Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/400 E. 2022/544 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/400 Esas 2022/544 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/400
KARAR NO : 2022/544

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2018/745 Esas 2020/469 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … şirketi arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla takip tarihi itibarıyla bankanın davalılardan talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, raporun dosyaya, bilgi ve belgelere uyumlu olduğu, genel kredi sözleşmesinde kefil olan davalıların kefaletlerinin yasal koşullara uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takip dosyasında 2.716.983,77 TL asıl alacak, 80.893,83 TL işlemiş faiz, 4.044,69 TL BSMV olmak üzere toplam 2.801.922,29 TL’ye yönelik itirazlarının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %65,50 oranı üzerinden temerrüt faizi ve faizin gider vergisi uygulanmasına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 560.384,46 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranının %65,50 olarak esas alındığını, müvekkili tarafından TCMB’ye bildirilen azami faiz oranının %42 olup, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca anılan oranın iki katı oranında hesaplanan %84 oranının uygulanması gereken temerrüt faizi oranı olduğunu, bu nedenle müvekkili alacağının eksik hesaplandığını, davalıların hesap kat tarihi olan 30/08/2018 tarihinde temerrüte düştüğünü, bilirkişinin temerrüt tarihini hatalı olarak 14/09/2018 olarak esas aldığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10865 sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 05/07/2019 tarihli kök, 23/12/2019 tarihli ek bilirkişi raporu, ödeme planları, asıl borçlu şirket ortaklığını gösterir ticaret sicil kayıtları, hesap özetleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10865 sayılı takip dosya incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 2.877.536,67 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ evrakı icra dosyası içerisinde bulunmamakta ise de, 24/09/2018 icra takip tarihi esas alındığında davalı borçluların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 01/10/2018 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 22/10/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı banka ile davalı … … Ltd. Şti. arasında 01/09/2014 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme limitinin 30/12/2015 tarihinde 10.000.000,00 TL’ye çıkarıldığı, diğer davalıların sözleşmede ve limit artışında müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı, sözleşme tarihinde davalı …’in davalı asıl borçlu şirket ortağı olduğu, diğer davalı …’in limit artışında eş rızasının alındığı, davalı …’in kefaletinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu, davalı …’in limit artışındaki kefaletinin limit artış tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı … … Ltd. Şti. arasında 01/09/2014 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme limitinin 30/12/2015 tarihinde toplam 10.000.000,00 TL’ye artırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edildiği, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibindeki borcun tamamına itiraz etmeleri üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İstinaf itirazı kapsamında uyuşmazlık, temerrüt faiz oranı ve temerrüt tarihinden kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, hükme esas alınan ve banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiş, bankanın BCH kredilerinde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranının %32,75 olduğu, genel kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca bu oranın iki katı oranında hesaplanan %65,50 oranının temerrüt faiz oranı olduğu tespit edilmiştir.
Davacının dava konusu icra takibinde talep ettiği temerrüt faiz oranı banka faiz genelgelerinde yer alan en yüksek faiz oranı esas alınarak hesaplanmıştır. Olması gereken temerrüt faiz oranı ise bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının iki katı suretiyle bulunacak orandır.
Temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranını ispat etme külfeti alacaklı davacı üzerindedir. Davacı banka vekili ise yargılama aşamasında bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranını gösterir herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmediği gibi, istinaf aşamasında da sunulan herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, davacının banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme ile bilirkişi tarafından banka tarafından fiilen uygulandığı tespit edilen en yüksek faiz oranı üzerinde daha yüksek bir faiz oranı uyguladığını ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, davacı banka tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine düzenlenen ve 1 günlük atıfet süresi içeren 10/09/2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi davalılara 12/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Verilen atıfet süresinin sona ermesi ile davalılar 14/09/2018 tarihinde temerrüte düşmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da usul ve yasaya uygun olarak 14/09/2018 temerrüt tarihi esas alınmak suretiyle davacı bankanın takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktar hesaplanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki temerrüt tarihinin hesap kat ihtarnamesi, verilen atıfet süresi ve tebligatlar kapsamında tespit edildiği gözetilerek hüküm kurulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin temerrüt tarihine yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.