Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/707 E. 2023/23 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/707 Esas 2022/23 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/707
KARAR NO : 2023/23

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI : 2021/435 Esas 2021/801 Karar
DAVACI :
DAVALI
FERİ MÜDAHİLLER :
VEKİLİ
DAVA : Genel Kurul Tescil İşleminin İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2023

Taraflar arasındaki genel kurul tescil işleminin iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; 1985 yılında evlenen … 18.08.2004 tarihinde Ankara 10.Noterliğinde … yevmiye numaralı Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Sözleşmesi düzenlettiğini, bu sözleşmeye “……’nun ortağı ve hissedarı … ŞİRKETİ’nde ki hissesi ve tekabul eden aktif ve pasifi de bu rejime dahil olacak ve taraflar eşit olarak yararlanacaklardır…” denildiğini, ancak Ticaret Sicilin; 20.08.2004 tarihinde bu sözleşmeyi tescil ederken, daha tescil olmadan …’ın, diğer ortakların bilgisi ve onayı olmadan 18.08.2004 tarihinde aralarında düzenledikleri 79 ve 80 no’lu şirket kararı alarak(henüz mal rejimi sözleşmesi tescil edilmemişken) kendisini ve diğer ortak …’nu şirket müdürlüğünden azlettiğini, 18.08.2004 tarihinde düzenlettikleri mal rejimi sözleşmesini dahil ederek 20.08.2004 tarihinde tescil ettirdiğini, bu tescil işleminin 25.08.2004 tarihli 6122 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 39. sayfasında ilan edildiğini, bu tarihten sonra Ankara 6.Ticaret Mahkemesinin (2005/378E., 2008/503K.) sayılı kararı 30.01.2009 tarihinde tescil edildiğini, 03.02.2009 tarihli 7241 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin … sayfalarında ilan edildiğini, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/755 Esas sayılı dosyasının kesinleştiği, genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin tarafına verildiği, Aile Mahkemesi tavzih kararının sonucu … da şirket ortağı göründüğü için TTK 595.madde gereği …’a da hakkında karar verileceği için toplantıya çağrı yapıldığını, gündemin 1.maddesinde …’ın ortaklığına kabul ya da reddi, 2.maddesinde müdür seçimi yapılacağı, 26.01.2016 yarihinde genel kurul yapıldığı, … …’nun ortaklık talebi kendisinin ve …’nun kararıyla reddedildiği, … ise Aile Mahkemesinin tavzih kararıyla … şirket ortağıdır dedikleri, … ve kendisinin ayrı ayrı kararın tescili için sicile müracaat ettiklerini, TTK 595.maddesi gereği …’ın ortaklığını red ettiklerini, TTK 596.maddesi gereği …’a verilmesi istenen…’e ait %25,5 hissenin kendi adına şirket tarafından alınmasına karar verdiğini, kendisinin 10 yıllığına şirket müdürü olmasına karar verildiği, 12 yıl tek başına ya da …’la birlikte şirket müdürlüğü yapan,müdürlüğü tedbir kararıyla durdurulan, diğer ortaklardan şirket bilgilerini gizleyen …’e 15 yıl daha şirket müdürlüğü verdiklerini, TTK 595 ve 596.maddeleri gereği hissenin artık Selahattinle …’ın uhdesinden çıktığını, şirketin uhdesine geçtiğini, TTK 597.madde gereği hisse bedelini tespit ettirecek, varsa alacağımdan mahsup edecek kişinin şirket müdürü olduğunu, Ankara 2.Ticaret Mahkemesi 2015/799 Esas dosyasıyla Ticaret sicilin kararına itiraz ettiklerini, Aile mahkemesi kararı ile tescilin haklı olduğuna karar verildiğini, bu davanın Yargıtay’da karar düzeltme sonucunu beklediğini, diğer yandan Ankara 2.Aile Mahkemesine 28.10.2015 ve 09.11.2015 tarihli dilekçeleriyle itirazda bulunup Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin daha önce aynı konuda kararını tescil ettiğini belirtip bu karar ortadan kaldırılmadan aynı konuda karar verilemeyeceğini belirtip usulsüz tavzih kararından vazgeçmesini talep ettiğini, Aile Mahkemesinin aynı