Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1618 E. 2022/1617 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1618 Esas 2022/1617 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1618
KARAR NO : 2022/1617

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2019/364 Esas 2021/107 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ile davalılar … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, müvekkillerinin ancak kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından, kefalet limiti ile sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan 12/11/2020 tarihli bilirkişi raporuyla davacının takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, bilirkişi raporunun dosyaya, bilgi ve belgelere uyumlu olduğu, hükme esas alındığı, davacı ile dava dışı … arasında 2016 yılında kefalet protokolü imzalandığı, tazmin talebi üzerine kefalet/garanti yükümlülüğü kapsamında … A.Ş.’nin bankaya 2.150.000,00 TL ödemede bulunduğu görülmüş ise de, temerrüt sonrası takip sürecinin davacı tarafından yürütülmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı … A.Ş.’nin Ankara 10. İcra Müd.’nün 2019/4595 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 2.150.000,00 TL asıl alacak, 77.256,67 TL işlemiş kredi ve temerrüt faizi, 3.862,83 TL BSMV, 2.231.119,50 TL alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa (28/03/2019) takip tarihinden itibaren yıllık %58,80 oranı üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına, davalı …’in Ankara 10. İcra Müd.’nün 2019/4595 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 2.150.000,00 TL asıl alacak 49.163,33 TL akdî faiz 2.458,17 TL BSMV, 2.201.621,50 TL alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa (28/03/2019) takip tarihinden itibaren yıllık %58,80 oranı üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 446.223,90 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak (Davalılar/Müteselsil Kefiller … yönünden 440.324,30 TL’den sorumlu olmaları kaydıyla) davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine olan kısımların kaldırılması gerektiğini, taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, temerrüt tarihinin bilirkişi raporunda hatalı tespit edildiğini, tazmin ödemesi ile banka alacağının muaccel hale geldiğini, bu tarihin temerrüt tarihi olarak esas alınması gerektiğini, bilirkişi tarafından akdi faiz oranı üzerinden hesaplamalar yapıldığını, teminat mektubunun temerrüt tarihi olan 30/11/2018 tarihinden itibaren temerrüt hükümlerinin uygulanması ve hesaplamaların banka temerrüt faiz oranları üzerinden yapılması gerektiğini, müvekkilinin takip talebiyle istenen alacak miktarı kadar alacaklı olduğunu, bu miktarın esas alınması gerektiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilerek yeni bir rapor alınması gerekirken itirazlarının dikkate alınmadığını, kısmi ret kararının hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin verdiği kefaletlerin geçersiz olduğunu, takip haksız olduğundan kötüniyet tazminatı taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, kefilin temerrütü için gereken ihbar şartının yerine getirilmediğini, davacının takip sonucu alacağının sebepsiz zenginleşme oluşturacağını, faiz oranının hatalı hesaplandığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, tebliğ belgeleri, teminat mektubu, hesap ekstreleri, faiz cetvelleri, bilirkişi raporu, Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/136 Esas 2022/136 Karar sayılı yetkisizlik kararı, Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/410 Esas 2022/429 Karar sayılı ve Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/455 Esas 2021/860 Karar sayılı mirasın reddi kararları, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2019/4595 sayılı takip dosyası, mirasçılık belgesi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 12/11/2020 tarihli rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2019/4595 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 2.634.936,08 TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 18/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular vekilinin 24/04/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, itirazın 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı, itirazın davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 02/07/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin yanı sıra davalılar … vekili tarafından maktu istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırılmak suretiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu başvuru üzerine anılan davalılar vekiline mahkemece 18/10/2021 tarihli muhtıra gönderilerek eksik nispi istinaf karar harcının ikmali istenmiştir. Muhtıranın anılan davalılar vekiline 22/12/2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine bu kez davalı … vekili aynı tarihli dilekçesi ile davalı …’in yatırılması gereken nispi harcı ve tüm yargılama giderlerini ödemesinin mümkün olmadığını belirterek Dairemizden adli yardım talep etmiştir. Davalı … vekilinin adli yardım talebi Dairemizin 14/02/2022 tarih 2021/2017 Esas sayılı ara kararı ile reddedilmiştir. Dairemiz ret kararına karşı davalı … vekilince yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 17/05/2022 tarih 2022/5 D. İş Esas 2022/5 Karar sayılı kararıyla reddedilerek adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Davalı … vekilinin adli yardım talebinin reddine ilişkin Dairemiz ara kararının kesinleşmesi üzerine bu kez Dairemizce 06/07/2022 tarih 2021/2017 Esas 2022/988 Karar sayılı karar ile davalı … vekilinin süresi içerisinde gerekli harçları yatırmadığından gerekli kararın verilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine hükmedilmiştir.
