Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/702 Esas 2023/1648 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/702
KARAR NO : 2023/1648
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2021
NUMARASI : 2005/303 Esas 2021/901Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/08/2005
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2023
Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yaş meyve ve sebze paketlemesi ve oluklu mukavva kutu imalatı yapan …. İhracat A.Ş. tarafından, …’e ait şirketlere kayyum atanmasından sonra 1998 yılında %99,8 oranındaki hissesinin … A.Ş. tarafından satın alınmasını takiben Bankadan kredi talebinde bulunulduğunu, … tarafından yapılan Ticari Krediler Ekonomik ve Mali inceleme raporunda gerek … A.Ş. firması gerekse … A.Ş. hakkında olumsuz rapor verilmesine karşın şubenin talebi, Ticari Krediler Müdürlüğü ve Yönetim Kurulunun onayı ile talep edilen kredilerin kullandırıldığını, Kredi kullandıranının bankacılık genel mevzuatı, banka iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğu, firmanın bankadan kullandığı kredilerde bankaca yapılan istihbarat raporlarının genel olarak olumsuz ifadeler yer aldığı, mali yapısının kredi verenler açısından risk arz ettiğinin ifade edildiğini, 5.000.000,00 USD’lık birinci dilim kredinin kullandırılması aşamasında 20.08.1998 tarihli Ticari Krediler Ekonomik ve Mali İnceleme Raporunda; … A.Ş.’nin %99,80 oranındaki hissesini büyük ortak sıfatıyla devralan … A.Ş. ve … ortak olduğu bazı şirketlere ait TCMB Risk bilgileri detayına rastlanıldığı, 1997 yılında 739.725,00 USD ihracat gerçekleştiren firmanın 1998 yurtdışı satışlarında azalma meydana geldiği, firmanın diğer büyük yatıranlar ve yönetim boşluğu gibi nedenlerden dolayı Pazar payını kaybettiği, bunun sonucu olarak 1997 yılını 8.127.000.000,00 TL ve 1998 yılının ilk altı aylık dönemini 67.878.687.518,00 TL zararla kapattığı, 1996 yılında 495.606 milyon TL olan net satışların 1997 yılında 853.131 milyon TL’ye yükseldiği, bunun reel bir artış ifade etmediği, hususlarının belirtilmesine rağmen krediler kullandırıldığını, kredilerin teminatlarının yetersiz olduğunu, … A.Ş.’ne 14.09.1998 tarihli Makam Onayı ile tahsis edilen birinci dilim 5.000.000,00 USD’lık Döviz Kredisine karşılık şirket ortaklan … A.Ş., …’nün kefaletlerinin alındığını, Ayni teminat olarak; … nolu parsellerde kayıtlı hakkında İstanbul 1.Ticaret Mahkemesi nezdindeki tasarrufun iptali davası açılmış bulunan ekspertiz değeri 2.586.478.000.000,00 TL olan hizmet binası, soğuk hava deposu ve paketleme evi vasıflı üzerinde 1 .derecede … ve … lehine mevcut 120.0000.000.000,00 TL Tık ipotek bulunan gayrimenkul üzerinde takiben 5.000.000.000.000,00 TL’sı tutarında ekspertiz değerinin iki katından fazla miktarda 2.derece ipotek tesis edildiğini, … İlçesinde 220.400.000.000.-TL ekspertiz değerli, 1.dereceden … Şubesi lehine 225.000.000.000.-TL ipotek bulunmakta olan sinema ve müştemilatı üzerine 2.dereceden 300.000.000.000.