Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/462 E. 2023/181 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/462 Esas 2023/181 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/462
KARAR NO : 2023/181

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2021
NUMARASI : 2016/944 Esas 2021/853 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE
MEMURLARI
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkiline gönderilen ihtarname ile toplam 958.435,20 TL borç bulunduğunun bildirildiğini, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin genel kredi sözleşmesine kefil olarak imza atmadığını, kendisine atfen atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek Üsküdar 21. Noterliği’nin 01/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine konu 52,50 TL komisyon, 5.153,90 TL POS ücreti, 941.618,80 TL meri teminat mektubu ve 11.610,00 TL çek sorumluluk bedeli olmak üzere toplam 958.435,20 TL yönünden müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Müflis davalı banka vekili iflas idare memurları vekili duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; aleyhine açılan dava tefrik edilen davalı … Üniversiesi ile davalı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzanın mevcut olduğu, davacının kefaletinin TBK’nun 586. maddesinde yer alan geçerlilik koşullarına uygun bulunduğu, imza itirazının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan ek rapor dikkate alındığında davacının dava konusu davalı bankanın keşide ve tebliğ ettiği ihtarnameye konu 5.153,90 TL POS ücreti haricinde kalan dava konusu diğer alacak kalemleri yönünden borçlu olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya Üsküdar 21. Noterliği’nin 01/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine konu 52,50 TL teminat mektubu komisyonu ile 953.290,80 TL banka teminat mektubu ve çek taahhüt bedelleri olmak üzere toplam 953.343,30 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin ve yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin … şubesinden alındığını iddia ettiği fotokopi evrakı mahkemeye sunduğunu, yargılama aşamasında fotokopi evrakının aslının müvekkilinden talep edilmediğini, asıl evrak üzerinde inceleme yapılmadan fotokopi evrakının delil olarak bilirkişi raporuna ve hükme esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 20.7 maddesi ile kefalet kurumunun niteliği gereği kefilin alacaklıya karşı borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından sorumlu bulunduğunu, bu doğrultuda yargılama konusu komisyon, pos ücretleri, teminat mektubu ve çek sorumluluk bedellerinden ve borca bağlı diğer alacak kalemlerinden dolayı asıl borçlunun ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle kefile müracaat edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, sözleşmenin 20.7 maddesinde kefilin sorumluluğunun sözleşme ile müşteriye kullandırılan her türlü kredilerden, sözleşmenin akdinden önce ya da sonra bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçların yerine getirilmesi şeklinde düzenlendiğini, davacının davalı …’ne kullandırılan gayri nakdi krediler, pos ücretleri ve çek bedellerinden sorumlu olacağını, yargılama aşamasında asıl borçlu lehine verilen teminat mektuplarının tazmininin müvekkili bankadan talep edildiğini, davacı kefilin bu tutarlardan sorumlu olmadığının kabulü halinde bu tutarların muhatap tarafından ödenmemesinin müvekkili yönünden onarılması güç ve itimatı sarsıcı sonuç doğuracağını, müvekkilini mali zorluğa düşüreceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine istinaden gönderilen hesap kat ihtarnamesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava dilekçesinde davalı olarak yer alan … hakkındaki dava, yargılama aşamasında mahkemece verilen 03/11/2017 tarihli ara kararla işbu dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2017/778 Esas sırasına kaydının yapıldığı, anılan esas dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda 2017/924 Karar sayılı kararla davalı üniversite yönünden 675 sayılı KHK’nun 16. maddesi kapsamında kapatılan ve malvarlıklarına el konulan kurumlar arasında yer alması nedeniyle açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 28/11/2019 tarihli birinci ön, 05/01/2021 tarihli ikinci ön, 28/04/2021 tarihli kök, 25/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporu, grafolog bilirkişiden alınan 08/07/2019 tarihli bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi sureti, davalı banka yazı sureti, davacı tarafından davalıya gönderilen cevabı ihtarname, dava konusu hesap kat ihtarnamesi, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevapları, davalı banka hakkındaki iflas kararı, davalı iflas dairesi yazı cevabı, davalı bankanın … şubesi tarafından düzenlendiği bildirilen 15/01/2016 tarihli yazı sureti, bu yazıda belirtilen 08/01/2016 tarihli … yevmiye no’lu ihtarname suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Üsküdar 21. Noterliği’nin 01/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile, davalı banka tarafından davacı, hakkında tefrik kararı verilen asıl borçlu davalı ve diğer borçlulara kredi hesabının kat edildiği bildirilerek hesap kat tarihi itibarıyla mevcut olan 52.50 TL gayri nakdi komisyon borcu ile 5.153,90 TL pos ücretinin 3 gün içinde ödenmesi, ayrıca teminat mektupları nedeniyle 13.000,00 TL, 846.720,00 TL, 50.780,00 TL, 20.000,00 TL, 11.118,80 TL ile çeklerden kaynaklanan 11.610,00 TL’nin 3 gün içinde depo edilmesinin istendiği dosya içeriğiyle sabittir.