Dairemizin anılan kararı üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/09/2022 tarih ve 2019/364 Esas 2021/107 Karar sayılı ek kararıyla davalı … vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Verilen ek karar davalı … vekiline tebliğ edilmiş, ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.
Dairemizce incelemesi yapılacak olan istinaf başvurusu davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusudur.
Davalı … karar tarihinden sonra 16/03/2021 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçılık belgesi dosya içerisindedir. Anılan belge uyarınca davalı … mirasçıları …, …, …, …’dir.
Davalı … mirasçısı … tarafından Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın gerçek reddi talebi ile dava açılmış olup, anılan mahkemece 2022/136 Esas 2022/136 Karar sayılı kararıyla murisin vefat etmeden önceki son yerleşim yeri adresinin Güdül Ankara olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, anılan yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/410 Esas 2022/429 Karar sayılı kararıyla talebin kabulüne, …’den intikal eden mirasın … tarafından kayıtsız ve şartsız olarak reddedildiğinin tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı …’in diğer mirasçısıları …, …, … tarafından Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın gerçek reddi talebi ile dava açılmış olup, anılan mahkemece 2021/455 Esas 2021/860 Karar sayılı karar ile talebin kabulüne, …’den intikal eden mirasın …, …, … tarafından kayıtsız ve şartsız olarak reddedildiğinin tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekili ile davalı … (mirasçıları) vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçılar tarafından) devam edilir. Mirasçıları da ilgilendiren davalar, ölen tarafın mirasçılarına karşı geçen alacakları, hakları veya mallarına (TMK’nun 599. maddesi) ilişkin davalardır. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır.
Somut olayda, davalı … mirasçılarının Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 20/04/2022 tarih ve 2022/410 Esas 2022/429 Karar sayılı, Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/10/2021 tarih ve 2021/455 Esas 2021/860 Karar sayılı kararları ile mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa alt soyuna, yoksa diğer mirasçılara geçer. Murisin eşi ve çocukları olan davalılar mirası reddetmekle, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybetmişlerdir. Bu nedenle yasal mirasçı sıfatı kalmayan davalı …’in (mirasçılık sıfatı nedeniyle) ve diğer mirasçı olan davalıların da işbu dava yönünden pasif husumet ehliyetleri bulunmadığından davalı … mirasçıları yönünden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir (Emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21/11/2018 tarih ve 2017/1077 Esas 2018/11857 Karar, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 12/09/2018 tarih ve 2015/15477 Esas 2018/768 Karar sayılı, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 13/11/2017 tarih ve 2015/13908 Esas 2017/10407 Karar sayılı, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12/09/2012 tarih ve 2012/2917 Esas 2012/5046 Karar sayılı emsal ilamları).
