Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/32 E. 2023/121 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/32 Esas 2023/121 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/32
KARAR NO : 2023/121

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : Yusuf ŞAHİN 31509
ÜYE : Arzu YİĞİTSOY 42071
ÜYE : Filiz İLKAR 92528
KATİP : Müzeyyen YİĞİT 271581

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2023

NUMARASI : 2022/32 Esas 2023/121 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
MÜDAHİL :
DAVA : Ortaklığından Çıkma/Şirketin fesih ve tasfiyesi.
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma/ şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …. Şti.nin 13.03.2012 tarihinde … tarafından 150.000,00 TL sermaye ile 30 hisseli şekilde kurulduğunu, davalı …’in şirketin %33 hissesine sahip ortağı olup aynı zamanda 2012 tarihli iş sözleşmesi ile atanmış şirketin genel koordinatörü olduğunu ve fiili olarak şirketin yurt içindeki işleriyle ilgili sevk ve idare konularının …’e bırakıldığını, davalının bu süreçte şirket müdürü ve ortağı olan davacıya danışmadan dava dışı firma ve kişilerle şirket zararına olarak işlemler yaptığını, sattığı malların bedellerini tahsil etmediğini, mal bedellerini kendisine aldığını, ayrıca kendi adına kurduğu şirket nedeniyle ortağı olduğu davalı şirketteki görevlerini de aksattığını, yaşanan bu olaylar sebebiyle davacı …’ın ve …’in, birçok kez bir araya gelerek ortaklığı sonlandırma konusunu görüştüğünü, davacının 12.10.2016 tarihinde … ile imzaladığı sözleşme ile şirketteki hisselerini dahi …’e devretmeyi kabul ettiğini, ancak …’in, daha sonra bu sözleşmeden caydığını, davalının yine davalı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirket kurduğu ve davalı şirketin eski çalışanlarını da bünyesinde toparladığı duyumuna ulaşıldığını, ayrıca şirketten faturasız mal çıkışları yaptığını, davalı şirketin stoklarını gayri resmi şekilde erittiği ve resmi kayıtlarda stokların şişirilmesine de sebebiyet verildiğinin tespit edildiğini, şirket adına keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle çek bedellerinin müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını, davalının yetkisiz olarak çek keşide etmesi, davacının güvenini kötüye kullanması ve ortağı olduğu davalı şirketle haksız rekabet içinde yer alan davranışları sebebiyle davalı hakkında 16.03.2017 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına da şikayette bulunulduğunu iddia ederek davalının davacı açısından haklı sebep oluşturan eylem ve işlemleri sebebiyle TTK m. 638 uyarınca şirketten bila bedel çıkmasına bu mümkün olmaz ise şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Fer’i müdahil vekili dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğruyu yansıtmadığını, asıl davacının şirket aleyhine işlemler yaptığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; çıkmaya izin için ve şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik haklı nedenlerin var olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; fer’i müdahilin eylemleri nedeniyle müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkması için haklı nedenlerin oluştuğunu, davalı şirket ortaklığının müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketten çıkmaya izin, bunun mümkün olmaması halinde şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde karara katılan Hakim/ Üye …’ın kısa kararda imzası bulunmasına rağmen Mahkemece Dairemize gönderilen gerekçeli kararda imzasının bulunmadığı, kararın altına düşülen “şerh”te hakim …’in emekli olması nedeniyle HMK.nun 299.maddesine göre üye olarak imzasının alınmadığı, gerekçeli kararın başkan … tarafından imzalandığının belirtildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Yazılması” başlıklı 298. maddesi ” (1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır. (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir. (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.” hükmünü içerir.
Aynı kanunun “Hükmün İmza Edilememesi” başlıklı 299. maddesinde, hüküm sonucu tefhim edildikten sonra gerekçeli karar imzalanmadan, hâkim ölür veya herhangi bir sebeple imzalayamayacak hâle düşerse, yeni hâkim, tefhim edilen hükme uygun olarak gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalayacağı, toplu mahkemelerde böyle bir durumun gerçekleşmesi hâlinde ise, hükmün diğer hâkimler tarafından imzalanacağı ve başkan veya en kıdemli hâkim tarafından, hükmün altına diğer hâkimin imza edememesinin sebebi yazılarak imza olunacağı;
“Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinde ise, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemi olduğu, dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak verilerin kaydedileceği ve saklanacağı; bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgelerin güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabileceği ve gönderilebileceği; güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgelerin ayrıca fiziki olarak gönderilmeyeceği, belge örneği aranmayacağı kuralları yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde; kısa karar tefhim edilip imzalandıktan sonra gerekçeli karar imzalanmadan hakimin ölmesi veya herhangi bir sebeple kararı imzalayamayacak hale düşmesi durumunda yeni hâkim, tefhim edilen hükme uygun olarak gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalayacağı, toplu mahkemelerde böyle bir durumun gerçekleşmesi hâlinde ise, hükmün diğer hâkimler tarafından imzalanacağı ve başkan veya en kıdemli hâkim tarafından, hükmün altına diğer hâkimin imza edememesinin sebebi yazılarak imza olunacağı anlaşılmıştır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6100 sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce vermiş olduğu 25.6.1997 gün 8/385-590 sayılı kararında “HUMK.’nun 390. maddesi hükmünce yazılan kararların altı, kararı veren hakimlerle zabıt katibi tarafından imza edilmesi zorunludur. Bu durumda öncelikle kısa kararın niteliğine bakmak gerekir. Kısa karar, hüküm fıkrası niteliğinde değilse, yasal anlatımla HUMK.’nun 389. maddesine uygun biçimde tarafların hak ve yükümlülüklerini açık bir şekilde göstermiyorsa, hükmün hukuki varlık kazandığı söylenemez. O nedenle, kısa kararı tethim ettikten sonra, gerekçeli kararı yazmadan önce veya yazıp imzalamadan ölen hakimin imzasını taşımayan gerekçeli kararın ölen hakime ait olduğu benimsenerek tethimle hukuki varlık kazanmamış olan karara hukuki varlık kazandırılması mümkün değildir. Bu bağlamda yapılacak iş yeni hakimin yeniden duruşma açıp, yargılama yaparak yeniden karar vermesi gerekir. Hemen belirtelim ki: Kısa kararın hüküm fıkrası niteliğinde ve HUMK.’nun 389. maddesine uygun olması halinde, bu kısa kararın tefhimi ile hüküm hukuki varlık kazanmış olacağından, kısa kararı tefhim eden hakimin gerekçeli kararı yazmadan veya imzalamadan ölüm, istifa, emeklilik gibi nedenlerle mahkemeden ayrılmış olması halinde, yeni hakim gerekçeli kararı yazıp imzalamak yetkisine sahiptir. Bu durumda yeni hakimin yeniden duruşma açarak tahkikat ve yargılama yapmasına gerek yoktur. Ölen hakimin tefhim ettiği kısa karara uygun biçimde gerekçeli kararı yazarak dosyaya koymakla yetinmesi gerekir. ( Prof. Dr. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.2, Sh. 2041, 2042; Ayrıca 4.H.D.’nin 11.2.1966 1.226/1640; İ.H.O. 15.11.1971 1.5294/6912; 7/H.D. 14.9.1961 1.9301/187 sayılı benzer kararları – aynı eser : Sh. 2025-2031-2032 ).” şeklinde de açıklandığı gibi ölüm, emeklilik, istifa gibi nedenlerden dolayı mahkemeden ayrılan hâkimin yerine yeni hâkimin kısa karara uygun biçimde gerekçeli kararı yazıp dosyanın bu şekliyle ikmal edilmesi gerekir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 28.03.2012 tarihli ve 2012/115 E., 2012/258 K. sayılı kararında ” 1086 Sayılı H.U.M.K.`nun 388/5 ve 390 ( 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297,298,299 ) maddelerine göre, mahkeme kararlarında hâkimlerin ve tutanak kâtibinin ıslak ya da elektronik imzalarının bulunması zorunludur. Yerel mahkemece, 17.3.2011 tarihli celsede verilen direnmeye dair kısa kararın hakim ile kâtip tarafından ıslak imza ile imzalandığı, ancak gerekçeli kararda, kâtibin ıslak imzası bulunmasına rağmen hakim imzasının bulunmadığı, kararın elektronik imza da taşımadığı görülmüştür. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tespitlere göre sonuç olarak, kısa karar hakim ve kâtip tarafından imzalanmış olduğundan, gerekçeli karardaki hakim imzası eksikliği bozma nedeni yapılmamış, ancak belirtilen eksiğin tamamlanması için, dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde belirtildiği gibi imza eksikliğinin tamamlanması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gereklidir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesi 11/12/2019 tarihli celsede verilen davanın reddine dair kısa kararın Başkan … ve Üye hakim … tarafından taraf vekillerinin yüzüne karşı tefhim edildiği ve imzalandığı, ancak gerekçeli kararın yazıldığı sırada kısa kararda imzası bulunan Üye Hakim …’ın emekli olduğu ve üye hakim …’ın ise 2020 yılı Yaz Kararnamesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi üyesi olarak atandığı, yerel mahkemenin emekli üye hakim ve ataması yapılan diğer üye hakim için 18/02/2021 tarihinde Ankara İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığına müzekkere yazdığı, müzekkere içeriğinde emekli üye hakim … için Hukuk Muhakemeleri Kanununun 299. Maddesine göre işlem yapılacağını, ataması yapılan diğer üye hakim … için geçici yetki verilerek üye rolünün geçici olarak aktifleştirilmesi hususunda gerekli yazışmaların yapılmasını talep ettiği, gerekçeli kararın Başkan … Başkan tarafından imzalandığı, gerekçeli karara ek olarak üye hakim …’ın emekli olması nedeniyle imzasının alınmadığı şerh düşüldüğü anlaşılmıştır.

