Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/440 E. 2023/844 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/440 Esas 2023/844 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/440
KARAR NO : 2023/844

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2020/264 Esas 2021/566 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, kullandığı kredilerin tamamına yakınının ipotekli rehin ile teminat altına alındığını, davalının kredilerden kaynaklı alacağının tahsili için icra takibine geçmesi sonrasında müvekkilinin SGK tarafından yatırılan emekli aylıklarına da el konulduğunu, söz konusu bloke işlemine ilişkin müvekkilinin rızası bulunmadığını, emekli maaşının herhangi bir kesinti yapılmadan hesabına aktarılmasını davalıdan istediği halde davalının müvekkilinin emekli aylığını kesmeye devam ettiğini, müvekkilinin geçimini sağlayamaz duruma geldiğini, müvekkilinin emekli olurken davalı bankayla imzaladığı promosyon taahhütnamesinin süresi sona erdikten sonra bir sonraki dönem için müvekkilinden yeniden taahhütname alınması gerekirken sanki taahhüt alınmış gibi müvekkiline promosyon ödemesi yapıldığını, buna ilişkin SGK’ya bildirimde bulunulduğunu, yatırılan promosyonun da kredi alacağına mahsup edildiğini belirterek müvekkilinin emekli aylığına konulan blokenin kaldırılmasına, emekli aylığından haksız olarak yapılan kesintilerin ticari faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, promosyon ödemesinin iptali ile SGK kayıtlarından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kesintileri kredi sözleşmesine istinaden yaptığını, sözleşmede davacının kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşı üzerinde işlem yapılmasını kabul ettiğini, davanın iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını, emekli promosyonunun müvekkilinin uhtesinde tutulmasında da yasaya aykırılık bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının takip öncesi taksitlerin maaşından kesilmesine yönelik herhangi bir davalı bankaya çekilmiş ihtarının bulunmadığı, kredilerinin takibe girmesi ile dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar gerekçesinde müvekkilinin emeklilik maaşı kesintisine noter aracılığı ile itiraz etmek zorunda olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin zımnen maaş haczine muvafakat verdiği anlamı taşıyan bu kabulün anlamlandırılamadığını, müvekkilinin emeklilik maaşına işbu davaya konu edilen miktarda haciz konulduğunu, haciz konulması ve müvekkilinin aylıklarını çekememeye başlaması akabinde banka ile şifaen çok defa görüşüldüğünü, kesintilerin devam etmesi neticesinde de dava açıldığını, dava açmanın ön koşulu noterden ihtarname çekmek olmadığı gibi, ihtarname çekmiş olsa dahi çözüme ulaşmayacak bir konu için dava açmanın müvekkilinin hakkı olduğunu, müvekkilinin emeklilik maaşına haciz konulmasına yönelik ne zımni ne de açık rızası olmadığını, davalı banka tarafından sunulan yazıda müvekkilinin maaş haczine muvaffakati olmadığının açıkça belirtildiğini, davalının kendisi tarafından dosyaya sunulan yazı ile davalı tarafından müvekkilinin emeklilik maaşından yapılan kesintilerin hukuki dayanaktan yoksunluğu zımnen kabul edildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verildiğini, rapor aldırılmasındaki maksadın müvekkilinin emeklilik maaşı kesintileri ve faizlerini hesap etmek olduğunu, buna rağmen alınan rapora itirazlarının göz ardı edildiğini, bankanın kendisinin açıkça müvekkilinin muvafakati olmadığını belirttiğini, mahkemece yapılan müvekkilinin emelilik maaşına ve emeklilik maaş promosyon ödemesine konulan hacizlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunun kabul edilmediğini, müvekkilinin SGK’dan aldığı emekli aylığının 510 sayılı Kanunun 93. maddesi hükmü uyarınca haczedilmemesi gerektiğini, davalı tarafından icra dosyasına dahi yatırılmaksızın kaynağında kesilmiş olmasının hukuka ve yasaya aykırı bulunduğunu, ancak müvekkilin rızası ile icra müdürlüğü tarafından yapılabilecek olan bir işlemin banka tarafından yapılmış olmasının yetki aşımı olduğunu, bankanın icra takiplerine değil, kendi alacağına mahsuben müvekkilinin emekli aylığını kestiğini, müvekkilinin yaşantısını idame ettirebilmesi için gerekli olan tüm gelir