Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/600 E. 2022/483 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/600 Esas 2022/483 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/600
KARAR NO : 2022/483

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2022
NUMARASI : 2020/28
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLLERİ :
KARŞI TARAF
DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati tedbir
TALEP TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde ve en son mahkemeye vermiş olduğu 21.02.2022 tarihli dilekçesinde özetle; 50.000,00 paya bölünmüş 5.000,000,00 TL sermayeden oluşan davalı anonim şirketin paydaşlarının 11.000 paya sahip müvekkili ile aynı pay oranına sahip … ile 28.000 payı bulunan … olduğunu, davalı şirketin 12.09.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında çoğunluk paya sahip …’nun olumlu oyu ile 5.000,000,00 TL olan davalı şirketin sermayesinin 23.000,000,00 TL ‘ye artırılmasına ilişkin alınan kararın iptali istemiyle Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/552 Esas sayılı dosyasında açılan davada anılan mahkemenin 24.06.2021 tarih ve E.2019/552, K.2021/508 sayılı kararı ile TTK’nun 456/3. maddesine göre “sermaye artırımı genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmediği takdirde genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir” hükmü gereğince anılan Olağan Genel Kurul kararının geçersizliğini tespit ederek davanın konusuz kaldığına karar verildiğini, 12.09.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan karar usule uygun olarak tecil edilmediğinden toplantıda alınan kararların devamı niteliğinde işbu dava konusu toplantıda alınan kararların da geçersiz olduğunu, zira Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına çağrı için yapılan ilanda yer alan şirket ana sözleşmesinin esas sermayeye ilişkin 6. maddesinin yeni halinde şirket sermayesi 5.000.000,00 TL’den 23.000.000,00 TL’ye çıkarılmış olup taahhüt edilmiş oranlar %90,4 (20.800.000,00 TL) …, %4,78’erden (1.100.000,00 TL) toplam % 9,56 (2.200.000,00 TL) müvekkil … ve eşi … olarak gösterildiği, böyle gösterilmesinin sebebi bu olağanüstü genel kurulun sermaye artırımına ilişkin müstakil ve yeni bir genel kurul olmayıp önceki 12.09.2019 tarihli genel kurula ilişkin sürecin bir sonucu olması sebebiyle olduğunu, eğer bu olağanüstü genel kurul (davaya konu 19.12.2019 tarihli) sermaye artırımına konu yeni ve müstakil bir genel kurul olsaydı artırılmış sermayenin oranlarının bu şekilde (%90,4 …, %4,78’erden %9,56 müvekkil … ve eşi …) gösterilmemesi gerekeceğini, zira, artırılan sermayede müvekkilinin ve eşinin TTK’nun 461. maddesi mucibince rüçhan hakkı mevcut olup, 12.09.2019 tarihli genel kurula davete konu edilen ilanda da yer aldığı üzere oranların (%56 …, %22’şerden %44 müvekkil … ve eşi …) olarak gösterilmesi ve davetin buna göre yapılması ve hatta yeni bir genel kurul ise müvekkil ve eşine ayrıca TTK’nun 461. maddesi gereğince yeniden rüçhan hakkının tanınması gerektiğini, bu sebeple söz konusu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların Olağan Genel Kurul Toplantısının devamı niteliğinde olduğunu, söz konusu kararların geçerliliğinin ancak Olağan Genel Kurul Toplantısının geçerli olmasıyla mümkün olduğunu, ancak söz konusu Olağan Genel Kurul Toplantısınında alınan kararlar süresinde tecil edilmediğinden geçersiz hale geldiğinden devamı niteliğindeki, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararları da geçersiz hale getirdiğini, Şirketin Yönetim Kurulunun kötü niyetli şekilde azınlıkların haklarını hiçe sayarak sermaye artırımına gittiği müvekkilleri zarara uğratma kasıtlarının bulunduğu Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bekletici mesele yapılan Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’dan dönerek kesinleşmesinin toplamda 5 yıl gibi bir süre beklemek zorunda kalınacağını, müvekkilin salt hakkını aramak için 2019 yılında açmış olduğu davasının ortalama 2027 yılında sonuçlanacağı ve dava sonuçlandığında belkide ortada bir şirket kalmayacağını ileri sürerek 19.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan anasözleşmenin 6. Maddesinin tadiline ilişkin 2 no’lu kararın iptali istemiyle açılan davada; söz konusu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 12.09.2019 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararı gereği davacının ve dava dışı …’in sermaye koyma borcunu ifa etmeyip sadece …’nun sermaye koyma borcunu yerine getirdiğini, davacı ve eşi sermaye koyma borcunu yerine getirmediklerinden bu kararın tescil edilemediğini, bu durumda sermaye artırımına katılan ortağın sermaye koyma borcunu üstlenmiş olması sebebiyle iptali istenen 19.12.2019 tarihli genel kurulun yapıldığını, davacının bu davaları şirketi sermayesiz bırakarak çalışamaz hale getirmek için açtığını, davacının iddiasının aksine 12.09.2019 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararı uyarınca 15 gün içinde ekli 25.11.2019 tarihli dekonttan da anlaşılacağı üzere …’nun rüçhan hakkını kullandığını, 12.09.