Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1720 E. 2022/1643 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1720 Esas 2022/1643 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1720
KARAR NO : 2022/1643

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2021
NUMARASI : 2021/313 Esas 2021/752 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısı olan işçinin uğradığı iş kazası nedeniyle kurum tarafından yapılan ödemelerin rücuen tazmini için …. Şti. aleyhine dava açıldığını, yargılama aşamasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin öğrenildiğini belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı ticaret sicil müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; şirketin terkin işlemlerinin mevzuata uygun şekilde yapıldığını, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, dava açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, yargılama giderinden sorumlu olunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen anılan davalı davaya süresinde cevap vermemiş, yargılama aşamasında ise davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ticaret sicilindeki kaydı tasfiye kapanışı nedeniyle terkin edilen şirket hakkında derdest davanın bulunması sebebiyle dava konusu talep ile ilgili yargılamanın görülmesi için şirketin ihyasında davacının hukuki menfaati bulunduğu, davacı vekilinin yargılama aşamasında dayanak davadaki dosya borcunun davalı tasfiye memuru … tarafından ödendiğini beyan ettiği, anılan dosyanın varlığının ihya istemi için dayanak olduğu, dayanak davada borcun ödenmiş olmasının talebi konusuz kıldığı, davalı … hakkında açılan davada dava tarihi itibariyle haklılık bulunduğundan, bu davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayanak davada bir karar verilebilmesi için ihya davasının sonuçlanması gerektiğini, ihya davasında amacın kanuna göre terkin edilmiş bir firmanın davada taraf gösterilmesi sebebiyle tebligat yapılabilmesi ve davanın yürütülmesi bakımından şirketin yeniden canlandırılması ve tebligat ile davanın muhatabı sıfatının kazandırılmasının amaçlandığını, sırf bu şekilde açılmış dava varsa ihyanın yapılmasının zorunlu olduğunu, açılmış davadaki borç ortadan kalksa bile yargılamanın tamamlanması ve kesinleşme için tebligat yapılması zorunluluğu bulunduğunu, ihya davasındaki amacın şirket tarafından borcun ödenmesi olmadığını, diğer dosyada yapılan ödemenin borcun tamamını karşıladığı ya da tüm borcu ortadan kaldırdığının kesinleşmediğini, müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Tasfiye ilanları, tasfiye sonuçlandırma ilanı, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/34 Esas sayılı dosyasının UYAP’tan gelen sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/34 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası talep olunan şirket aleyhine rücuen tazminat talebi ile dava açıldığı, açılan davanın 29/04/2021 tarihli celsesinde davacı vekiline davalı …. Şti.’nin davada temsili bakımından ve taraf teşkilinin sağlanması açısından ihya davası açması için yetki ve süre verildiği görülmüştür.
Ticaret sicil kaydının incelenmesinde; ihyası istenen şirketin tasfiyeye girdiği, tasfiye memurluğuna davalı …’un atandığı, şirketin 01/08/2019 tarihinde tasfiye kapanışı ile sicil kaydının silindiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 22/11/2021 tarihli yazılı beyan dilekçesinde Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/34 Esas sayılı dosyasında şirketin ihyası için taraflarına süre verildiğini, ilgili dosya borcunun tasfiye memuru … tarafından ödendiğini, dosyada henüz karar verilmediğini bildirmiştir.
Davalı tasfiye memuru 26/10/2021 tarihli celsede, ihya talebinin SGK’ya olan borcundan kaynaklandığını, duruşmadan önce bu borcu yapılandırıp ödediğini beyan etmiştir. Mahkemece anılan beyan ve davacı vekilinin yazılı beyan dilekçesi üzerine ihya davası açılması için yetki ve süre verilen iş mahkemesi dosyasında rücuen tazmini talep edilen borcun ödendiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
İşbu ihya davasının konusu, ticaret sicilinde terkin edilmiş durumda bulunan …. Şti.’nin ihyası olup, herhangi bir tazminat talebini içermemektedir. Bu durumda mahkemece ihya davası açılmak üzere yetki ve süre verilen iş mahkemesi dosyasında rücuen tazmini talep edilen borcun işbu ihya davasının konusu olmadığı, anılan borcun ödenmiş olması halinin ihya davasını konusuz bırakmayacağı gözetilerek davanın esası hakkında toplanan delillerin sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Öte yandan, işbu davada ihyası talep edilen …. Şti.’nin davalı olarak yer aldığı Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/34 Esas sayılı dosyası halen derdest durumdadır. Şirket ihya edilmeden anılan davada taraf teşkili sağlanamayacaktır. Nitekim anılan davada mahkemece 19/09/2022 tarihli celsede ihya davasında amacın TTK’ya göre terkin edilmiş bir firmanın davada taraf gösterilmesi sebebiyle tebligat yapılabilmesi ve davanın yürütülmesi yönünden şirketin yeniden canlandırılması, tebligat ile davanın muhatabı sıfatının kazandırılması amaçlandığından bu şekilde açılmış dava varsa ihyanın yapılmasının zorunlu bulunduğu, açılmış davadaki borç ortadan kalsa bile yargılamanın tamamlanması ve kesinleşme için tebligat yapılması zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle davacı tarafa yeniden ihya davası açmak için süre verilmiştir.
Davanın esası yönünden yapılan inceleme sonucu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; limited şirketin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut davada, davalı şirketin tasfiye girdiği ve şirkete …’un tasfiye memuru olarak atandığı, 01/08/2019 tarihinde tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle terkin edildiği, davacı tarafından …. Şti. hakkında tasfiye öncesine ilişkin işçinin uğradığı iş kazası nedeniyle işçiye yapılan ödemelerin rücuen tazmini istemiyle Ankara 37. İş Mahkemesi’nin 2021/34 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, açılan dosyanın derdest olduğu, ilgili mahkemece davacı vekilinin şirketin ihyasına yönelik dava açma hususunda süre verdiği, davacı tarafın derdest davasından ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olduğu ve şirketin ek tasfiye için ihyası gerektiği anlaşılmış, ek tasfiye için ihya kararı verilen şirkete son tasfiye memurunun yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Öte yandan TTK’nun 547/2. maddesi kapsamında açılacak ihya davasında herhangi bir hak düşürücü süre de öngörülmemiştir.
Davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; ilk derece mahkemesi kararında davacı aleyhine hüküm altına alınan herhangi bir yargılama gideri, vekalet ücreti bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı dosya kapsamına uygun değildir.
Davalı tasfiye memuru tasfiye kapanışını usulüne uygun yapmayarak davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı tasfiye memuru yapılan yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumludur. Mahkemece anılan gerekçe ile yargılama giderlerinden davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuş olup, davalı tasfiye memurunun ilk derece mahkemesi kararına yönelik herhangi bir istinaf başvurusu da bulunmamaktadır.
Davalı sicil müdürlüğü ise, davada yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, şirketin tasfiyeyle sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı …’un şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2021 tarih ve 2021/313 Esas 2021/752 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KABULÜNE, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olup ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilen Tasfiye Halinde …. Şti.’nin tüzel kişiliğinin Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/34 Esas sayılı dosyası ve bu dosyanın infazı için icra işlemleri de dahil olmak üzere anılan dosyayla sınırlı ihyasına, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine,
2-Önceki tasfiye memuru davalı …’un (TC. No:…) TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ilam harcı ile 80,70 TL başvurma harcının davalı …’tan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri olarak yapılan 146,35 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama aşamasında vekille temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı harçtan muaf olup, harç yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 145,00 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.