Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/2051 E. 2023/30 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/2051 Esas 2023/30 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2051
KARAR NO : 2023/30

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2022
NUMARASI : 2022/450 Esas
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF DAVALI : … – …
VEKİLLERİ
TALEP : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili 31.10.2022 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin iki ortaklı olan davalı limited şirketin %50 hisseli ortağı olduğunu, müvekkilinin yurt içinde ve yurt dışında inşaat yapım işinde faaliyet gösteren davalı şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, 06.08.2008 tarihli genel kurul kararıyla şirket ortaklarına 10 yıl süre ile yetki verildiğini, müdürlerin yetki süresinin bitmesinin ardından 15.07.2018 tarihli genel kurul kararı ile müdürlere tekrar 10 yıl süre ile yetki verildiğini, bu kararın müvekkili tarafından imzalandığını ve 23.07.2018 tarihinde Ankara 11. Noterliği’ne onaylatıldığını, fakat daha sonra alınan yeni genel kurul kararı ile müvekkilinin imzaladığı karardan farklı olarak müdürlere 25 yıl yetki veren ve diğer ortak olan …’ı müdürler kurulu başkanı olarak belirleyen bu kararda müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, bu sahte kararın da 24.07.2018 tarihinde Ankara 11.Noterliği’nde onaylatıldığını, müvekkilinin imzası taklit edilerek hazırlanan sahte genel kurul kararının 31.07.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığını, şirketin iç muhasebecisi … tarafından müvekkiline gönderilen 04.01.2022 tarihli whatsapp mesajında imzaları kendisinin attığını ikrar ettiğini, müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulması üzerine başlatılan ceza soruşturmasının derdest olduğunu, dava konusu kararda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığının ilk bakışta kolaylıkla anlaşıldığını, müvekkilinin imzası taklit edilerek alınan kararın hüküm ve sonuç doğurması mümkün olmadığı gibi hak düşürücü süreye de bağlı olmadığını, dava konusu iptali istenen genel kurul toplantısı ve müzakere defterinin yerinden sökülerek yerine noter onaylı fotokopisinin usule aykırı şekilde yapıştırılıp mahkemeye sunulduğunu ,ancak müdür …ın savcılıktaki beyanında 15/07/2018 tarihli yetki kararı süre uzatım belgesini ve olağan genel kurul toplantı tutanağını asıllarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edileceğini belirterek dava konusu kararlarının asıllarının kendisinde olduğun beyan ettiği nazara alındığında davalı şirketin dava konusu kararın ıslak imzalı aslını sunmaktan imtina ettiğini ve imza incelemesinde kaçındığının kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca müdür …ın’ın mahkeme huzurunda imzaları kendisinin attığını belirtmiş ise de savcılıktaki beyanında söz konusu karardaki imzanın kendi tarafından atılmadığını müvekkilimin imzasınından kimin tarafından atıldığının bilmediğinden beyan ederek çelişkili beyanda bulunduğunu, müdür …’ın fiili olarak Müdürler Kurulu Başkanı sıfatı ile müvekkiline bilgi ve inceleme hakkını kullandırmadığını şirket defterlerini inceletmediğini bu hususta Ankara 11. Asli Ticaret 2022/490 Esas sayılı dosyasında bilgi alma hakkını kullandırması için dava açıldığını, iptali istenen sahte genel kurul kararında müvekkiline münferit yetki verilmiş ise de müvekkilinin bu batıl kararı meşrulaştırmamak için yetkisini kullanmadığını, diğer müdürün şirketi tek başına yönettiğini şahsi menfaati için yaptığı işlemlerin şirketi geri dönülemez şekilde zarara soktuğunu, Ankara 13. Asli Ticaret Mahkemesi 2022/695 Esas sayılı dosyasında sorumluluk davası açıldığını ileri sürerek 15.07.2018 tarihli ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle açılan davada müvekkilinin doğrudan ya da dolaylı hak kayıplarının önlenmesi için sahte imza ile fiilin müdürlük yapan …ın faaliyetlerinin denetlenmesi amacı ile denetim kayyımı atanmasını, aksi kanaatte olunması halinde ise şirket mal varlığını kaçırılmasını durdurulmasını sağlamak için şirketin maliki olduğu gayrimenkuller ve araçlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tedbir istemine ilişin olarak duruşmadaki beyanında özetle; dava konusu genel kurul tutanağı aslını mahkemeye sunulmamasında davacının da sorumluluğu olduğunu, bu nedenle imzanın kabullendiği sonucunu doğurmayacağını, ayrıca söz konusu genel kurul kararı benimsenerek buna bağlı oluşan yetkinin de karşı tarafça benimsenerek kullanıldığını, bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, buna ilişkin olarak tarafların yazışmaları ve görüşmeleri ile