-TL. Tik ekspertiz değerinin iki katından fazla ipotek tesis edildiğini, Mülkıyeti …’a ait … İlçesinde mukim ekspertiz değerleri 37.611.000.000.-TL olan 7 adet dükkan, ekspertiz değeri 16.716.000.000.-TL olan 5 adet dükkan üzerine 100.000.000.000.-TL Ldereceden ekspertiz değerinin 6 katı kadar ipotek tesis edildiğini, 21 Milyar TL lik nakit blokajın çözülmesine karşı yerine ekspertiz değeri 23.400.000.000.-TL olan Sakarya İlinde mukim Fındık bahçesi üzerine Ldereceden 30.000.000.000.-TL … lehine ipotek tesis edildiğini, … bulunan ….Tic.A.Ş.’ne ait ekspertiz değeri 549.240.000.000.-TL taktir edilmiş gayrimenkul üzerine 1 .dereceden … lehine 45.000.000.000.-TL ipotek tesis edilmiş olduğu ancak aynı gayrimenkulde 2.dereceden 35.000.000.000.-TL Tik ipoteğin Toprakbank lehine, diğer taraftan gayrimenkul Özerinde …-Vergi Dairelerî-Muhtelif Firmalar tarafından 56.536.876.083.-TL tutarlı haciz şerhlerinin bulunduğu, Banka lehine 100 ve 300 Milyar TL İpotek tesis edilen taşınmazların malikleri olan … kredi sözleşmelerine kefalet imzası alınması gerekirken kefaletleri alınmadığını, firmaya kullandırılan Yönetim Kunılu’nun 18.03.1999 tarih 9 sayılı oturumunda tahsis karan alınan 2.500.000,00 USD Döviz, 1.500.000,00 USD Akreditif ve 250.000.000.000,00 TL Teminat Mektubu kredilerine karşılık ise; Şirket ortaklan … ve …’ın kefaletleri alındığım ancak Akreditif kredisine ilişkin düzenlenen sözleşmelerden 01.06.1999 tarihli 1.204.516,00 USD’lık kredi sözleşmesinde tahsis talimatında belirtilen …’ın kefalet imzasının bulunmadığım, diğer teminat unsuru olan istihbarat bülteni düzenlenmediğim, şahsi kefaletlerin ne Ölçüde güvence oluşturduğunun araştırılmadığını, Kefillerden olan kardeş firma …. Ve Tic. A.Ş.’nin fabrika binasının yandığını ve 622.165.000.000,00 TL tutarındaki sigorta hasar tazminatının bankanın da dahil olduğu muhtelif alacaklılardan kime ödeyeceğini bilemeyen sigorta şirketinin talebi üzerine tazminatın 4. Sulh Hukuk Hakimliği’nin karan uyarına mahalli olarak tayin edilen … şubesine yatırıldığını, bu tutarın hangi alacaklıya ödeneceğinin ihtilaflı olduğunu, Söz konusu kredilere Ayni teminat olarak; Antalya îli Finike İlkesinde mukim 166.698.000.000.-TL ekspertiz değerli fabrika arsası ve binası üzerine 1. Dereceden (ekspertiz değerinin %500 fazlası ile) 1.000.000.000.000.-TL ipotek alındığını, Söz konusu gayrimenkulle ilgili olarak tapu kaydında İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tasarrufun iptali davası açıldığına dair şerhin olduğunu, buna rağmen bankaca alınan ipoteğin söz konusu davanın hukuki vecibelerini kabul etmek kayıt ve şartıyla tesis edildiğinin anlaşıldığını, … nolu parsellerde kayıtlı hizmet binası, soğuk hava deposu ve paketleme evi vasıflı ve İlk açılan 5 milyon USDTık kredi nedeniyle Bankaya 5 Trilyon TL’sına iptekli olan ve ayrıca 120 Milyar TL üzerinde diğer bankalara ipotekli bulunan ve bu kere ipotek alınırken 3.546.618.200.000,00 TL ekspertiz değerli olan taşınmaz üzerine ilave edilen 2,6 Trilyon TL’lık ve 4,2 Trilyon TL ipotek ile birlikte mezkur gayrimenkul üzerinde tesis edilen ipotek miktarının 11,8 Trilyon TL’sına ulaştığını, Banka zararı doğduğunu, kredinin açıldığı ve kullandırıldığı tarihte geri ödenmeyeceğinin belli olduğunu, davalıların görev yaptıkları süre içerisinde dava dışı … … A.