Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/617 E. 2022/526 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/617 Esas 2022/526 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/617
KARAR NO : 2022/526

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2022
NUMARASI : 2022/141 Esas
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :
VEKİLİ :
TALEP TARİHİ : 24/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebine ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25.09.2001 tarihinden bu yana … Gıda ve Tüketim Mal.Paz. San. Tic. Ltd. Şti.nin davalı …’la birlikte ortağı olduğunu, davacının %40, davalı …’ın %60 ortaklık payı bulunduğunu, şirketin 2000 yılından bu yana … adresinde restoran olarak faaliyet gösterdiğini, iş yerinde 30.11.2000 tarihli Kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, geçmiş dönemlerde kira bedelleri şirket adına yatırılmasına ve Vergi Dairesi’ne muhtasar beyannameleri verilmesine rağmen davalı …’ın 2010 yılından itibaren temsil yetkisini kötüye kullanarak ortada mantıklı hiçbir neden yokken 2010 yılında kira sözleşmesini mal sahipleri ile kendi adına yapmış olduğunu, müvekkilinin bu durumdan davalı … hakkında iş yeri sahiplerince Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2020/11179 Esas sayılı dosyası ile ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için takip yapılması ile haberdar olduğunu, Ankara 2. İcra Hukuk mahkemesinin 2021/62 E sayılı dosyası ile davalı ortağın bilinçli olarak kira bedellerini ödememesi nedeniyle şirket hakkında tahliye davası açıldığını, bu sürecin şirket yetkilisi ile mal sahipleri arasında şirketi ve müvekkilin zarara uğratmak amacıyla yapıldığını, muvazaalı ve şaibeli olduğunu, …’ın şirket mal, hak ve gelirlerini zimmetine geçirdiğini, kira ödemelerini bilinçli olarak yapmayarak şirketin faiz yükü, borç, icra masrafları, iş yerinden tahliye edilme riski altında kalmasına neden olduğunu, başka bir icra dosyasına konu olmuş … isimli şahsın işçilik alacağı borcunu farklı tarihlerde 112.000,00 TL civarında şirket adına mükerrer iki kere ödediğinin öğrenildiğini, ortaklıktan elde edilen gelirle ve şirket adına çekilmiş kredi nakit paralarla şirket adına tapuda devralınması gereken “ Ankara …, … ada … parselde kain taşınmaz ile …, …’de bulunan … ada … Parselde kain taşınmazları” kendi adına tescilini yaptığını, bu hususların müvekkilinden gizlendiğini, davalının temsil yetkisini her konuda kötüye kullandığını, haksız kazanç sağladığının ihtarnameler sürecinde öğrenildiğini, karşı tarafın yıllara sari olarak şirketin malvarlığını azalttığını, muhasebe hileleri yaptığını, şirket adına bankalardan çektiği kredileri kendisi için kullandığı, şirketin işçilik alacağına ilişkin icra dosyasına kayıtlarda hile yapıldığını, kayıtlarda yapılan hilelerle ile şirketin ve müvekkilinin zarara uğratıldığını, tüm bu haksız ve kötü niyetli işlemler nedeniyle müvekkilinin; halen müdürlük ve temsil yetkisini kullanmaya devam eden karşı tarafa güvenmesinin beklenemeyeceğini iddia ederek davalı tarafın daha fazla şirketin nam ve hesabına işlemler yapmasının engellenmesi, şirketin nam ve hesabına hukuki dayanaktan yoksun ve müvekkilinden habersiz işlemler yapmasını durdurmak ve şirketin maddi anlamda geri dönüşü ve telafisi imkânsız zarar etmesini engellemek amacıyla öncelikle tarafların ortak olduğu … Gıda ve Tüketim Mal.Paz. San. Tic. Ltd. Şti. için dava sonucuna kadar şirket yetkilisi davalı …’ın şirket adına temsil ve idare yetkisinin tensiple birlikte tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini ve bu hususun ilan edilmesini, TTK 219 ve 630/2 maddeleri gereğince davalının temsil ve idare yetkisinin tamamen kaldırılmasına, şirketi idare ve temsil edecek tarafsız bir kayyımın atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihtiyati tedbir isteyen tarafın tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık ispat etmediği, dava sonucunu elde eder şekilde tedbir kararı verilemiyeceği, ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; …’ın temsil yetkisini kötüye kullandığını, şirkete ait mal, hak ve gelirleri sakladığını, …’ın … şirketinin 2000 yılından beri mal sahipleri ile düzenlenen kira sözleşmesi yapmasına, bu sözleşme Vergi Dairesi, resmi kurumlarda bulunmasına, beyannameler verilmesine ve yakın tarihe kadar … şirketi adına mal sahiplerine kira ödemesi yapılmasına rağmen birden bire mal sahipleri ile …’ın şahsı arasında hayatın olağan akışına aykırı olarak yeni bir kira sözleşmesi ortaya çıkarılarak icra ve taliye davaları başlatıldığını, şirketin gelirlerinin ve banka hesaplarının kira borcunu ödemeye yeterli olmasına rağmen tahliye ve devamında iflasa gidebilecek bir sürece kötü niyetle sebebiyet verildiğini, şirket adına ve şirketin parası ile geçmiş yıllarda alınan değeri çok yüksek olan tapunun …’ın kendi adına yaptığı ihtara rağmen şirket adına tescil etmekten imtina edildiğini, …, şirketin banka kayıtlarını müvekkilinden sakladığını, çekilen kredileri ve şirketin gelirlerini kendi şahsi ihtiyaç ve amacı için kullandığını, şirket gelirlerini …’ın hesabına aktarıldığını, …’ın yaptığı usulsüzlüklerle şirkete maddi ve manevi zarara uğratacağını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Anılan hükümlerden anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispatlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, ihtiyati tedbir talep eden davacının tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Somut olayda, davacı yanca ilk derece mahkemesinin tedbir hakkındaki karar tarihine kadar delillerin dosyaya ibraz edilmediği görülmektedir. Davacı tarafça istinaf aşamasında sunulan deliller tedbir isteminin reddi kararından sonra sunulduğundan istinaf aşamasında değerlendirmeye tabi tutulamayacak ve ilk derece mahkemesinince değerlendirilmeyen delil istinaf aşamasında nazara alınamayacaktır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacılardan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.20/04/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.