Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/417 E. 2022/585 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/417 Esas 2022/585 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/417
KARAR NO : 2022/585

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2021/94 Esas 2021/586 Karar
DAVACI :
TEMSİLCİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tescil davası
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022

Taraflar arasındaki tescil istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sicil numaralı … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi, 04/08/1998 tarihinde müdürlüklerinde kurulduğunu, 15/10/2008 tarihli 2008/02 sayılı hisse devri kararıyla şirketin vaki ortaklık yapısı; 720 adet 18.000 TL pay tutarıyla … ve 80 adet 2.000 TL pay tutarıyla …’den oluştuğunu. Yine 15/10/2008 tarihli 2008/01 sayılı kararla …, karar tarihinden itibaren 20 yıl süreyle müdür olarak atandığını, 15/10/2028’e kadar şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2014 tarihli 2012/282 E. ve 2014/10 K. sayılı kararı ve kesinleşme şerhi Müdürlüğümüze ulaşmış; ilgili karara göre … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi’nin ortağı …’nin ortaklıktan ayrılmasına izin verildiğini, söz konusu hüküm yalnızca tespit hükmü niteliğinde olup ortaklıktan çıkarılmanın müdürlüklerince “tescil ve ilanına” ilişkin herhangi bir ifade içermediğini, müdürlüklerinin resen tescil islemi yapılması mümkün olmadığını belirterek davalı şirket ortağı …’nin ortaklıktan çıktığının tespiti ile ortaklıktan çıkan paydaşların paylarının dağılımının tespitine ve ilgili payların tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap vermedikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı talebinde söz konusu hükmün sadece tespit niteliği taşıdığı, tescil ve ilanına ilişkin bir hüküm içermediğini belirtmiş ise de; HMK 305. maddede düzenlenen hükmün tavzihi hükümlerine göre hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması halinde icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir şeklinde düzenlendiği, buna göre Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/282 esas sayılı dosyasında verilen hüküm tescil hususunda hüküm içermediğinden icra edilemediği, bu hususun hükmün tavzihi yolu ile ilgili mahkemesinden istenebileceğinden dava açmakta hukuki yarar olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı şirketin 04/08/1998 tarihinde kurulduğunu, şirketin 15/10/2008 tarihli 2008/2 Sayılı Hisse Devri kararıyla ortaklık yapısının 720 adet 18.000,00 TL pay tutarıyla …, 80 adet 2.000,00 TL pay tutarıyla …’den oluştuğunu, ayrıca 15/10/2008 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle …’ün şirket müdürlüğüne seçildiği, …’nin Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2014 tarih ve 2012/282 esas 2014/10 Karar sayılı ilamı ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, kararda tescil ve ilana ilişkin herhangi bir ifade bulunmadığından re’sen tescil işleminin yapılmasının söz konusu olamayacağını, TTK’nın 33.maddesi ve Ticaret Yönetmeliğinin 36.maddesi gereğince şirket merkezine ve şirket temsilcisine tescile davet yazısının gönderildiğini, söz konusu ihtara rağmen tescil işleminin gerçekleşmediğini, bu nedenle 6102 Sayılı Yasa’nın 31 ve 33/3.maddeleri gereğince dava açıldığını, açılan davada hukuki yarar bulunduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirketteki ortağın ortaklıktan çıktığının tescil ve ilanı ve ortaklıktan çıkan paydaşın pay dağılımının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2014 tarih ve 2012/282 esas 2014/10 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …, davalısının … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi olup, ortaklıktan çıkma istemine yönelik açılan davada davanın kabulüne, …nde kayıtlı … Tasarım Üretim Pazarlama limited şirketindeki ortaklıktan davacı …’nin ayrılmasına izin verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 33/(1)maddesinde; tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32’nci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlara uymayan bir hususu haber alan sicil müdürünün, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağıracağı,
Tescile Davet ve Ceza” başlıklı Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36.maddesinde; maddesinde; Tescil edilmesi gereken bir olgunun ilgilisi tarafından tescil ettirilmediğini haber alan müdürlüğün, tescil başvurusunda bulunmakla yükümlü kişileri, otuz gün içinde tescil başvurusunda bulunmaya veya tescili gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağıracağı, bu davette, kanuni dayanaklar gösterilmek suretiyle davetin gerekçesi, tescili gereken belgeler ve tescil yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin yaptırımlarının belirtileceği,
Birinci fikra gereğince yapılan çağrı üzerine, süresi içinde tescil isteminde
bulunulmaması veya kaçınma sebepleri bildirilmiş olmasına rağmen kaçınma sebeplerinin
yeterli görülmemesi halinde müdürlüğün, durumu sicilin bulunduğu yerdeki ticari davalara
bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine bildireceği, mahkemenin tescile hükmetmesi
halinde ise olguyu re’sen tescil edeceği,
Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2014 tarih ve 2012/282 esas 2014/10 Karar sayılı kararı Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirildikten sonra; 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu 33. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36.maddesi kapsamında gerekli
işlemleri yapması için şirket merkezine ve şirket yetkilisi …’e 22/12/2020 tarihinde tescile davet yazısı gönderilmiştir. İşbu tescile davet yazısında 30 gün içerisinde ortaklıktan çıkma için tescil başvurusu yapılması, eğer tescili gerektiren bir husus yoksa bu durumun ispat edilmesi ihtaren tebliğ olunmuştur. Tescile davet yazısının, şirket yetkilisi …’e şirket merkezi adresine gönderildiği, adres yetersizliğinden bahisle 13/01/2021 tarihinde iade edildiği görülmüştür.
