Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/38 E. 2023/1333 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/38 Esas 2023/1333 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/38
KARAR NO : 2023/1333

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2021
NUMARASI : 2015/262 Esas 2021/499 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2015
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Şti. ile müvekkil arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, …. Şti’nin müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğunu, …. Şti’nin müteselsil kefalet borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı …’ın taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirketin kredi borcunu ödemediğini, müvekkili tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tapuya tescil edilmiş ipotek belgesinde ve taraflarına tebliğ edilen ödeme emri belgesi ekindeki resmi senette müvekkilinin taşınmazı üzerinde 3. şahıs …. Şti. lehine verilmiş bir ipotek görülmediğini, dava dilekçesine ekli tapu sicil müdürlüklerince düzenlenen resmi senet kapsamında değil, takip dosyasında yer alan belgeler kapsamında müvekkilinin itirazlarının incelenmesi gerektiğini, icra dosyası ve ödeme emrinden müvekkilinin ipotekli taşınmazının … … Ltd. Şti.’nin kefalet borcundan dolayı satışa çıkarıldığının anlaşılamadığını, ödeme emrinde asıl kredi borçlusu ve kefillerin de isimlerinin yer aldığını, takip dayanağı kredi sözleşmesinde müvekkilinin asaleten ve kefaleten üstlendiği bir borç bulunmadığını, takibe ekli ipotek resmi senedinden de ipoteğin … … Ltd. Şti.’nin lehine tesis edilmediğinin anlaşıldığını, banka tarafından önceden alınmış veya sonradan tesis edilecek bir teminatın güncel krediye veya güncel kredi dışındaki önceki bir krediye teminat teşkil etme vasfına haiz olması gibi bir durumu söz konusu ise bu durumun kredi tasdik şartları içerisinde ayrıca açıklandığını, … şirketine kullandırılan kredinin 29/05/2008, ipoteğin ise 11/03/2009 tarihli olduğunu, ipoteğin yaklaşık 8 ay önce … … Ltd. Şti.’nin kefaletinde kullandırılmış kredinin teminatı olmadığını, kredi nedeniyle müvekkiline ait ipotekli taşınmazının satışının istenemeyeceğini, faiz alacağının zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin ipotekteki gerçek iradesinin … … Ltd. Şti.’nin kefalet borcunun teminatını teşkil etmek üzere ipotek düzenlemeye ilişkin olmadığını, ipotek senedindeki ifadenin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını, müvekkilinin ipoteğin kefalet borcunu da temin edeceği konusunda bilgi sahibi olmadığını, asıl borçlu hakkında aciz belgesi alınmadan … … Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılamayacağını, kefilin kefalet limiti dahilinde sorumlu olacağını, davacının kefilden talep edemeyeceği bir parayı ayni teminattan isteyemeyeceğini bildirerek davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı ile dava dışı … İnş….Ltd. Şti’nin 29/05/2008 tarihli sözleşme yaptıkları, kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredinin bakiye borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu … İnş….Ltd. Şti’ne müşterek borçlu ve kefili olan … Ltd. Şti’nin … nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık lehine 250.000,00 TL kadar ipotek veren davalı …’a ait taşınmazın davacı banka tarafından icra yolu ile paraya çevrilmesi talebiyle başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline ilişkin olarak dava açıldığı, davalının lehine ipotek verdiği müşterek borçlu ve müteselsil kefil … Ltd. Şti.’nin kefalet limiti olan borcun 100.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olduğu, davalı …’ın adına kayıtlı bulunan taşınmazı 250.000,00 TL bedelle fekki bildirilinceye kadar 11/03/2019 tarihinde davacı banka lehine müşterek borçlu müteselsil kefil … Ltd. Şti. adına ipotek verildiği, ipotek senedi gereğince davalının söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı müşterek borçlu ve müteselsil kefilin borçlarından akdi ve temerrüt faizleri dahil sorumlu olduğu, davalıya davacı tarafından muacceliyet ihtarının gönderildiği, asıl borçlunun 25.000,00 TL bakiye borcunun kaldığı, davalının da bu miktar üzerinden asıl borçtan sorumlu olduğu ancak icra takibi incelendiğinde icra takibinde işlemiş faiz ile temerrüt faizinin talep edildiği