Anılan hesap kat ihtarnamesinin dayanağı genel kredi sözleşmesinin 27/06/2011 tarihinde davalı banka ile hakkında tefrik kararı verilen davalı … arasında 6.000.000,00 TL limit ile akdedildiği, davacının anılan sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletin sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nun 484 ve devamı maddelerinde düzenlenen şekil koşullarına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasını inkar etmesi nedeniyle yargılama aşamasında grafolog bilirkişiden alınan raporda 27/06/2011 tarihli 6.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde davacı adına atılı imzaların davacı eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan kök ve ek raporda, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 34. maddesinde davalının asıl borçludan teminat mektup bedellerinin deposunu talep etme hakkı düzenlenmişse de kefile ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davalı bankanın çek ve teminat mektup bedellerinin depo edilmesini davacıdan talep edemeyeceği, davalının verdiği 15/01/2016 tarihli ibra yazısında gayri nakdi borçların depo edildiğinin yazılı bulunduğu, davacının borcunun olmadığı, teminat mektup komisyon alacağına davalının sunduğu ekstrelerde rastlanmadığı, borcun bulunmadığı, davacının davalıya sadece hesap kat ihtarnamesinde yer alan 5.153,90 TL pos ücreti borcu bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde fotokopi olarak sunulan davalı banka antetli 15/01/2016 tarihli, güncel borç bilgisi konulu yazıda, …, …… dahil 3 grup hesaptan oluştuğu, Altındağ 5. Noterliğinin … yevmiye numaralı 08/01/2016 tarihinde 2 adet ihtarname gönderildiği, ihtarnamede muaccel hale gelen nakdi risklerin kapatıldığı, gayri nakdi risk tutarı kadar hesaplarda depo edildiği, ihtarnameye konu firmaların ihtarnameye konu yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilmiştir.
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/11/2017 tarih 2017/41 Esas 2017/942 Karar sayılı kararıyla davalı bankanın iflasına karar verilmiş olup, anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek 27/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı bankanın yargılama aşamasında iflası nedeniyle iflas işlemlerinin yürütüldüğü davalı iflas dairesi olan İstanbul 1. İflas Dairesi 2017/14 iflas sayılı, 20/11/2020 tarihli yazı ile ikinci alacaklılar toplantısının yapılmayacağı bildirilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunmadığını, kefalet imzasının kendisine ait olmadığını, hesap kat ihtarnamesine konu borcun bulunmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile hakkında tefrik kararı verilen davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmede şeklen inkar edilmiş müteselsil kefil olarak imzanın yer aldığı, kredi borcunun ödenmediği iddiasıyla davalı bankanın kredi hesabını kat ettiği, hesap kat ihtarnamesiyle diğer borçluların yanı sıra davacıdan pos ücreti, gayri nakdi komisyon ücretinin tahsili ile teminat mektupları ve çekten kaynaklanan gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesinin talep edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının hesap kat ihtarnamesine dayanak genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunup bulunmadığı, sözleşmedeki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı, davacı eli ürünü ise davacının hesap kat ihtarnamesi ile tahsili talep edilen nakit ve gayri nakit alacaklardan sorumlu olup olmadığı, nakit ve gayri nakit alacakların davalı banka tarafından davacıdan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise miktarı, davacının borçlu olmadığı bir miktar bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; yukarıda açıklandığı üzere işbu dava konusu hesap kat ihtarnamesine dayanak genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davacı eli ürünü olduğu yargılama aşamasında alınan grafolog bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davacı yanın karara yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığından kefalet imzasının davacıya ait olduğu hususu kesinleşmiştir.
