Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/682 E. 2022/1767 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/682 Esas 2022/1767 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/682
KARAR NO : 2022/1767

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2022
NUMARASI : 2021/645 Esas 2022/27 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.01.2021 tarihinde davalının sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı aracın, müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olan dava dışı …’a ait … plaka sayılı araca % 100 kusurlu olarak çarpması sonucunda meydana gelen kazada oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalısına ekspertiz raporu doğrultusunda 94.240,00 TL tazminat ödendiğini, ödenen meblağın 43.000,00 TL’sinin davalının ZMMS poliçesi kapsamında dava dışı … Sigorta AŞ’nden tahsil edildiğini, bakiye 51.240,00 TL’nin ise müvekkil şirket tarafından gönderilen 25.02.2021 tarihli ihtarname ile davalıdan talep edildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2021/9229 sayılı dosyasıyla davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu iddia ederek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle … plakalı araçta meydana gelen kazada gerçekte olandan daha fazla hasar ve hasar bedeli hesaplandığını, müvekkilinin kullandığı aracın karşı aracın sol ön tekerlek tarafından çarptığını ve sadece kaputta hafif hasar meydana geldiğini, ancak buna rağmen aracın tüm parçalarının değiştirildiğini, kazadan kaynaklanmayan bakım ve onarımların yapılması nedeniyle masrafın yüksek çıktığını, davacının kazanın müvekkilinin kusurundan kaynaklandığı iddiasını ve bu yöndeki kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, takipten önce temerrüdün oluşmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı şirket sigortalısı dava dışı … ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu, sigortalı aracın kullanım amacı ticari ise de, davalının aracının kullanım şekli hususi kamyonet olup davalının tacir olmadığı, böylelikle TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmadığı, buna göre haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, mahkemenin görevli olması HMK’nun 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olduğu, gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla zarardan sorumlu olduğu iddiası ile davalıya karşı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine; TTK’nın 16/1. maddesinde “ticari şirketlerin tacir kabul edildiği” hükmüne, yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davalı gerçek kişi ve davalıya ait araç hususi nitelikte araçtır. Bu durum karşısında, davacının iddia ettiği olayın haksız fiil niteliğinde olduğu, davacıya sigortalı araç ticari nitelikli otobüs olmakla birlikte davalı araç malikinin gerçek kişi, aracın da hususi nitelikte olduğu anlaşılmakla davacının halefiyete dayalı olarak açtığı haksız fiil hükümlerine göre tacir olmayan davalıya karşı açmış olduğu işbu davada HMK’nın 2. maddesi gereği genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/ç. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- Üye -Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.