Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1807 E. 2022/1509 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1807 Esas 2022/1509 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1807
KARAR NO : 2022/1509

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2022
NUMARASI : 2022/516 Esas 2022/591 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı arasında davalının ….Şti’deki 32120 adet hissesinin devri ve…. Şirketine haksız rekabet oluşturacak şekilde eylem ve işlemlerde bulunmama konusunda 29.11.2018 tarihinde protokol düzenlendiğini, davalı tarafın protokoldeki açık hükme rağmen …. Şti. bünyesinde müvekkillerinin hissedarı olduğu ….Şti ile tamamen aynı faaliyet alanında ticari hayatına devam ettiğini, davalının her ne kadar ticaret sicil kayıtlarında şirketin yetkilisi görünmese de şirket müdürü sıfatıyla müvekkillerine attığı mailleri ve banka ve sair kurumlar nezdinde yapmış olduğu işlemlerin kayıtlarını delil olarak gösterdiğini, davalının, müvekkillerinin müşteri portfoyünü kullanarak ve müvekkillerinin hissedarı olduğu şirketin ticari bilgilerinden faydalanarak ticari hayatını tamamen aynı sektörde devam ettirerek, müvekkillerini zarara uğratacağını, davacıların söz konusu protokol sebebiyle davalıya 29.11.2018 Keşide tarihli 10.12.2018 vadeli 300.000 TL,31.08.2019 vadeli 200.000 TL,31.12.2019 vadeli 250.000 TL 31.03.2020 vadeli 250.000 TL 31.07.2020 vadeli 200.000 TL Senetler imzalanarak verildiğini, ayrıca yine söz konusu protokolde, 300.000 TL değerindeki… numaralı dairenin davalıya devri konusunda tarafların anlaştıklarını, protokol kapsamındaki senetler karşılığı olarak 200.000 TL banka kanalıyla ve 100.000 TL elden ödeme neticesinde 9.11.2018 Keşide tarihli 10.12.2018 vadeli 300.000 TL bedelli senet davalıdan iade alındığını, davalıya ayrıca 150.000 TL tutarında elden ödeme daha yapıldığını, söz konusu protokol kapsamında davalıya ilk senet karşılığı ödenen rakam haricinde 277.000 TL daha banka kanalıyla ödenmek suretiyle davalıya banka kanalıyla 477.000 TL ve elden 250.000 TL tutarında olmak üzere toplamda 727.000 TL ödeme yapıldığını, davalının elindeki senetlerin iptali için menfi tespit davası açıldığını, yine söz konusu protokol uyarınca davalının ödemesi gerekirken ödemediği bir kısım yargılama ödemeleri de müvekkilleri tarafından yapılmış olup, bu kapsamda müvekkillerinin uğramış olduğu zararın toplam boyutu henüz net olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin tahsil edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen, müvekkilinin, … şirketine karşı haksız rekabette bulunmayacağına ilişkin maddeye dayandığını, bu durumda davacıların aktif husumetlerinin bulunmadığını, TTK’nın 54. Maddesindeki haksız rekabete ilişkin koşulların somut olayda oluşmadığını, dava dilekçesinde de oluşmuş ve oluşabilecek bir zarardan bahsedilmediğini, davacılarca, … Belediyesi ile ilgili iddialarının ne olduğu, kendileri ile nasıl bir ilişkisi bulunduğu ve zararın ne olduğu konularında açıklama yapılmadığını, taraflar arasındaki hisse devri sözleşmesinde haksız rekabetin yaptırımı olarak tüm alacakların ödenmemesi sonucuna bağlandığını, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi bittiğinde bu anlaşmanın da sona ereceğini, davacıların sözleşmenin hiçbir maddesine uymadıklarını, borçlu bulundukları senetleri ödemediklerini, son üç senet alacaklarının muaccel hale geldiğini, sözleşme gereği sözleşmeden hemen sonra müvekkiline devredilmesi gereken evin verilmediğinin ve tüm bu sözleşmeye aykırılıkların ardından sözleşmenin haksız rekabet yapmama maddesi nedeni ile dava açıldığını, haksız rekabetin yaptırımı olarak belirtilen alacakları ödemeyerek davalıyı ömür boyu çalışamaz hale getirmenin amaçlandığını, bu anlamda yasal unsurları bulunmayan davanın aynı zamanda kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; şirket yöneticisi olan davalının TTK’nın 613/3 ve 626.maddesi gereğince rekabete aykırı davranışları nedeniyle TTK’nın 644/1.a.maddesi yollamasıyla aynı yasanın 553-561.maddeleri arasında düzenlenen yöneticinin sorumluluğu kapsamında açılan haksız rekabetten kaynaklı tazminat istemiyle açılan davada, şirket