Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/487 E. 2023/1326 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/487 Esas 2023/1326 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/487
KARAR NO : 2023/1326

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2021
NUMARASI : 2021/547 Esas 2021/879 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2016
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2023

Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işçi emeklisi olduğunu ve SGK’dan almış olduğu emekli aylıklarının davalı bankanın … Şubesi’ne yatırıldığını, davalı bankanın … … Şubesi tarafından kendi borcundan kaynaklanan icra takibi nedeniyle emekli maaşının yatırıldığı hesabına bloke konulduğunu, usulsüz bloke nedeniyle Ankara 3. ASHM’nin 2012/505 E.sayılı dosyasından açtığı blokenin kaldırılması davasında, emekli aylığı ile sınırlı olmak üzere blokenin kaldırılmasına karar verilerek kararın kesinleştiğini, bloke edilen tutarın ödenmesi için bankaya başvurduğunu, ancak blokedeki paranın borca mahsup edilmesi nedeniyle başvurusunun sonuçsuz kaldığını, bloke edilen paranın emekli maaşı olması ve başka gelirinin bulunmaması nedeniyle mağdur olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bloke edilerek kredi borcuna mahsup edilen yaklaşık 9.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 9.344,10 TL’ye artırmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının, davalı banka … Şubesi ile aralarında akdedilen Tarımsal Kredi Sözleşmesine istinaden zirai kredi kullandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine 05/11/2003 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün 2003/297 (eski), Oltu İcra Müdürlüğü’nün 2012/803 E.sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacı borçlunun yaşlılık maaşı üzerine kredi sözleşmesi gereğince bloke konulduğunu, şikayetin reddi üzerine Ankara 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2012/520 E.sayılı dosyası ile açtığı davada görevsizlik kararı verilmesi üzerine süresi içinde görevli mahkemeye müracaat etmediğini, ayrıca emekli aylığına ilişkin blokenin kaldırılması için yeniden dava açtığını, bu aşamada bankaya başvurarak kredi borcunu yapılandırdığı ve emekli maaşından her ay 300,00 TL kesilmesine muvafakat verdiğini, böylece hesabındaki blokenin kaldırıldığını, bloke kaldırıldıktan sonra işbu davayı açtığını, davacının dava açmasının dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının davalı bankadan Tarımsal Kredi Sözleşmesine istinaden zirai kredi kullandığı hususunda taraflar arasında anlaşmazlık olmadığı, davacının kullandığı kredi sözleşmesi gereğince ve kredilerin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibi kapsamında borçlunun tüm hesapları üzerine bloke konulduğu, ancak serbest iradesi, kendi istek ve imzası ile maaş hesabından tarımsal amaçlı kredi borcuna karşılık yapılacak tahsilatlara muvafakat ettiğine dair dosyada yazılı bir muvafakatnamenin bulunmadığı, İİK 83. Ve 83/a ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93.maddesi hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay kararları dikkate alındığında banka tarafından konulan blokenin geçerli olmadığı, 26/08/2011 tarihinden 27/02/2013 tarihine kadar yatan maaşlardan 18 ayda toplam 9.344,10 TL takip hesabına aktarıldığı, ayrıca davacının kişisel haklarına doğrudan saldırı niteliği taşımayan maddi zararları nedeniyle ve yukarıda açıklanan ilkelere ve yasal düzenlemelere göre manevi tazminata ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gerekçeleriyle ve davacının ıslah dilekçesi gözetilerek maddi tazminat davasının kabulüne,9.344,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı …’in müvekkili bankanın … Şubesinde Tarımsal Kredi Sözleşmesi uyarınca kullanmış olduğu zirai kredinin ödenmemesi sonucu, hakkında 05.11.2003 tarihinde başlatılan … (kapatılan )İcra Müdürlüğünün 2003/297 (eski) Oltu İcra Müdürlüğünün 2012/803 E sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, borçlunun almakta olduğu yaşlılık maaşı üzerine kredi sözleşmesi gereğince şubece bloke konulduğunu, maaşından kesintiler yapılmaya başlanması neticesinde davacının … İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/3 E. sayılı dosyasıyla şikayet yoluna başvurduğunu, şikayetinin reddi üzerine bu kez vekili aracılığıyla Ankara 3. Tüketici Mahkemesinin 2012/520 E. sayılı dosyasıyla dava açtığını, görevsizlik kararı verilmesi üzerine süresinde görevli mahkemeye müracaat etmediğini ve fakat bilahare yeniden dava açmış olduğunu, yapılan yargılamada Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2019 tarih ve 2016/403 E. 2019/568 K. Sayılı kararı ile davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verildiğini, karara yönelik müvekkil banka tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucu Ankara BAM (21) HD’sinin 04/11/2020 tarih ve 2020/1170 E.2020/1150 K. Sayılı İstinaf kararı ile “davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden ” bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğini ve bu defa Ankara 12.Asliye Ticaret mahkemesinde yapılan yargılama sonucu önceki kararın aynısı olacak şekilde karar verilerek yargılamanın sonlandırıldığını, dava açıldıktan sonra bu kez müvekkili banka ile yapmış olduğu yapılandırma çerçevesinde almakta olduğu SGK emekli maaşından her ay 300.00 TL kesilmesine muvafakat ettiğini ve bunun üzerine maaş hesabındaki blokenin kaldırıldığını, bu kez Oltu İcra Müdürlüğü tarafından yapılan haciz tatbiki nedeniyle maaşından aylık 300.00 TL borca mahsuben kesinti yapıldığını ve icra dosyasının 03/03/2013 tarihinde infaz edilerek sonlandırıldığına