Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/2045 E. 2023/214 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/2045 Esas 2023/214 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2045
KARAR NO : 2023/214

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2022
NUMARASI : 2022/298 Esas 2022/490Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulü yönelik olarak verilen hükme karşı Davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. A.Ş. de çalışırken 24/03/2006 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalı …’in geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavisi için masrafların karşılandığını, bu bedellerin davalıdan rücuen tahsili istemiyle aleyhinde Ankara 4. İş Mahkemesinin 2008/517 esas 2009/381 karar sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece verilen kısmen kabul kararının onandığını , kararın Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2008/586 esasında takibine konulduğunu, ancak dosyada tahsilat yapılamadığını ve takibin derdest olduğunu, 23.01.2014 tarihinde kaydının resen terkin edildiğini öğrendiklerini, takipte taraf teşkili , takibin devamı ve tahsilatın sağlanması için şirketin ihyası gerektiğini iddia ederek adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; Müdürlüklerinde … sicil numarasıyla kayıtlı şirketin 13/07/1988 tarihinde kurulduğunu, ihyası istenilen şirketin bildirilen son adresinin ilan edildiğini ancak bu tarihten sonra şirketin TTK 31. maddesi kapsamında mevcut faaliyet adresini ticaret sicilinde tescil ve ilan ettirmediğini, gerekli ihtarlara rağmen de bu zorunluluğu yerine getirmediğini TTK nun geçici 7. maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde resen terkin edildiğini , beş yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiğinin bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihyası istenen … A.Ş.’ nin 23/01/2014 tarihinde Geçici 7. maddesi uyarınca resen ticaret sicil kaydının silindiği, davacı tarafça açılan davanın dayanağının silinmeden önceye ilişkin olduğu, böylece davacının açmış olduğu dava neticesinde derdest icra takibi varken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin yerinde olmadığı, Geçici 7. maddenin ikinci fıkrası uyarınca davalı sıfatıyla devam eden davaları/ takipleri bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanamayacağının belirtildiği, 5 yıllık sürenin bu durumda uygulanamayacağı, silinme sebebi de nazara alınarak … A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesi gerektiği, davalı Ticaret Sicil Memurluğu’nun davanın niteliği gereği davada yasal hasım olup, sicilden resen silinen şirketin alacak veya borcu olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından yargılama gideri ve davacı vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile sicilde kaydı silinen (… sicil nolu ) … A.Ş.’nin, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2008/586 esas sayılı dosyasındaki takip ile sınırlı olmak üzere ek tasfiye için TTK madde 547 uyarınca ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memuru Burhan Karaosmanoğlu’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın kesinleşmesi halinde Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanca sicilden terkin işleminin usulsüz olarak yapılması nedeniyle eldeki davanın açılması gerektiğinden davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, TTK nun Geçici 7. maddesi kapsamında kaydı terkin edilen … A.Ş.’nin ihyası isteğine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, Ankara 4. İş Mahkemesinin 2008/517 Esas 2009/381 Karar sayılı kararı ile Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2008/586 Esas sayılı dosyası vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, ihyası istenen şirketin … sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu, TTK’nın Geçici 7. Madde kapsamında 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden belirlenen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmemesi nedeniyle re’sen silindiği ve 28/01/2014 ticaret sicilinde ilan edildiği, davacı tarafından Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2008/586 esas sayılı dosyasında, ihyası istenen şirkette sigortalı çalışan işçi …in 24.03.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle yaralandığı ve davacı kurumun yaptığı hastane ve tedavi gider vs ödemelerin, davalı kusuruna denk gelen miktarın rücuan tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu ,Ankara 4.İş Mahkemesinde 04/06/2008 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı , verilen kabul kararının temyizi neticesinde 20.01.2011 tarihinde kesinleştiği , davacı vekilinin takibe devam ettiği görülmüştür.

Öncelikle belirtmek gerekirki, ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 23/01/2014 tarihinden itibaren 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 20/04/2022 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuştur. Ne var ki terkin işlemi TTK’nın geçici 7. Maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak yapılmadığından usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilmemiştir. Şöyle ki;
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut olaya gelince, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce, ihyası istenen … A.Ş.’nin sermayesini 24/06/1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayesinin anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış olması nedeniyle 07/10/2013 tarih 8420 sayılı ve 07/07/2014 tarih … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilamlar ile 6552 sayılı kanunun 134. Maddesi ile 6102 sayılı kanunun Geçici 10. Maddesinde belirlenen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediği gerekçesiyle ihyası istenen şirketin 23/01/2014 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiğinin tescil edildiği ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 28/01/2014 tarihli …sayısında ilan edildiği, davacı tarafından Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2008/586 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle 04/06/2008 tarihinde Ankara 4. İş Mahkemesinin 2008/517 Esas 2009/381 Karar dosyasında açılan dava sonunda itirazın iptaline ilişkin verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği ve takibe devam edilmek istendiğinde şirkete gönderilen tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine akabinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın Geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. İhyası istenen şirketin adresine çıkarılan tebligat ise tebliğ edilemeyip adresten taşındığından bahisle iade edilmiştir. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir.
Kaldı ki, ihyası istenen limited şirketin sicilden terkin edildiği 23/01/2014 tarihinden önce hakkında davalı sıfatıyla, davacı kurum tarafından Ankara 4. İş Mahkemesinde ve Ankara 5. İcra Müdürlüğünde derdest dava/ takip bulunduğundan anılan şirketin Geçici 7. Maddesinin 2. fıkrasına aykırı bir şekilde sicilden terkin işlemi gerçekleştirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı ticaret sicil müdürlüğü hakkında dava olması nedeniyle Geçici 7/2 maddesi gereğince geçici 7.madde kapsamında kalmayan şirketi sicilden terkin ettiği ve 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, dolayısıyla usulsüz terkin işlemi sebebiyle anılan maddenin 15. fıkrasında belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılma şartının artık somut olayda aranmayacağı gözetilerek davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın ilk derece mahkemesince kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak yukarıda açıklandığı üzere usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine, HMK’nın 312. maddesindeki koşulların da oluşmadığı dikkate alınarak, HMK’nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2022 tarih ve 2022/298 Esas 2022/490 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca yargılama giderleri yönünden KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı iken terkin edilen davaya konu … A.Ş.’nin, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2008/586 Esas sayılı dosyası icra dosyası ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin İHYASINA, bu hususun Ankara Ticaret Sicili’ne tescili ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanına,
2-Şirketin İhya işlemlerinin yapılması için … A.Ş.’nin, son yetkilisi …’nun tasfiye memuru olarak tayin, tescil ve ilanına,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacın yargılama aşamasında yaptığı posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 37,5 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B)1-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan dosyanın istinafa gönderim giderinin 52,00 TL yargılama gideri ve 9,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 61,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023

Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.