Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/53 E. 2022/319 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/53 Esas 2022/319 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/53
KARAR NO : 2022/319

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2021
NUMARASI : 2021/338 Esas 2021/874 Karar
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
FERİ MÜDAHALE TALEP
EDEN :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :16/03/2022

Taraflar arasındaki hisse devrinin davalı anonim şirketin pay defterine kaydı koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkin davanın yargılaması sonunda kararda yazılı nedenler ile davacının da kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı, feri müdahale talebi reddedilen vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuşsa da istinaf mahkemece reddedilmiş olup bu ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin hissedarı dava dışı …’ın 05/08/2020 tarihli hisse devir sözleşmesi ile sahibi bulunduğu 4.328.000,00 TL şirket hissesini kendisine devrettiğini, hisse devrinin kabulünün karar defterine işlendiğini, gerekli işlemlerin yapıldığını, 07/08/2020 tarihinde şirkete dilekçe ile başvurarak kendisine devredilen hisselerin şirketin pay defterine yazılmasını talep etmiş ise de, dava tarihine kadar cevap verilmediğini iddia ederek devir aldığı 4.328.000,00 TL şirket hissesinin şirketin pay defterine kaydının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davayı kabul ettiklerini bildirerek bu beyanları doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı üçüncü kişi … tarafından dava konusu şirkete ait 4.328.000,00 TL bedelli 4328 adet hissesinin davacıya devrine dair yazılı nama yazılı hisse devir sözleşmesinin yapıldığı, karar defterine işlendiği, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, şirket ana sözleşmesinde devir yasağının bulunmadığı, davacı tarafından 07/08/2020 tarihinde hisse devir sözleşmesinin anonim şirketin pay defterine işlenmesinin talep edildiği, ancak şirket tarafından yasal sürede bu konuda işlem yapılmadığı, buna istinaden davacı tarafından haklı olarak iş bu davanın açıldığı, davalı şirket vekili tarafından da davanın kabul edildiği, hisse devrinin ana sözleşmeye veya kanuna aykırı olduğuna dair iddia olması halinde bu durumun devrin pay defterine kaydedilmesine engel teşkil etmediği, bu hususun ayrı bir dava konusu (kaydın terkini) olabileceği gerekçeleriyle kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulü ile, davacı ile dava dışı hissedar … arasında düzenlenen 05/08/2020 tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden hisse devrinin davalı şirketin pay defterine işlenmesine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında dava dışı üçüncü kişi konumunda olan hisseyi devreden …, müdahilik talepli dilekçe ibraz etmiş, ilk derece mahkemesince talebe ilişkin harç süresinde yatırılmadığından feri müdahilik talebi reddedilmiştir.
Mahkemece 16/11/2021 tarihli ek karar ile fer’i müdahallik talep eden …’ın dosyada taraf sıfatı bulunmadığı, ayrıca yanında fer’i müdahil olarak yer almak istediği davalı şirket tarafından istinaf başvurusundan feragat edilmesi nedeniyle karara karşı müstakil olarak istinaf hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Feri müdahale talep eden vekili istinaf dilekçesinin reddine dair verilen 16/11/2021 tarihli ek karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; harç yatırılmaması nedeniyle feri müdahilik talebinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taleplerinin asli müdahale olarak değerlendirilerek harca tabi olduğu kabul edilse bile harcın tamamlattırılması için mahkeme tarafından kesin süre verilmesi gerektiğini, taraf sıfatı olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddedilmiş olması Anayasa 36 ve AİHS 6.maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, davacının işbu davayı kötüniyetle ikame ettiğini bildirerek istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile öncelikle ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılmasını, feri müdahilik talebinin kabulüne karar verilmesini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, 6102 sayılı TTK 499. madde uyarınca anonim şirket hisse devrinin pay defterine kaydı talebine ilişkindir.

Somut olayda, davacı …, davalı şirket aleyhine hisse devrinin pay defterine işlenmesi açmış olup, … da davalının yanında fer’i müdahil olarak yer alma talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince harç yatırılmaması nedeniyle fer’i müdahillik talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Fer’i Müdahale” başlıklı 66. maddesinde “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle fer’i müdahale, bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yoldur ve genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamaktır.
6100 sayılı HMK’nın 65/2. maddesine göre fer’i müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.
Mahkeme, fer’i müdahale dilekçesi üzerine müdahale talebinin kabulüne veya reddine karar verir. Fer’i müdahil, müdahale talebinin reddine ilişkin kararı, asıl hüküm verildikten sonra lehine müdahale etmek istediği taraf aleyhine verilmiş olan hükme karşı kanun yoluna başvurabilir ve hükmün, müdahale talebinin haksız olarak reddedilmiş olması nedeniyle bozulmasını isteyebilir. Müdahale talebinin kabulü halinde ise fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükme karşı ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna başvurabilir.
Lehine müdahale edilen taraf kanun yoluna başvurmazsa, HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kanun yoluna başvuramaz. Müdahile husumet tevcih edilmediği gibi müdahil aleyhine bir karar da verilmemiş bulunan hallerde müdahilin tek başına temyiz isteğinde bulunmaya hakkı yoktur.
Bir davada hüküm, ancak davada taraf olan hakkında verilebileceğinden, bu hükme yönelik temyiz yoluna başvurma yetkisi de sadece davanın taraflarına aittir. Asıl tarafın karara karşı kanun yoluna başvurması halinde taraf yanında yer alan yani müdahil olan da kanun yoluna başvurabilir ve bu halde kanun yoluna başvuran feri müdahilin kanun yoluna başvuran asıldan ayrı olarak gerekli harç ve giderleri yatırması halinde kanun yoluna başvurma hakkı doğar.
Somut olayda, davalı yanında fer’i müdahil olarak davaya katılmak isteyen …’ın sözleşmenin tarafı olması nedeniyle hükümden etkileneceği gözetildiğinde hukuki yararı bulunduğu açıktır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davalı yanında fer’i müdahale talep eden …ın fer’i müdahillik isteminin reddi kararı doğru değilse de, HMK’nın 68. maddesi gereğince fer’i müdahilin davaya yanında katılmayı talep ettiği tarafla birlikte hareket etmesi gerektiği dikkate alındığında, müdahil hükmü ancak lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/05/2017 tarih 2016/4-504 Esas 2017/962 Karar sayılı emsal kararı).
Somut olayda, davalı şirketin istinaf yoluna başvurmaması ve istinafa konu kararda müdahillik talebinde bulunan … hakkında bir hüküm kurulmamış olması nedeniyle …’ın tek başına istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, fer’i müdahale talep edenin istinaf kanun yoluna başvurma hakkının bulunmadığı gözetilerek, fer’i müdahale talep eden vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Fer’i müdahale talep eden vekilinin istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
2-Fer’i müdahale talep eden tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL’nın talep halinde feri müdahale talep edene iadesine,
3-Fer’i müdahale talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.