Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1645 E. 2023/15 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1645 Esas 2023/15 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1645
KARAR NO : 2023/15

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2022
NUMARASI : 2019/432 Esas 2022/447 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :
DAVA : Ortaklıktan Çıkma veya Şirketin Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 15/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2023

Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma veya şirketin tasfiyesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin mali durumu konusunda aldatılarak şirket ortağı yapıldığını ve kısa bir süreliğine olduğu söylenerek, kandırılarak şirket müdürü yapıldığını, davacının daha önce hiç şirket kurmadığını, şirket ortağı olmadığını ve müdürlük yapmadığı belirtmesine rağmen, hisse devri yapan …’nın davacıya endişelenmemesi gerektiğini, davacının kendisine vereceği genel koordinatörlük yetkisi ile tüm işleri kendisinin yöneteceğini söylediğini, …’yı o günlerde birkaç kez gördüğü, son görüşmelerinde iş için 15 günlüğüne İran’a gideceğini söylediğini, davacının kendisini bir daha görmediğini, davacının üzerine kalan şirket borçlarını ödemeye çalıştığını, şirketin %95 ortağı olan …’nın oğlu …’ya ulaştığı fakat onunda hem şirketi hem babasını reddettiğini, davacının, şirketin mali müşavirinden şirketin resen terk ile gayrı faal hale geldiğini öğrendiğini, davacının bu hususta Vergi Dairesine başvurarak, 31.12.2009 tarihinde şirketi resen terk edip gayrı faal hale getirdiğini, hiçbir evrakın, faturanın altında imzası olmadığını, şirkete tahakkuk eden vergi borçlarının tamamını ödediğini, Mali Müşavir …’nın davacı tarafa eksik bilgi vererek Ankara Ticaret Odasında yapılacak işlem olmadığı ve aidat borcunun beş yıl içinde silineceğini söylediğini, iki ay önce SGK’dan emeklilik şartlarını öğrenmek için yaptığı başvuruda durumun farklı olduğunu öğrendiğini, davacının Mali Müşavirden karar defterini istediğini, fakat kendisinde öyle bir defter olmadığının söylediğini, Şirketin ATO’da halen faal görüldüğünü, bu nedenle Bağ-Kur’un 2017 sonrası için davacıya prim borcu tahakkuk ettirdiğini, şirketin kamu kurumlarına ve özel sektöre olan borçlarını başka işlerde çalışarak ödediği, Şirketin hiçbir zaman genel kurulunun yapılmadığını, şirket sermayesinin tescil tarihinden itibaren 30.04.2010 tarihine kadar tamamlanmadığını, bu nedenlerle, davasının kabulü ile Ulus Vergi Dairesi’nin raporuna göre şirketin 31.12.2009 tarihi itibari ile kapalı ilan edildiği bu tarih esas alınarak, davacının ortaklıktan çıkması yönünde karar verilmesini, mümkün olmaması halinde şirketin tasfiyesiz feshini, Bağ-Kur prim borcunun durdurulmasını ve geçmişe dönük prim borcunun 31.12.2009 tarihinde işi resen terk tarihi itibari ile silinmesini, bugüne kadar şirket adına ödediği faturaların ve şirket müdürü olduğu için alması gereken maaş miktarının hesaplanarak …’ya rücu ettirilmesini, şu an ve geçmişte yapılmış davacının lehine olacak kanun ve düzenlemelerden yararlandırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde; vergi ödemeleri için 5.000,00 TL, şirket müdürü ücret alacağı için 5.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirketin 04/05/2009 tarihinde ticaret sicile tescil edildiği, vergi kaydına göre 01.07.2009 tarihinde işe başladığı ve 31.12.2009 tarihinde işi terkettiği, şirketin ortakları arasında irtibat bulunmadığı, şirketin faal olarak çalışmadığı, şirketin %95 hissesine sahip ortağı olan …’nın yurt dışında yaşadığı, taraflar arasında güvenin ve şirketin faaliyetlerinin yürütülmesi bakımından bir amaç birlikteliğinin kalmadığı anlaşılmakla, davacı ortak yönünden ortaklık ilişkisini devam ettirmesinin beklenemeyeceği, şirket ortaklığından çıkması yönünde haklı sebebin oluştuğu kanaatine varılmakla davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine yönelik davasının kabulü gerektiği, davacının şirketin feshine yönelik talebini terditli olarak yaptığından, ilk talebinin kabulü sebebi ile bu talebi hakkında değerlendirme yapılmasına yer olmadığına, şirket vergi borçlarının ve şirket müdürlüğünden kaynaklanan ücret alacağının diğer ortaktan tahsiline yönelik talebi hakkında ise, bu ortağa yönelik dava açmadığından, dahili dava yöntemi ile husumet yöneltilemeyeceğinden, bu yöndeki talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı … …Ltd. Şti. ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin davalı şirkette %5, dava dışı …’nın ise %95 hissesinin bulunduğunu, şirketin hakim ortağının yurt dışında yaşadığını, her ne kadar müvekkilinin şirket müdürü olsa da genel kurulu toplayamadığını, karar alamadığını, şirketin gayri faal hale geldiğini, halen şirkete tahakkuk eden Vergi ve Bağkur ödemeleri bulunduğunu, halen Bağkur primlerinin tahakkuk ettiğini,