kaynaklarının önü kesilerek müvekkilinin ekonomik olarak katlanılamaz bir yaşam sürmeye mahkum edildiğini, müvekkili tarafından davalı bankadan kullanılan kredilerin ticari olması nedeniyle müvekkilinin emekli aylığı karşılığı çekilmiş krediler olmadığını, bu nedenle de müvekkilinin emekli aylığının kredi ödemesi için kesilmesine muvafakati ve taahhüdü bulunmadığını, davacının emekli olduktan sonra davalı tarafından kredi taksitlerinin emekli maaşından tahsil edilmesine muvafakatı bulunmaması nedeniyle kesinti yapılan emekli maaşı miktarı saptanması gerektiğini, ayrıca müvekkilin ticari faaliyeti nedeniyle kullandığı kredilerde kredilerin verilmesinin garantisinin müvekkilinin emekli aylığı değil, verilen ipotekler, ticari işletme ve rehin olduğunu, müvekkilinin kefaletlerinden ve ekonomik konjonktürden kaynaklı bankalardan kullanmış olduğu kredileri ödeyememesi nedeniyle emekli aylığının tamamına bloke konulmasının müvekkilinin açlığa mahkum edilmesi anlamına geleceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı banka tarafından davacının emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması, bloke nedeniyle ödenmeyen maaş bedelinin tahsili, rıza dışında yapılan promosyon ödemesinin iptali ve SGK kayıtlarından çıkarılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi, SGK müzekkere cevabı, davalı banka genel müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları, davacının banka hesap ekstresi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 26/04/2021 tarihli rapor, cari hesap kredisi sözleşmesi dosya içerisinde yer almaktadır.
Davalı banka genel müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 21/07/2020 tarihli cevapta, davacıya ait hesap üzerinde bloke bulunmadığı, davacının kanuni takip müşterisi olduğu, maaş tutarının kredi borcuna tahsil edildiği, maaş muvafakatnamesi bulunmadığı bildirilmiştir.
Anılan genel müdürlükçe verilen 22/07/2020 tarihli müzekkere cevabında aynı hususlar tekrar edildikten sonra davacıya ait hesaba 02/03/2020 tarihinde 375,00 TL emekli maaş promosyon ödemesi yapıldığı, promosyon ödemesine ilişkin taahhütnamenin Telemarketing tarafından müşterinin kayıtlı telefonu aranarak ses kaydıyla alındığı, davacının kanuni takip müşterisi olduğu, hesaba yatan maaş tutarından kanuni takibe aktarılarak borcuna tahsilat yapıldığı belirtilmiştir.
Verilen 03/12/2022 tarihli cevabi yazıda da, davacının kanuni takip müşterisi olduğu, maaş tutarının kredi borcuna istinaden tahsil edildiği, emekli maaş muvafakatnamesi bulunmadığı bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin dosyada bulunmadığı, davalının sunduğu örnek sözleşme hükmü uyarınca değerlendirme yapıldığı, davacının 08/09/2016 tarihinde ilk olarak maaşının davalı bankaya yattığı, davacının hesabından daha öncede emekli maaşından defalarca kredi ödemesi tahsil edildiği, dava tarihine kadar davacı emekli maaşından tahsilat yapılmaması amaçlı davalı bankaya noter kanalıyla bir talimat gönderdiğine dair dosyada belge bulunmadığı, emekli promosyon ödemesinin SGK ödemesi olmadığı, haczedilemeyeceğine dair bir hüküm bulunmadığı, kredinin takibe girmesiyle davacının dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacı talebinin yerinde bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan, davalı bankanın emekli maaşına koyduğu bloke ile kredi alacağını tahsil ettiğini, maaş hesabına bloke konulmasına ilişkin muvafakati bulunmadığını, emekli aylığı promosyon taahhüt süresi sona erdikten sonra bankanın yeniden taahhütname almadan hesabına ödediği promosyon üzerine de haciz koyduğunu, emekli aylığına ilişkin bankaya herhangi bir taahhütname vermediğini iddia etmiş, davalı yan ise yapılan işlemlerin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı yan dava dilekçesinde davalı bankanın emekli maaşına bloke koyarak kredi alacağını mahsup işlemi yaptığını ileri sürmüş, harca esas değeri 1.000,00 TL göstererek anılan bedel üzerinden dava peşin harcını yatırmış ise de, netice talebinde emekli maaşından haksız olarak yapılan tüm kesintilerin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının davalı banka hesap hareketlerinden emekli maaşından 1.000,00 TL’nin üzerinde kredi alacağı nedeniyle kesinti yapıldığı görülmüştür.
