Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/465 E. 2023/397 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/465 Esas 2023/397 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/465
KARAR NO : 2023/397

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2020/337 Esas 2021/530 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı … İnş. Tic. A.Ş. vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adi ortaklığın davalı bankada hesabı bulunduğunu, müvekkillerinden …. Şti.’nin davalı bankadan kullandığı kredi borcu nedeniyle adi ortaklık hesabına yatan paraya davalı tarafından bloke konulduğunu, adi ortaklık hesabının ve …. Şti.nın hesabının ayrı hesaplar olduğunu, davalının …. Şti. nedeniyle adi ortaklıktan parasını alabilmesi için …. Şti.’nin tasfiye payı üzerinde ya da adi ortaklardan her ikisinin davalı bankaya böyle bir yetki vermeleri halinde işlem yapması gerektiğini, adi ortakların talimatı alınmaksızın doğrudan işlem yapılmak suretiyle adi ortaklığın parası üzerine bloke konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili … A.Ş.’nin de davalı bankada hesabı bulunduğunu, şirket hesabında bulunan paraya yine adi ortaklardan birisi olduğu gerekçe gösterilmek kaydı ile kısmen bloke konulduğunu, adi ortaklığın tasfiye payı üzerinde işlem yapabilecek olan davalının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip … A.Ş.’nin hesabı üzerine doğrudan bloke koymasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin blokenin konulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. Ltd. Şti.’ne ticari kredi kullandırdığını, 3.000.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun lehdarının davacı adi ortaklık olduğunu, muhatap kurum tarafından teminat mektubunun nakde çevrilmesinin talep edildiğini, tazmin talebinin yerine getirildiğini, bu işlem ile müvekkilinin davacı iş ortaklığından tazmin ettiği mektup bedeli kadar alacaklı hale geldiğini, bankanın alacağını, iş ortaklığından ve iş ortaklığının her bir ortağından talep etme hak ve yetkisi bulunduğunu, buna dayanarak davalıların mevduatlarından söz konusu alacağın kısmen tahsil edildiğini, davacı …Ş. davacı iş ortaklığının ortağı olduğundan tazmin edilen teminat mektubunu ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin bu yükümlülüğe istinaden davacıların hesabındaki mevduatları mektup tazmininde kullandığını, dava konusu işlemde davacıların herhangi bir zararının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, nakde dönüşen teminat mektubunun davacıların oluşturdukları adi ortaklık tarafından üstlenilen yapım işi sebebiyle verildiği, muhatap kurumun istemi üzerine bu mektubun nakde dönüştüğü ve buna göre nakde dönüşen kısım yönünden alacaklı duruma gelen davalının gerek adi ortaklığın hesabında bulunan nakde, gerekse adi ortaklığı oluşturan şirketin hesabında bulunan nakde bloke koyması ve bu şekilde tahsil işlemi gerçekleştirmesinde bir usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … İnş. Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; …. Şti.’nin davalı bankaya olan borcu nedeniyle … Adi Ortaklık hesabındaki paraya ve müvekkili hesabında bulunan paraya bloke konulduğunu, …’ın borcunun kaynağı olarak nakde çevrilip, tazmin talep eden kuruma ödenen kesin teminat mektubunun gösterildiğini, davalı tarafından adi ortaklık hesabına bu yapım işi için kurulmuş olduğu gerekçesi ile Metag’ın hesabına da adi ortaklardan birisi olduğu gerekçe gösterilerek bloke konulduğunu, teminat mektubunun bu yapım işi için verilmiş olsa da bu teminat mektubunun lehtarının … şirketi olduğunu, teminat mektubunun yapım işi kapsamında … şirketinin risklerini kapsadığını, müvekkilinin, … ile davalı banka arasında yapılmış olan genel kredi sözleşmesine taraf olmadığı gibi kefil olarak da yer almadığını, taraf olmadığı bir genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müvekkiline yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının …’ın borcu nedeniyle adi ortaklıktan parasını alabilmesi için TBK’nun 638. maddesi uyarınca …. Şti.’nin tasfiye payı üzerinde ya da adi ortaklardan her ikisinin davalı bankaya böyle bir yetki vermeleri halinde işlem yapması gerektiğini, davalının …. Şti. borcu nedeniyle müvekkili ve adi ortaklık hesabına bloke koyamayacağını, …. Şti. borcu nedeniyle müvekkilinin hesabına bloke konulamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun tazmin edilmesi nedeniyle adi ortaklık ve adi ortaklığı oluşturan şirket hesabına konulan bloke ile tazmin edilen bedelin haksız olarak tahsilinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı …Ş. tarafından davalıya