akdi faizin talep edilmediği, icra takibi ile bağlılık ilkesi gereğince davacının takip talebinde her ne kadar ipotek senedi ve sözleşmeye göre talep edebileceği akdi faizi talep etmediği, iş bu davanın icra takibine itirazın iptali davası olduğu dikkate alınarak akdi faiz hesaplanmayıp hüküm kurmaya ve denetime elverişli kabul edilen bilirkişi raporundaki hesaplamalar esas alınarak davalının takip tarihi itibariyle davalının talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin 26.306,66 TL asıl alacak, 2.446,52 TL işlemiş faiz , 122,33 TL BSMV (%5), 1.262,72 TL akdi temerrüt faiz olmak üzere toplam 30.138,23 TL üzerinden aynı şartlarda devamına, 6.027,64TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müvekkili hakkında 1. maddesi bulunmayan ipotek resmi senedine dayanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip dosyası içeriği kapsamında davacı bankaya herhangi bir borcu olmayan müvekkilinin de bu icra takibine haklı olarak itiraz ettiğini, ipotekli takiplerde sadece lehine ipotek verilen ile ipotekli taşınmazın malikine borçlu olarak husumet yöneltilmesi gerektiğini, ancak icra takibinde borçlu olarak müvekkili ve lehine ipotek verildiği iddia edilen … Ltd. Şti.’nin dışında, asıl kredi borçlusu firma ile diğer kefillerin de borçlu olarak isimlerinin yer aldığını, bu durumun ise kefil … Ltd. Şti.’nin kefalet borcu kapsamında müvekkilinin taşınmazının satışa çıkarılmış olduğu hususunun anlaşılmasını engellediğini, bu nedenle de müvekkilinin kefil … Ltd. Şti.’nin davacı bankaya karşı ileri sürülebilecek defileri kapsamında da ipotek veren sıfatıyla icra dosyasında bir itirazda bulunulamadığını, müvekkilinin davacı bankaya karşı ne aslen ne de kefaleten bir borç üstlenmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, kefilinin kim olduğuna öncelikle karar vermesi gerektiğini, 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilmemiş faiz alacaklarının da zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkilinin vermiş olduğu ipotek teminatından talep edebileceği bir alacağı olup olmayacağının ise müvekkili açısından yargılamayı gerektirdiğini, kısmen kabul kararı ile reddedilen miktar yönünden lehlerine tazminata hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu, müvekkili lehine değil de davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, takip dosyası içeriğinden söz konusu takibin … Ltd. Şti.’nin … İnş. Taah. Müh.ve Müş. San. ve Tic Ltd. Şti.’nin borcuna verdiği kefaletten kaynaklanmış olduğunun anlaşılamadığını, icra dosyasına sunulan ve 1. maddesi olmayan ipotek belgesinin sadece müvekkilin borcundan dolayı verilmiş bir ipotek teminatını gösterdiğini, takip dosyasının mevcut durumunun da davacı bankaya karşı herhangi bir borcu olmayan müvekkilin haklı olarak borca itiraz etmesine neden olduğunu, toplam 30.138,23 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin aynı şartlarda devamına karar verildiğini, icra takibinde talep edilen tutar ile mahkemenin itirazın iptaline karar verdiği tutar dikkate alındığında, lehlerine değil de davacı banka lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de son derece haksız olduğunu, ipoteğin kurulmasından önce doğduğu iddia edilen bir kefalet ve bu kefalet borcuna da müvekkilinin vermiş olduğu ipoteğin teminat teşkil edeceği hususunda herhangi bir şekilde bilgilendirilmediğini, iradesinin sakatlandığını, hiçbir hukuk düzeninin kötü niyetle elde edilmiş bir hakkı korumadığını, matbu bir sözleşmede yer alan içeriğe, müvekkilinin herhangi bir şekilde müdahale etmesinin mümkün olmadığını, verilen ipoteğin, ipotek tarihinden önce doğmuş bir kefalet borcuna da teminat teşkil edeceği hususunda da müvekkiline bilgi verilmediğini, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, icra takip dosyası içeriğinden de müvekkiline ait taşınmazın kimin borcundan dolayı satışa çıkarıldığının anlaşılmasının mümkün olamadığını, mevcut durum itibariyle müvekkilce yapılan itirazın haklılığının da mahkemenin kurduğu kısmen red kararı ile teyit edildiğini, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız olduğunu, alacağın likit olduğuna ilişkin gerekçenin dosya kapsamına aykırı bulunduğunu, delil olarak bildirilen ve toplanması istenilen evrakların toplamadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanmadığını, …. Şti.’ne