Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/29 E. 2022/931 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021

NUMARASI …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı şirketler hakkında açılan davanın kabulüne, davalı … hakkında açılan davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davalı şirketler vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler adına temsilen kendi adına aseleten davalı … arasında 4 adet güneş enerjisi santralinin projelendirilmesi, … projelerin geçirilmesi, imar planlarının oluşturulması, belediyeden imar izinlerinin çıkarılması, yatırım teşvik belgelerinin alınması, kredi temin edilmesi ve diğer işlemlerin tamamlanmasıyla tesislerin inşaya hazır hale getirilmesi için anlaşma yapıldığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğinde davalıların proje kurulum bedellerinin %5’ini hizmet bedeli olarak müvekkiline ödeyeceğini, müvekkiline verilen vekaletname kapsamında gerekli iş ve işlemlerin yapıldığını, davalının ise sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödemediğini belirterek şimdilik 2.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren dolara uygulanacak en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsil tarihindeki TL karşılığının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında dava değerini 178.000,00 Usd olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, proje ile alakalı davacı tarafa vekaletname çıkarılmasının onun bu iş karşılığında bir bedel hak ettiği anlamına gelmeyeceğini, davacının henüz tamamlanmamış bir projeden kendi lehine alacak çıkartmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı …’ın davalı şirketler adına vekalet veren yetkili olduğu, vekaletname kapsamındaki alacağın tarafı olmadığı, işbu davada taraf sıfatının bulunmadığı Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu bu davalıya yönelik davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verildiği, bu davalıya yönelik davaya ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davalı şirketler hakkında açılan dava ile ilgili olarak davacının vekaletnameye istinaden … Başkanlığının 07/03/2019 tarih, … Belediye Başkanlığının 22/02/2019 tarihli yazı cevaplarında …. konulu nazım imar planının, planın kapsadığı alanın maliki davalı şirket adına dilekçeler sunduğu, iş takiplerini yaptığı, dinlenen tanık beyanları ile resmi kayıtlardaki durumun teyit edildiği, … ve …’daki yerlerle ilgili olarak imar planlarının hazırlanması, belediyeye sunulması aşamasına kadarki hizmetlerin yapıldığı, fizibilitesinin yapılarak teslim edildiği, … Federasyonunun 29/11/2018 tarihli yazı cevabında proje kurulum bedellerinin bu yerler için 3.740.000 USD takribi bedelde olduğunun belirtildiği, kurulum öncesi aşamadaki ve vekaletname kapsamında davacı tarafça yapılan hizmetler de nazara alınarak proje bedelinin %3-7’si arasının baz alınacağının belirtildiği, tanık beyanlarına göre bu tür hizmet bedelinin yapılacak işin %5’i ile %10’u arasında olacağı, tanık beyanları ve yazı cevabı kapsamında işin %5’i olduğu ve %5’inin de 187.000 USD’ye tekabül ettiği, daha öncesinde 25.000,00 TL ödeme yapılmış olup ödenen bedelin ödeme tarihindeki kur üzerinden karşılığı mahsubu sonucu bakiye alacağın 178.000 USD alacak bulunduğu gerekçesiyle davalı … hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirketler hakkında açılan davanın ıslah talebi de nazara alınarak alacak miktarı için kabulüne, 178.000,00 USD’nin 2.000,00 USD’sine dava tarihinden, geriye kalan 176.000,00 USD’sine ıslah tarihinden itibaren devlet bankalarınca birer yıllık dönemler itibariyle USD mevduata uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte ve fiili ödeme günündeki TCMB’nin efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı şirketler vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkili olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme yapılmadığını, davacının müvekkilleri adına herhangi bir projelendirme işi yapmış olması halinde buna ilişkin belgelerin ve tutanakların dosyaya ibrazı gerektiği, davacının bu yönde hiçbir delil sunmadığını, davacının ne zaman ve hangi koşullar altında nasıl bir hizmet verdiğini açıklamadığını, hangi santral için hangi projeyle alakalı nasıl bir faydanın sağlandığının belirsiz olduğunu, lisanssız elektrik üretimi sürecinin sadece imar planları süreci yürütülerek değil, …’in sisteme dahil edilerek dağıtım şirketiyle sistem kullanım anlaşması imzalanmasıyla tamamlandığını, enerji hukukunda uzman bilirkişi marifetiyle davacı tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen işlemlerin incelenmesi ve irdelenmesi gerekirken denetimden uzak bilirkişi raporuna riayet edilerek tüm hizmetin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiği kabul edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın çağrı mektubu alınmasından sonraki sürece ilişkin bulunduğunu, davacının ücrete hak kazanabilmesi için sistem kullanım anlaşmasının imzalanması gerektiğini, dosyada bulunan bilgi ve belgelerin imar planlarının yürütülmesine ilişkin olup, sistemin devreye alınması ve sistem kullanım anlaşmasına ilişkin sürece dair bilgi ve belgenin toplanmadığını, dosyada mevcut tesvik belgelerinde … Müdürlüğüne yapılan başvurularda, lisansız elektrik üreticileri için dağıtım sistemine bağlantı anlaşmasında üretici sıfatıyla müvekkillerinin o dönem yetkilisi olan …’ın imzasının bulunduğunu, eksik incelemeyle alanında uzman olmayan bilirkişiler tarafından tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı bulunduğunu, simsarlık sözleşmesinde ücrete hak kazanabilmek için tüm sürecin davacı tarafından yürütülmesi gerektiğini, davacının tüm süreci yürütmediğini, müvekkilleri tarafından süreç yürütülerek tamamlandığını, … Belediye Başkanlığından gelen müzekkere cevabında başvuru kayıtlarının vekil olan davacı adına olmadığının açıkça belirtildiğini, bilirkişilerin yorum yoluyla …’ta bulunan santralleri de hesaba kattığını, müvekkillerinin … proje, kurulum işlemlerine ilişkin başvuruları 23/10/2015 tarihinde yaptığını, vekaletname ise müvekkillerinin ilgili mercilere yapması gereken başvuru tarihinden uzun süre sonra 08/11/2016 tarihinde düzenlendiğini, bu durumun davacının … kurulum aşamalarında herhangi bir katkısı, hak ve alacağının olmasının mümkün olmadığını gösterdiğini, belgelerin tarihlerinin vekaletname tarihinden önce olduğunu, vekaletname düzenlenmeden önce santrallere ilişkin çoğu işlemlerin bitirildiğini, hüküm altına alınan miktarın neredeyse santral bedeline karşılık geldiğini, danışmanlık hizmetinin böyle bir bedeli olamayacağını, müvekkillerinin ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı takdirde kurulum bedellerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilebileceğini, mahkemece hiçbir hukuki sebep belirtilmeden %5 gibi yüksek bir oran üzerinden alacağa hükmedildiğini, sundukları delillerin dikkate alınmadığını, davacının iddiasını ispata yönelik denetlenebilir bir bilgi ve belge bulunmadığını, yazılı ispat koşulunun gerçekleşmediğini, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, proje konusunda uzman bilirkişi heyeti aracılığıyla rapor alınması gerektiğini, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, davalı … hakkında verilen karar kesinleşmesine rağmen mahkemece yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TBK’nun 547. maddesine dayalı ticari vekillikten kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İşbu dava Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, 2018/79 Esas 2020/349 Karar sayılı kararıyla davalı … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı şirketler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 15/04/2021 tarih 2021/566 Esas 2021/568 Karar sayılı kararıyla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle davalı şirketler vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının davalı şirketler yönünden kaldırılmasına, dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemesi …. Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş, anılan karar üzerine dosya sehven Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, anılan mahkemece bu kez 2021/268 Esas 2021/298 Karar sayılı görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
… sözleşmeleri, davalı şirketlerin yatırım teşvik belgeleri, proforma faturalar, proje değerlendirme raporu, bağlantı anlaşması, vekaletname sureti, … … uygulama imar planı, … proje onay yazıları, … … proje onay belgeleri, davalı şirketlerin dava dışı … … Ltd. Şti.’ne verdiği vekaletname sureti, … Federasyonu müzekkere cevabı, … Belediyesi ile … Belediyesi müzekkere cevapları,…. müzekkere cevabı, mali müşavir ve özel hesaplama uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 10/03/2020 tarihli kök, 01/09/2020 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Taraf tanıkları yargılama sırasında dinlenmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığı, davacının edimlerini ifa ettiği, … projeleri kurulum bedellerinin %5’ine tekabül eden 187.000,00 Usd’den 25.000,00 TL dışındaki kısmın davacıya ödenmediği tespit edilmiştir.