Ş.’ne usulsüz kredi kullandırmak suretiyle bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiklerine, dava dışı firmaya kullandırılan kredilerden doğan ve tahsil kabiliyeti bulunmadığı tespit edilen 29/11/2000 tarihinden itibaren muhtelif tarihlerde toplam 7.594,902,33 YTL olarak Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarılan alacağın 29/11/2000 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar Bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen temerrüt faiz oranlarının tahakkuku suretiyle, dava tarihinden önce yapılan tahsilatların da tahsil edildikleri tarih itibariyle göz önüne alınarak hesaplanacak faiz alacağı ve yapılan masrafların da eklenmesi ile birlikte fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kararlara iştirakleri oranında sorumlu tutulmalarına, hesap edilecek banka alacağının belirlenen oranlarda davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, dava sürecinde yapılacak tahsilatların BK 84.maddesi uyarınca öncelikle masraf ve temerrüt faizi alacağına mahsup edilmesine, davalılann mal kaçırma ihtimaline binaen menkul, gayrimenkul mallan ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde özetle;dava konusu olan işleminin yapıldığı dönemde davacı bankanın … şubesinde müdür olarak görev aldığını, TK m.341’de sorumlular aleyhine sorumluluk davasının ön şartı olarak genel kurulun bu yönde bir kararının olması gerektiğinin belirtildiğini, bu sorumluluk davasının 1 ay içinde açılması gerektiğinin ifade edildiğini, ancak bu şartların uyuşmazlığa konu olayda sağlanmadığı için dava şartı eksikliğinden dolayı davanın reddi gerektiğini, uyuşmazlığın ortaya çıktığı dönemde yürüklükte olan TK m.309’a göre davanın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, Kredi borçlusu olan … Gıda tarafından kredilere karşılık verilen teminatların borcu karşılamaya yetecek miktarda olduğunu ve teminat miktarlarının belirlenmesinde hukuka uygun ve yerinde kıstasların kullanıldığını, zararın doğduğunun kesin olarak belirlenebilmesi için ipotekli taşınmazların satılmasını, kefalet verenlerin takip edilmesi neticesinde hala tazmin edilemeyen bir miktarın mevcut olması gerektiği için davacının İddia ettiği gibi kredilendirme işlemi sonucunda herhangi bir zararın oluşmadığım, dava dışı firmaya kullandırılan kredi sebebiyle müvekkile isnat edilecek herhangi bir kusurun bulunmadığım, davacı bankanın faiz taleplerinin hukuka aykın olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, Şube müdürü olarak …’ın bu derece büyük meblağı bir krediyi onaylaması söz konusu olamayacağını, şube müdürü olarak sadece iletim vasıtası olduğu ve … Gıda’ya kullandırılan kredilerin hiçbir safhasında olumlu görüş bildirmemiş olduğu da göz önüne alındığında …’ın sorumlu tutulamayacağı denilmek suretiyle cevap dilekçesi mahkememize sunulmuştur.
