunulmamıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, temerrüt tarihinde davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan nakdi kredilere uygulanan en yüksek akdi faiz oranı yıllık %15,25 olarak belirlenmiş olup bu oran üzerinden genel kredi sözleşmesinin 7.8.3.maddesi gereği %50 ilavesi ile temerrüt faizi oranının %22,88 olarak hesaplandığı tespit edilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bankalarca kullandırılan ticari kredilere uygulanacak temerrüt faizinin belirlenmesinde TC Merkez Bankas’ına bildirilen ancak fiilen uygulanmayan oran yerine fiilen uygulanan faiz oranı esas alınmalıdır. İlk Derece Mahkemesi’nce sözleşmedeki akdi faizi esas alınarak belirlenen temerrüt faizi sözleşme hükümlerine aykırı ise de istinafa sadece davacı bankaca gelindiğinden eleştirilmekle yetinilmiştir. Gelinen aşamada davacı banka İlk Derece Mahkemesi’nce uygulanan temerrüt faizi oranından daha fazla temerrüt faizi uygulanması gerektiğine dair iddiasını ispatlayamadığından davacı bankanın buna ilişkin istinaf istemi kabul edilmemiştir.
Dava ve icra takibi konusu kredi alacağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup İİK’nın 67. Maddesi anlamında likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte bir alacak olduğundan davacı lehine dava konusu ilamsız icra takip tarihi itibarıyla İİK’nın 67. Maddesi gereği hükmedilen toplam kredi alacağı 96.537,87 TL’nin %20’si oranına karşılık gelen 19.307,574 TL davacı lehine icra inkar tazminatı olarak hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki istem hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, takip talebinde %35 oranında faiz talep edilmesine rağmen bu orandan daha düşük %22,88 oranında faize hükmedildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği icra inkar tazminatı yönünden kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2021 tarih ve 2020/617 Esas 2021/910 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca icra inkar yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Ankara 15. İcra dairesinin 2017/22045 takip sayılı dosyasına davalılarca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ,
96.537,87 TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %22.88 oranında temerrüt faizi uygulanmasına,
2-Hükmolunan toplam alacak üzerinden hesaplanan %20 oranına karşılık gelen 19.307,574 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 1.165,94 TL peşin/nispi harcı olmak üzere toplam 1.220,34 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 125,00 TL tebligat posta gideri ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 925,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.13/2 uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 150,10TL yargılama masrafının 1/2 oranında hesaplanan 75,05 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2023
Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.