Davacı yan davalı şirketlerin verdiği vekaletname kapsamında edimlerini ifa ettiğini, davalı yanın ise hak ettiği hizmet bedelini ödemediğini iddia etmiş, davalı yan ise taraflar arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacının müvekkillerinden herhangi bir hizmet vermediğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davalı şirketler hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalı hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı şirketler yetkilisi sıfatıyla davalı … tarafından davacının 08/11/2016 tarihli vekaletname ile şirketleri adına … Bakanlığı ve bu Bakanlığa bağlı tüm resmi kurum ve birimlerinde, il özel idaresi, … Genel Müdürlüğü, … , belediye meclisleri, belediyeler, …, diğer bilcümle resmi ve hususi dairelerde gerekli tüm işlerini takip etmeye, dilekçeler vermeye, imar işleri, ruhsat işleri ile ilgili tüm resmi işleri yürütmeye, proje dosyası teslim etmeye, projelerini hazırlamaya, neticelendirmeye, müracaatlarda ve gerekli durumlarda itirazlarda bulunmaya, gereli izin ve ruhsatları almaya, …, tüm bu hususlarda şirketleri temsile, tevkil, teşrik ve azle mezun ve yetkili olmak üzere vekil tayin edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının davalı şirketler tarafından verilen vekaletname kapsamında davalı şirketlere 4 adet … santralinin kurulumuyla ilgili herhangi bir hizmet verip vermediği, vermiş ise hizmetin bedeli, hizmet bedelinin davalı şirketlerden tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı şirketler vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; iddianın ileri sürülüş şekli karşısında işbu davada ispat külfeti davacı üzerinde olup, davacı davalı şirketler tarafından verilen vekaletname kapsamında 4 adet …’in proje kurulum işlemlerinin tamamlandığını, bu kapsamda gerçekleştirdiği ticari vekillik nedeniyle alacaklı olduğunu ve alacağın miktarını usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlüdür.
Yargılama aşamasında belediyelere yazılan yazı cevaplarından davacı tarafından sunulan söz konusu imar planlarına ilişkin işlem dosyası, … kurulması amacıyla davalılara vekaleten davacı tarafından müracaat yapılarak iş takibine ilişkin bir kısım işlemlerin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketler vekili 13/10/2021 tarihli celsede dava konusu … projelerine ilişkin sistemlerin faaliyete geçtiğini beyan etmiştir.
Taraflar arasında 4 adet … projesinin kurulum işlemlerinin davacı tarafından gerçekleştirilmesine yönelik akdedilmiş ayrı bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı yan gerçekleştirdiği iş ve işlemleri davalı şirketler tarafından verilen vekaletname kapsamında yaptığını ileri sürmüştür.
Mahkemece davalı şirketlerin ticari defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığı gibi, mahallinde herhangi bir keşif yapılarak güneş enerjisi santralleri konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmadan … Federasyonuna müzekkere yazılmak suretiyle bildirilen kurulum bedeli esas alınmak suretiyle davacı alacağını belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece taraflar arasında yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmaması karşısında iddiaya konu 4 adet … proje kurulum bedellerinin ne kadar olduğunun davalı şirketlerin ticari defterleri ile buradan tespit edilecek üçüncü kişi kayıtlarından, gerekirse keşif de icra edilerek saptanmak sureti ile, davacının hak ettiği tutar olup olmadığının saptanmasına yönelik esaslı deliller toplanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince esaslı deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden verilen kararın kaldırılmasına karar verilebileceği gözetilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı şirketler vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davalı şirketler yönünden kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı şirketler vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih 2021/542 Esas 2021/714 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a.6. maddesi gereğince davalı şirketler yönünden KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
3-Davalı şirketler tarafından peşin yatırılan 24.013,14 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı şirketlere iadesine,
4-Davalı şirketlerin istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davalı şirketler yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.6 maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.