Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/591 E. 2022/670 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/591 Esas 2022/670 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/591
KARAR NO : 2022/670

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI : 2018/349 Esas 2019/950 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine temyizi üzerine Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya Dairemize gönderilmiş ve celse açılmak suretiyle gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile ihyası talep edilen … A.Ş arasında … Mah., Devlet Orman sahasında rüzgar ölçüm direği iznine ilişkin sözleşme yapıldığını bu sözleşme çerçevesinde şirketin, davacı alacaklarını ödenmediğini, icra takibi yapılacağı aşamada şirketin TTK’nun geçici 7. maddesi çerçevesinde terkin edildiğinin bildirdiğini, … A.Ş’den alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi yapılacağından ihyasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davalı işleminin hatalı olmadığını usulüne uygun terkin işlemi yaptıklarını, dava açılmasına sebebiyet vermediklerini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflarına hükmedilmemesini talep ettiklerini, ayrıca yapılan ihya sonrasındaki işlemlerin ek tasfiye kapsamında olacağından tasfiye memuru atanmasına da karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu şirketin TTK’nın geçici 7. maddesindeki usule göre sicilden terkin edilmediği, şirkete ihtar yapıldığına ilişkin dosyada bilgi, belge bulunmadığı, bu hali ile terkin işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle dava konusu şirketin ihyasına karar verilmesine gerektiği, terkin usulsüz gerçekleştiğinden TTK’nın 547. maddesi kapsamında değerlendirme yapılamayacağı ve tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı, dava açılmasına usulsüz terkin yaparak davalı sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu, bu nedenlerle davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Anonim Şirketinin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, terkin işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, müdürlüklerince davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, şirkete ait davaların, alacak ve borçlarının müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, müdürlüklerinin yasal hasım olduğunu, müdürlükleri aleyhlerine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmak suretiyle talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … Anonim Şirketi’nin tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine; Dairemizin 09/07/2020 tarih ve 2020/405 Esas 2020/688 Karar
sayılı kararı ile davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hukuki yarar (dava şartı) yokluğundan davanın reddine yönelik olarak verilen kararına karşı davacı vekili vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemiz kararı temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/01/2020 gün 2020/6702 Esas 2025/580 Karar sayılı bozma ilamında; “…6100 sayılı HMK’nın madde 114/1-h gereğince davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Hukuki yararın bulunması, sonuç istemlerin hükme bağlanmasında davacının menfaatinin bulunması demektir. Sicilden terkin edilmiş şirket hakkında alacak davası açılacağı istemiyle ihyasının istendiği davada, davacının alacağın varlığını kesin suretle ispatlamasına gerek bulunmamaktadır. İhyası istenen şirketten olan alacağı muhtemel gösteren bilgi ve belgelerin bulunması halinde, şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararının olduğu kabul edilmelidir.
Uyuşmazlığa konu somut olayda; davacının, dava dilekçesine eklediği, ”İzin İptal Raporu”, ”Saha Teslim-Teselsüm Tutanağı” isimli belgeler ile … Orman İşletme Şefliğinin ”İzin ve İrtifak”, ”Arazi Tahsis Bedeli” ve ”Bedellerin Yatırılması” başlıklı evraklarından davacının alacağını asgari ölçüde gösteren belgeleri sunduğu, bu suretle sicilden terkin edilen şirket hakkında alacak davası açılmak üzere ihyasını istemekte hukuki yararının bulunduğuna yönelik İlk Derece Mahkemesi kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına karşın Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulması gerekmiştir….” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak yapılan yargılama sonucunda;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı halde sicilden ihyası istenen şirketin silindiği gibi, şirkete ve şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın bulunmadığı gibi davalı … Sicil Müdürlüğünce de 01/02/2019 tarihli yazıda yalnızca ihtar gazete örneklerinin gönderildiği, bu hale göre, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/4.a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla … Anonim Şirketine veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırı olup, dava konusu … Anonim Şirketi’nin terkin işleminin hukuka uygun değildir. Bu nedenle ihyası istenen şirketin TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden şirkete tasfiye memuru atanmaksızın şirketin ihyasına karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir. Kaldı ki silinme sebebine göre de tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından davalı … Sicil Müdürlüğü’nün buna yönelik istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Öte yandan, davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re’sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 esas 2018/5605 karar sayılı emsal içtihatı) davalı … Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulü ile … A.Ş.’nin ihyasına karar verilmiştir .
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin gerekçe yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulüne,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/09/2019 gün 2018/349 Esas 2019/950 Karar sayılı kararının gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
3-Davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı … A.Ş.’nin ihyasına, şirketin yeniden sicile tescil ve ilanına.
4-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile 44,80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL maktu peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere 204,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında açılan duruşma bozma ilamı gereği olduğundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih ve 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı emsal içtihatı da gözetilerek taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/05/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.