Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/278 E. 2022/254 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2021
NUMARASI :….
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz isteminin yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı itiraz eden vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep eden vekilinin, 27.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesine ve Ankara 20. Noterliği’nin 17.12.2007 tarihli kat ihtarına dayalı olarak 503.354,15 TL alacağın tahsili için ihtiyati haciz istemi ilk derece mahkemesince 02/01/2008 tarihli ve 2007/1372 D.İş dosyası üzerinden teminatsız olarak kabul edilmiştir.
İTİRAZ
İtiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin gıyabında verilen ihtiyati haciz kararının icrasının alacaklı banka tarafından Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11450 Esas sayılı dosyasından talep edildiğini, icra dosyasında müvekkiline bugüne kadar ödeme emri gönderilmediğini, ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, haciz müzekkeresinden işvereni … ye 30.03.2021 tarihinde yapılan tebligat ile haberdar olduğunu, ihtiyati haciz istemine dayanak 27.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olarak müvekkili adına atılı bir imza bulunmadığını, müvekkilinin kefil sıfatıyla asıl borçlu … ……. kullandığı kredinin dayanağı olan 29.03.2006 tarihli genel kredi sözleşmesini 350.000,00 TL kefalet limitiyle imzaladığını, icra takip dosyasına da müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunduğu ancak borcun dayanağı olmayan 29.03.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi örneğinin ibraz edildiğini, ihtiyati haciz ve icra takibine dayanak gösterilen ihtarnamede de borcun konusunun 17.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinin gösterildiğini, bu sözleşmede de müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını, müvekkilinin kefalet imzasının bulunduğu 29.03.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefalet limiti 350.000,00 TL olarak belirlendiği halde ihtiyati haciz isteminin müvekkilinin kefalet limitini aşar şekilde 503.354,15 TL üzerinden kabulünün de doğru olmadığını ileri sürerek bu sebeple ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; Ankara 5.İcra dairesine yazılan müzekkere cevabından dava konusu ihtiyati haciz kararının 2007/11450 E.sayılı takip dosyasında 02/01/2008 tarihinde verilen ihtiyati haciz kararının takip alacaklısı tarafından aynı tarihte icra takibine konulduğu, talep üzerine borçlunun malvarlığı üzerine uygulanan fiili haciz mevcut olmadığı, muteriz borçlu …’nın maaşına konulan haczin ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmemesi sebebiyle yapılan şikayet başvurusu üzerine Ankara 3.icra Hukuk Mahkemesinin 2021/821 esas-1040 karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verildiği, halihazırda muteriz borçlu yönünden mevcut bir haciz şerhinin bulunmadığının bildirildiği, diğer taraftan takip dosyası ve ihtiyati haciz dosyası kapsamına göre ayni muteriz borçluya yapılmış bir tebligatın veya huzurda yapılmış bir haczin bulunmadığı, bu durumda, gerek muterizin huzurunda gerçekleştirilen bir haciz tatbiki gerekse de gıyabında yapılan hacze ilişkin haciz tutanağının kendisine tebliğ belgesi mevcut bulunmadığından muterizin 06/04/2021 tarihli ihtiyati hacze vaki itiraz dilekçesinin süresinde kabul edildiği, somut uyuşmazlıkta her ne kadar muteriz borçlu … tarafından ihtiyati haciz kararına dayanak 27/10/2016 tarihli ve 1.000.000,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesi altında kefaleten attığı imza mevcut olmadığı, kefalet imzasının dava dışı asıl borçlu … … … Tic.A.Ş.’nin kredi kullandıran bankanın … Şubesinden kullandığı 29/03/2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde bulunduğu ileri sürülmüş ise de; dosyamıza takip alacaklısı … A.Ş.vekili tarafından sunulan genel kredi sözleşmesi ekindeki müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi başlıklı belge incelendiğinde; bahse konu 27/10/2006 tarihli genel kredi sözleşmesi ile aynı tarihte ve 1.000.000,00-TL kefalet limiti dahilinde muteriz borçlu …’nın genel kredi sözleşmesine kefalet taahhüdünde bulunduğunun anlaşılabildiği, bu bağlamda kefalet limiti dahilinde itiraza konu ihtiyati haciz kararında muteriz borçlu aleyhine 503.354,15-YTL alacak ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği gözetildiğinde ihtiyati haciz kararında kefalet limiti bağlamında yasaya aykırılık da bulunmadığı, muteriz borçlunun ihtiyati haciz kararına dayanak genel kredi sözleşmesi eki kefalet belgesinde imzasının bulunmadığına yönelik itirazın ileride açılabilecek menfi tespit davasının konusunu oluşturabileceği ve İİK 265/1 m.bağlamında itirazın kabulünü gerektirir sınırlı itiraz sebepleri