Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/552 E. 2023/1241 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/552 Esas 2023/1241 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/552
KARAR NO : 2023/1241

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2019/701 Esas 2021/659 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Şube Tescili
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2023

Taraflar arasındaki şube tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin… adresinde faaliyet yerinin bulunduğunu, ilgilinin tescil için gönderilen davet yazılarına cevabında İstanbul Merkezde bulunan şirketlerine ilave iş yeri olarak açtıklarını bildirdiğini, Eskişehir’de şubesi bulunmayan davalı şirketin ilave işyeri açmasının mevzuata aykırı olduğunu, davalı firmaya ait işyerinin şube olarak tescil edilmesi gerektiğini ve davalıya gönderilen davetlere rağmen süresi içerisinde tescil işlemlerinin tamamlanmadığını belirterek davalı şirketin … adresinde bulunan iş yerinin şube olarak Eskişehir Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle müvekkili şirketin merkezinin İstanbul’da olması sebebiyle yetki itirazlarının kabulüne, davanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak ise müvekkili şirketin dava konusu adresindeki ilave işyerinin, tek başına sınai ve ticari faaliyeti yürütmeyen, talimat ve yönetimde merkeze bağlı, yalnızca müşterilerden gelen talepleri daha hızlı karşılamak için irtibat ofisi şeklinde açılan, SGK ve vergi daireleri nezdinde gerekli bildirimleri süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış bulunan, bağımsız sermayesi, bağımsız hukuki ve fiili idare kabiliyetini haiz organları bulunmayan ve şube niteliğine varmayan bir işyeri statüsünde olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dosya kapsamında alınan raporlarda davalıya ait işyerinin ticaret siciline şube olarak tesciline ilişkin koşulların oluştuğunun bildirildiği, bu hususta mahkemelerince Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/8578 esas 2018/2027 karar sayılı emsal içtihatı gözetildiğinde, davalıya ait işyerinin şube olarak tescilinin gerektiğinin anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı şirketin … adresinde bulunan işyerinin şube olarak tesciline ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesince somut olaya uygun olmayan Yargıtay ilamı doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmak suretiyle karar verildiğini, dava konusu ilave iş yerinin yasal mevzuat kapsamında şube olarak ticaret siciline tescil koşullarının oluşmadığını, yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, dava konusu iş yerinin kendi adına hareket etme yetkisinin bulunmadığını, merkeze bağlı olduğunu, iş yerinin 3.kişilerle bağımsız şekilde ve doğrudan hukuki işlem yapabilme yetkisine haiz olmadığını, müstakil sermayesi ve muhasebesinin bulunmadığını, kendi başına ticari ve sinai faaliyet yürütemediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesince usul ve yasaya aykırı bir şekilde karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Şirket şubesinin ticaret siciline re’sen tescili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir’de bulanan iş yerinin merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, bu yerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 33. maddesinde; tescile davet ve cezaya yönelik, aynı yasanın 40. maddesinde tescile yönelik düzenlemeler ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 118. maddesinde de şube tanımı yapılmıştır. Ayrıca, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca “bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınai faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanun’un uygulanması bakımından şube sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı Eskişehir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce merkezi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı bulunan … Şirketi’nin “…” adresinde bulunan iş yerinin kendi başına ticari faaliyet yürüttüğü iddiasıyla bu yerin sicile şube olarak tescili talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 17/05/2021 tarihli ek raporda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları kapsamında dava konusu iş yerinin dış ilişkilerde merkezden bağımsız olmadığı, gelen müşterilerinin işlemlerinin yerine getirilmesi için başvuru kabul ettiği, genel merkeze ilettiği ve onay aldığı, ayrı bir sermayesinin ve muhasebe biriminin olmadığı, muhasebe kaydının tutulmadığı, çalışanlarının işe alım, maaş ödemeleri, işten çıkarılma gibi işlemlerin genel merkez eliyle yapıldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda ise;17.05.2021 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporunda da belirtildiği, Dairemizin de kabulünde olduğu üzere dava konusu iş yerinin dış ilişkilerde merkezden bağımsız olmadığı, gelen müşterilerinin işlemlerinin yerine getirilmesi için başvuru kabul ettiği, genel merkeze ilettiği ve onay aldığı, ayrı bir sermayesinin ve muhasebe biriminin olmadığı, muhasebe kaydının tutulmadığı, çalışanlarının işe alım, maaş ödemeleri, işten çıkarılma gibi işlemlerin genel merkez eliyle yapıldığı, ticari işlemlerin merkezden yürütüldüğü tespit edilmiş olmakla iş yerinin şube tescil koşullarının oluşmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarih 2020/582 Esas 2020/4446 Karar sayılı, 03.02.2020 tarih 2019/2760 Esas 2020/845 Karar sayılı ve 05/07/2023 tarih 2022/939 Esas 2023/4164 Karar sayılı emsal nitelikteki ilamları da bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2021 tarih ve 2019/701 Esas 2021/659 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45‬ TL harcın talep halinde davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 808,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
6-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ve 78,60 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 299,3‬0 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/09/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.