Dava konusu hesap kat ihtarnamesi ile davalı banka, asıl borçlu ve diğer borçluların yanı sıra davacıdan 52.50 TL gayri nakdi komisyon borcu, 5.153,90 TL pos ücretine ilişkin nakit alacağın 3 gün içinde ödenmesi, teminat mektupları nedeniyle toplam 941.618,80 TL ile çeklerden kaynaklanan 11.610,00 TL gayri nakit alacağın 3 gün içinde depo edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek dava konusu hesap kat ihtarnamesi nedeniyle davacının sadece pos ücret borcu bulunduğu, pos ücreti dışında teminat mektubu, çek taahhüt bedellerinden kaynaklanan gayri nakdi kredi borcu ile teminat mektubu komisyonuna ilişkin nakdi borcunun bulunmadığı hüküm altına alınmıştır.
Davalı vekilinin istinaf itirazı hüküm altına alınan gayri nakdi kredi borçları ile teminat mektubu komisyonuna ilişkin nakdi borca ilişkin menfi tespit hükmüne yöneliktir.
Davacının teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakit alacağın depo edilmesinden sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde çek ve teminat mektubu yönünden ayrı ayrı ve açık depo hükmünün bulunması gerekir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmenin 34. maddesinde müşteriye ilişkin teminat mektubunun depo edilmesi açıkça düzenlenmiş ise de, kefil yönünden teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin açık bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer alan genel kredi sözleşmesinin 20.7. maddesiyle kefilin sözleşmeyle müşteriye kullandırılan her türlü krediden doğmuş ve doğacak borçlardan sorumlu olduğu düzenlenmiş ise de, anılan hüküm kefil yönünden teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin açık bir sözleşme hükmü niteliğinde değildir.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davacı kefil yönünden teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesinden sorumlu bulunduğuna ilişkin açık bir sözleşme hükmü bulunmadığı gözetilerek hesap kat ihtarnamesinde yer alan teminat mektupları ve çeke ilişkin gayri nakit alacak yönünden davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/10/2022 tarih 2020/11-697 Esas 2022/1386 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan, yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi kök ve ek raporuyla banka hesap ekstrelerinde dava dışı asıl borçlunun davalı bankaya teminat mektubu komisyonuna ilişkin herhangi bir borç kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Alınan rapor dosya üzerinden yapılan inceleme üzerine hazırlanmış ise de, anılan kaleme ilişkin tespit davalı banka tarafından sunulan dava konusu krediye ilişkin hesap ekstrelerine dayalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece teminat mektubu komisyonu yönünden davalının hesap kat ihtarname tarihi itibarıyla davacı kefilden talep edebileceği nakdi bir alacak bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygundur.
