Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/5 E. 2022/1808 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/5 Esas 2022/1808 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/5
KARAR NO : 2022/1808

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2019
NUMARASI : 2017/1009 Esas 2019/101 Karar
DAVACI
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kısmen reddine kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı ile yaptığı protokol ile davacının hisselerinin %40’ını …’a devrettiğini, bu protokolde devir öncesi şirket borçlarından davalının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını, devirden sonra müvekkili şirket aleyhine alacaklı … tarafından icra takibi yapıldığını, müvekkili şirketin dosya borcu için 40.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin davalıdan tahsili için davalı aleyhine Kayseri 4.İcra Md.nün 2017/5560 E.sayılı dosyasıyla başlattıkları takibin davalının itirazı üzerine durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu değerin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının 08.01.2016 tarihli protokol ile protokol tarihinden önceki davacı şirket borçlarından sorumlu olacağını kabul ettiği, davalının 08.01.2016 tarihli protokol uyarınca davacı şirketin protokol tarihinden önceki borçlarından sorumlu olduğu, ancak dava dışı … tarafından davacı şirket aleyhine yapılan takibe konu 6 faturadan 3’ü (1592-1593-1595 no’lu faturalar) davacı şirket defterlerine kayıtlı olup diğer 3 fatura (1594-1597-1635 no’lu faturalar) ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının defterine kayıtlı olan faturaların 30.06.2015 tarihinde davacı şirket defterlerine işlenmiş olup, bilirkişi tarafından bu 3 faturanın asıl alacak toplamı 30.963,71 TL, işlemiş faiz tutarının 4.831,63 TL olarak hesaplandığı, davacı, dava dışı … vekiline 40.000,00 TL olarak ödeme yaptığını iddia etmiş ve bu tutarlı makbuz almışsa da, davacının yaptığı ödemenin kendi ticari defterlerinde 33.075,34 TL olarak işlendiği, davacının ticari defterleri aleyhine delil teşkil ettiğinden davacı, dava dışı …’a yaptığı ödemeler nedeniyle davalıdan en fazla 33.075,34 TL talep edebileceği, davalı söz konusu borcun devir sırasında davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, borcun olup olmadığının tespiti için dava dışı …’ın defterinin incelenmesini gerektiğini savunmuşsa da, davalının ortak olduğu dönemde davacı şirket tarafından Mimar Sinan Vergi Dairesi’ne verilen 2015 yılı Haziran ayına ait BA formunda davacı şirketin dava dışı …’dan KDV hariç 28.287,00 TL tutarında mal-hizmet alımı yaptığını beyan etmiş olup, BA formlarında KDV.eklenmediğinden bu miktara KDV eklendiğinde ortaya çıkan 33.378,66 TL’nin davacının dava dışı …’a yaptığı 33.075,34 TL.den fazla olduğundan söz konusu itirazlarının yerinde görülmediği, alacağın likit olmadığı, reddedilen kısım yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, Kayseri 4.İcra Müdürlüğünün 2017/5560 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı-borçlunun 33.075,34 TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kağıtları usulüne uygun olarak vergi ve cezası ödenmedikçe işleme koyamacağını, bu nedenle geçerli olmayan sözleşmeye dayalı olarak alacak ve rücu talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece bu yöne ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, dava konusu alacağın dava dışı …’ın defter ve kayıtlarında yer alıp almadığına ilişkin bir inceleme yapılmadığını, aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra davacı tarafından takip başlatılmış ve icra dosyasına itiraz edilmemiş olması ve fatura bedelinin avukata ödenmiş olması karşısında dava dışı kişinin alacaklı olup olmadığı konusunda şüphe bulunduğunu, şüpheli işlemden kaynaklı olarak davacı şirketçe ödenen bedelin müvekkiline rücu edilemeyeceğini, mahkemece taraflar arasında imzalanan sonraki hisse satış sözleşmesinin dikkate alınmadığını, sonraki hisse sözleşmesinde şirketin tüm alacakları ve borçlarının tekrar masaya yatırıldığını, şirketin müvekkiline ait olduğu dönemden ortalama 15-20 bin TL arası şirketin borcunun çıktığını, hisse satış bedelinin yarısının işbu borçlara sayıldığını, her ne kadar sözleşmede bu miktarın sadece vergi borcuna istinaden olduğu yazılı olsa da bu miktarın şirketin geçmiş dönem ve kalan tüm borcuna karşılık verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin hissedar olduğu dönemlere ilişkin tüm sorumluluğunun sona erdiğini, mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığını, asıl