Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1581 E. 2023/143 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1581 Esas 2023/143 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1581
KARAR NO : 2023/143

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/06/2022
NUMARASI : 2022/201 Esas 2022/386 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVA : HİSSE DEVRİNİN TESCİLİ
DAVA TARİHİ : 18/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Taraflar arasındaki hisse devrinin tesciline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ a ait şirket hisselerini usulüne uygun şekilde devir aldıktan sonra tescil ve ilan için davalıya başvurduklarını, davalının yasal olmayan gerekçeler ile taleplerini ret ettiğini iddia ederek hisse devrinin ticaret sicil kayıtlarına tescil ve ilanına yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararın iptali ile pay devrinin tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tescil isteğinin yasal koşulları taşımaması nedeni ile reddedildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının …’dan şirket paylarını TTK’nın 595.maddesine uygun şekilde devir aldığı, TTK’nın 595/7.maddesine göre hisse devrinin reddi konusunda alınmış genel kurul yada ortaklar kurulu kararı olmadığı için aynı madde uyarınca devre onay verilmiş sayılması gerektiği, bu aşamadan sonraki işlem olan ticaret sicile tescil ve ilanına ilişkin talebin reddine dayanak alınan davanın varlığının tescil ve ilana engel oluşturmadığı, hisse devrinin tescil ve ilandan sonra pay defterine kayıt ile sonuçlanacağı, tescil ve ilan isteminin yasal olmayan gerekçeler ile ret edildiği, tescil isteği yasal olmayan gerekçeler ile ret edildiği ve davanın cevap dilekçesinde belirtilen sicilden silinme sonrası ihya istemli açılan davalardan olmaması nedeni ile davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün… sicil numarasında kayıtlı “…”ndeki; …’a ait payların davacı …’a devrine ilişkin Sincan 3. Noterliği’nin 25/01/2021 tarih ve… yevmiye numaralı, …’a ait payların davacı …’a devrine ilişkin Sincan 3. Noterliği’nin 25/09/2021 tarih ve… yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devirlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına tescili ve ilanına ilişkin davacının 28/02/2022 tarihli başvurusunun reddine ilişkin davalının kararının iptaline, hisse devirlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu şirket sicil dosyasında, hisse devrinin reddedildiğine dair herhangi bir genel kurul evrağına rastlanmadığını, ilgili genel kurul tutanağında %50-%50 oranıyla karar verildiğini ve pay devrinin onaylanmasının sürüncemede bırakılarak ne kabul ne de reddedildiğini, bu nedenle davalı tarafından yapılan işlemde bir usulsüzlük bulanmadığını, davada zorunlu hasım olmaları nedeniyle aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devri kararının Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına tescil ve ilan edilmesine ilişkin davacı talebinin yerinde görülmeyip, davalı tarafından tescil isteğinin reddine ilişkin kararın iptali ile her iki pay devrinin tescil ve ilan edilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6102 sayılı TTK.nun 595.maddesinde “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve taraflar imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesi ile sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul reddetmiş ise, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren 3 ay içerisinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Yasanın limited şirket genel kurul kararlarının alınmasına ilişkin “Karar Alma” başlıklı 620.maddesinde ise “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dahil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.” düzenlemesi mevcuttur.
Buna göre, hisse devrinin yazılı şekilde yapılması, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse devrin ortaklar genel kurulunca onaylanması şarttır, devir bu onayla geçerli olur. Başvurudan itibaren 3 ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır, onaya ilişkin genel kurul kararının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunlu ile alınması gereklidir.
Somut olayda, dava dışı …. Şti.’ndeki …’a ait paylar Sincan 3. Noterliği’nin 25/01/2021 tarih ve sırası ile… ve… yevmiye numaralı işlemleri ile TTK nın 595/1. maddesindeki düzenlemeye göre davacıya devir edilmiş, davacı yanca hisse devrinin genel kurulca onaylanmasını talep edilmesi üzerine dava dışı şirketin 07/04/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 3 nolu gündem maddesinde dava konusu hisse devirlerinin onaylanması isteğinin %50 olumsuz oya karşılık %50 oyla reddedildiği tutanağa yazılmış, bu aşamadan sonra davacı yanca pay devrinin tescil ve ilanını sağlamak amacıyla yapılan 11/10/2021 tarihli başvuru, şirket yetkilileri …, … ve …’ın ortaklıktan çıkarılmaları için Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan ve halen süren 2021/185 esas sayılı davanın varlığını gerekçe gösterilerek davalı tarafından 07/03/2022 tarihinde reddedilmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü kendisine yapılan her başvuruyu otomatik olarak tescil ve ilan etmek zorunda olmayıp, kuruluş yasası ve diğer mevzuata uygun işlem yapılıp yapılmadığını araştırdıktan sonra koşulları taşıyan talepleri kabul, koşulları taşımayan talepleri ise reddetmek durumundadır.