Ve …. Şti.’ne kullandırılmış krediler ile ilgili olarak kredi tasdik şartları ve kredi komitesi kararlarının mutlak suretiyle celbinin istendiğini, bankalar tarafından 2009 yılında muaccel hale gelen bir kredinin icra takibine konu edilmeyerek 2013 yılına kadar beklenmeyeceğini, dava konusu krediden kaynaklanan alacakla ilgili olarak icra takibine niçin geçilemediği hususu ile ilgili olarak davacı bankanın hukuk birimlerinden alınan mütalaa ve/veya mütalaalar ile davacı bankanın teftiş kurulunun şube denetimleri kapsamında düzenledikleri teftiş raporlarının davacı bankadan celbinin istenildiğini, ipotek tesis tarihinden önce lehine ipotek tesis edilecek firmanın, daha önceki kefalet borçlarının bulunduğu hususunda davacı bankanın müvekkile bilgilendirip bilgilendirmediği ve bu kapsamda müvekkilden onay alıp almadığı hususunun davacı bankanın … şubesinden sorulmasının istenildiğini, celbi istenilen belgeler celp edilip incelenmiş olsaydı dava konusu ipoteğin dava konusu kredinin teminatı olmadığı sonucuna kesinlikle ulaşılacağını, bu belgelerin mutlaka ibrazı gerektiği hususuna yönelik ısrar da bulunulmuş, davanın başından bu yana müvekkilce verilen ipotek teminatının, bu kredinin teminatını teşkil etmediği, ilk çekilen hesap kat ihtarnamesine göre de bankanın kefillerinin de kimler olduğunun belirlenebileceği hususunda ısrar edilmiş ve bu durumu da ispatlayacak yegane belgelerin şube kredi komite kararları ve/veya kredi tasdik şart tutanakları olduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu belgelerin celp edilmediğini, dosyaya delil olarak bildirilen belgeler toplanmadan verilen bu karar ile işbu davadaki iddiaları ispatlama haklarının elinden alındığını, kredi sözleşmesinin kefillerinin imzasının yer aldığı 31. sayfada yer alan düzenleme kapsamında kefillerin kefaleti adi kefalet olduğu gibi, söz konusu krediye davacı bankanın … Ltd. Şti.’ni değil, bu şirketin yetkilisi …’ı kefil olarak aldığının da ortada olduğunu, deliller içerisinde yer alan ihtarnamede davacı bankanın aldığı kefillerin kimler olduğunu ve kefiller içerisinde … Ltd. Şti.’nin adının geçmediğini de gösterdiğini, bu ihtarname dahi müvekkiline ait taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin de dava konusu kredinin teminatında yer almadığını açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunu, kefillerin imzasının bulunduğu kısımda sadece “kefil” kelimesi bulunduğunu, kefil olduğu iddia edilen dava dışı … Ltd. Şti’nin kefaletinin adi bir kefalet mi yoksa müteselsil bir kefalet mi olduğu hususunun öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini, kredinin kullandırımı ile ilgili banka uygulamaları dikkate alınmadan düzenlenmiş ve itirazları karşılanmamış bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesis edildiğini, kredinin şube yetkisinde olması halinde şube kredi komitesi kararlarının, bir üst birimin yetkisinde kullandırılmış bir kredi olması halinde ise, kredi tasdik kararlarının bulunması gerektiğini, bankaca kullanılan tüm hukuki belgelerin (kredi belgeleri ipotek belgeleri v.s) bankalarca matbu bir şekilde ilgililerle müzakere edilmeden hazırlanmış belgeler olduğu, içeriklerine de hiçbir şekilde müdahale ettirilmediği, bir kredinin aksaması halinde hangi süre içerisinde kredi borçlularına kat ihtarnamesi gönderilmesi gerektiği, hangi süre zarfında bankanın takibe geçmesi gerektiği, 2009 yılında muaccel hale gelmiş bir kredi ile ilgili olarak bankanın 2013 yılına kadar takibe geçmeyerek bekleyemeyeceği, bankanın zamanında takibe geçmeyerek şahsi ve ayni teminat vermiş kişilerin durumunu ağırlaştıramayacağı hususlarını bankacı bilirkişilerin bilmesi, cevap, cevaba cevap ve delil dilekçemizde yer alan savunmaları ve delilleri bankacılık mevzuatı ve uygulaması kapsamında değerlendirmesi ve eksik olan belgelerin toplanması suretiyle dosyanın yeniden kendilerine tekrar tevdi edilmesini istemesi ve ondan sonra raporları düzenlemesi gerekirken, tüm bu hususlara yönelik itirazları dikkate alınmadan eksik belgeleri incelemek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulduğunu, icra takip dosyasına sunulan ipotek resmi senedinin mevcut durumu incelenmeden hüküm tesis edildiğini, takip talebine eklenmiş ve 1. maddesi bulunmayan ipotek belgesi kapsamında davacının müvekkili aleyhine