arasında değerlendirilemeyeceği, bu nedenlerle de itirazın haklılığının kanıtlamadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK’nın 264/4. Fıkrası gereği müvekkilinin itirazı ve icra müdürlüğünün durdurma kararı alacaklı vekiline tebliğ edilmiş ise de alacaklı tarafın itirazın kaldırılmasını veya iptalini talep etmediğinden ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, bu konuda Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada mahkemece 02.06.2021 tarihli ve 2021/821 Esas 2021/1040 Karar sayılı kararı ile ihtiyati haczin hükümsüzlüğünü ayrıca hükme bağladığını, buna rağmen ilk derece mahkemesince itirazlarının reddine karar verildiğini, ortada ayakta bulunan bir ihtiyati haciz kararının da bulunmadığını, ilk derece mahkemesince verilen karar ile Ankara 3. İcra hukuk mahkemesince verilen kararın çeliştiğini, bu durumda hükümsüz kalan ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, … Şubesi ile imzalanan 29.03.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi için ihtiyati haciz istendiği halde ihtiyati haciz talep edilirken … Şubesince keşide edilen Ankara 20. Noterliği’nin 17.12.2007 tarihli ihtarname ile 29.03.2006 tarihli … Şubesinin genel kredi sözleşmesinin sunulduğunu, 02.01.2008 tarihli ihtiyati haciz kararında istemin dayanağı olarak sadece 27.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinin gösterildiğini, … Şubesinin kredi sözleşmesi 350.000,00 TL limitli olduğundan bir kısım kefiller yönünden yalnızca bu tutar ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararının … Şubesinin alacağı için talep edilen ihtiyati haczin, aynı bankanın bir başka şubesinden kullandırılan kredilere istinaden hatalı şekilde verildiğinin tespit edildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve resen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir. Borçlu, alacağın esasına ilişkin bir itirazda bulunamaz.
Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen vekili, talepte bulunan bankanın … Şubesi ile asıl borçlu … AŞ arasında imzalanan 29.03.2006 tarihli ve 350.000,00 TL limitli itiraz eden borçlunun kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesine ve talepte bulunan bankanın Ankara 20. Noterliği’nin … Şubesine 17.12.2007 tarihli kat ihtarına dayalı olarak ihtiyati haciz isteminde bulunmuş olup ilk derece mahkemesince 02.01.2008 tarihli ve 2007/1372 D. İş dosyasından istemin dayanağı olarak 27.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi ve Ankara 20. Noterliği’nin 17.12.2007 tarihli kat ihtarına dayalı olarak ihtiyati haciz isteminin borçlu kefil … yönünden alacağın tamamından 503.354,15 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Dosyada ihtiyati haciz isteyen bankanın … Şubesi ile asıl borçlu …AŞ arasında imzalanan ve borçlunun kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu 1.000.000,00 TL limitli 27.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi örneği de ibraz edilmiştir.
Öncelikle dosya kapsamı itibarıyla gerek muterizin huzurunda gerçekleştirilen bir haciz tatbiki gerekse de gıyabında yapılan hacze ilişkin haciz tutanağının kendisine tebliğ belgesi mevcut bulunmadığından muterizin 06/04/2021 tarihli ihtiyati hacze vaki itiraz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Diğer taraftan İİK’nın 264. Maddesinde; “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur.” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nın 264. maddesinde öngörülen ihtiyati hacizi tamamlayan merasime uyulmadığı gerekçesiyle kaldırılması talebi icra müdürlüğünün işlemine şikayet mahiyetinde olup İcra Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan Dairemizce istinaf aşamasında bu hususun değerlendirilmesi mümkün değildir. Nitekim, muteriz borçlu …’nın maaşına konulan haczin ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmemesi sebebiyle yapılan şikayet başvurusu üzerine Ankara 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli 2021/821 esas-1040 karar sayılı kararı ile borçlunun takibe 31.03.2021 tarihinde itiraz ettiği, itirazın 14.04.2021 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin bu tarihten itibaren 7 gün içinde dava açmadığı, borçlunun itirazı ile ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz kalacağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile müdürlükçe maaşının üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, halihazırda muteriz borçlu yönünden mevcut bir haciz şerhinin bulunmadığı da dosya kapsamıyla sabittir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve özellikle ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. Maddesinde sayılan sebeplerden olmamasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,4 TL’nin istinafa başvuran taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.