gün 09.11.2015 tarihinde verdiği cevapta şirketin iç işleyişiyle ilgili karar vermediğini, davanın yenilenmesi için Anayasa Mahkemesine Bireysel başvuruda bulunduğunu ancak yargı yolu tüketilmedi denilerek talebinin reddedildiğini, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 07.07.2021 tarihli, … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin … sayılı sayfasında yer alan, söz konusu kararın iptalini ve terkinini, şirket ve hissedarların olağanüstü genel kurul toplantısının tarihi de nazara alındığında daha fazla zarara uğramaması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek uygulamanın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, hak düşürücü süre içerisinde dava açılmamış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu genel kurul kararı yönünden yapılan incelemede 07/05/2018 tarihli kesin tescil ile 26/01/2031 tarihine kadar münferiden temsile yetkili müdür olarak seçilen … tarafından, olağanüstü genel kurul toplantısının tarih ve gündemi 18/06/2021 tarih … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilerek ve Ankara 10. Noterliğinin 21/06/2021 tarih ve … yevmiye numarası ile iadeli taahhütlü mektupla çağrı yapılarak tüm ortaklara usulünce tebliğ edildiğini, genel kurul kararı yönünden üzerinde yaptıkları incelemede eksiklik bulunmadığını, tescilin yasalara uygun olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
Fer’i Müdahiller vekili beyan dilekçesinde özetle; davanın konusunun fer’i müdahale talebinde bulunan …… ile… …’na şirket ortağı … tarafından şirket paylarının devrine yönelik sözleşme ve akabinde yapılan genel kurul kararının davalı tarafından tescil ve ilan edilmesine ilişkin işlemin usulsüzlüğü olduğu dikkate alınarak davaya feri müdahale talebinde bulunulmalarında hukuki menfaatlerinin bulunduğunu, yapılan işlerin kanuna, şirket ana sözleşmesine ve mevzuata uygun olduğunu bildirmiş, feri müdahillik talebinin kabulü ile davacının usule ve yasaya aykırı hukuki yarardan yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün kanunen yetkili kişilerin talebi, hukuken ortak görünenlerin yaptığı genel kurulda alınan kararları tescil etmesi görevi olduğundan usulüne uygun toplanmış genel kurulda alınan kararları tescil ettiği yaptığı işlemin mevzuata ve görev tanımına uygun olduğu, davacının ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı halde, açılan davaların beklenmesine ilişkin iddiasının mevcut sicil mevzuatı ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde mümkün olmadığı aksine yasal düzenlemeler çerçevesinde tescil ve ilan görevi olduğu dikkate alınarak davacının davasının yerinde bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Şirketler hukukunda, kişinin, bir şirketin payının mülkiyetine sahip olması, o kişiye ortak sıfatı kazandırmayacağı, Aile Mahkemesi kararıyla birlikte … …’nun ortaklığının kendiliğinden gerçekleşmiş olamayacağı, TTK’nun 520/II hükmünde belirtilen şartların burada da aranması gerektiği açıklandığını, Yasal mevzuat hükümlerinin ve kesinleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının, yetkisiz ve görevsiz olan Aile Mahkemesinin, yok hükmünde olan tavzih/ek kararı ile ortadan kaldırılması mümkün bulunmadığını, Ankara 2. Aile Mahkemesinin, … Şirketin’de ki %51 hissesinin %25.5 ‘i … … adına tescil edildiğini, tescil ve ilanına ilişkin 20/10/2015 tarihli ve 2005/1147 Esas 2005/1367 Karar sayılı tavzih/ek kararı yok hükmünde olduğundan kanun yararına bozma kararının hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağından söz edilemeyeceğini, Kanun yararına bozulan Aile Mahkemesi tavzih/ek kararı yok hükmünde olduğu için nazara alınamayacağını, yok hükmünde olan karar gereği