alacağı işletilen ve işlemiş faiz yönünden karar verilmesinin de hatalı olduğunu, hisse satın alan …’ın satın aldıktan sonra şirketin alacaklarını ve borçlarını kayıt altına almayarak ve varsa borçlarını ödemeyerek icra takibi başlatılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle sorumluluğun …’a ait olduğunu, borcun geç ödenmiş olması nedeniyle oluşan faizden de …’ın sorumlu olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile herhangi bir delil bildirmesi sunmasının mümkün olmadığını, davalının 06/06/2016 sözleşmeye yönelik itirazları ve bilirkişinin buna yönelik değerlendirmelerinin hükme esas alınamayacağını müvekkilince 40.000 TL ödenmesine rağmen davanın 33.075,34 TL üzerinden kabulünün hatalı olduğunu, müvekkili lehine icra inkar tazminatının hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı şirketin 3.kişiye ödediği fatura bedellerinin davalıdan rücuen tahsili talebiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün 2016/12997 E. Ve 2016/3937 E.sayılı takip dosyaları, 08/01/2016 tarihli protokol, faturalar, 10/04/2017 tarihli Makbuz-ibraname, hisse devir sözleşmeleri, ihtarnameler, Ba-Bs formları, ticaret sicil kayıtları vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Davaya konu Kayseri 4.İcra Müdürlüğünün 2017/5560 E.sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından ödenen fatura bedellerinin davalı aleyhine 08.01.2016 tarihli protokole istinaden rücuen tahsili talebiyle davalı aleyhine 40.000 TL asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 10.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının İİK.nun 67. Maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı, davalı ve ve dava dışı … arasında imzalanan 08.01.2016 tarihli protokolün incelenmesinde; davalının davacı şirketteki %80 hissesini …’a devrettiği, devirden önceki borçlardan davalının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün 2016/3937 E.sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dava dışı … tarafından 6 adet fatura alacağı ve işlemiş faizi toplamı 38.242,54 TL.nin tahsili talebiyle davacı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dava dışı … vekili Av…. tarafından imzalanan 10.04.2017 tarihli “Makbuz-İbraname” başlıklı belgenin incelenmesinde; Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün 2016/3937 E.sayılı takip dosyasına mahsuben 40.000,00 TL alınarak davalı şirketin ibra edildiği görülmüştür.
07.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takibe konu 1592-1593-1595 no’lu faturaların davacı defterlerinde yer aldığı, ancak1594-1597-1635 no’lu faturaların yer almadığı, davacı defterlerinde yer alan faturaların 30.06.2015 tarihinde alacak kaydının işlendiği, alacak kaydı işlenen faturalardan dolayı davacının dava dışı …’a 30.963,71 TL borçlu olduğu tespit edilmiş, aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 08.11.2018 tarihli ek raporda, davacının Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün 2016/3937 E.sayılı takip dosyasına mahsuben yaptığını ileri sürdüğü 40.000,00 TL ödemenin davalı defterlerine 33.075,34 TL olarak işlendiği, 1592-1593-1595 no’lu faturalara ilişkin alacak tutarının 30.963,71 TL, işlemiş faiz tutarının 4.831,63 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı şirketin bağlı bulunduğu Mimarsinan Vergi Dairesinden davacının 06/2015 dönemine ilişkin Ba formunun incelenmesinde; davacı şirketin 2015 yılı Haziran ayında dava dışı …’dan KDV hariç 28.287,00 TL tutarında mal alımı yaptığını beyan ettiği görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacı, davalı ve ve dava dışı … arasında imzalanan 08.01.2016 tarihli protokol ile davalının davacı şirketteki %80 hissesini …’a devrettiği, devirden önceki borçlardan davalının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, davacı şirket aleyhine dava dışı … tarafından 6 adet fatura alacağı ve işlemiş faizi toplamı 38.242,54 TL.nin tahsili talebiyle Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2016/3937 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi nedeniyle -dosyada aslı mevcut Makbuz-İbraname başlıklı belgeden de anlaşıldığı üzere- davacı şirket tarafından takip alacaklısının vekili Av. …’na 10/04/2017 tarihinde 40.000 TL ödeme yapıldığı, söz konusu takibe konu borcun 08/01/2016 tarihli protokolün imzalanmasından önce, davalının şirket ortağı ve müdürü olduğu dönemde düzenlenerek davacı şirket defterlerine kaydedilen ve 30/07/2015 onay tarihli Ba formu ile vergi dairesine