HMK’nun 114/1.h maddesi uyarınca hukuki yararın bulunması dava şartı olup, HMK’nun 115. maddesi uyarınca hukuki yararın bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır.
Davacının mahkemeden tescil istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” haklı bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olması, bu yararın dava açan hak sahibi ile ilgili olması ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmasıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından sözedilebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2013 tarih ve 2013/10-436 Esas 2013/1748 Karar sayılı ilamı). Bu durumda dava tarihinde var olan hukuki yararın kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir.
Somut olayda, davalı … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi’nin ortağı olan …’nin 16/01/2014 tarihinde Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2014 tarih ve 2012/282 esas 2014/10 Karar sayılı ilamı ile şirket ortaklığından ayrılmasına izin verildiği, kararın temyiz edilmeden 10/03/2014 tarihinde kesinleştiği, ancak mahkeme kararında ortaklıktan ayrılmaya izin verilmesine rağmen tescil ve ilana yönelik hüküm kurulmadığından ve şirketin temsilcisi tarafından da tescil ve ilan gereği yerine getirilmediğinden eldeki davanın açılmasında davacı yanın hukuki yararı bulunduğundan ilk derece mahkemesinin davacı yanın hukuki yararı bulunmadığına yönelik gerekçesi usul ve yasaya aykırıdır.
6102 sayılı TTK’nun 3l.maddesi uyarınca, şirketlerin, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği de aynı şekilde tescil ettirmesi gerekmektedir. Şirket tarafından, tescil zorunluluklarını yerine getirmemiş ise bu konudaki sorumluluk şirket yetkilisine aittir. Ancak, davacı yanca, davalı şirketin merkezi ile yetkilisi ve temsilcisi olan …’e tescile davete yazısına rağmen şirketin mevcut ortağı …’nin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin tescilin yaptırılmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu hale göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 33. maddesinin 3.fikrası uyarınca davalı şirketin ortağı olan …’nin ortaklıktan çıkarılmaya yönelik tescil işleminin davacı … Sicili Müdürlüğünce yerine getirilmesi ile davalı şirketin ortağı olan …’nin şirket ortaklığından çıkması üzerine payının şirkete kalması kararın olağan sonucu olmasından ötürü bu hususta ayrıca pay tespitine ve payların şirkete devrine ilişkin yeniden bir hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmediğinden bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih ve 2021/94 Esas 2021/586 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2014 tarihinde kesinleşen 16/01/2014 tarih ve 2012/282 esas 2014/10 Karar sayılı ilamı ile … Sicil Numaralı davalı … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi’nin ortağı olan …’nin Şirket Ortaklığından Çıkmasına dair kararın Tescili ve İlanına ve bu işlemlerinin davacı … Müdürlüğünce yerine getirilmesine,
…’nin davalı … Tasarım Üretim Ve Pazarlama Limited Şirketi’nin ortaklığından çıkması sonucu payının şirkete kalması açılan davanın olağan sonucu olması ve şirketin tek ortaklı hale gelmesi de gözetildiğinde payların dağılımının tespitine yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan posta davetiye gideri olmak üzere toplam 244,00 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B)1-Davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 59,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 32,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 194,10 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/05/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.