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde özetle;söz konusu uyuşmazlığın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, Davalının yönetim kurulu üyesi olmadığı için yönetim kurulu üyesi olmayan kendisine karşı dava açma yetkisi denetçilerde bulunmadığından, davanın esasına girilmeden davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, davalının … şube müdür yardımcısı olarak çalıştığı ve dava dışı firmaya kullandırılan kredinin her aşamasında Ticari Krediler Müdürlüğü ve yönetim kurulunu görevi gereği bilgilendirmiş ve aldığı talimatlar doğrultusunda hareket etmiş olduğu için kendisinin bankanın zararından sorumlu tutulmaması gerektiğini, davalının 11.08.1999 tarih ve 110 sayılı genel müdür yardımcılığına hitaben yapmış olduğu iç yazışmada, büyük ölçüde nakit sıkıntısı çeken firmanın kredilerinde yapılacak bir artışın banka için büyük risk oluşturacağının belirtmesi ve kötüye giden firmanın banka için zarara yol açacağını bildirmiş olmasının görevini gereği gibi yapmış olduğunun ispatı olduğunu, banka zararına şahsi kusurunun yol açmadığını belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde özetle,davanın iş bölümü itirazı, husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, gerek kredinin kullandırılması aşamalarında gerekse oluştuğu iddia edilen zarar bakımından müvekkilinin herhangi bir kastı kusuru ve ihmalinin söz konusu olmadığını, kredinin kullandırılmasıyla ilgili olarak müvekkilinin banka iç mevzuatı ile bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı herhangi bir hareketi bulunmadığını, davacı bankanın … şubesinde müdür yardımcısı olarak çalışan müvekkilinin gerek kredi talebinin şubeye iletilmesi ve gerekse bu aşamadan sonra yapmış olduğu işlemlerde banka iç mevzuatı ile ticari krediler uygulama talimatına uygun bir şekilde davrandığını, kredi talebinin yönetim kurulu tarafından onaylanmasını müteakiben yapılması gereken işlemlerde ise kendisine verilen talimatlara istinaden işlem yaptığını, yapılacak yada yapılması gereken her işlemden önce genel müdürlükten talimat ve görüş istediğini belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Cevap Dilekçesinde özetle;müvekkilinin ticari krediler müdürü olup yönetim kurulu üyesi olmadığını, bu nedenle aktif husumetten dolayı davanın reddi gerektiğini ayrıca müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle yazılı yargılama usulü uygulaması gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, ibra nedeniyle borcun sona erdiğini, davanın ticari dava olduğunu bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği uyarınca ticari krediler müdürlüğünün yönetim kurulu kararının kredi teklifinde bulunan şubeye ilettiğini, kredinin tahsisine ilişkin yönetim kurulu kararının şubeye karara uygun olarak kullandırım takdir yetki ve sorumluluğunun şubeye ait olmak üzere ve gerekli teminatların sağlanması koşuluyla ilettiğini, davalı müvekkilinin kredinin kullandırılması için talimat verme yetkisinin bulunmadığını belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde özetle,ilk itiraz olarak görev, zaman aşımı, husumet ve dava şartı açısından açılan davanın reddi gerektiğini, esas yönünden dava konusu kredinin tahsisi ve kullandırılması işlemlerinin müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştiğini, müvekkilinin görev süresince firmaya açılan kredi ve firmanın riskini artırıcı hiç bir işlem yapılmadığını, sehven yapılan muhasebe işleminin usulsüzlük olarak değerlendirilemeyeceğini, kredinin idari ve icrai yoldan tahsili için gerekli işlemlerin yapıldığını, teminat mektubu metninin değiştirilmesinin yeni kredi olmadığı gibi riski artırıcı bir işlem olmadığını, tasfiye protokolüne uymayan firma aleyhinde gerekli süreç başlatıldığını, dava konusu kredilerin müvekkilinin görevine başlamasından önce açılmış ve kullandırıldığını belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar …, … vekili dilekçelerinde özetle;ilk itiraz olarak dava şartının gerçekleşmediğini, davada ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilleri hakkında verilen bir ceza hükmünün mevcut olmadığını, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, müvekkillerinin davacı banka tarafından ibra edildiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki davanın harca tabi olduğunu, firmaya tahsis edilen kredilere alınan teminatların yeterli olduğunu, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen rapor ile … A.