yapılan işlemlere hukuki değer atfedilemeyeceğini, Ankara 2. Aile Mahkemesinin 2005/1147 Esas sayılı dosyasından verilen ve haklarını etkiler nitelikte olan ek/tavzih kararı gerekçe gösterilerek yapılan işlemlere ilişkin olarak … aleyhine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/799 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddedildiğini, tarafınca temyiz edilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/12947 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamı ile onandığını, söz konusu onama kararı için karar düzeltme talebinde bulunduğunu, karar düzeltme talebi henüz sonuçlanmadığı için kararın henüz kesinleşmediğini, bu nedenle karar düzeltme kararının sonucunun beklenmesini gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sicil Müdürlüğü ve fer’i müdahiller vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş oldukları cevap dilekçelerinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edilen 05/07/2021 tarihli genel kurul kararının terkini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 2. Aile Mahkemesi’nin 20/10/2015 tarih ve 2005/1147 Esas 2005/1367 Karar sayılı ek kararının incelenmesinde; tavzih isteyenin … …, karşı tarafın … olup, tavzih isteyen vekilince boşanma kararı gereğince … Şirketinde …’na ait %51 hissesinin %25,5′ hissesinin … …’na ait olduğuna karar verildiği, kararın bu yönüyle infaz edilemediğinin belirtilerek … Şirketinde …’na ait %51 hissenin %25,5 hissesinin … …’na tesciline şeklinde tavzih talebinde bulunulduğu, mahkemece 20/10/2015 tarihli ek karar ile mahkemenin 13/10/2005 tarih ve 2005/1147 Esas 2005/1367 Karar sayılı ilamının 5.bendinde yazılı … Şirketi’nde %51 hissesinin %25,5 hissesinin … …’na ait olduğunun tespitine ve tesciline şeklinde tavzih kararı verildiği, söz konusu kararın kanun yararına temyiz edildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarihli 2018/7187 Esas 2018/15036 Karar Sayılı ilamı ile 6100 Sayılı HMK’nun 305.maddesinde tavzih şeklinin düzenlendiğini, somut kararda ise tavzih kararının inşai nitelikte olması sebebiyle bozulmasına karar verdiği, ancak 6100 sayılı Kanununun 363’üncü maddesi gereğince bozma kararı hukuki sonuçları ortadan kaldırmadığından Sicil Müdürlüğünce herhangi bir işlem yapılmadığı,
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/12/2018 tarih ve 2018/541 Esas 2018/828 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacısının … …, davalısının … Şirketi olup, dava dışı ortak …’nun %51 hissesinin %25,5 hissesine … …’nun, %25,5 hissesine …’nun sahip olduğunun tespitinin talep edildiği, mahkemece 05/12/2018 tarihinde davanın kabul edilerek … Şirketi’nde ki …’na ait %51 hissenin yarısı olan %25,5 hissenin 17/10/2015 tarihinden itibaren … …’na ait olduğunun tespiti ile şirket pay defterine tesciline karar verildiği, kararın 11/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/12/2018 tarih ve 2018/541 Esas 2018/828 Karar sayılı kararı ile Ankara 2. Aile Mahkemesinin 20/10/2015 tarihli ve 2005/1147 Esas 2005/1367 Karar sayılı ek kararı doğrultusunda dava dışı … Şirketi’nde …’na ait %51 hissenin yarısı olan %25,5 hissenin 24/12/2018 tarihinde … … adına pay devrinin tescil işleminin gerçekleştirildiği, böylece dava dışı … Şirketi’nde ki ortaklık durumunun … … 168.000,00 TL’ye karşılık olarak 6.720 pay, … 267.750,00 TL’ye karşılık olarak 10.710 pay, … … 267.750,00 TL’ye karşılık olarak 10.710 pay, … 346.500,00 TL’ye karşılık olarak 13.860 pay olarak belirlendiği,
