Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/697 E. 2023/1404 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2019
NUMARASI ….
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2023

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili hakkında 20/06/2016 tarihinde Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13150 Esas sayılı takip dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibi başlattığını, davalı bankanın Beşiktaş 17. Noterliği’nin 04/02/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı hesap kat ihtarında 1.388.107,14 TL borç gösterdiğini ve hesap kat ihtar tarihi olan 01/02/2016 tarihinde hesapta 645.094,47 TL bulunmasına rağmen, bu tutarı mahsup edilmeksizin ve %72 faiz işletilmek suretiyle takip dosyasından fazladan 354.864,00 TL talep ettiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri gereğince borçlulara Beşiktaş 17. Noterliği’nin 04/02/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı hesap kat ihtarını gönderildiğini, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13150 Esas sayılı takip dosyasından takibe geçildiğini ve usulsüz işlem bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, bankacı bilirkişiden alınan ek raporda takip tarihi itibariyle davalı bankanın davacıdan 732.373,64 TL anapara, 193.346,64 TL işlemiş temerrüt faizi, 9.667,33 TL BSMV olmak üzere toplam 935.387,61 TL alacağı bulunduğunu, dava tarihi itibariyle 14.647,47 TL temerrüt faizi ve 732,37 TL %5 BSMV ve 2.060.585,37 TL gayri nakdi teminat mektubu tutarı olmak üzere olmak üzere toplam 3.011.352,84 TL alacağı bulunduğunu, takip talebinde 3.100.000,00 TL talep edildiğinden bu miktarın düşülmesi sonucu davacının takip dosyasında 88.647,16 TL’den borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davacının, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13150 Esas sayılı takip dosyasından dolayı 88.647,16 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava tarihinden sonra 01/07/2016 tarihinde; 448.000,00 USD ile 198.699,32 USD’nin toplam 2.249.478,91 TL olarak talep üzerine tazmin edildiği, belirlendiğinden; bu tutarların infazda dikkate alınmasına, davalı alacaklı yönünden koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı bankanın kat ihtarının tebliği ile hesapta bulunan 645.094,47 TL’yi 5 ay boyunca hesaptan çekmeyerek %72 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle müvekkilinden 354.864,00 TL daha fazla faiz talep ettiğini, davalı bankanın sözleşme ve yasal mevzuat gereği sahip olduğu hakkı kullanması gerekirken kullanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple %72 temerrüt faizi uygulanarak borcun katlanmasına sebebiyet verildiğini, davanın tam kabulü gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamada müvekkili bankanın gayri nakdi alacaklarının takip tarihinden sonra nakde dönüştüğünü, ilgili tarihteki kur üzerinden bankaca mektuplar nedeniyle ödemede bulunulduğunu, mahkemece ve bilirkişi tarafından sanki mektuplar nakde dönmemiş gibi farazi olarak hatalı bir tarih tespit edilerek hesaplama yapıldığını, raporun ve mahkeme kabulünün bu yönüyle hatalı olduğunu, sözleşmede takas mahsup hakkının kullanım zamanına dair herhangi bir düzenleme ve sınırlama bulunmadığını, müvekkili bankaca davacı firmanın zararına olacak herhangi bir işlem yapılmadığını, mahsup işleminin yasal düzenlemelere uygun yapıldığını, kaldı ki davacı firma tarafından da kendisine gönderilen kat ihtarnamesi ile verilen süre içerisinde ödemeye dair herhangi bir işlemde bulunulmadığı gibi takas mahsup işleminin yapılması yönünde herhangi bir talepte de bulunmadığını, BK’nun 143.maddesi kapsamında herhangi bir talep bulunmadığını, açılan davanın reddi yerine kısmen kabulünün hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı bankanın hesap kat ihtarı tarihinde hesapta bulunan nakit mevduatı mahsup etmeksizin ve zamana yayarak %72 oranıyla temerrüt faizi işletmek suretiyle başlatılan icra takibinde 354.864,00 TL alacak yönünden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Beşiktaş 17. Noterliği’nin 04/02/2016 tarih ve 13073 yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin, …., muhataplarının … …, … … ve … . olup, 1.388.107,14 TL’lik nakit kredi borcunun 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 08/02/2016 tarihinde bila tebliğ edildiği ve temerrütün 10/02/2016 tarihinde gerçekleştiği,
