Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/269 E. 2023/115 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/269 Esas 2023/115 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/269
KARAR NO : 2023/115

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2021
NUMARASI : 2020/603 Esas 2021/694Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı sigortalıya ait … plakalı araç için 03/05/2019- 2020 tarihleri arasında kasko sigorta poliçesi düzenlediğini, 16/03/2020 tarihinde sigortalı araç sürüsünün sevk ve idaresindeki araç ile gonca sitesi inşaat alanı önündeyken inşaat alanı içinde çalışan iş makinesinin alan içeresinde bulunan ağaca çarpması ve kırılan ağacın araç üzerine düştüğü sırada zorunlu sola manevra ile kaçmak istediği esnada yolun karşısından gelen aracın sol ön kısmından çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin ekspertiz incelemesi sonucu toplam 9.298,80 TL ödeme yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ait iş makinesi sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen bedelden davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, hasar bedelinin tahsili için Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2020/5527 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dışı sigortalısının birinci dereceden asli kusurlu olduğunu, kazanın dava dışı sigortalının dikkatsiz davranışı yüzünden meydana geldiğini, kazanın gerçekleştiği esnada müvekkili şirketin kepçesinin park halinde olduğunu, müvekkilinin kazayla hiçbir ilgisi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, dava dışı sigortalının, TTK’nın 12’nci maddesinde sayılan tacir kişilerden olmadığı, dava dışı sigortalı ile davalı arasında haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında asliye hukuk mahkemesi görevli olduğuna göre, davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalının haklarına halefiyet gereğince açtığı eldeki davada da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi tacir olduğu gibi müvekkilinin de tacir olması nedeniyle eldeki davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6100 sayılı TTK.nun 1472 maddesi uyarınca ödediği bedelin rücunen tahsili için girişilen icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine; TTK’nın 16/1. maddesinde “ticari şirketlerin tacir kabul edildiği” hükmüne, yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısı gerçek kişi ve sigortalı araç hususi nitelikte araçtır. Bu durum karşısında, davacının iddia ettiği olayın haksız fiil niteliğinde olduğu, davalının ise ticari şirket olmakla birlikte dava dışı sigortalı araç malikinin gerçek kişi, aracın da hususi nitelikte otomobil olduğu anlaşılmakla davacının halefiyete dayalı olarak açtığı haksız fiil hükümlerine göre tacir olmayan davalıya karşı açmış olduğu işbu davada HMK’nın 2. maddesi gereği genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/c maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.