Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1943 E. 2022/1599 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1943 Esas 2022/1599 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1943
KARAR NO : 2022/1599

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2021
NUMARASI : 2021/224 D.İş Esas 2021/223 D.İş Karar
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
TALEP : İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin acentelik sözleşmesi kapsamında davalı şirket ve diğer bağlı şirketleri … şirketleri lehine pazarlama ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirdiğini, bu acentelik faaliyetleri sonucunda anılan şirketlerce, bazı kamu kurumları ve özel şirketlerin ihalelerine katılım gösterildiğini, kazanılan ihaleler neticesinde bu kurumlarla hizmet ve satış sözleşmeleri imzalanarak saha ve mühendislik hizmetleri verildiğini, ekipman satışları gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ve bağlı şirketlerinin Türkiye’de faaliyet gösterebilmeleri için yerine getirdikleri hizmetlere ilişkin olarak yaptığı tüm taşıma ve destek masrafları ile hak etmiş olduğu acentelik ücretini davalı şirkete bildirerek kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı şirketin müvekkiline olan borcunu 1 yıldan beri ödemediğini, ayrıca yaptığı işlerle ilgili acenteye bildirim yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı şirket ile diğer bağlı şirketlerin birbirinin devamı olduğunu ve aralarında organik bağ bulunduğunu, sahipleri ve yetkililerinin aynı olduğunu, müvekkili tarafından borçlu şirketlere faturalar gönderildiğini ve ihtarname keşide edilerek faturaların ödenmesinin talep edildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağının bir teminatı bulunmadığını, borçlunun yurt dışında yerleşik olduğunu ve kaçmasının muhtemel olduğunu belirterek müvekkilinin davalı şirketten şimdilik 397.212,59 USD anapara alacağı ile bu alacaklar üzerinden hesaplanacak ticari faiz ve temerrüt faizi tutarlarının tahsil edilmesini talep ederek, alacağa ilişkin olarak borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; haklılık durumu bu aşamada değerlendirilemediği gibi, alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin acentelik sözleşmesi kapsamında yurt dışında yerleşik davalı …’nin organik bağı bulunan diğer bağlı şirketleri …ve … şirketleri lehine …başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti bölgesinde faaliyet gösteren kamu kurumları ve özel şirketler nezdinde pazarlama ve tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin acentelik faaliyetleri sonucunda davalı ve bağlı şirketleri Türkiye’deki kamu kurumları ve özel şirketlerine katılım gösterdiğini, kazandıkları ihaleler neticesinde bu kurumlarla hizmet ve satış sözleşmeleri imzalandığını, saha ve mühendislik hizmeti verildiğini, ekipman satışlarının gerçekleştirildiğini, bedellerini tahsil ettiğini, bu işlemlere yönelik belgelerin talep dilekçesinde ekli olduğunu, bu hizmetler sonucu acentelik ücretine hak kazandıklarını, davalı şirketin kendisi ilgili kurumdan alacağını tahsil ettiği halde müvekkilinin TTK’nın 113 maddesinde belirtilen haklarından muaccel hale gelen acentelik ücretini ve ayrıca davalı adına yapmış olduğu taşınma ve destek masraflarını müvekkiline ödenmediğini, defalarca alacakların davalı şirkete verilerek ödenmesi istendiği halde borcun 1 yıldan beri ödenmediğini, bu kapsamda kesilen faturaların davalı şirkete gönderildiğini, ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen faturaların ödenmediğini, asliye ticaret mahkemesine alacak davası açılmak üzere zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, ayrıca davalı hakkında Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2021/18616 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak konunun acil olduğunu, müvekkilinin alacağının bir teminatı bulunmadığını, eğer yargılama sonucu beklenecek olursa müvekkilinin alacağını tahsil etme imkanının ortadan kalkacağını, davalı şirketin …’ya henüz teslim etmediği ve alacağın da tahsil etmediği son bir siparişinin bulunduğunu, iş bu siparişin de yakın zamanda …’ya teslim edilecek ve …’dan tahsil edileceğini, bu nedenle davalı şirketin yurt dışında yerleşik olması, Türkiye’de adresinin bulunmaması ve …’dan alacağı son tahsilatta yaptıktan sonra kaçma şüphesi kuvvetle muhtemel olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, İİK’nın 257.maddesinde belirtilen tüm koşulların oluştuğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, İİK’nun 257 vd. maddesi uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek mecburiyetindedir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2014 tarihli 2013/16354 esas 2014/3605 karar sayılı içtihadı emsal niteliktedir).
Somut olaya gelince, davacı yanca, davalı ile aralarında imzalanan acentelik sözleşmesi kapsamında acentelik komisyon alacağının bulunduğunu iddia ederek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davacı yanın haklılık durumunu yaklaşık olarak ispat etmesi gerekli olup, mevcut delil durumu da dikkate alındığında ihtiyati haciz talep edenin ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ara kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.