bir takip yapıp yapamayacağı, eksik evrak kapsamında yapılan itirazın haklı bir itiraz olup olmadığı ve takibin bu sebeple de iptalinin gerekip gerekmediği hususununun incelenmediğini, zamanaşımına uğramış faiz alacağı ile kredi akdi ve temerrüt faizinden müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, ipotek belgesinde yer alan hükümlere göre çözülmesi gerektiği hususu gözden kaçırılmakta ve müvekkilinin davacı bankaya şahsi bir borcu varmış gibi kredi akdi faiz ve temerrüt faizinden müvekkil sorumlu tutulduğunu, … Ltd. Şti’nin temerrüte düştüğü 26.307,25 TL sınırlı olarak 05.01.2015- 29.01.2015 tarihleri arasındaki dönem için bir faiz hesabı yapılması ve 05.01.2015 tarihinde gerçekleşmiş temerrüt nedeniyle … Haritadan takip tarihi itibariyle istenebilecek rakam toplam 27.635,12 TL iken bu hususa yönelik bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınmaması gereken eksik inceleme ve değerlendirme yapılan rapora dayanarak hüküm kurulduğunu, her ne kadar hem raporda hem mahkemenin karar gerekçesinde icra takibinde akdi faizin talep edilmediği belirtilmişse de takip talebinde açıkça akdi faiz talep edildiğini, bu hususun mahkemece ve bilirkişilerce gözden kaçırılarak rapor düzenlendiğini ve hüküm kurulduğunu, daha önce dosyaya sunulan tüm bilirkişi raporları ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun tamamen birbirlerinden farklı olup her bir raporda farklı hususlar üzerinde durulduğunu, hükme esas alınan raporun diğer raporlar arasındaki çelişkileri ortadan kaldıramadığını, aksine tamamen eksik inceleme sonucu oluşturulduğunu, ipotek verene 05/01/2015 tarihinde tarihinde davalı ipotek veren …’ın temerrüte düştüğü gerekçesinin de hatalı olduğunu, ipotek veren ile davacı banka arasında kredi sözleşmesi imzalanmadığını, ipotek verenin teminat altına alınan borçla ilgili olarak teminat miktarı ve teminat olunan taşınmaz ile sorumlu olduğunu, ipotek verene ihtarnamenin takip gereği gönderildiğini, ipotek verenin teminat limiti ve teminat verilen taşınmaz dahilinde bankanın tüm alacaklarından sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/2525 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarları, ipotek resmi senedi, yargılama aşamasında hesap ve bankacı bilirkişi heyetinden alınan 15/01/2016 tarihli kök, 20/04/2019 tarihli ek rapor, bankacı bilirkişiden alınan 11/07/2017 tarihli rapor, mali müşavir ve bankacı bilirkişiden alınan 03/01/2018 tarihli rapor, 3 kişilik bankacı bilirkişi heyetinden alınan 11/09/2018 tarihli kök, 13/09/2019 tarihli birinci ek, 28/01/2020 tarihli ikinci ek, 24/06/2020 tarihli üçüncü ek, 14/04/2021 tarihli dördüncü ek, 12/07/2021 tarihli beşinci ek rapor, Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/400 Esas 2015/435 Karar sayılı karar sureti, dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti. banka hesap ekstreleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/2525 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve dava dışı …, … … Ltd. Şti., … … Ltd. Şti. aleyhine toplam 194.631,14 TL alacağın tahsili istemi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 03/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 09/02/2015 tarihinde takibe konu borca itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 04/05/2015 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Anılan icra takip dosyasında, davacı vekilince 13/01/2015 tarihinde icra müdürlüğüne başvurularak … hakkında sehven takip başlatıldığı, anılan kişiler hakkındaki takipten feragat ettiği beyan edilmiştir. İcra müdürlüğünce 24/04/2015 tarihinde 4.418,13 TL harç yatırıldığından talep gibi işlem yapılmasına karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilince Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/400 Esas sayılı dosyasında şikayete ilişkin dava açılmış olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda 2015/435 Karar sayılı karar ile feragat harcına ilişkin işlem yerinde olduğundan şikayetin reddine karar verilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 29/05/2008 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmede dava dışı … … Ltd. Şti’nin aynı limit ile müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı, davalının sözleşmede herhangi bir sıfat ile imzasının bulunmadığı dosya içeriğiyle sabittir.