Davalı vekilinin fotokopi belgeye yönelik istinaf itirazı incelendiğinde, davacı yanın dava dilekçesi ekinde sunduğu davalı banka antetli 15/01/2016 tarihli yazı fotokopi belge niteliğindedir. Yukarıda açıklandığı üzere davalı bankanın hesap kat ihtarnamesinde yer alan teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağının depo edilmesini davacı kefilden talep edebilmesine ilişkin genel kredi sözleşmesinde açık sözleşme hükümleri bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı gayri nakdi alacağın depo edilmesini davacı kefilden talep edemeyeceğinden davacı hesap kat ihtarnamesinde yer alan ve depo edilmesi talep edilen gayri nakdi kredi nedeniyle davalıya borçlu olmadığı gibi yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi raporuyla davacının gayri nakdi komisyon borcu bulunmadığı tespit edildiğinden, 15/01/2016 tarihli yazının asıl veya fotokopi olması bu sonucu değiştirmeyecektir. Bir başka anlatımla, istinaf itirazında belirtilen 15/01/2016 tarihli yazının davanın kısmen kabulüne karar verilen kısmı yönünden sonuca bir etkisi bulunmadığından anılan istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazının kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmesine gelindiğinde, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildikten sonra dava konusu hesap kat ihtarnamesine konu 953.290,80 TL tutarındaki banka teminat mektubu ve çek taahhüt bedelleriyle 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedeli olmak üzere toplam 953.343,30 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dava konusu hesap kat ihtarnamesinde 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedelinin nakit olarak ödenmesi talebinin yanı sıra depo edilmesi talep edilen teminat mektupları kalem kalem yazıldığı gibi, 9 adet çek yaprağı nedeniyle 11.610,00 TL’nin de depo edilmesi talep edilmiştir. İhtarnamede depo edilmesi talep edilen teminat mektupları … A.Ş.’ye hitaben verilmiş, 08/03/2011 tanzim tarihli 13.000,00 TL tutarlı, …’na hitaben verilmiş, 18/10/2012 tanzim tarihli 846.720,00 TL tutarlı, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne hitaben verilmiş, 30/10/2013 tanzim tarihli 50.780,00 TL tutarlı, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne hitaben verilmiş, 21/12/2012 tanzim tarihli 20.000,00 TL tutarlı, … A.Ş.’ye hitaben verilmiş, 22/10/2014 tanzim tarihli 11.118,80 TL tutarlı teminat mektuplarıdır. Anılan teminat mektuplarının toplam miktarı 941.618,80 TL’dir. Hesap kat ihtarnamesinde yer alan çekler nedeniyle deposu talep edilen 11.610,00 TL de ilave edildiğinde ihtarname ile depo edilmesi talep edilen toplam miktar 953.228,80 TL olup, bu miktara 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedeli ilave edilmek suretiyle 953.281,30 TL yönünden menfi tespit hükmü kurulmalıdır. Mahkemece ise davacının teminat mektubu ve çekler nedeniyle borçlu olmadığına karar verdiği miktar anılan miktarı aşacak şekilde 953.290,80 TL olup, bu miktara 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedeli ilave edilmek suretiyle 953.343,30 TL yönünden menfi tespit hükmü kurulmuştur. Bu durum ise HMK’nun 26. maddesi uyarınca talep aşımı niteliğinde olup, davalı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re’sen gözetilmiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırıldığından yeniden kurulan hüküm sırasında depo edilmesi talep edilen 953.228,80 TL kısım yönünden borçlu olunmadığının tespiti kararı nedeniyle davacı yararına maktu vekalet ücreti, tahsil edilmesi talep edilen ve hüküm altına alınan 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedeli yönünden ise davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine hükmedilmiştir.
Öte yandan, davalı bankanın faaliyetleri durdurulmuş olup, Fona devredilmiş olmakla 21/07/2016 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında değerlendirme yapılması gerekir. Anılan Kanun’un 140/1. maddesi gereğince, Fon her türlü harçtan muaf olduğundan mahkemece davalı aleyhine harca hükmedilmemesi gerekirken, davalı aleyhine karar ilam harcının hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup, Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında kamu düzenine aykırılık da teşkil eden bu durum re’sen gözetilerek davalı aleyhine harca hükmedilmemiştir (Emsal Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarih 2021/5253 Esas 2022/385 Karar sayılı ilamı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında kamu düzenine aykırılık yönünden isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kısmen kabulüne, davacı vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih ve 2016/944 Esas 2021/853 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davacının davalı banka ile müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya keşide edilen Üsküdar 21. Noterliği’ne ait 01/09/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname konusu 953.228,80 TL tutarındaki banka teminat mektubu ve çek taahhüt bedelleri ile 52,50 TL teminat mektubu komisyon bedeli olmak üzere toplam 953.281,30 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 16.367,68 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 977,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere 2.227,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 2.201,07 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen 953.228,80 TL gayri nakit alacak yönünden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen 52,50 TL nakit alacak yönünden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 52,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı banka kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince hesaplanan 5.153,90 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine ,
C)1-Davalı harçtan muaf olduğundan davalı tarafından yatırılan 16.280,75 TL nispi istinaf karar harcı, 80,70 TL maktu istinaf karar harcı ile 441,40 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 116,45 TL yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek 5,82 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.