gönderilen ihtarname sureti, davacı iş ortaklığı tarafından davalı bankaya gönderilen ihtarname sureti, davacı …Ş. ile davacı adi ortaklık banka hesap hareketleri, davalı bankanın başvuruya verdiği cevap sureti, kesin teminat mektubu sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan adi ortaklığı oluşturan … Şirketinin davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle hesapları üzerine haksız olarak bloke konulduğunu iddia etmiş, davalı yan ise … şirketi ile akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat mektubu düzenlendiğini, muhatabın teminat mektubunun tazmin talebi üzerine mektup bedelinin muhataba ödendiğini, teminat mektubunun lehtarının iş ortaklığı olduğunu, tazmin edilen teminat mektubu bedelinden sorumlu olan iş ortaklığı ve davacı … şirketinin hesaplarına konulan bloke ile tahsil edildiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacı hesapları üzerine bloke koyarak tahsilat yapmasında bir usulsüz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu dava 10.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle anılan miktar üzerinden harç yatırılarak açılmıştır. Davacı yan, davalı bankanın … şirketine kullandırdığı kredi nedeniyle iş ortaklığı ve iş ortaklığını oluşturan şirket hesabı üzerine kredi alacağının tahsili için bloke koyup, haksız olarak tahsilat yaptığını ileri sürmüştür. Davalı yan ise savunmasında tazmin edilen teminat mektubu nedeniyle alacaklı olduğunu, teminat mektubunun iş ortaklığı lehine düzenlendiğini, borçtan davacıların sorumlu olduğunu savunmuştur.
Davalı yanın anılan savunmasında tazmin edildiği bildirilen kesin teminat mektubu davalı tarafından muhatap … İhale Komisyonu Başkanlığına hitaben düzenlenmiş olup, 11/01/2016 tarihli 20/07/2020 tarihine kadar süreli 3.000.000,00 TL limitli mektubun … 200 yataklı devlet hastanesi inşaatı yapım işini taahhüt eden yüklenici … … Ltd. Şti.’nin taahhütlerini teminat altına almıştır.
… tarafından davalı bankaya gönderilen bila tarihli yazı ile, idare adına yüklenici …. A.Ş. – … İnş. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığının girişim ortağı olan … İnş. Ltd. Şti. lehine düzenlenen 11/01/2016 tarih 3.000.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafından tazmin edilen teminat mektubu bedeli 3.000.000,00 TL olup, davalı tazmin edilen bedelden davacıların ve dava dışı diğer iş ortağının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Bir başka anlatımla, davalının çıkardığı muaraza tazmin edilen teminat mektup miktarı kadardır.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, dava dilekçesinde harca esas değer 10.000,00 TL olarak gösterilip bu bedel üzerinden harç yatırılmış ise de, davalının çıkardığı muaraza tazmin edilen 3.000.000,00 TL teminat mektubu miktarı kadardır.
Hal böyle olunca, davalının çıkardığı muarazanın değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkemenin teşekkülüne ilişkin bu kural kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmiştir.
Öte yandan, işbu davada adi ortaklık tarafından da açılmıştır. Bu durumda adi ortaklıkta taraf ehliyetinin öncelikle incelenmesi gerekir.
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir (Emsaller; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/02/2019 tarih 2017/2797 Esas 2019/974 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/03/2019 tarih 2017/3587 Esas 2019/2414 Karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 19/11/2017 tarih 2016/3389 Esas 2017/4494 Karar, sayılı ilamları).
Yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir.
Bu durumda mahkemece, adi ortaklık tarafından açılan dava yönünden adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, adi ortaklık tarafından açılacak davaların bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsizdir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin teşekkülü yönünden ve davacı adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle taraf ehliyeti yönünden kanuna aykırı olduğu gözetilerek davacı … Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, heyetçe değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı … Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2021 tarih ve 2020/337 Esas 2021/530 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden heyetçe görülmesi için dosyanın Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacı … Tic. A.Ş.’nin yatırmış olduğu 175,00 TL istinaf karar harcının talep halinde anılan davacıya iadesine,
5-Davacı … Tic. A.Ş.’nin istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı … Tic. A.Ş. yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.