ortağının yönetim yetkisine sahip müdür tarafından şirkete verildiği ileri sürülen zararlar nedeniyle, şirkete ödenmek üzere dava açması gerektiği, şirket ortağı tarafından şirkete verildiği ileri sürülen zararlar nedeniyle şirkete ödenmek üzere dava açılmasında aktif dava ehliyetinin bulunduğu fakat dava dilekçesi incelendiğinde davalının davacıların müşteri portfoyünü kullanarak ve davacıların hissedarı olduğu şirketin ticari bilgilerinden faydalanarak ticari hayatını tamamen aynı sektörde devam ettirerek davacıları zarara uğrattığı iddiasıyla zararın davacılara ödenmesine yönelik talepte bulunulduğu nazara alınarak şirkete ait zararın şirket ortaklarına ödenmesi için dava açıldığı, haksız rekabetten kaynaklı meydana geldiği iddia edilen zararın şirkete ödenmesinin talep edilmediği, gerekçesiyle şirket ortağı tarafından açılan davada ortağın dava açma sıfatının bulunmadığından Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesine konu protokolün şirket tüzel kişiliği ile değil doğrudan şirket ortakları arasında imzalandığını, söz konusu protokole göre, davalı …’ın haksız rekabet içeren eylemler içerisinde olması durumunda kendisine yapılan ödemelerin davacılara iadesinin kararlaştırıldığını, neticede talep edilen haksız rekabet sebebiyle şirketin uğradığı zarar değil; davalının haksız rekabet içeren eylemleri sebebiyle, protokole göre, davacıların yapmış olduğu ödemelerin iadesi istemine ilişkin olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, taraflar arasında imzalanan 29.11.2018 tarihli protokol uyarınca, tarafların ortağı bulunduğu dava dışı… …. Şti.’ndeki davalının hisselerinin, davacı …’a devri karşılığına, davalıya protokolde belirtilen bonoların ve 9 numaralı dairenin verildiği, davalının ise yine protokolde düzenlenen rekabet yasağı hükmüne uymadığı gerekçesiyle protokolün geçersiz sayıldığı ve hisselerin bedelsiz alınacağı hukuki nedenine dayanılarak, davalıya hisse devir bedeli olarak yapılan ödemelerden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince dava TTK’nın 553. Maddesi kapsamında davalı şirket yöneticisinin TTK’nın 553/1. Maddesi anlamında sorumlulık davası kapsamında uğranılan zararın tazmini davası olarak değerlendirilerek yukarıda yazılı gerekçeyle davacıların davada aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
04.06.1958 gün 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne dair hukuki nitelendirmeyi de yine hakim yapacaktır.
Somut olayda davacılar vekili eldeki tazminat davasında; dava dışı… …. Şti. Ortakları olan davacılar ile davalı arasında imzalanan 29.11.2018 tarihli protokole dayanmış, söz konusu protokol ile anılan şirketteki davalı ortağın toplam 35.120 adet hissenin 1.500,000,00 TL bedel karşılığında davacı ortak…’a devrinin kararlaştırıldığı, hisse devir bedelinin protokolde belirlenen 5 adet bono ve 9 nolu taşınmazın devri suretiyle ödenmesinin öngörüldüğü, ayrıca davalı …’ın hisse devrinden sonra… …’daki görevinden istifa edeceğini ve sonraki çalışma hayatında…’in marka değeri aleyhine olacak herhangi bir iş kolunda asaleten veya vekaleten çalışmayacağını taahhüt ettiği belirtilerek aksi halde…’in aleyhine rakibi olacak veya aleyhine sonuçlanacak bir işte çalışması durumunda Protokolün geçersiz sayılacağı ve hisselerin bedelsiz alınmış olacağı belirlenmiştir. Davacılar vekili ise davalının, eski ortağı olduğu … …. Şti. İle aynı alanda ticari faaliyetine devam ettiğini iddia ettiği …. Şti.’de şirket müdürü sıfatıyla çalışmak suretiyle işbu protokoldeki rekabet etmeme düzenlemesini ihlal ettiğinden bahisle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir. Bu durumda davacı şirket ortakları tarafından davalı şirket müdürü aleyhine TTK’nın 553. Maddesi anlamında açılmış bulunan sorumluluk davası kapsamında tazminat istemiyle açılmış bir dava olmadığı halde davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile taraf delilleri toplanarak uyuşmazlığın esasına girilmesi için ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereği kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.06.2022 tarih ve 2022/516 Esas 2022/591 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.