İlk derece mahkemesince, pay devrinin TTK’nın 595/1 maddesine uygun şekilde yazılı ve imzalar noterden onaylı şekilde yapıldığı, devrin geçerliliği için 2.koşul olan hisse devrinin kabulüne ilişkin genel kurul kararı alması koşulunun ise 07/04/2021 tarihli toplantıda TTK’nın 620.maddesinde aranan karar çoğunluğu sağlanamadığı için hisse devrinin reddine ilişkin bir kararın varlığından söz edilemeyeceği, TTK’nın 595/7.maddesine göre başvurudan itibaren üç ay içerisinde hisse devri talebinin reddine karar verilmediği için aynı maddenin son cümlesine göre “onayın verilmiş sayılması” gerektiği, böylelikle TTK’nın 595/2.maddesinde yer alan “onay verilmesine” ilişkin ikinci koşulun da gerçekleştiği, bu hali ile davalının hisse devirlerini tescil ve ilan etmesi gerekir iken yerinde olmayan gerekçe ile talebi ret etmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de,TTK.nun 620.maddesi gereğince dava konusu hisse devrinin onaylanması talebi üzerine yapılan 07/04/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında hisse devrinin onayına ilişkin toplantıda temsil edilen onayların salt çoğunluğu ile alınmış bir karar ile alınmamış ve toplantı tutanağına da açıkça hisse devirlerinin onaylanması isteğinin reddine karar verildiğini yazılmış olması karşısında ilk derece mahkemesinin TTK’nın 595/7.maddesine göre hisse devrinin reddi konusunda alınmış genel kurul yada ortaklar kurulu kararı olmadığı için aynı madde uyarınca devre onay verilmiş sayılması gerektiğine ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Hal böyle olunca TTK.nun 595.maddesinde belirtilen usule uygun olarak gerçekleşmiş bir hisse devri bulunmadığından davalı yanca davacının hisse devrinin tescil ve ilanına ilişkin talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir neden bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
595.maddenin 2.fıkrasında ” Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.” onayı şarttır cümlesi ile 7. fıkrasında red ettmediği takdirde onayı vermiş sayılır hükmü birlikte yorumlanmalıdır. TTK 595/2 maddesindeki devir ancak onayla geçerli olacağına dair hükmü somut olaya uygulandığından; dava konusu hisse devrinin onaylanmasına ilişkin önerinin genel kurulda salt çoğunluğun oyunu almadığından kabul edilmemiş eş anlatımla şirket genel kurulun hisse devrinin onaylandığına ilişkin olumlu ve geçerli (salt çoğunlukla) bir karar alınmadığından şirketin hisse devrine onay vermediği sonucuna varılır.
Davalı şirket hisse devrine ilişkin istemi görüşmüş ve bu hususa yapılan oylamada hisse devrinin kabul edilmesine ilişkin öneri salt çoğunlukla kabul edilmediğinden red etmiştir. Eş anlatımla şirket hisse devrine onay vermemiştir. Buna göre de şirket hisse devrine onay vermediğine göre artık TTK.595/7 madde fıkra hükmü uygulanamaz. Zira şirket sessiz kalmamış ve onay istemini onaylamayarak red sonucunu doğuran bir karar almıştır. (Limited şirkette ortakların genel kurulun esas sermaye payının devrine ilişkin onay kararının reddi ve hukuki sonuçları, Serap Helvacı, Mehmet Helvacı, Raziye Akkoç, Prof. Dr. Selçuk Öztek’e Armağan, Cilt 1 Sayfa 1302). Açıklanan gerekçelerle ilk derece mahkemesinin şirketin hisse devrine onaylamayı TTK.595/7 maddesine göre 3 ay içinde red etmediği gerekçesi yasa ve hukuka uygun değildir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2022/201 Esas 2022/386 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri 19,50 TL tebligat ve 52 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 292,20 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.