Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1586 E. 2023/396 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1586 Esas 2023/396 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1586
KARAR NO : 2023/396

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2022
NUMARASI : 2022/500 Esas 2022/616 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Taraflar arasındaki tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30/08/2019 tarihinde davalı şirkete sigortalı… plakalı traktörünü taşınmazının önüne park ettiğini, park ettikten bir süre sonra traktörün yaklaşık 70 metre mesafedeki dere yatağına devrildiğini gördüğünü, olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, traktörün dere yatağına devrilmesinden ötürü maddi hasar meydana geldiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza ile ilgili tüm evraklarını kasko şirketine gönderdiğini ve maddi hasarının karşılanmasını talep ettiğini, ancak davalı şirketin “yapılan araştırmada olayın tutanakta belirtildiği gibi gerçekleşmediği tespit edilmiştir.” açıklaması ile olumsuz dönüş yaptığını, davalının ödeme yapmamasının haksız olduğunu, gerek müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan poliçede, gerek Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarında, gerekse de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Türk Ticaret Kanunu ve ilgili tüm yasal mevzuatta bu şekilde gerçekleşen hasarların teminat dışı olduğuna ya da ödeme yapılmasına engel olduğuna dair herhangi bir hükmün bulunmadığını, meydana gelen olay sonrasında müvekkilinin aracında oluşan hasarın Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/106 D.iş sayılı dosyasıyla 96.557,00 TL olarak tespit edildiğini iddia ederek bedel artırım hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL’nin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/09/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda dava dilekçesinde belirttikleri 15.000,00 TL bedeli 59.796,81 TL artırarak 71.796,81 TL’ye çıkarttıklarını ve bu bedelin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı sürelerinin geçmesinden sonra davanın açıldığını, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını ve dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvurunun zorunlu hale getirildiğini, davacının hasar aşamasında müvekkili şirkete eksik belge ile başvuru yaptığını, başkaca hiçbir incelemeye gerek duyulmaksızın davanın reddinin gerektiğini, kusur oranlarının doğru ve geçerli tespitinin yapılabilmesi adına hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden, hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafça iddia olunan araç hasar onarım bedeli/araç pert bedelinin son derece fahiş olduğunu, iş bu taleplerin müvekkilince kabulünün imkansız olduğunu, söz konusu tazminatın sigorta eksperi tarafından Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesinin gerektiğini, müvekkili aleyhine hüküm kurulması halinde müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamı dışında kaldığı yönündeki iddiası ispatlayamadığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı ve zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, sigortaya yapılan başvurunun usulüne uygun olarak yapılmasına karşın sigorta şirketinin zararı haksız olarak karşılamadığı, davaya konu poliçenin “Genişletilmiş Kasko Teminatı” başlığı altında belirtilen b) maddesi gereğince sigorta şirketinin poliçe kapsamında riziko bedelinden sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile; 71.796,81 tl araç hasar tazminatının sigortaya başvuru tarihinden sonra başlayan 11/08/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın davacı tarafından belirtildiği şekilde meydana gelmiş olma ihtimalinin bulunmadığını, mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, sigorta bu traktörün olay mahallinde herhangi bir zorunlu hal bulunmaksızın terk edildiğini, müvekkilinin sorumlu olmadığını, dava konusu hasarın öncelikle müvekkili şirkete bildirilmediğini, tespit edilen hasar miktarının fahiş olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesi kapsamında hasar bedelinin tazminine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
30/08/2019 tarihli görgü ve tespit tutanağı, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/106 D.İş sayılı dosyası, kasko sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, araca ait fotoğraflar, trafik tescil kayıtları vs deliller dosya arasında mevcuttur.
21/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sigorta şirketi tarafından atanan eksper raporu ile mahkeme tarafından atanan makine mühendisinin bilirkişi raporlarının incelendiği, her iki raporda da yedek parçaların hemen hemen aynı olup eksper raporundaki klima gazı ve transmisyon yağının bilirkişi raporunda listeye ilave edilmediği, bu malzemelerin traktörün onarımında gerekli olduğu düşünüldüğünden raporuna eklendiği, bilirkişi raporundaki KDV’li yedek parça fiyatlarına tekrar KDV ilave edildiğinin tespit edildiği, 06 BGT 990 plakalı traktörün genişletilmiş kasko poliçesi incelendiğinde, genişletilmiş kasko teminatı başlığı altında bulunan B maddesinde ”Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar” şartının yer aldığı belirtilerek makul tazminat bedelinin 71.796,81 TL (KDV hariç) olduğu bildirilmiştir.
15/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporda tespit edilen yedek parça fiyatlarının yetkili servisten alınan kaza günündeki fiyatları olduğu, dolayısıyla yedek parça fiyatlarında herhangi bir değişikliğe gerek olmadığı, tespit edilen hasar tutarının KDV hariç 60.844, 75 TL, KDV dahil 71.796,81 TL olduğu bildirilmiştir.
30/08/2019 tarihli Jandarma tarafından tutulan tespit tutanağında, olay yerinde yapılan inceleme, araştırma ve ölçüm neticesinde, traktörün dere yatağında devrilmiş vaziyette sağ tarafa doğru yatık, ön dingilin kopmuş, sağ tekerin trakörün sağ alt kısmında kopuk vaziyette, kabinde ezik, kırık ve camlarının kırık olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan poliçenin incelenmesinde; davacıya ait aracın 20/10/2018-20/10/2019 tarihleri arasında davalı şirkete Ziraat Traktör Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçenin “Genişletilmiş Kasko Teminatı” başlığı altında belirtilen b) maddesinde “Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cimsin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar”ın da teminat kapsamında yer aldığı görülmüştür.
Dosya kapsamından, taraflar arasında davacıya ait… plakalı aracın Ziraat Traktör Genişletilmiş Kasko Poliçesinin düzenlendiği, davalı şirkete sigortalı aracın poliçe dönemi içerisinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, araçta meydana gelen hasarın karşılanması yönünde davalı şirkete başvurmasına rağmen davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamı dışında kaldığı yönündeki iddiası ispatlayamadığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, sigortaya yapılan başvurunun usulüne uygun olarak yapılmasına karşın sigorta şirketinin zararı haksız olarak karşılamadığı, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere araçta 71.796,81 TL’lik hasar oluştuğu, söz konusu hasarın davalı sigorta şirket tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında davacıya ödenmesi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 4.904,44 TL harçtan peşin alınan 2.452,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.452,22‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.