bildirilen faturalardan kaynaklandığı ve 08/01/2016 tarihli protokol gereğince davalının davacı şirket defterlerinde kayıtlı faturalar nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece davacı şirket defterlerinde icra dosyası nedeniyle avukata ödendiği kayıt altına alınan 33.075,34 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş ise de, rücuya esas icra takibinde 26/06/2015-26/11/2015 tarihleri arasında düzenlenen toplam 33.074,93 TL tutarlı 6 adet fatura ve bu faturalara ilişkin işlemiş faiz alacağın toplamı 38.242,54 TL talep edilmiş ise de, söz konusu faturalardan 26/06/2015 tarihinde düzenlenen ve davacı şirket tarafından Ba formu ile vergi dairesine bildirilen toplam 31.690,93 TL tutarlı 4 adet faturanın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, 04/07/2015 tarihli 110 TL ve 26/11/2015 tarihli 1.274,40 TL tutarlı 2 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yanca söz konusu 2 adet fatura nedeniyle rücuya esas takip alacaklısı …’a borçlu olunduğuna dair başkaca herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla davalının rücuya esas takibe konu 26/06/2015 tarihli 4 adet fatura nedeniyle sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından dava dışı … vekiline 10/04/2017 tarihinde 40.000,00 TL olarak ödeme yapıldığına ilişkin Makbuz-İbraname başlıklı belge aslı sunulmuş ve Dairemizce söz konusu tutarda ödemenin varlığı yönünde kanaat edinilmiş ise de, dava dışı … tarafından rücuya esas icra takibinden önce davacı şirketin temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olması karşısında davacı şirketin eldeki davaya konu icra takibinde, rücuya esas icra takibine konu 4 adet fatura bedelini talep edebilecek olmakla birlikte faturalar nedeniyle işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı kabul edilerek takibin 4 adet faturanın toplam bedeli olan 31.690,93 TL üzerinden devamına karar verilmesi ve takip konusu alacak likit (bilinebilir-belirlenebilir) olmakla hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği kanısına varılmakla; taraf vekillerinin istinaf istemlerinin bu gerekçelere yönelik olarak kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalının itirazının 31.650,93 TL üzerinden iptaline, alacak likit olduğundan davacı yararına inkar tazminatına hükmedilmiştir. Red edilen tutar yönünden davacının kötüniyetli takip yaptığı ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminat istemi red edilmiştir.
Davalı yanca dosyaya sunulan 27/04/2016 ve 06/06/2016 fotokopi belgelerde yazılı miktarların eldeki davanın konusunu teşkil eden icra takibinde talep edilen alacaklara istinaden ödendiği savunulmuş ise de, anılan belgelerin fotokopi olması, belgelerde belirtilen ödemelerin şirketin vergi borçlarına istinaden yapıldığının yazılı olması ve davacı yanca dava konusu alacak yönünden herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirilmiş olması karşısında davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE
2- Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarih ve 2017/1009 Esas 2019/101 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın kısmen kabulüne,
Davalının Kayseri 4.İcra Müdürlüğünün 2017/5560 Esas sayılı icra takibine vaki itirazının 31.690,93 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin 31.690,93 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda yasal faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 6.338,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 2.164,80 TL harçtan 483,10 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.681,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacının ödediği 31,40 TL başvurma harcı, 483,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 514,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 78,00 TL tebligat gideri, 27,10 TL müzekkere gideri ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 605,10 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 500,34 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine,
9-Davanın kabul edilen kısmı yönünden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın red edilen kısmı yönünden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 8.309,07‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 35 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 156,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D)1-Davalı tarafından yatırılan 564,80 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 30/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.