dikkat edildiğinde davacının borcu ödememek için elinden geleni yaptığını, bilindiği üzere, alacaklı ile borçlunun takip konusu borcu yapılandırması (erteleme, taksitlendirme, taahhüt verme gibi) halinde borçlunun gerek icra müdürlüğüne, gerekse açmış olması halinde kendi davasından vazgeçmesi veya kendisi aleyhine açılan davayı kabul etmesinin … Bankasının takip mevzuatı gereği olduğunu, bu itibarla davacının maaş hesabındaki blokenin kaldırılmasına yönelik talebine karşılık aylık 300.00 TL kesinti yapılmasına muvafakat ettiğine göre ve amacına ulaştıktan sonra bu defa açmış olduğu blokenin kaldırılması davası lehine neticelendikten sonra eldeki iş bu davanın açılmış olmasının 6100 sayılı HMK ‘ de düzenlenen “dürüstlük ilkesine” aykırı olduğunu, başka deyişle davacının iyi niyetli olmaması karşısında davasının bu yönden de reddi gerektiğini, müvekkili banka tarafından, haksız şekilde konulan bloke uyarınca yapılan kesintilerin davacının zirai kredi borcundan mahsup edildiğini, davacının yapılan kesintilerin toplamı kadar kredi borcunun ödendiğinin taraflarca kabul edilerek kalan bakiye kredi borcunu yapılandırılarak ekli muvafakat dilekçesine göre kesinti yapılarak takip dosyası infaz edildiğinde göre maddi tazminat talebinin de reddi gerekmekte iken kabulünün yerinde olmadığını, zira aksinin kabulü halinde, kredi borcunu ödemeyen davacının adeta ödüllendirildiğini, davacının iddiası ve mahkemenin kabulüne göre davacının talebi olmadan emekli maaşına konulan bloke sonucu kesilen ve borca mahsup edilen 9,344,10 TL nin davacıya iadesi halinde, bu defa davacının sebepsiz yere zenginleştiği gibi bir durum söz konusu olacağından davanın bu yönden de reddi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının kredi borcu nedeniyle hakkında başlatılan takip sırasında emekli maaşından yapılan kesintiler nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasındaki tarımsal kredi sözleşmesi ve buna ilişkin ödeme belgeleri, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/505 Esas 2013/472 Karar sayılı kararı, … İcra Müdürlüğünün 2003/9 Esas sayılı, 2003/297 Esas sayılı ve 2012/803 Esas sayılı icra dosyaları, … İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/3 Esas 2012/1 Karar sayılı kararı, Oltu İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/35 Esas sayılı dosyası, vs deliller dosya arasında mevcuttur.
07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 13.10.1998 tarihinde davalı bankanın … / … şubesi ile Tarımsal Krediler Sözleşmesi akdederek tarım kredisi kullandığı, davalı banka Genel Tarımsal Krediler Sözleşmesinin 7.maddesi hükmü dikkate alındığında kredi borcu nedeniyle bankanın borçlunun tüm hesapları üzerine bloke koyarak tutarı takip hesabına aktarmaya hakkı olduğu, ancak davacının serbest iradesi, kendi istek ve imzası ile maaş hesabından tarımsal amaçlı kredi borcuna karşılık yapılacak tahsilatlara muvafakat ettiğine dair dosyada yazılı bir muvafakatnamenin bulunmadığı, ayrıca İİK 83.madde, 83/a ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93. maddesi hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay Kararları dikkate alındığında, konulan blokenin geçerli olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacının SGK’dan aldığı emekli maaşı üzerine davalı banka tarafından bloke konularak, alacaklarına karşılık 26.08.2011 tarihinden 27.02.2013 tarihine kadar yatan maaşlardan 18 ayda toplamı 9.344.70TL takip hesabına aktarıldığı, davacının sonrasında 12.02.2013 tarihli talimatı ile 2012/803E. sayılı icra dosyası için emekli maaşından her ay 300.00TL kesilerek icra borcunun ödenmesi için taahhütte bulunduğu, 25.03.2013 – 26.02.2014 tarihleri arasında davacı borçlunun maaşından her ay 300.00TL kesilerek, toplam 3.954.00TL alacaklı bankaya aktarıldığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında imzalanan tarımsal kredi sözleşmesi kapsamında davacıya kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı hakkında başlatılan icra takibi sırasnıda davacının maaşının yattığı bankadaki hesabı üzerine bloke kaydı işlendiği ve hesaptan yatan maaşlardan toplam 9.344,10 TL’nin takip hesabına aktarıldığı, ancak İİK’nın 83. maddesinde düzenlenen “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsil edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce lüzümlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz.” hükmü ve yine aynı Kanunun 83/a maddesinde; “82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların hacz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.” hükmü ile 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. Maddesinde düzenlenen “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” hükmü düzenlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/02/2022 tarih 2021/3-144 Esas 2022/164 Karar, 10/02/2022 tarih 2019/11-565 Esas 2022/108 Karar, 24/06/2021 tarih 2017/3-1980 Esas 2021/829 Karar, 27/05/2015 tarih 2013/12-2274 Esas 2015/1486 Karar sayılı yerleşik İçtihatları da yukarıda açıklanan kanun hükümleriyle birlikte değerlendirildiğinde davacının maaşı üzerinde haciz olmasa da davalı bankanın maaş hesabı üzerinde bloke uygulamasının haciz sonuçlarını doğuracak nitelikte olduğu, davacının serbest iradesi, kendi istek ve imzası ile maaş hesabından tarımsal amaçlı kredi borcuna karşılık yapılacak tahsilatlara muvafakat ettiğine dair dosyada yazılı bir muvafakatnamenin bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı banka vekilinin şvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 970,25‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin yatıran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.