Ş. ye verilen kredilerde bir usulsüzlük bulunmadığını belirtmiş ve esas yönünden de aşamalarda sunulan dilekçelerle davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı şirkete kullandırılan kredilerde teminat yeterliliğinin sağlandığı, yönetim kuruluna kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilme yönünde yönetim kurulu toplantısında yetki verildiği, krediler inceleme ve değerlendirme talimatının 17. Maddesinde belirtilen kredi açılmasına engel durumların dava konusu kredilerle ilgili sunulan mali analiz ve istihbarat raporlarında tespit edilmediği, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği ve ticari krediler uygulama talimatının kredileri red nedenleriyle birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı, bu şekilde davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin, kredi tahsis ve kredi kullandırım aşamalarında davacı banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer çalışanların bankacılıkla ilgili düzenlemelere ve bankacılık tehammüllerine aykırı eylemlerinin bulunmadığı, varsa bankanın oluşan zararından davalıların sorumlu olmadıkları kanaatine varılmakla davacının sabit olmayan davasının reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan kredilere ve alınan teminatlara toplu olarak bakıldığında; 5 milyon USD döviz kredisinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.381.450,00TL (6 sıfır atılarak) olduğu, söz konusu krediye teminat olarak 5.430.000,00TL bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığını, teminat yeterliliğinin sağlandığını, dava dışı firmaya ilave olarak 4.000.000,00 USD döviz ve akreditif kredisi tahsis edildiği 4 milyon USD ek kredinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.691.600,00TL (6 sıfır atılarak) olduğunu, teminat mektubu kredisi 250.000,00TL’sı da eklendiğinde toplam 1.941.6090,00TL ek kredi limiti tahsis edildiği, söz konusu kredilere teminat olarak 7.800.009,00TL (altı sıfır atılarak) bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığını, teminat yeterliliğinin sağlandığını, davacı banka tarafından, kredi tahsisi yapılırken alınan teminatların yetersiz olduğu ve banka zararına sebebiyet verildiği beyan edildiğini, raporda detaylı olarak yer verilen yönetim kurulu kararı ile tahsis edilen kredilerin teminatı olarak ekspertiz değerleri toplamı 3.973.816,00TL olan gayrimenkuller üzerine toplam 13.230.000,00TL (altı sıfır atılarak) tutarında gayrimenkul ipoteği tesis edildiğini, teminatların değerlendirilmesi yapılırken dava dışı firmaya tahsis edilen kredilerin tahsis edildiğini, dönemdeki TL bedelleri üzerinden değerlendirme yapılmasının çok daha sağlıklı olacağı, kredilerin takip hesaplarına atıldığı ve/veya icra takip tarihindeki ulaştığı değerler ile tahsis edilen ve kullandırıldığını, dönemde alınan teminat değerlerinin karşılaştırılmasının reel bir değerlendirme olmayacağını, dava konusu somut olayda bilirkişi heyetlerince değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, bankacılık kanunu, bankanın iç mevzuatına, görev ve yetki yönetmeliğine, ticari krediler uygulama esaslarına ve istihbarat-proje değerlendirme müdürlüğü krediler inceleme ve değerlendirme talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususlarının incelendiğini, verilen mali analiz ve istihbarat raporlarında “kredi açılmasına engel durumlar” a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediğini, ticari krediler genel esasları yönetmeliği ve ticari krediler uygulama tallmatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporun “inceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiğini, kredilerin red nedenleri ile bire bir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığını, tespitin aksine kredi tahsis kararı ve kredi kullandırımı bankacılık genel mevzuatı, banka iç mevzuatı, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu, bankanın 4603 sayılı kanunun yayımı tarihine kadar 233 sayılı K.H.K hükümlerine istinaden tüzel kişiliğe sahip faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir K.