Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/709 E. 2022/1758 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/709 Esas 2022/1758 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/709
KARAR NO : 2022/1758

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2022
NUMARASI : 2021/593 Esas 2022/67 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …. A.Ş’nin bir aile şirketi olduğunu, yıllar içerisinde sektörde gelişim göstererek köklü bir firma haline geldiğini, müvekkilinin …. A.Ş’nin hakim ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, 2011 yılında çok ciddi sıkıntılar yaşaması nedeniyle ticari hayatına ara verdiğini, bunun üzerine şirketin 24.01.2014 tarih ve 8495 sayılı T.T.S.G.’de resen silindiği hususunun ilan edildiğini, yazın zamanda bu bilgiye kavuşan müvekkilinin konuyu araştırdığında davalı müdürlüğün şirket hakkında tescil ve terkin işleminin gerek TTK geçici 7. Maddesinde öngörülen hukuki prosedürlere uygun yürütülmediğini ,şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığını ve adına kayıtlı çok sayıda taşınmaz, yapılandırılmış sigorta ve vergi borçlarının bulunduğunu, bahsi geçen silinme işlemleri sırasında davalı müdürlük tarafından müvekkiline ve yönetim kurulu üyelerine yasal mevzuatta öngörülen ihtarların yollanmadığını, ticaret sicilinden silinme işleminin usulsüz ve yok hükmünde olduğunu, sonuç olarak Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …. A.Ş’nin ihyasını, tasfiye işlemlerinin tamamlanması amacıyla davacı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ihyası istenen şirketin TTK’nün geçici 7. maddesinin 1. fıkrasının d bendi uyarınca terkin edildiğini, şirketin terkin edilmeden önceki son olağan genel kurulunun 16.12.2006 tarihinde yapıldığını ve bu hususun 17.08.2007 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, şirketin taraflarınca bildirilen son adresinin…… olduğunu, 03.10.2013 tarihinde şirket adresine gerekli ihtarın tebliğ edildiğini, ancak “taşınmış” ibaresi ile iade edildiğini, ayrıca ihtarın 07.10.2013 tarih … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, şirketlerin adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirmediğini, bu konudaki sorumluluğun şirket yetkilisine ait olduğunu, şirketin kendisine bildirilen 2 aylık sürede mühfesih olmadığını belgeleyen hiçbir evrak ibraz edilmediğinden 28.01.2014 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilan ile sicilden resen terkin edildiğini, şirketlerin davalarının alacak ve borçlarının taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını, sonuç olarak, davanın süre yönünden reddini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nun 547/2 maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasını, açılan bu davada yasal hasım olduğundan aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihyası istenen şirketin son genel kurul toplantısı 17.08.2007 tarihinde yapılmış, 03.10.2013 tarihinde “son 5 yılda genel kurul yapılmadığından” bahisle Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ihtarlı tebligat çıkarılmış ve çıkarılan tebligatın “taşınmış” notu ile iade döndüğü, bunun üzerine Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce ihtar 07.10.2013 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, şirket kendisine bildirilen 2 aylık sürede mühfesih olmadığını belgeleyen hiçbir evrak ibraz etmediğinden 28.01.2014 tarih ve … sayılı T.T.S.G’de yapılan ilan ile sicilden resen terkin edildiği, ihyası istenen şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiye Geçici 7/4a maddesi uyarınca herhangi bir ihtar ve bildirim gönderilmediği, bu yönüyle terkin işleminin usulüne uygun olmadığı anlaşıldığı, Kırıkkale Tapu Müdürlüğü’nden ve Kırıkkale SGK’dan getirtilen belgelerden de anlaşılacağı üzere şirket üzerine kayıtlı taşınmazlar ve yapılandırılmış borçlar bulunduğu, davacı şirket ortağının ihya talebinin tasfiye amacına yönelik olduğu, tasfiye işlemi yapılması ve bu nedenle şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün terkin işlemini usulüne uygun olarak yapmadığından kusurlu olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, Ankara Ticare Sicil Müdürülüğü … no’da kayıtlı …. A.Ş’nin TTK’nun 547 maddesi uyarınca tasfiyesi için ihyasına, davacı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müdürlüklerince yapılan terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, müdürlüklerinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, ihyası istenen şirket yetkilisine usulüne uygun tebligat yapıldığı, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, yargılama giderinin davanın açılmasında yasal hasım olmaları nedeniyle davalı üzerinde bırakılamayacağını, ayrıca davanın kabulü halinde de tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin adına kayıtlı taşınmaz malvarlığının tasfiyesinin sağlanması amacıyla ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ihyası istenen …. A.