Davalı …, ilk derece mahkemesince karar verildikten sonra 16/03/2021 tarihinde vefat etmiş, istinaf yargılaması sırasında davalı mirasçı … ile diğer mirasçılar davalı … mirasını reddetmiş, bu nedenle davalı …’in (mirasçı sıfatıyla) ve diğer davalı … mirasçılarının pasif husumet ehliyeti kalmamıştır. … mirasçılarının pasif husumet ehliyetlerinin ortadan kalkmasında davacının kusuru bulunmadığından davalı … mirasçıları lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir (Emsal Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 15/05/2013 tarih ve 2013/3011 Esas 2013/3196 Karar sayılı ilamı)

İlk derece mahkemesi karar tarihi olan 23/02/2021 tarihinden sonra davalı borçlular …, … (mirasçıları) ve … … A.Ş. vekili Av. … 21/11/2022 tarihinde UYAP üzerinden dava konusu Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2019/4595 sayılı takip dosyasına gönderdiği yazılı dilekçesi ile itirazlarından vazgeçtiğini bildirmiştir. Davalı şirket işbu davada vekille temsil edilmemekte ise de, dava konusu icra takip dosyasında davalı borçlu şirketin itirazdan vazgeçen vekile verdiği vekaletnamesi bulunmaktadır.
Dava tarihi itibarıyla, yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartı gerçekleşmiştir. Karar tarihinden sonra ise dava konusu Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2019/4595 sayılı takip dosyasında davalı borçlular vekilinin 21/11/2022 tarihli dilekçesi ile icra takibine itirazından vazgeçmiştir. Bir başka anlatımla istinaf aşamasında itirazın iptali davasının koşulu olan borçluların ödeme emrine süresinde itiraz etmesine ilişkin dava şartı ortadan kalkmış, davalılar … ve şirket hakkındaki dava konusuz kalmıştır.
Konusuz kalan davada, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen alacağın likit, bir başka anlatımla bilinebilir ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 331/1.maddesi “Davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini taktir ve hükmeder” hükmünü içermektedir.
Davalılar … ve şirket hakkında davanın açılmasına davacı bankanın sebebiyet vermediği anlaşıldığından HMK’nun 331. maddesi gereğince yargılama giderlerinden davalılar … ve şirket sorumludur.
Buna göre davanın konusuz kalması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumu ile dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi gereklidir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1.maddesinde ise “Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın konusuz kalması halinde tarifede belirlenen ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra konusuz kalması halinde ise tamamına hükmolunacağı” belirtilmiştir.
Eldeki dava istinaf aşamasında konusuz kaldığından, AAÜT’nin 6/1. maddesi gereğince, davacı tarafın vekalet ücreti istemediğine yönelik bir talebinin bulunmadığı da gözetilerek davacı yararına tarife ile belirlenen ücretin tamamı tutarında vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Hal böyle olunca, davacı vekili ile davalı … mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, karar tarihinden sonra davalılar … ve şirket yönünden davanın konusuz kaldığı, davalı … yönünden ise tüm mirasçıların mirası reddetmeleri nedeniyle pasif husumet yokluğu oluştuğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı … ve şirket hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … mirasçıları hakkında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen alacağın likit, bir başka anlatımla bilinebilir ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, icra takibiyle tahsili talep edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına, yargılama giderlerinden davalı … ve şirketin müteselsilen sorumlu tutulmalarına, davalı … mirasçıları vekille temsil olunmuş ise de, pasif husumet yokluğunun istinaf aşamasında mirasın reddi ile gerçekleşmesi nedeniyle anılan davalı mirasçıları yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin ve davalı … mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2021 gün 2019/364 Esas 2021/107 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalılar … ve şirket hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı … mirasçıları …, …, … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
5-Dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen 2.634.936,08 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 526.987,21 TL icra inkar tazminatının davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcının peşin alınan 31.823,45 TL harç ve 13.174,68 TL icra peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 44.917,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 6,40 TL dosya masrafı, 215,70 TL tebligat ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 922,10 TL yargılama masrafının davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 125,10 TL’nin davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 13. Bendi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan ve yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacının vekille temsil olunduğu anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı … mirasçıları yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam TL yargılama giderinin davalı şirket ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı … mirasçıları …, …, … ve … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/12/2022

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.