Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/2071 E. 2022/1806 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/2071 Esas 2022/1806 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2071
KARAR NO : 2022/1806

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/591 Esas
İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ
EDEN DAVALILAR :
LEHİNE İHTİYATİ HACİZ KARARI
VERİLEN DAVACI :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
TALEP TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin talebin yapılan yargılaması sonunda ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararında bahsedilen delillerin dava konusu borcu ispat kabiliyeti bulunmadığını, dava konusu borcu yaklaşık da olsa ispat edebilen, mahkemeye kanaat getirecek delillere ihtiyaç bulunduğunu, ceza muhakemesi kararlarının dava konusu sorumluluk ile hukuki ve fiili hiçbir bağlantısı bulunmadığını, bu kararlarda müvekkillerinin …Yardım Vakfına yaptıkları iddia edilen 250.000,00 TL fon aktarılmasıyla ilgili herhangi bir iddia ve hüküm bulunmadığını, TMSF’nin davacı şirket bünyesinde yönetim kayyımı olarak atandığını, kendi yönetimi ve denetimi altındaki şirketle ilgili aldığı söz konusu kararı herhangi bir hukuki geçerliliği bulunmadığını, davacı şirket yönetim kurulunun verdiği kararın müvekkillerinin aleyhine müteselsil sorumlulukla mali mesuliyet davası açılması için alınmış bir karar olduğunu, yaklaşık ispata dahi elverişli olmayan delillere dayanılarak karar verildiğini, ortada muaccel bir borç bulunmadığını, İİK’nun 257/2. maddesindeki şartların da gerçekleştiğiyle ilgili kararda herhangi bir tespit yapılmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, itiraz edenler vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının reddine ilişkin duruşma ara kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına dayanak hususları dava konusu borcu ispat kabiliyeti bulunmadığını, ihtiyati haciz için dava konusu borca dair mahkemeye kanaat getirecek delillere ihtiyaç bulunduğunu, ceza kararlarında müvekkillerinin vakfa yaptıkları fon aktarılmasıyla ilgili herhangi bir iddia ve hüküm bulunmadığını, TMSF kararının müvekkillerinin fon aktarıldığı iddia edilen vakfın terör örgütüyle iltisaklı bir vakıf olduğu konusunda herhangi bir mahkeme kararına dayanmadığını, vakıf hakkında ne bir mahkeme kararı ne de KHK hükmü bulunduğunu, TMSF’nin davacı şirket bünyesinde yönetim kayyımı olarak atandığını, kendi yönetimi ve denetimi altındaki şirketle ilgili aldığı söz konusu kararı herhangi bir hukuki geçerliliği bulunmadığını, davacı şirket yönetim kurulunun verdiği kararın müvekkillerinin aleyhine müteselsil sorumlulukla mali mesuliyet davası açılması için alınmış bir karar olduğunu, yaklaşık ispata dahi elverişli olmayan delillere dayanılarak karar verildiğini, ortada muaccel bir borç bulunmadığını, İİK’nun 257/2. maddesindeki şartların da gerçekleştiğiyle ilgili kararda herhangi bir tespit yapılmadığını, emsal dosyada ileri sürülen delillerin borcu yaklaşık ispat seviyesinde bulunmadığından hareketle davacının ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir.
Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür.
Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar vekilinin itirazı duruşma açılarak incelenmiş, 23/11/2022 tarihli duruşma sırasında verilen ara karar ile itiraz edenler vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmiştir. Anılan ara karar HMK’nun 391. maddesinde belirtilen unsurları taşır ve ayrı bir şekilde yazılan gerekçeli ara karar niteliğinde değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin 23/11/2022 tarihli ara kararının HMK’nun 391. maddesine uygun şekilde gerekçeli yazılması ve taraf vekillerine tebliği ile yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkemenin 23/11/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin ara kararın gerekçeli olarak HMK’nun 391/3. maddesine uygun şekilde yazılması ve taraf vekillerine tebliği ile istinaf süresi beklenildikten sonra dosyanın gönderilmesi için ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-Kararın niteliği gözetilerek ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 301,40 TL’nin ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalılara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.