Dava konusu icra takip dayanağı ipotek resmi senedi incelendiğinde, davalının taşınmazı üzerinde davacı banka lehine 11/03/2009 tarihinde dava dışı … … Ltd. Şti.’nin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 250.000,00 TL limitli fekki bankaca bildirilinceye kadar süreli üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalı ipotek borçlusu ile dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti., kefil … … Ltd. Şti.’ne 29/12/2014 tarihli hesap kat ihtarnamesi düzenlenerek toplam 130.457,57 TL kredi borcunun 5 gün içinde ödenmesi talep edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan ve dosya üzerinde yapılan inceleme ile hazırlanan birinci bilirkişi kök ve ek raporunda, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla kefil … … Ltd. Şti.’nin kefalet limiti nazara alınarak, 26.307,25 TL asıl, 53.693,09 TL işlemiş akdi faiz, 2.684,65 TL %5 BSMV, 1.262,74 TL işlemiş temerrüt faizi, 63,13 TL BSMV olmak üzere toplam 84.010,86 TL alacaklı olduğu, dava dışı kefil ile davalının 05/01/2015 tarihinde temerrüte düştüğü yönünde kanaat bildirilmiştir.
Banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme ile alınan ikinci bilirkişi raporunda, davacının dava dışı … … Ltd. Şti.’nden takip tarihi itibarıyla 26.120,00 TL asıl, 2.550,62 TL işlemiş akdi faiz, 103.069,52 TL işlemiş temerrüt faizi, 5.153,48 TL BSMV olmak üzere toplam 136.893,62 TL alacaklı olduğu, dava dışı kefil … … Ltd. Şti.’nin bu borcun 100.000,00 TL’sinden sorumlu olduğunu, davalının da anılan kefilin kefalet limiti dahilinde sorumlu bulunduğu tespit edilmiştir.
Alınan üçüncü bilirkişi heyeti kök raporunda, davalının dava dışı kefil … … Ltd. Şti.’nin … … Ltd. Şti.’nin davacıya olan borcundan 100.000,00 TL kefalet limiti dahilinde sorumlu bulunduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalı ipotek verenden 26.307,25 TL asıl, 53.693,09 TL işlemiş akdi faiz, 1.262,74 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.747,79 TL BSMV olmak üzere toplam 84.010,86 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında üçüncü bilirkişi heyetinden alınan kök rapor ile birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ek raporlarda eksik belgeler belirtilmiş, düzenlenen beşinci ek raporda ise, davacının takip tarihi itibarıyla 26.306,66 TL asıl, 2.446,52 TL (04/09/2009 tarihine kadar) işlemiş akdi faiz, 122,33 TL BSMV, 51.245,37 TL (05/09/2009-04/01/2005 arası) işlemiş akdi faiz, 2.562,27 TL BSMV, 1.262,72 TL (05/01/2015-29/01/2015 arası) işlemiş temerrüt faizi, 63,14 TL BSMV olmak üzere toplam 84.009,01 TL alacaklı olduğu, ancak davacı takip talebinde temerrüt faizi talep etmesi nedeniyle akdi faizi de itirazın iptali davası kapsamında talep edemeyeceği kanaatinin oluştuğu, bu nedenle davacının takip tarihi itibarıyla 26.306,66 TL asıl, 2.446,52 TL işlemiş faiz, 122,33 TL BSMV, 1.262,72 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 30.138,23 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, ipoteğin dava dışı kefilin kefalet borcunun teminatı olduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği, davacının dava dışı … … Ltd. Şti.’nin anılan sözleşmede kefil olduğu ve kefaletin davalının taşınmazı ile ipotek teminatı altına alındığı iddiasıyla davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin davacı ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde geçerli bir kefaletinin bulunup bulunmadığı, geçerli bir kefalet var ise takip tarihi itibarıyla davacının anılan kefilden genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, takip dayanağı ipoteğin dava dışı … … Ltd. Şti.’nin kefalet borcunu teminat altına alıp almadığı, teminat altına alıyor ise davacının takip tarihi itibarıyla davalı ipotek borçlusundan talep edebileceği alacak miktarı, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; yukarıda açıklandığı üzere davalı, davacı ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin tarafı olmayıp, sadece taşınmazı üzerinde davacı banka lehine dava dışı … … Ltd. Şti’nin doğmuş ve doğacak asaleten ve kefaleten borçlarını teminat altına almak üzere ipotek veren sıfatına sahiptir.