Mahkemece, müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verildiğini, ancak bunun tesciline dair herhangi bir karar verilmediğini, bunun da hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin şirket müdürü olması nedeniyle halen hala Bağkur primi tahakkuk ettiğini, müvekkilinin avukat tutmaya dahi parası yetmediğini, ekonomik yönden zorlandığını, bilirkişi tarafından fesih yönünden davanın şartlarının oluştuğunun tespit edilmesine rağmen müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Mahkemece, usul ekonomisi gereği müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına karar verilmesine rağmen çıkma kararının tescili yönünden hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğunu,
Müvekkilinin şirkete kandırılarak dahil edilip müdür yapıldığını, ardından tüm muhatapların ortadan kaybolduğunu ve müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı şirketin piyasa borçlarını ve gücü el verdiğinde vergi borçlarının müvekkilince ödendiğini,
Mahkemece, alacak kalemlerinin açıklanmasının istendiğini, alacak kalemlerinin açıklandığını, ancak alacak yönünden davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, şirket aleyhine bu alacaklara hükmedilmesi gerektiğini, ancak gerekçede sadece … yönünden açıklama yapıldığını, şirket yönünden alacaklarının neden reddediğinin açıklanmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haklı sebeple şirket ortaklığından çıkma, olmadığı taktirde şirketin tasfiyesiz feshi, şirket adına yapılan vergi ödemelerinin ve şirket müdürü ücretinin diğer ortaktan tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353/(1)-a.6.maddesinde de (Değişik: 22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/483 Esas 2022/49 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/432 Esas 2022/447 Karar sayılı ilamının davacısının …, talebin … Şirketi’ne temsil kayyımı atanması istemine ilişkin olduğu, mahkemece Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/432 Esas sayılı dosyasında şirketi temsil etmek üzere şirketin diğer ortağı olan …’nın temsil kayyımı olarak atanmasına karar verildiği, kararın 15/03/2022 tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119/(1)-b.maddesinde; Dava dilekçesinde davacı ile davalının adı, soyadı ve adreslerinin,
(2).maddesinde, Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı yanca dava dilekçesinde ortağı olduğu şirketin tasfiyesiz olarak feshine, bunun mümkün olmaması halinde şirket ortaklığından çıkartılmasına ve şirket adına yapmış olduğu tüm harcamaların %95 şirket ortağı olan …’dan tahsilinin dava edildiği, ilk derece mahkemesince 14/04/2021 tarihli oturumun 2 no’lu ara kararı gereğince davacı vekiline dava dışı şirket ortağı …’dan dava dilekçesinde talep edilen alacak miktarının belirtmesi ve eksik harcı ikmal etmesi için iki haftalık süre verildiği, davacı vekilince süresi içerisinde 28/04/2021 tarihli dilekçe sunularak davalı olarak … ve davalı şirketin gösterilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak vergi ödemeleri için şimdilik 5.000,00 TL, şirket müdürü olması nedeniyle doğan ücret alacağı için şimdilik 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL alacağın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince 09/06/2022 tarihli gerekçeli kararda şirket vergi borçlarından ve şirket müdürlüğünden kaynaklanan ücret alacağının diğer ortaktan tahsiline yönelik talebi hakkında bu ortağa yönelik dava açılmadığından ve dahili dava yöntemiyle husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş ise de, 6100 Sayılı HMK’nun “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119/1-b ve 2.fıkraları gereğince dava dilekçesinde bulunan eksikliğin tamamlanması için davacı yana bir haftalık kesin süre verilmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince 14/04/2021 tarihli oturumun 2 no’lu ara kararı ile davacı yana bu yönde süre verildiği, davacı yanca da süresi içerisinde eksikliğin giderildiği anlaşılmakla açılan işbu davada davalı şirketin diğer ortağı olan davalı … hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, davacı yanca dava dilekçesinde şirketin tasfiyesiz olarak feshi, olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkma talep edilmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince davacının öncelikli talebinin ne olduğu hususunun davacıdan sorulup açıklama getirildikten sonra taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2022 tarih ve 2019/432 Esas 2022/447 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.