İlk derece mahkemesince 11/12/2019 tarihinde yapılan duruşmada taraf vekillerinin yüzlerine karşı tefhim edilen kararın, HMK’nın hükmün kapsamı alt başlığı altında düzenlenen 297. Maddesi uyarınca hükmün niteliklerini taşıdığı anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, hükmün esasını oluşturan kısa karar açıklandıktan sonra emekli olan hâkimin yerine yeni atanan hâkimin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 299. maddesinde yer alan ‘Hüküm sonucu tefhim edildikten sonra gerekçeli karar imzalanmadan, hâkim ölür veya herhangi bir sebeple imzalayamayacak hâle düşerse, yeni hâkim, tefhim edilen hükme uygun olarak gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalar.’ hükmünün kıyasen uygulanması mümkün görüldüğünden oluşan yeni heyet tarafından kısa karar ile uyumlu gerekçeli kararın yazılması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tespitlere göre sonuç olarak, kısa karar Başkan … ve üye hakim … tarafından imzalanmış olduğundan, gerekçeli karardaki hakim imzası eksikliğinin görevlendirilen hâkim tarafından gerekçeli kararın yazılacağı kabul edilerek, belirtilen eksiğin tamamlanması için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Yerel mahkeme kararındaki imza eksikliğinin HMK’nın 299. maddesi gözetilerek tamamlandıktan sonra dosyanın Dairemize gönderilmek üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.