İ.T. Olmasının yanı sıra, bankalar kanunu ve T.T.K. hükümlerine tabi anonim şirket statüsünde görev yaptığını, kredinin bankanın ticari krediler uygulama talimatının 5.1.2. maddesinde yer alan hususların dikkate alınarak teklif edilmiş, bunun yanında kredinin verilmesine engel diğer hususların ise hiç gözönünde bulundurulmadığını, batık durumda bulunan kredinin sorunlu hale gelmesi aslında kredi verme işlemlerinin başında gerçekleştiğini, zira hakkında olumsuzlukları bulunan, firmanın kredilendirilmesini emniyet ilkesi ve takdir yetkisi ile bağdaştırmanın mümkün olmadığını, kullandırılan ilk dilim 5.000.000USD kredinin hemen akabinde yine olumsuz istihbarat raporlarına rağmen, kredilendirmede bir sakınca görülmediğini, başbakanlık yüksek denetleme kurulu raporlarında ödeme güçlüğü içindeki firma üzerindeki alacaklarının tahsili için tüm tedbirlerin alınması temenni olunduğunu, başbakanlık yüksek denetleme kurulu raporunun temennisinde yer alan ipoteklerin durumu yukarıda izah edildiğini, davalılar kredilerin kullandırımı aşamasında banka mevzuat ve teamüllerine aykırı hareket ettiğini, banka yöneticileri ve çalışanlarının, kamuya ait kaynakları/değerleri mali yapısı bozuk firmalara aktarmak yönünde bir keyfiyetleri bulunmadığını, bir kamu bankasının, özel sermayeli bir şirket gibi yönetilmesi elbette ki düşünülemeyeceğini, böyle bir bankanın kaynaklarını kullanırken, basiretli bir tacirden bile beklenenden daha özenli ve dikkatli davranmak gereğinin olduğu açık olduğunu, davalıların, firmaya müteaddit defalar yetersiz teminatla, tahsil kabiliyetinin bulunmayan kredi kullandırarak ve kendilerine teslim edilen kamu malını verimlilik ve karlılık ilkelerine, bankacılık teamül ve mevzuatına aykırı bir şekilde kullanarak banka zararına sebebiyet verdiğini, bir başka ifade ile, müvekkili banka anonim şirket statüsünde ve dava konusu kredilerin kullandırıldığı tarihte tamamıyla bir kamu bankası olduğunu, faaliyetlerini ticaret hukuku ve bankacılık hukuku kurallarına göre sürdürmekte olup banka yöneticilerinin tedbirli, basiretli ve öngörülü bir tacir gibi hareket etme zorunluluğu olduğunu, zira bu kişiler profesyonel banka yöneticisi olup banka varlıkları değerlendirilirken görevleri ve konumları gereği ülke ekonomisinin yapısını iyi bilmesinin, özenli ve öngörülü olarak normalin üstünde bilgi ve beceri göstermesinin, en az risk taşıyan veya riski bulunmayan işlemler yapması gerekli olduğunu,buna karşın ekonomi ve kuralları ile risk faktörleri gözardı edilerek kredilendirme ilkelerine ve banka mevzuatına aykırı olarak kredi kullandırıldığını, karşısında davalı banka yöneticilerinin tedbirli, basiretli ve öngörülü bir tacir gibi davranmadıkları banka zararına yol açtığını, banka zararının oluşmasına davalılarca kullandırılmaması gereken kredilerin kullandırılmasına neden olduğunu, kredinin kullandırılmasında, uygulanması gereken esasların yerine getirilmediğini, kredinin açılış ve kullandırım sürecinde bankacılık mevzuatı ve müvekkili banka mevzuatına aykırı, müvekkili banka zararına yol açacak şekilde kredi kullandırıldığını ve bu nedenle kredilerin geri dönüşü sağlanamadığını, bu nedenlerle hukuka aykırı verilen yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, banka eski yöneticilerinin, banka şube müdürlerinin ve çalışanlarının usulsüz kredi kullandırdıkları iddiasıyla uğranılan zararın tahsili istemine yönelik dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 320, 341. Ve BK’nın 528. Maddelerine dayalı olarak banka denetçileri tarafından açılan sorumluluk davası kapsamında tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı … davacı bankanın genel müdürü,Ticari Krediler Müdürü …, davacı bankanın yönetim kurulu üyeleri ise; … ve …’den oluşmakta olup,davalılar …,…,… şube müdürleri,… ise şube müdür yardımcısıdır.
Yargılama aşamasında davalı … vefat etmiş olup sunulan veraset belgesine göre mirasçılarından mirası reddeden …’nun haricinde geriye kalan … davaya dahil edilmiştir.