Bu durumda mahkemece harca esas değer ile netice talep arasındaki çelişki gözetilerek davacı yana talebinin 1.000,00 TL’ye yönelik kesintilerin tahsilini mi yoksa emekli maaşından yapılan tüm kesintilerin tahsilini mi yönelik olduğu açıklattırılıp, talebin emekli maaşından yapılan tüm kesintiye yönelik olduğunun beyan edilmesi durumunda eksik harcın ikmal edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dava dilekçesinde yer alan çelişki giderilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan, 22/07/2020 tarih ve 7251 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 35. maddesi ile yapılan değişik HMK’nun 353/1.a-6 maddesi “Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hükmünü içermektedir.
Tarafların dava ve cevap dilekçelerinde taraflar arasında 23/02/2016 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği belirtilmiş ise de, anılan sözleşmenin tüm sayfaları davalı banka tarafından dosyaya ibraz edilmediğinden sözleşmede, davalı bankanın kredi alacağının tahsili için davacı müşterinin bankadaki her türlü hak ve alacakları üzerinde rehin, mahsup ve hapis hakkının bulunduğunun hükme bağlanıp bağlanmadığı anlaşılamamaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda ise dosyaya taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin tüm sayfaları sunulmadığı halde, davalı banka tarafından sunulan üzerinde açıkça “örnektir” ibaresinin yer aldığı genel kredi sözleşmesindeki hükümler kapsamında inceleme yapılmak suretiyle davacının emekli maaşından davalının ne kadar tahsilat yaptığı hesaplanmadan görüş bildirilmiştir.
Davalı bankadan gelen yazı cevapları ve eklerinden, davalı bankanın kredi alacağının tahsili için davacının emekli maaşı hesabından doğrudan tahsilat yaptığı, davacının emekli maaş muvafakatnamesi bulunmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı bankanın taraflar arasında akdedilen 23/02/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinin tüm sayfalarını içerir tasdikli ve okunaklı bir suretini dosyaya ibrazının sağlanarak dosyanın rapor hazırlayan bankacı bilirkişiye, banka kayıtları üzerinde inceleme yapma ve belgelerden suret alma yetkisi verilmek suretiyle davacının emekli maaşından ne kadar kredi tahsilatı nedeniyle ne kadar kesinti yapıldığı hususunda, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılar ek rapor alınıp, genel kredi sözleşmesi hükümlerinin 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi hükmü ile birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken örnek sözleşme üzerinde inceleme yaparak, uyuşmazlığın çözümüne ilişkin herhangi bir hesaplamayı içermeyen rapor hükme esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Davacı yanın işbu davadaki bir diğer iddiası davalı bankaya emekli maaşı promosyon taahhütnamesi vermediği, bir önceki taahhüdünün süresi dolduğu halde davalı tarafından hesaba yatırılan ve haczedilen promosyonun iptali ile SGK kayıtlarından çıkarılması gerektiğine yöneliktir.
Yargılama aşamasında davalı bankaya yazılan müzekkereye verilen 22/07/2020 tarihli müzekkere cevabında, promosyon ödemesine ilişkin taahhütnamenin Telemarketing tarafından müşterinin kayıtlı telefonu aranarak ses kaydı ile alındığı bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı iddiası ile gelen müzekkere cevabı değerlendirilmek suretiyle davacının promosyon ödemesine ilişkin yeni taahhüdünün bulunup bulunmadığı üzerinde durularak bu yöndeki deliller toplanmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu yöndeki deliller toplanmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2021 tarih 2020/264 Esas 2021/566 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2023

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.