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13150 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının…, borçlularının … …, … ….. olup, 21/06/2016 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, 1.034.927,44 TL asıl alacak, 72.444,92 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.622,25 TL BSMV olmak üzere toplam 1.110.994,61 TL alacak ile 713.005,32 USD mer’i teminat mektubu bedelinin depo edilmesine yönelik icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan 15/12/2016 tarihli dekonta göre; 448.000 USD’nin (1.571.270,00 TL olarak) ve 198.699,32 USD’nin (TL karşılığı olarak 696.639,82 TL) ödendiği anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davalı banka ile davacı …… Şirketi arasında 13/11/2012 tarihinde ve 14/07/2015 tarihleri arasında iki ayrı sözleşme imzalandığını, … … ve … …’in 7.500.000,00 TL limitle sözleşmenin kefili olduklarını, kredi sözleşmelerine istinaden asıl borçlu şirkete nakit kredi ile teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, dava dışı … …. ilçesinde bulunan dubleks meskenin 1.dereceden 14/11/2012 tarihinde 800.000,00 TL’den, yine Ankara ili, … ilçesi, … semtinde bulunan 50 no’lu meskenin de 13/11/2012 tarihinde 1.dereceden 1.500.000,00 TL, dava dışı … …’e ait Antalya ili, … ilçesinde bulunan parselin ise 16/11/2012 tarihinde 1.dereceden 800.000,00 TL olmak üzere toplam 3.100.000,00 TL davacı şirketin kullanacağı kredilerin teminatı olarak ipotek verildiğini, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine Ankara 17. Noterliğinden 04/02/2016 tarihinde hesabın kat edildiğini, kat ihtarına göre 1.388.107,14 TL nakit, 713.005,32 USD teminat mektubu kredi riskinin bulunduğunun ihtar edildiğini, kat ihtarının davacı şirketin sözleşmede belirtilen adresine yapıldığını, 1 günlük ödeme süresi dikkate alındığında 10/08/2016 tarihi itibariyle davacı şirketin temerrüte düştüğünü, sözleşmenin Temerrüt başlıklı 4.2.maddesinde temerrüte ilişkin düzenleme yapıldığını, kat ihtarı itibariyle davalı bankanın en yüksek kullandırdığı faizin %36 olup, temerrüt faizinin %100 fazlasının %72 olacağını, kredinin teminatı olarak ipoteklerle ilgili resmi senetlerde akdi faizin %36, temerrüt faizinin %72 olarak belirlendiğini, dava tarihi itibariyle davalı bankanın davacıdan 732.373,64 TL anapara, 193.346,64 TL işlemiş temerrüt faizi, 9.667,33 TL BSMV olmak üzere toplam 935.387,61 TL alacağı bulunduğunu, dava tarihi itibariyle 14.647,47 TL temerrüt faizi ve 732,37 TL %5 BSMV ve 2.060.585,37 TL gayri nakdi teminat mektubu tutarı olmak üzere olmak üzere toplam 3.011.352,84 TL alacağı bulunduğunu, takip talebinde 3.100.000,00 TL talep edildiğini, dava tarihi itibariyle davacının davalı bankaya 88.647,16 TL borçlu olmadığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, davalı banka ile davacı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılacak kredinin teminatı olarak davacı asıl borçlu şirket lehine toplam 3.100.000,00 TL bedelli üç ayrı taşınmazın ipotek gösterildiği, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda da belirtildiği üzere eldeki davanın menfi tespit davası olması nedeniyle davalı banka alacağının dava tarihi itibariyle mevcut alacağının tespiti gerekmekle dava tarihi olan 01/07/2016 tarihi itibariyle davalı bankanın davacıdan 732.373,64 TL asıl alacak, 207.994,14 TL işlemiş temerrüt faizi, 10.399,71 TL %5 BSMV (713.005,32 USD’lik mer’i teminat mektubu borcunun TCMB döviz satış kurunun dava tarihi itibariyle), 2.060.585,37 TL gayri nakdi olmak üzere toplam 3.011.352,84 TL alacağı bulunduğu halde davalı bankanın Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13150 Esas sayılı dosyasında 3.100.000,00 TL üzerinden takip yapılmak suretiyle davacıdan 88.647,16 TL fazla talepte bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 3.2.1.maddesinde, rehin/takas/hapis/mahsup hakkına ilişkin düzenleme yapılmış olup, düzenlemeye göre müşterinin lehine gelmiş veya gelecek havaleler üzerinde bankanın hapis ve rehin hakkı bulunduğunu ve kendisine ihbarda bulunmadan önce de müşteri adına kabul veya bankaya olan borçlarına takas ve mahsup etmeye yetkili olduğu hususunda tarafların mutabık kalmış olup, davacı bankaca somut olayda davalı asıl borçlu şirketin mevduat hesabında 645.094,47 TL bulunmasına rağmen davalı asıl borçlu şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredinin muaccel olması karşısında, kredi alacağının herhangi bir merasime ihtiyaç duyulmaksızın yasal mevzuat ve bankacılık taammümleri gözetildiğinde davacı şirketin temerrüte düştüğü, 10/02/2016 tarihinde ki TCMB’nin USD / Dolar döviz satış kuru üzerinden karşılığının kredi borcuna takas / mahsup yapması gerektiğinden ilk derece mahkemesince de bu yönde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Diğer yandan, takip talebinde deposu talep edilen 713.005,32 USD’lik mer’i teminat mektubunun bankacı bilirkişi tarafından dava tarihi itibariyle TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle TL karşılığının bulunduğu, yapılan hesaplamada usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, takibe konulan teminat mektuplarının 01/07/2016 tarihinden daha sonraki tarih olan 14/12/2016 tarihinde tazmin edildiği gözetildiğinde davalı yanın buna yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 6.055,49 TL harçtan peşin alınan 1.513,88‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 4.541,61‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/10/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.