İlk derece mahkemesince bilirkişiler … tarafından düzenlenen 26/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle, rapora bilirkişiler …’ın muhalif kaldıkları, muhalif şerhinde; hukuki değerlendirilmesi taraflarınca hazırlanan 26/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun finansal değerlendirmeler içeren bankacılık işlemlerine ilişkin kısmı incelendiğinde yapılan açıklamaların bu özellikleri haiz olmadığının görüldüğünü, yapılacak eksik yahut yanlış değerlendirmelerin dosyanın münderecatı da göz önüne alındığında telafisi güç zararlara yol açması muhtemel olduğunu, bu nedenlerle düzenlenmiş olan raporu bankacılık işlemlere ilişkin kısımda yer alan tespitlerin denetime elverişli bulunmadığından katılmanın mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
Yargılama sırasında bilirkişiler Ticaret Hukuku öğretim üyesi …, bankacı … ve Borçlar Hukuku öğretim üyesi … tarafından düzenlenen 07/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, dava dışı … A.Ş. ye tahsis edilen ve kullandırılan kredilerle ilgili istihbarat raporları, kredi tebliğleri, tesis edilen teminatlar, yönetim kurulu kararları, banka iç yönetmelikleri, istihbarat-proje değerlendirme müdürlüğü krediler inceleme ve değerlendirme talimatı, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği, ticari krediler uygulamalar talimatı, yönetim organları iç tüzüğüne göre yapılan değerlendirmelere göre; Dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan kredilere ve alınan teminatlara toplu olarak bakıldığında; S5 milyon USD döviz kredisinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.381.450,00 TL (6 sıfır atılarak) olduğu, söz konusu krediye teminat olarak 5.430.000,00 TL bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı, teminat yeterliliğinin sağlandığı, Dava dışı firmaya ilave olarak 4.000.000,00 USD Döviz ve Akreditif Kredisi tahsis edildiği, 4 milyon USD ek kredinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.691.600,00 TL (6 sıfır atılarak) olduğu, Teminat Mektubu Kredisi 250.000,00 TL’sı da eklendiğinde toplam 1.941.600,00 TL ek kredi limiti tahsis edildiği, söz konusu kredilere teminat olarak 7.800.000,00 TL (altı sıfır atılarak) bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı; teminat yeterliliğinin sağlandığı,Davacı banka tarafından, kredi tahsisi yapılırken alınan teminatların yetersiz olduğu ve banka zararına sebebiyet verildiği beyan edilmiş olup, raporumuzda detaylı olarak yer verilen Yönetim Kurulu kararı ile tahsis edilen kredilerin teminatı olarak ekspertiz değerleri toplamı 3.973.816,00 TL olan gayrimenkuller üzerine toplam 13.230.000,00 TL (altı sıfır atılarak) tutarında gayrimenkul ipoteği tesis edildiği, teminatların değerlendirilmesi yapılırken dava dışı firmaya tahsis edilen kredilerin tahsis edildiği dönemdeki TL bedelleri üzerinden değerlendirme yapılmasının çok daha sağlıklı olacağı, kredilerin takip hesaplarına atıldığı ve/veya icra takip tarihindeki/dava tarihindeki ulaştığı değerler ile tahsis edilen ve kullandırıldığı dönemde alınan teminat değerlerinin ılaştırılmasının reel bir değerlendirme olmayacağı, Dava konusu somut olayda bilirkişi heyetimizce değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususlarının incelendiği, Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; “… Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü..” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında; “ 4.5. Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standartlara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek..” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Raporumuzun “İnceleme” bölümünde detaylı olarak yer verildiği üzere; Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; “… Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü.” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, Yönetim Kurulu’nun kredi tahsisinde istisnai karar alabilme yönündeki yetkisini kullanabileceği, Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında; “ 4.5. Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standarilara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek ” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “ “Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın Yeni kredi ilişkisine girilmez… “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, Dava dışı firmaya ilişkin, Taporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verilen Mali Analiz ve İstih barat Raporlarında “Kredi Açılmasına Ehgel Durumlar”a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediği, Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine Taporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, kredilerin red hedenleri ile birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı, Bilirkişi heyetinin uzmanlık alanları doğrultusunda yapılan teknik tespitler çerçevesinde, dava dışı … … A.