Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/683 E. 2022/1749 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/683 Esas 2022/1749 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/683
KARAR NO : 2022/1749

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2022

NUMARASI : 2021/562 Esas 2022/20 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ihyası istenen şirket arasında 01/08/2011 tarihinden geçerli olmak üzere Satış Sözleşmesi (Açık Satış Noktası Sözleşmesi) tanzim ve imza edildiğini, müvekkili tarafından sözleşmenin 11.maddesinde kararlaştırılan geri ödenmek kaydıyla ve işyerinin açılmasında yardımcı olmak amacıyla 26.400,00 TL tutarında mali yardım/katkı sağlandığını, …. Şti ve davalı …’nun sözleşmeyi ihlal etmesi üzerine Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1478 Esas sayılı dosyasında alacak davası ikame edildiğini, davanın reddine dair verilen 16/11/2016 tarihli kararın istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiğini, dosyanın Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/446 Esas sayılı dosyasından düzenlenen 10/08/2021 tarihli tensip tutanağı ile …. Şti’nin ihyası için dava açmak üzere taraflarına mehil verildiğini beyanla …. Şti’nin tasfiye kapanış ve kayıt silinme işlemlerinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, ihyası talep edilen şirketin 24/05/2012 tarihli genel kurulda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirket tasfiye memurluğuna …’nun seçildiğini, kararın 30/05/2012 tarih ve… sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan üç ilan gazetelerinin yayınlandığını, son 3. ilan olan 13/06/2012’den itibaren 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra 08/06/2013 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair alınan genel kurul kararının tescilinin 19/07/2013 tarihinde yapıldığını, söz konusu şirketin terkininin 24/07/2013 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, söz konusu şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını ve ihyasının söz konusu olmayıp TTK 547 maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerektiğini, müdürlüğün yasadan doğan zorunlu hasım olduğunu bildirerek aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, ihyası talep edilen şirketin 08/06/2013 tarihli genel kurul tasfiye kararının 19/07/2021 tarihinde tesciliyle 24/07/2013 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi suretiyle terkin edildiğini, ihyası talep edilen şirkete karşı ilgililerce ihya talepli dava yoluna gidebilmesi için kanundan doğan zaman aşımının 5 yıl olduğunu, dava açılış tarihinin 11/09/2021 olduğunu, zaman aşımına uğrayan davanın usulden reddi gerektiğini, ihyası talep edilen şirketin limited şirket olduğunu, 6102 sayılı TTK 573/2 maddesine göre müvekkilinin terkin olunan şirketle ilgili hiçbir sorumluluğu ve yükümlülüğünün bulunmadığını, taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığını, terkin olunan şirketin tüm ticari faaliyetinin sonlanması ve ticaret sicilden terkin olunması aşaması ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun şekilde gerçekleştiğini, davacı taraf ile akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı bir faaliyette bulunulmadığını beyanla davanın zaman aşımı ve taraf sıfatı yokluğu itirazları doğrultusunda usulden reddine, itirazların kabul görmemesi halinde esasa ilişkin itirazları doğrultusunda davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ticaret sicilinden kaydı silinen “Tasfiye Halinde … Şirketi” aleyhine Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/446 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, TTK’nun 547/2 maddesi kapsamında açılan ihya davasında herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin davanın süresinde açılmadığına yönelik itirazının yerinde olmadığı, taraf teşkili yönünden tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, TTK’nun 547 maddesi uyarınca anılan dava dosyası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına ve tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru …’nun atanmasına, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olduğu, tasfiye ve terkin işleminin usulüne uygun yapıldığı anlaşılmakla yargılama giderlerinden tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı iken 24/05/2012 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye kapanışı yapılan ve sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde … Şirketi”nin Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/446 E sayılı dava dosyası ve işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yapmak üzere TTK 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak …’nun atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davanın zaman aşımına uğradığını, süresi içerisinde açılmadığını, açılan davada müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, açılan davada davacı yanın hiçbir menfaati bulunmadığını, davacı yanla akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı bir faaliyet gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın esas itibariyle reddi gerekeceğini, ilk derece mahkemesince hatalı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince dava dışı Tasfiye Halinde … Şirketinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14/09/2021 tarihli cevabi yazısında; Tasfiye Halinde …. Şti’nin 08/06/2013 tarihli kararla tasfiye kapanışı yapıldığı, sicil kaydının 19/07/2013 tarihinde sicilden terkin edildiği bildirilmiştir.
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/446 Esas dosyasının UYAP kaydının incelenmesinde; … A.Ş tarafından davalı … ve dava dışı …. Şti aleyhine alacak istemli dava açıldığı, 10/08/2021 tarihli tensip zaptı ile …. Şti’nin ihyası için süre verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonimi şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut olaya gelince, davalı şirketin 24/05/2012 tarihli alınan genel kurul kararı ile tasfiye kararı alınmış, tasfiye memuru olarak …’nin atanmış ve şirketin 08/06/2013 tarihli kararla tasfiye kapanışı yapıldığından sicil kaydının 24/07/2013 tarihinde tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında rucüen alacak istemine yönelik Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/446 Esas dosyası ile dava açıldığı, açılan davanın derdest olduğu, davalı tasfiye memurunca bu davanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği, bu hale göre davacının Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtığı derdest davadan ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, şirketin ihyasının gerektiği, ayrıca açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumludur. Bu nedenle ilk derece mahkemesince şirketin ihyasına, en son tasfiye memuru olan davalı …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına ve birleşen davada davalı tasfiye memuru …’nun yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 03/06/2014 tarihli 2014/7827 esas 2014/10350 karar sayılı emsal içtihadı).
Diğer yandan, ihyası istenen şirketin tasfiye yoluyla sicilden terkin edildiği, şirket hakkında sözleşme ilişkisinden kaynaklı olarak davacı yanca alacak davası açıldığı, bu nedenle ek tasfiye için şirketin ihyası gerektiği, ihya için ek tasfiye için herhangi bir zaman aşımı süresinin söz konusu olmadığı gibi tasfiye memuru …’nun atandığı anlaşılmakla açılan davanın tasfiye memuruna yöneltilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …’ndan alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.