İpotek verenin ipotek şartlarını el yazısı ile “okudum” yazmak suretiyle ipotek resmi senedini imzaladığı görülmüş olup, davalı yanın aşamalarda ipotek koşullarının müzakere edilmediği, ipoteğin … … Ltd. Şti’nin kefalet borcunu kapsadığını bilmediğine yönelik savunmasına itibar edilmemiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile de, takip tarihi itibarıyla davacının dava dışı kefil … … Ltd. Şti’nden takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalının taşınmazı üzerinde tesis edilen ipoteğin dava dışı … … Ltd. Şti’nin kefalet borcunun da teminatı olduğu, bu hususun ipotek resmi senedinde açıkça düzenlendiği, davalının ipotek limiti dahilinde anılan kefilin kefalet borcundan ayni sorumluluğu bulunduğu kabul edilerek bu kabul çerçevesinde yargılama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, davalının taşınmazı üzerinde tesis edilen ipotek davacının dava dışı kefilden, kefalet limiti dahilinde, takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu asıl alacağın yanı sıra işlemiş faiz alacağının da, ipotek limiti sınırları içerisinde, teminatıdır.
Davacının takip tarihi itibarıyla tespit edilecek asıl alacağı ve işlemiş faiz alacağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Takip tarihi olan 29/01/2015 tarihi itibarıyla ise, genel kredi sözleşmesinin tarihi olan 11/03/2009 tarihi gözetildiğinde dahi 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davalı yanın zaman aşımı def’inin yerinde görülmeyerek takip tarihi itibarıyla davacının alacaklı olduğu miktarın tespiti yoluna gidilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf itirazı incelendiğinde, takip konusu banka alacağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, likit, bir başka anlatımla bilinebilir ve hesaplanabilir niteliğe sahiptir. Bu durumda mahkemece İİK’nun 67. Maddesi hükmü gözetilerek hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden alacaklı banka yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur.
Yukarıda açıklandığı üzere ipotek veren davalının sorumluluğu, ipotek limiti dahilinde, dava dışı kefil … … Ltd. Şti’nin kefalet limiti kapsamında, kefilin kendi temerrütünün sonuçları ile birlikte sorumlu olduğu miktardır. Mahkemece bu kabul çerçevesinde dava dışı kefilin takip tarihi itibarıyla sorumlu olduğu miktardan ipotek verenin de sorumlu bulunduğu gözetilerek hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yargılama aşamasında 4 ayrı bilirkişi/bilirkişi heyetinden raporlar alınarak 4. bilirkişi heyetinden alınan beşinci ek rapor hükme esas alınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda davacının takip talebinde temerrüt faizi talep ettiği, akdi faiz talebinin bulunmadığı gerekçesiyle takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı tespit edilmiştir. Oysa dava konusu icra takip talebinde davacı banka 04/09/2009 tarihine kadar işlemiş faiz, işlemiş faizin %5 BSMV’si, 04/09/2009 tarihinden 29/01/2015 takip tarihine kadar akdi temerrüt faizi talep etmiştir. Bir başka anlatımla, bilirkişi raporundaki davacının takip talebinde işlemiş akdi faiz talebinin bulunmadığı gerekçesi dosya kapsamına uygun değildir. Bu durumda davacının icra takibinde açıkça 04/09/2009-29/01/2015 tarih aralığı için işlemiş akdi temerrüt faizi talep ettiği, işlemiş akdi faiz miktarının da hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeden davacının icra takibinde işlemiş akdi faiz talebinin bulunmadığına ilişkin dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeye dayalı bilirkişi ek raporu esas alınarak hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Yapılacak hesaplama basit matematiksel bir hesaplama gerektirdiği gibi, hükme esas alınan 4. bilirkişi heyeti beşinci ek raporda işlemiş akdi faiz hesabı da yapıldığından istinaf aşamasında yeniden bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmemiştir. Anılan ek rapor, işlemiş akdi faiz hesabını da içerecek şekilde ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olup, sadece bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamada davacının takip talebinde işlemiş akdi-temerrüt faizinin %5 BSMV’sini talep etmediği gözetilmeden anılan faiz yönünden %5 BSMV hesaplanmıştır.