ilgili olarak tanıkları olduğunu, tanık deliline cevap dilekçesinde dayandıklarından isimlerinin bildirileceğini, ayrıca şirketin temsilcilerinin bulunduğundan denetim kayyımı atanması ya da tedbir konulmasına yönelik talebin koşulları oluşmadığından reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; talebin, limited şirkete müdür atanmasına ilişkin genel kurulun sahte imzayla gerçekleştirildiğinden bahisle genel kurul müdür atama kararın yokluğunun tespiti ile dava sonuçlanıncaya kadar şirkete denetim kayyım tayini, bu istemin kabul edilmemesi halinde ise şirketin taşınır ve taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ihtiyati tedbir yoluyla kararı verilmesine ilişkin olduğu, dava sonuna kadar davalı şirkete denetim kayyımı atanması yönündeki tedbir talebinin tedbir talebine esas olarak belirtilen şirket defterlerinin incelenmesi ve bilgi alınması ile müdürler kurulu başkanı … hakkında açılan sorumluluk davalarının derdest olması, şirkette bir organ boşluğu oluşmaması ve tedbir kararı verilmesi için davacının yerine getirmesi gerekli yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması nedeniyle yerinde ihtiyati tedbir talebinin yerinde görülmediği, diğer taraftan yine dava konusu olmayan şirkete ait taşınır ve taşınmazlar üzerine devir yasağı konulmasına ilişkin talebin de yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirkete denetim kayyımı atanması için şirkette organ boşluğu bulunması gerekmediğini, şirkette organ boşluğu olması halinde şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verileceğini, ancak somut olayda fiilen var olan yönetim organını denetlemek üzere ve/veya onay makamı olarak denetim kayyımı atanmasının talep edildiğini, şirket yönetiminde çok ciddi usulsüzlükler bulunduğunu, şirketin her geçen gün zarara uğradığını, dava konusu karar fiilen uygulandığı için şirketin diğer ortağının 25 yıl münferit yetkili müdürüler kurulu başkanı olarak hukuka aykırı şekilde işlemlere yapmaya devam ettiğini, şirketi ve müvekkili zarara uğrattığını, davalı şirketin diğer ortağının sahte karar ile kendini müdürler kurulu başkanı olarak ataması sebebiyle müdür olan müvekkilinin aleyhe oy kullanmasının TTK’nın 624/3 maddesi gözetildiğinde bir öneminin kalmadığını, davalı şirketin diğer ortağının tek başına karar almaya yetkili hale geldiğini, böylece diğer ortağın 2015-2021 yılları arasında birçok usulsüz işlem ile şirket kaynaklarını şahsına aktardığını, müdürler kuruşu başkanı yetkisiyle hukuka aykırı şekilde müvekkilinin bilgi alma hakkının engellendiğini, bu sebeple bilgi alma ve inceleme hakkını konu edinen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2022/490 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu, sahte imzalı kararla 25 yıl münferit yetki ve müdürler kurulu başkanlığı alan …’ın gerçeğe aykırı vergi beyanı gibi çok ciddi hukuka aykırı işlemler yaptığını, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve şirkete denetim kayyımı atanmasını istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu genel kurul kararının üzerinden geçen süre dikkate alındığından davanın dürüstlük kuralına aykırı olduğunun belirterek ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, davacı şirket ortağı adına sahte imza atıldığı iddiasıyla alınan 15.07.2018 tarihli ortaklar kurulu kararının hükümsüz olduğunun tespiti istemiyle açılan davada davalı şirkete denetim kayyımı atanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nun 390/2. maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 390/3. maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda verilebileceği,
Türk Medeni Kanunu’nun 403/(2). maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer almaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; limited şirketin 15.07.2018 tarihli ortaklar kurulu kararının altında davacı ortağa atfedilen imzanın sahte olduğu iddiasıyla işbu kararın hükümsüzlüğü istemiyle açılan dava kapsamında şirkete denetim kayyımı atanması talebiyle ilgili olarak özellikle ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan belgelere göre (bkz. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24/09/2019 tarihli 2018/4319 esas 2019/5759 Karar ) bu aşamada HMK’nın 390/3. Maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir isteminde yaklaşık ispat ölçütünü yerine getirmemiş bulunmasına, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, ihtiyati tedbir isteyen davalı şirket kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,2 TL’nin istinafa başvuran davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/01/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.