07/05/2018 tarihli kesin tescil ile 26/01/2031 tarihine kadar münferiden temsile yetkili müdür olarak seçilen …’nun olağanüstü genel kurul toplantısının tarih ve gündemi 18/06/2021 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ederek ve Ankara 10. Noterliğinin 21/06/2021 tarih ve … yevmiye numarası ile iadeli taahhütlü çağrı yapılarak tüm ortaklara usulünce tebliğ ettiği, 05/07/2021 tarihli hisse devri sözleşmeleri ile … hisselerini… … ve …’na devretmiştir. İşbu sözleşmeler doğrultusunda 05/07/2021 tarihli ve 2021/1 sayılı genel kurul kararı ile … hisselerinin 5.460 hissesini …’nun, 8.400 hissesini… …’na devrettiği, pay devri tesciline ilişkin tescil başvurusunda gereken belgelerde herhangi bir eksiklik olmadığı tesbit edilerek ilgili pay devri kararının 07/07/2021 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği,
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/799 Esas 2016/305 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılarının … ve … …, davalısının …, müdahillerinin … … ve … olup, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 22/10/2015 tarihli yazısı ile müvekkillerine bildirilen 27/10/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin ….sayfasında yer alan Ankara 2. Aile Mahkemesi’nin 20/10/2015 tarih ve 2005/1147 Esas 2005/1367 karar sayılı ek kararına itiraz ettiklerinden söz konusu ticaret sicil memurluğu kararının iptalini talep edilmiş, mahkemece Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilan edilen anılan mahkemenin tavzih sonrası verdiği kararın Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce kesinleşme şerhi içerdiğinden Ankara 2. Aile Mahkemesi’nin 2005/1147 Esas 2005/1367 Karar sayılı ilamını ilgilinin başvurusu üzerine tescil edip ilan etme gibi bir yetkisi bulunmadığı gibi ayrıca yasal düzenleme uyarınca bu yönde hareket etme zorunluluğu bulunduğu, mahkeme kararlarının Anayasa ve yasa hükümlerine göre bağlayıcı olduğu, yasal yollarla iptal edilmedikçe veya kaldırılmadıkça gerek davanın taraflarını, gerekse 3.kişileri bağlayacağını, mahkemelerince de Aile Mahkemesinde verilen geçerli ve kesinleşmiş kararın etkisini kaldıracak şekilde bir karar verilemeyeceğinden açılan davanın reddine karar verildiği, verilen ret kararının davacıların temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/01/2018 tarih ve 2016/12947 Esas 2018/16 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacıların karar düzeltme talebinin ise 25/04/2022 tarih ve 2021/574 Esas 2022/3389 Karar sayılı ilamı ile reddedildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır.
Somut olaya gelince; davacı yanca Ticaret Sicil Gazetesinin 07/07/2021 tarih ve … sayılı … sayfasında dava dışı … Şirketi’nde ki pay devrine ilişkin alınan 05/07/2021 tarihli genel kurul kararının ilanına ilişkin kararının iptali ve sicilden terkinine yönelik olarak işbu dava açılmış, ayrıca pay devrine yönelik olarak Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/799 Esas 2016/305 Karar sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi talep edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün dava dışı … Şirketi’nin kanunen yetkili kişilerin talebini ve hukuken ortak görünenlerin yaptığı genel kurulda alınan kararları tescil etmesi görevleri arasındadır. Dava konusu dava dışı … Şirketi’nin 05/07/2021 tarihli genel kurulunda usulüne uygun şekilde toplandığı, karar alınmasında gerekli olan nisaplara uyulduğu, bu nedenle davalı sicil tarafından dava dışı … Şirketi’nin 05/07/2021 tarihli genel kurulda alınan kararları tescil edildiği, yapılan işlemlerin mevzuata ve görev tanımına uygun olduğu gibi açılan davaların beklenmesine ilişkin iddiasının mevcut sicil mevzuatı ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde mümkün olmadığı, aksine yasal düzenlemeler çerçevesinde tescil ve ilan görevi olduğu dikkate alınarak ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.