Buna göre dava dışı kefile hesap kat ihtarnamesi 30/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, verilen 5 günlük atıfet süresinin sonunda dava dışı kefil 05/01/2015 tarihinde temerrüte düşmüştür. Davacı yan anılan tarihe kadar işlemiş akdi faiz, anılan tarih ile takip tarihi olan 29/01/2015 tarihleri arasında işlemiş temerrüt faizi talep edebilecektir.
Dördüncü bilirkişi heyeti beşinci ek raporda, takip tarihi itibarıyla davacının dava dışı kefilden 26.306,66 TL asıl alacak, 2.446,52 TL (04/09/2009 tarihine kadar) işlemiş faiz (%36), 122,33 TL BSMV, 52.508,09 TL (05/09/2009-29/01/2015 tarihleri arası) işlemiş akdi-temerrüt faizi, 2.625,41 TL BSMV olmak üzere toplam 84.009,01 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı yanın takip talebinde işlemiş akdi-temerrüt faizinin %5 BSMV’si talebi bulunmamaktadır. Açılan işbu itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup, hüküm altına alınabilecek alacak kalemleri takip talebinde yer alan alacak kalemleriyle sınırlıdır. Davacının takip talebinde işlemiş akdi-temerrüt faizinin %5 BSMV’si talebi bulunmadığından HMK’nun 26. maddesi uyarınca anılan kalem hüküm altına alınamayacaktır. Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında bilirkişi ek raporundaki hesaplamada yer alan anılan BSMV miktarı hesaplamaya dahil edilmemiştir. Buna göre davacı takip tarihi itibarıyla dava dışı kefilden ve dolayısıyla ipotek veren davalıdan 26.306,66 TL asıl alacak, 2.446,52 TL (04/09/2009 tarihine kadar) işlemiş faiz, 122,33 TL BSMV, 52.508,09 TL (05/09/2009-29/01/2015 tarihleri arası) işlemiş akdi-temerrüt faizi olmak üzere toplam 81.382,60 TL alacaklı olup, davalının anılan miktara yönelik icra takibine itirazı haksızdır.
Davalı yan reddedilen miktar yönünden lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Reddedilen kısım yönünden davacı davalı aleyhine icra takibine girişmekte haksız ise de, kötüniyetli olduğuna ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi, bu yönde herhangi bir delil de ibraz edilmemiş olup, davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 2.058,74 TL istinaf karar harcından peşin alınan 515,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.543,74 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih 2015/262 Esas 2021/499 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/2525 sayılı icra takibinde 26.306,66 TL asıl alacak, 2.446,52 TL (04/09/2009 tarihine kadar) işlemiş faiz, 122,33 TL BSMV, 52.508,09 TL (05/09/2009-29/01/2015 tarihleri arası) işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 81.382,60 TL’ye yönelik itirazının iptaline, takibin anılan miktar üzerinden, 26.306,66 TL asıl alacağa %72 temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Hüküm altına alınan 81.382,60 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olan 16.276,52 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
7-Alınması gerekli 5.559,24 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 5.000,00 TL bilirkişi ücreti, 325,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.325,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.226,58 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan kısmen kabul kısmen red oranına göre AAÜT uyarınca hesaplanan 18.119,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 515,00 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 78,00 TL yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek 32,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023
Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.