Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/413 E. 2022/304 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/01/2022
NUMARASI …….
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Taraflar arasındaki davalı anonim şirketlerin feshi istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteminin yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Amaç ve faaliyetleri arasında madencilik işi bulunmayan davalı …’nin 05.11.2018 tarihinde madencilik faaliyetinde bulunabileceğine dair ana sözleşme değişikliğine gittiğini, şirketin amaçları arasında madencilik faaliyeti yer almadığı halde ruhsatsız olarak maden işleri ile iştigal eden firmalar hakkında … Bakanlığı’nca TTK’nın 210/3. Maddesi gereği soruşturma yapılarak fesih davası açılması gerektiğini, ne var ki davalı Türk … Bakanlığı’na bu amaçla yapılan başvurunun davalı Bakanlıkça zımnen reddedilmesi üzerine zımni ret işlemine karşı Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde açılan davada asliye … mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkillerinden bazılarının … …’nın memba kısmındaki taşınmazların malikleri olup taşınmazlarının sudan etkilendiklerini, barajın mansap kısmında kalan taşınmazların malikleri olan müvekkilleri … ve …’in de sudan etkilendiklerini, … ilçesi … Köyü sınırları içinde bulunan … … ve HES inşaatında kullanılmak üzere baraj yapan … AŞ’nin ruhsatsız yani kaçak bir malzeme (taş) ocağı işlettiğinin şikayetleri üzerine …….. tarafından tespit edilerek 2018 yılı Ağustos ayında kaçak olarak işletilen ocağın kapatıldığını, …… 15.08.2018 tarihli yazısı ile ruhsatsız malzeme ocağındaki faaliyetlerin durdurulduğunu, ancak anılan firmanın mühürlemeye rağmen ocağı kaçan işletmeye devam ettiğini, 05.11.2018 tarihinde ana sözleşme değişikliğine giden davalı …..AŞ’nin daha önce şirketin amaçları arasında madencilik faaliyeti bulunmadığı halde madencilik faaliyeti ile iştigal ettiğini, davalı şirketin diğer davalı şirketlerle birlikte ruhsatsız olduğu tespit edilen taş ocağını işlettiklerini, bu durumun TTK’nın 210/3. ve Madencilik Kanunu’nun 12. Maddesine aykırılık teşkil ettiğini, taş ocağını işleten firmanın iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının bulunmadığını,….. 22.04.2010 tarih ve 765 sayılı “Baraj alanlarından etkilenen Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunması”na dair ilke kararına aykırı hareket edildiğini ileri sürerek kamu düzenine ve işletme konusuna aykırı işlemlerde bulundukları kesin olarak kanıtlanmış olan …… … Anonim Şirketi hakkında fesih kararı verilmesi istemiyle açılan davada yargılama sonuçlanıncaya kadar şirketlere tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; dava dilekçesinde eklenen belgeler dikkate alındığında, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK 389/1 ve 390/3 maddesinde aranan şartların gerçekleşmediği, davanın esası yönünden davacıların kendilerinin haklılığını yaklaşık ispat seviyesinde ispat edemediği, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı şirketlere kayyım atanması talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Amaç ve faaliyetleri arasında madencilik işi bulunmayan davalı …’nin 05.11.2018 tarihinde madencilik faaliyetinde bulunabileceğine dair ana sözleşme değişikliğine gittiğini, … ilçesi … Köyü sınırları içinde bulunan … …..inşaatında kullanılmak üzere baraj yapan … AŞ’nin ruhsatsız yani kaçak bir malzeme (taş) ocağı işlettiğinin şikayetleri üzerine … İl Özel İdaresi tarafından tespit edilerek 2018 yılı Ağustos ayında kaçak olarak işletilen ocağın kapatıldığını, …… İdaresi’nin 15.08.2018 tarihli yazısı ile ruhsatsız malzeme ocağındaki faaliyetlerin durdurulduğunu, ancak anılan firmanın mühürlemeye rağmen ocağı kaçan işletmeye devam ettiğini, …….. belgeler temin edilmeden karar verildiğini, … 24. Bölge Müdürlüğü’ndeki belgeler temin edilmeden karar verildiğini, anılan kaçak taş ocağının faaliyetlerinin durdurulması için yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali için açılan davada Erzurum 3. İdare Mahkemesinin 2019/697 Esas ve 2021/270 karar sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini, bu mahkeme ilamı gözetilmeden taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar …..AŞ vekili ve … … … AŞ vekili, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, TTK’nın 210/3. Maddesi uyarınca davalı anonim şirketlerin feshi istemiyle açılan davada davalı şirketlere kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 210/3. Maddesine göre, kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğu belirlenen … şirketleri hakkında, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, ….., bu tür işlem, hazırlık veya faaliyetlerin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde fesih davası açılabilir.
Diğer taraftan, HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Somut olayda ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından, davalı …..AŞ’nin madencilik faaliyetini amaçları arasına alan 05.11.2018 tarihindeki ana sözleşme değişikliğinden önce ana sözleşmesinde madencilik faaliyeti amaçları arasında sayılmadığı halde, … İlçesi … Köyü sınırları içinde 2018 yılı Ağustos ayında ruhsatsız olarak diğer davalı şirketlerle taş ocağı işlettiğinin tespit edilerek faaliyetinin durdurulduğunu, davalı Bakanlığa davalı şirketler hakkında TTK’nın 210/3. Maddesi gereği fesih davası açılması için yazılı başvuruda bulunulduğu halde davalı Bakanlıkça yanıt verilmemesi üzerine idari işlemin zımnen reddedildiğini, davacıların … Köyü’nde bulunan … … sebebiyle sudan etkilenen taşınmazların sahipleri olduklarını ileri sürerek davalı şirketler hakkında TTK’nın 210/3. Maddesi gereği fesih kararı verilmesi istemiyle açılan davada davalı şirketlere kayyım atanmasını talep etmiştir.
İhtiyati tedbir talebinden bulunan davacılar HMK’nın 389/1. Maddesinde düzenlendiği üzere mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hangi hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle ne tür bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edildiğini HMK’nın 390/3. Maddesi uyarınca yaklaşık ispat ölçütüne göre dosya kapsamı itibarıyla ispat edememişlerdir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan ihtiyati tedbir isteyen davacı taraftan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin üzerilerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde başvuran tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/03/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.