Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/446 E. 2022/407 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

……
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 26/05/2003
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Taraflar arasındaki anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların … Tic. A.Ş. firmasına usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini; kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu; belirtilen nedenlerle … ve Tic. A.Ş.’ye usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle bankanın zararına neden olunduğu gerekçesiyle teminatsız olmasından dolayı tahsil kabiliyeti bulunmayan 5.135.931.256.000 eski TL olarak tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan alacağın değişen temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, işbölümü itirazının yanı sıra davanın zamanaşımına uğradığını; müvekkillerinin hukuka aykırı eylemlerinin bulunmadığını, ve ibra edildiğini; dava konusu işlem zamanında memur statüsünde çalıştıklarını bu sebeple, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, kredilerin şubenin yetkisinde olmayıp genel müdürlük ve yönetim kurulunun yetki ve talimatlarıyla kullandırılan otorize krediler olduğunu: teminatsız kredi teklifinde bulunulmadığını; istihbaratların tamamının bölge istihbarat müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, … … A.Ş.’deki görevinden 22/09/1997 tarihinden itibaren izinli olmak üzere, 01/10/1997 tarihinde istifaen ayrılmış olduğunu ve bu tarihten sonra da herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, dava konusu kredilerin yasal mevzuata uygun olarak tahsis edildiğini; bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava açmakta hukuki yarar bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmeleri nedeniyle borcun sona erdiğini, dava konusu kredilerin yönetim kurulunun kararını gerektiren, merkez şubenin yetkilerini aşan krediler olduğunu, kusurun bulunmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, Nisan 1992-Ekim 1995 tarihleri arasında görev yaparak istifaen ayrıldığını; görevden ayrılmasından 3,5 yıl sonra kredinin tahsil kabiliyetinin olmadığının anlaşıldığını, bir sorumluluğunun bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili dönemde açılan kredinin ödendiğini, diğer krediler ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını ve 02/11/1995 tarihinde bankadaki görevinden ayrıldığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı firmaya açılan kredi ile ilgili olarak istihbarat raporunun alınmış olduğu, kredinin miktarı itibariyle yönetim kurulunun görevinde olduğu, yönetim kurulundan gizlenen yahut eksik araştırılan husus bulunmadığının, kredinin yeterli teminata bağlanarak kullandırılmış olduğu, bir kısmında ise yeterli teminat bulunmamakta ise de bu durumun yönetim kurulunun takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği; bilirkişilerin görüşünden, belirli bir dönemde 8 milyon dolar ihraç ürünü üretebilecek kapasiteye ulaşmış olan (üretmiş olan) firmanın, davacı bankanın yönetim kurulu yetkisindeki davaya konu krediler ile yatırım aşamasında iken desteklenmesinin kusurlu sayılmaması gerektiği bilirkişilerin dosyaya, bilgi ve belgelere dayanak tespitlerinden anlaşılmış, kredinin hukuka aykırı kredi kullandırıldığı savı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalıların … Tic. A.Ş. firmasına usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini; kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu; belirtilen nedenlerle … ve Tic. A.Ş.’ye usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle bankanın zararına neden olunduğu gerekçesiyle teminatsız olmasından dolayı tahsil kabiliyeti bulunmayan 5.135.931.256.000 eski TL olarak tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan alacağın değişen temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri istinaf başvuru dilekçesine karşı ayrı ayrı vermiş oldukları cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı bankanın yöneticileri olan davalıların dava dışı firmaya usulsüz kredi kullandırmak suretiyle bankaya zarara uğrattıkları savıyla açılan yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin tazminat istemine ilişkindir.
Dava, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece 2003/684 Esas 2004/10 Karar sayılı kararıyla Ankara 1 ve 2 no’lu ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, anılan mahkemece 2004/662 Esas 2005/105 Karar sayılı kararla görevli mahkemenin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, davacı T. … … vekilince karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/05/2006 tarih 2005/6232 Esas 2006/6469 Karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Anılan karardan sonra dosyaAnkara 3. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiş, 6545 sayılı Yasa uyarınca Ticaret Mahkemeleri toplu hale getirilmiş olup HSYK’nın 26.08.2014 tarihli kararı ile 15.09.2014 tarihi itibariyle faaliyete geçirildiğinden dosyanın Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, anılan mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra verilmiş ise de, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/662 Esas 2005/105 Karar sayılı görevsizlik kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/05/2006 tarih 2005/6232 Esas 2006/6469 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiştir.
Dairemiz, önceki görevsizlik kararı Yargıtayca onanmak sureti ile kesinleştiğinden HMK’nun geçici 3. maddesi gereğince HUMK hükümlerinin uygulanamayacağı, HMK hükümlerine göre de 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararın istinaf incelemesine tabi olduğu görüşünde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/01/2020 gün ve 2019/20-229 Esas 2020/5 Karar sayılı kararı da bu yönde ise de;
Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay arasında görev uyuşmazlığı çıkamayacağına göre ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin Hukuk Genel Kurulu kararından sonra önceki içtihatından dönüp dönmeyeceğinin takdiri anılan Daireye ait olduğundan;
6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesinin 2. fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden (20/07/2016) önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez. İlk derece mahkemesi Yargıtay bozmasından önceki esasa dair ilk hükmünü 15/07/2004 tarihinde tesis ettiğinden, bu hüküm kesinleşene kadar 1086 sayılı Kanunun uygulanması gerekir.
Temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay’a gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE
2-HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.06/04/2022
……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.