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında davacı tarafın sermaye artırımın gerekli olduğunu kabul ettiğini ancak dayanaksız olarak miktarına itiraz ettiğini, oysa sermayenin alınan mali müşavir raporuyla 23.000.000,00 TL’ye artırılmasına karar verildiğini, bu karar üzerine ortaklardan …’nun hissesine düşen miktarı süresi içerisinde bankaya yatırdığını, davacı ve diğer hissedarın ise artırılan miktarı süresi içinde yatırmadıklarını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan …’nun yasal prosedüre uygun olarak rüçhan hakkını kullanıp artırılan payları aldığını, paydaş …’nun genel kurulda alınan karar uyarınca artırılan sermayenin 1/4 ünü yine 15 günlük süre içerisinde yatırdığına dair dekont örneğinin sunulduğunu, kaldı ki tadil metnindeki düzenlemeye rağmen artırılan sermayenin ortaklar cari hesabından düşülmeyip ortak tarafından karşılanması yoluna gidildiğini savunarak davanın reddine ve ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; Sermaye arttırımına ilişkin kararın yürütmesinin durdurulmasına karar vermeye Ankara 6. Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu, arttırılan sermaye ve ödenmeye yönelik ana sözleşme değişikliğine yönelik yürütmeyi durdurma talebine gelince; 16/01/2020 tarihli red kararında belirtildiği gibi HMK 389 ve devamı maddelerine göre iddianın yaklaşık olarak ispat edilmesi halinde TTK’nın 449.maddesinde yazılı dava konusu kararın yürütmenin durdurulmasının istenebileceği, sunulan delil ve belgelere göre davacı iddiasını yaklaşık olarak ispat edemediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince dosya kapsamına sunulan ve yaklaşık ispatın üzerinde haklılıklarını kanıtlayan delillere rağmen neden ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verildiğinin açıklanmadığını ve ayrıca 21.02.2022 tarihli talep dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, davalı anonim şirketin anasözleşmesinin 6. Maddesinin tadiline ilişkin olağanüstü genel kurulda alınan kararın iptali istemiyle açılan davada iptali istenilen kararın yürütülmesinin geri bırakılması için TTK’nın 449. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi ne ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 449. Maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde, mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, davaya konu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/552 Esas sayılı dava dosyası içindeki belge örneklerine, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna, iptali istenilen kararın alındığı genel kurul toplantı tutanağına, ticaret sicili kayıtlarına, genel kurul toplantısına çağrının ilan edildiği ticaret sicil gazetesi örneğine dayalı olarak 12.09.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında sermaye artırımına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince yargılama sonunda 24.06.2021 tarih ve E.2019/552, K.2021/508 sayılı kararı ile TTK’nun 456/3. maddesine göre “sermaye artırımı genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmediği takdirde genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir” hükmü gereğince anılan Olağan Genel Kurul kararının geçersizliğini tespit ederek davanın konusuz kaldığına karar verildiğini, 12.09.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan karar usule uygun olarak tecil edilmediğinden toplantıda alınan kararların devamı niteliğinde işbu dava konusu toplantıda alınan kararların da geçersiz olduğunu ileri sürerek dava konusu genel kurulda alınan anasözleşmenin 6. Maddesinin tadiline ilişkin kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının ifasının durdurulması gerekip gerekmediği hususunda yönetim kurulu üyelerinin görüşünü alındıktan sonra ihtiyati tedbir konusunda karar verilmesi gerekir. Bu kapsamda taraflardan davalı şirketin son yönetim kurulu üyelerinin isim ve adresleri istenerek gerekirse sicilden getirtilmek sureti ile yönetim kurulu üyelerine bizzat ihtarlı tebligat çıkarmak ve sonucunda tedbir talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereği kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2022 tarih ve 2020/28 Esas sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereği KALDIRILMASINA,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
4-Dosyanın yeniden görülmesi için karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.