Ş. Firmasına kullandırılan kredilerin tahsisinde, bankacılık etik ve ilkeleri, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç Mevzuatı, Görev ve Yetki Yönetmeliği, Ticari Krediler Uygulama Esasları ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği, davalıların görev yaptıkları süre içerisinde dava dışı … … A.Ş.’ne kredi kullandırmak Suretiyle bankanın zarara Uğramasına sebebiyet verip vermediklerine ilişkin nihai kararın mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Davalılar hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada davalıların beraatlerine karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından verilen kredinin usulsüz olup olmadığı, hakimlik mesleğinin gerektiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi heyeti oluşturularak rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, 2.Ağır Ceza Mahkemesince bu dosyanın 2013/35 esas sayılı dosya ile birleştirildiği, bu dosya üzerinden mahkemece vefat eden sanıklar yönünden davanın düşürülmesine diğer sanıklar yönünden ise zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay’ca eldeki dava dosyasının davalıları yönünden kararın onandığı anlaşılmıştır.
Genel olarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu TTK’nın 320. Ve 336. Maddelerine göre belirlenir.
TTK’nın 320. Maddesine göre;İdari meclis azalarının şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında Borçlar Kanunu’nun 528. Maddesinin 2. Fıkrası hükmü tatbik olunur.
818 sayılı BK’nın 528/2. Maddesine göre; Şirket işlerini ücretle idare eden şerik tıpkı bir vekil gibi sorumlu olur.
Banka yönetim kurulu üyeleri ile banka arasında bir vekalet akdi ilişkisi bulunduğundan üyeler bankaya vekil gibi sorumlu olurlar.
Bilirkişi kurulu raporunda,dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan kredilere ve alınan teminatlara toplu olarak bakıldığında; 5 milyon USD döviz kredisinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.381.450,00 TL olduğu, söz konusu krediye teminat olarak 5.430.000,00 TL bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı, teminat yeterliliğinin sağlandığı,dava dışı firmaya ilave olarak 4.000.000,00 USD Döviz ve Akreditif Kredisi tahsis edildiği, 4 milyon USD ek kredinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerinein 1.691.600,00 TL olduğu, Teminat Mektubu Kredisi 250.000,00 TL’sı da eklendiğinde toplam 1.941.600,00 TL ek kredi limiti tahsis edildiği, söz konusu kredilere teminat olarak 7.800.000,00 TL bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı,davacı banka tarafından, kredi tahsisi yapılırken alınan teminatların yetersiz olduğu ve banka zararına sebebiyet verildiği iddia edilmiş ise de,Yönetim Kurulu kararı ile tahsis edilen kredilerin teminatı olarak ekspertiz değerleri toplamı 3.973.816,00TL olan gayrimenkuller üzerine toplam 13.230.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği,ipotek değerinin tespitinde , kredilerin tahsis edildiği dönemdeki TL bedelleri üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği ve ipotek bedelinin teminat yeterliliğinin sağlandığı,davalıların,dava dışı asıl borçlu şirkete açılan krediler sebebiyle özen gösterme borcuna aykırı fiilleri tespit edilemediği gibi usulsüz işlemlerinin de bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinafına gelince,dava, davacı bankanın eski yönetici ve çalışanlarına yönelik sorumluluk davası olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve kendini vekil ile temsil ettriren davalılar yararına 164.574,02 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ün 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında: “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiş olup davanın tümüyle reddine karar verilmiş olduğu ve karar tarihindeki tarife hükümleri dikkate alındığında davalılar lehine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine yönelik kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, davalc vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2- Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2021 tarih ve 2005/303 Esas 2021/901 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasıne YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- AAÜT’ün 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 4.080,00TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
C)1-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023
Başkan Üye Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.