Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/2059 E. 2023/46 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/2059 Esas 2023/46 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2059
KARAR NO : 2023/46

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2022
NUMARASI : 2021/565 Esas 2022/670 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVA : Suistimal (Sisbis) Kaydının Silinmesi Davası
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26 /01/2023

Taraflar arasındaki sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi veri tabanında kayıtlı suiistimal kaydının silinmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; 04/10/2016 tarihinde kullanmakta olduğu aracı ile Polatlı – Yunak istikametinde ilerlerken tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasını 06.10.2016 tarihinde aracının kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu davalı … şirketine bildirdiğini, davalı … şirketi nezdinde açılan hasar dosyası kapsamında sigorta şirketinin çalışanı olduğunu ifade eden Kaan isimli bir şahsın kendisini telefonla arayarak yapılan incelemeler sonucunda adı geçen sigorta görevlisi tarafından ödeme yapılmayacağının belirtilerek açılan hasar dosyasının en zahmetsiz şekilde feragat beyanında bulunması yoluyla kapatılabileceğini bildirmesi üzerine açılan hasar dosyasının, feragat bildirimi sonucunda kapandığını, hasar bedelinin de ödenmediğini, ancak davalı … şirketi tarafından kaza tarihinde “mücbir sebep olmaksızın olay yerinden ayrılması” sebebiyle hakkında bildirimde bulunularak dava konusu SİSBİS kaydı oluşturulduğunu, yaptığı tek taraflı kazada böyle bir hile kastının bulunmadığını, dolayısıyla sigorta şirketinin, hangi eylemi neticesinde kendilerine karşı hileli davrandığı ve bu davranış sonucunda da bir menfaat elde ettiği kanaatine vararak SİSBİS kaydı oluşturduğunun anlaşılamadığını, olayın üzerinden 4 yıl 11 ay geçtiğini, ileri sürerek kendisi hakkında oluşturulan SİSBİS Kaydının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından davacının aracı için 10.12.2015-10.12.2017 tarihlerini kapsayacak şekilde Uzun Süreli Genişletilmiş Kasko Kombine Poliçesi düzenlendiğini, tüketici mahkemesinde görülmesi gereken davanın görevsizlikten reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu dava çekişmesiz yargı işi olmayıp hakimin re’sen harekete geçebileceği bir durumun söz konusu olmadığını, kanunda tahdidi olarak sayılan çekişmesiz yargı işlerinden olmayan işbu davanın hasımsız olarak ikame edilmesi mümkün bulunmadığından dava dilekçesinin reddi gerektiğini, HMK madde 25’te düzenlenen “taraflarca getirilme ilkesi”ne aykırı şekilde davacıya yönlendirme yapılarak davaya re’sen taraf eklenmesinin usule aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; sigorta gözetim merkezince tutulan SİSBİS kayıtlarının silinmesi istemiyle açılan davada, davalı … şirketince kaza yerindeki aracın mücbir sebep dışında terk edilmesi nedeniyle bildirim yapıldığı, emniyet müdürlüğünce 04.10.2016 tarihinde aracın 03.25’te kaza yeri terk olduğu, aracın …Otoparkına alınmış olduğu, aracın aynı gün davacı … tarafından teslim alındığı bilgisi ve teslim edildiğine dair tutanak düzenlendiği, davacının kaza tarihinden sonra davalının eksperi Kaan ile birlikte kaza yerine gittiklerini, kazanın olduğu yerde araca ait ayna parçasının bulunduğu, eksperin bu halde kendisine sigorta tarafından ödeme yapılmayacağını, aracının kendi imkanları ile yaptırılmasını tavsiye ettiği, kazanın 04.10.2016 tarihinde gecenin geç saatinde ıssız bir alanda meydana geldiği, kaza nedeniyle davacının sağlıklı hareket kabiliyetini kaybettiği, yoldan geçen evli çiftin arabasına binip, gitmenin daha güvenli olduğu, kaza yapanın bayan olması nedeniyle kişi hakkında tehlikenin daha yüksek bulunduğu, mevsim itibariyle havanın soğuk olması nedeniyle kaza yerinde beklemenin hayati tehlikeye sebep olacağı, araç başında çok uzun süre beklemenin kişinin yaşam hakkını olumsuz etkileyeceği göz önünde bulundurularak, mücbir sebep olmadan kaza yerinin terki gerekçesiyle konulan kaydın kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı …tarafından araç üzerinden 20/10/2016 tarihinde bildirim numarası ile konulan sisbis kaydının sistemden kaldırılarak silinmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tacir sıfatını taşımadığından sigorta poliçesine dayanarak açmış olduğu işbu davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, gerekçede mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında bir değerlendirme yapılmadığını, talep konusu tespite yönelik olmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının talebinin Sisbis kaydının silinmesine ilişkin olup tespit davası olmadığını, davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, bu davada husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, hMK’nın 124. Maddesi gereği taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğundan müvekkilinin davaya davalı sıfatıyla eklenmesine muvafakat edilmediğini, HMK’nın 25. Maddesinde düzenlenen kurala aykırı bir biçimde davacı yönlendirilerek davaya re’sen taraf eklenmesinin mümkün olmadığını, davacının dava konusu kazaya ilişkin verdiği beyanlar şüpheli olduğundan sigorta suiistimali kapsamında değerlendirilerek davacı hakkında sisbis kaydının oluşturulmasının mevzuata uygun olduğunu, yargılamada vekil ile temsil edilmeyen davacı yararına vekalet ücreti takdirinin de hatalı olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi veri tabanındaki kaydın silinmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun 83/2. maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca ise sigorta hukukundan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 5/2 maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Kanun’un 5/3 bendinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemenin görevli olması da, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında somut olaya gelindiğinde, davalı … şirketi tacirdir. Davacının tüketici sıfatına sahip olup olmadığı, sigortalı aracın ticari araç olup olmadığı saptanarak görevli mahkemenin tespit edilmesi gerekir. Bir başka anlatımla davacının tüketici olması, aracın hususi otomobil niteliği bulunması halinde uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi iken davacının tüketici sıfatına sahip olmaması, aracın ticari araç halinde uyuşmazlığın çözüm yeri ticaret mahkemesi olacaktır. Davaya dayanak yapılan kasko sigorta poliçesinden ve araç ruhsatından sigortalı aracın otomobil olduğu, kullanım tarzının hususi olarak belirtildiği görülmüştür. Davacının tacir olduğuna ilişkin bir iddia ve delil ise dosyada yer almamaktadır. Bu durumda davacı tüketici sıfatını haizdir.
Hal böyle olunca mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin sigorta ilişkisi olduğu, davacının ticari ve meslek amaçlı hareket etmediği, tüketici sıfatını haiz bulunduğu, sigortalı aracın hususi otomobil olduğu, işbu tazminat davasının tüketici mahkemesinin görevi alanında kaldığı gözetilerek davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiş, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının görevli mahkemenin tayini yönünden kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2022 tarih ve 2021/565 Esas 2022/670 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalıdan peşin alınan 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının talep halinde anılan davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.