Ş’nin 30.11.1978 tarihinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kurulduğu, TTK’nun Geçici 7. Maddesi uyarınca şirketin “……” adresine son 5 yıla ait genel kurul toplantısı yapılmadığı, bunun bir infisah sebebi olup, 2 ay içerisinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılarak bunu ispat edici belgenin Müdürlüğe ibrazı için tebligat çıkarıldığı, tebligatın “Taşınmış” notu ile iade döndüğü, şirketin 23.01.2014 tarihinde resen silindiği, bu hususun T.T.S.G’nin 28.01.2014 tarih ve … sayısında ilan edildiği,
Delice Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün cevabi yazılarının incelenmesinde; ihyası istenen şirkete ait 11 adet taşınmazın tapu kaydının gönderildiği, tapuların 3402 sayılı kanunun 22. Maddesinin 2. Fıkrasının a bendi uygulamasına tabi olduğu,
Kırıkkale SGK’nun cevabi yazısının incelenmesinde; ihyası istenen şirketin 7236 nolu Kanun prim ödeme planı kapsamında borcunun 18 takside bölündüğü, son taksit ödemesinin 02.09.2024 tarihinde olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
HGK’nun 28/090/2021 gün ve 2017/11-3184 esas ve 2021/1107 sayılı kararında da ; ” ….27. Sonuç olarak, dava konusu şirket hakkında açılan davanın, şirketin geçici 7. madde uyarınca terkin edildiği tarihten sonra açılmış olması nedeniyle ilgili ticaret sicil müdürlüğünce gerçekleştirilen re’sen terkin işlemi hukuka uygundur. Bu itibarla dava konusu şirketin bu sebeple ihyasına ilişkin karar, TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiye niteliğinde olduğundan mahkemece, aynı maddenin 2. fıkrasına göre ihyasına karar verilen dava konusu şirketin ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere tasfiye memuru tayin ederek tescil ve ilanına karar verilmelidir.” denilmek sureti ile ek tasfiyenin ancak re’sen terkin işleminin hukuka uygun olmasına bağlanmıştır.
Somut olayda dava dışı …. A.Ş. adına Delice Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü yazısına göre 11 adet taşınmaz kayıtlı bulunduğundan, taşınmazların satış ve tasfiye edilmesi için ek tasfiye istemiyle işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına göre, ek tasfiyesi istenen …. A.Ş.’nin 5 yıl üst üste genel kurul yapmadığından bahisle 23/01/2014 tarihinde şirketin ticaret sicil kaydının re’sen silindiği, şirket adına kayıtlı 11 adet taşınmazın bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Somut olayda ise, sicilden re’sen kaydı silinen dava dışı şirketin eski müdürü olan davacı … tarafından, şirkete ait taşınmazın tasfiyesi talep edildiğine ve şirketin terkininden itibaren 10 yıllık süre de dolmadığından, yasal sürede açılmış bulunan davada davacının şirket malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından dava dışı …. A.Ş.’nin taşınmazının tasfiyesi ve ek işlemleri yönünden yeniden sicile tesciline, ek tasfiyesine karar verilen …. A.Ş..’nin eski müdürü olan …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2021 ve 2021/2387 Esas 2021/6034 Karar sayılı içtihatı).
Öte yandan, davalı sicil tarafından ihyası istenen şirkete 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi kapsamında usulüne uygun ihtar çıkartıldığı, yasal ilanların yapılarak şirketin usulüne uygun şekilde 23/01/2014 tarihinde sicilden terkin edildiği davacı yanca ihyası istenen şirketin mal varlığı bulunup bulunmadığını bilmesi mümkün olmadığından ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmakla ilk derece mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılması gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusunun yargılama gideri yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun yargılama gideri yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2022 tarih ve 2021/593 Esas 2022/67 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca yargılama gideri yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın kabulü ile Ankara Ticare Sicil Müdürülüğü … noda kayıtlı …. A.Ş’nin TTK 547 maddesi uyarınca tasfiyesi için ihyası ile karar kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına,
2-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2.maddesi gereğince şirkete tasfiye memuru olarak şirketin temsilcisi davacı … Yazgın’ın atanmasına,
3-Tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, tasfiye memuru ile ilgili diğer işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
4-Alınması gereken 80,70 TL başvuru harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalı sicilin dava açılmasına neden olmadığı gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.