Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1578 E. 2022/1543 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1578 Esas 2022/1543 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1578
KARAR NO : 2022/1543

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2022
NUMARASI : 2022/450(Ara Karar)
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Genel Kurul Kararına ilişkin
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davada ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen 19/07/2022 tarihli ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı şirketin iki ortaklı bir limited şirket olduğunu müvekkilinin de şirkette %50 ortak olduğunu, yurtiçinde ve yurtdışında inşaat yapım işinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin çoğunlukla yurtdışı şantiyelerde çalıştığını , şirketin diğer %50 ortağı olan …’ın ise şirket merkezinde çalıştığını, 06.08.2008 tarihli genel kurul kararıyla şirket ortaklarına on yıl süreyle yetki verilmesine karar verildiğini , müdürlerin yetki sürenin bitmesinin ardından 15.07.2018 tarihli genel kurul kararı alındığını ve müdürlere tekrar 10 yıl süreyle yetki verilmesinin kararlaştırıldığını, bu kararın müvekkil tarafından da imzalandığını ve 23.07.2018 tarihinde Ankara 11. Noterliğinde onaylandığını, fakat daha sonra aynı tarihli yeni bir genel kurul kararı hazırlandığı ve müvekkilinin imzaladığı karardan farklı olarak, müdürlere 25 yıl münferit yetki veren ve diğer ortağı müdürler kurulu başkanı olarak belirleyen bu kararda müvekkilinin imzasının taklit edildiğini , bu sahte kararın da 24.07.2018 tarihinde Ankara 11. Noterliğinde onaylandığı , 31.07.2018 tarihli ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını , müvekkilinin, şirketin yurtdışında devam eden inşaat işlerinde çalışırken bu durumu fark ettiğini, şirketin konuyla ilgisi olan çalışanlarıyla e-mail ve whatsapp üzerinden çeşitli tarihlerde bu durumun düzeltilmesi için konuşmalar yapıldığını, şirketin iç muhasebecisi … tarafından müvekkiline gönderilen 04.01.2022 tarihli whatsapp mesajında imzaları kendisinin attığını ikrar ettiğini , devam eden süreçte taraflar arasındaki yazışmalarda bu yanlışlığın düzeltileceği, müvekkilinin iradesine uygun gerçek imzası bulunan kararın tescil edileceği yönünde konuşmalar yapıldığını,müvekkilinin iyiniyeti sulistimal edilerek zaman kazanmaya çalışıldığını gelinen aşamada yapılan hukuka aykırılığın giderilmemesi üzerine, 22.01.2022 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu iddia ederek 15.07.2018 tarihli ortaklar kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ile yargılama sırasında 1. ve 3 no.lu genel kurul kararının uygulanmasının tebdiren durdurulması ve geçici kayyım atanmasını talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen genel kurul kararının 4 yıl önce alınmış olduğunu ve bu karara dayalı olarak şirket yetkililerinin , yani şirketin diğer yöneticisinin ve de davacı tarafın bu karara dayalı verilen yetkiyi kullanarak işlemler yaptığını , bu davayı açarak dürüstlük kuralına aykırı davrandığını , alındığı iddia edilen 2 genel kurul tutanağında süreler yönünde fark olup davacı tarafın 10 yıllık yetkiye itirazının bulunmadığı ancak diğer şirket müdürünün müdürler kurulu başkanı olarak yetkilendirilmesi hususuna itiraz ettiğini , bu yetkinin diğer müdürce hiç kullanılmadığını sadece davacının bu konuda husumet çıkartması üzerine yetkilerin yeniden belirlenmesi için genel kurul toplantısı çağrısı aşamasında kullanıldığını bildirerek tedbir talebinin ve davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 19/07/2022 tarihli ara karar ile, davanın mahiyeti nazara alındığında, dava konusu genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması yönündeki tedbir talebinin, taraf menfaatleri ile yaklaşık ispat koşuluna ilişkin şartın bu aşamada gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurul kararının fiilen uygulandığı sürece davalı şirketin diğer ortağının 25 yıl yetkili müdürler kurulu başkanı olarak hukuka aykırı bir şekilde işlemlere devam edeceğini ve bu kapsamda davalı şirket ve müvekkilinin uğradığı zararların telafisinin çok daha zor bir hal alacağını, şirketin iki ortaklı olup bu davada görüşü alınan diğer müdürün bu sahtecilik ile kendine yetki alan kişi olduğunu, bu kişinin kendi lehine verdiği beyanlarla reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer ortağın savcılığa verdiği dilekçede bu imzaların gerçek olmadığını kabul ettiğini, ancak mahkemece bu hususun incelenmediğini, mahkemece savcılık dosyalarının celbi istenmesine rağmen tarafların oradaki ifadeleri dosyaya kazandırılmadan eksik inceleme ile ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, taraflar arasındaki whatsapp yazışmalarının yaklaşık ispata yeterli olduğunu, müvekkilinin yapılan hatanın düzeltileceği beyanlarına güvenmesi ve yurtdışında devam eden inşaat işlerinin aksamaması için çalışmaya devam etmesini sahteciliğe onay verdiği anlamına gelmeyeceğini, dosyaya sunulan üç adet uzman görüşünde de imzaların sahte olduğunu tespit edildiğini, müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı olması ve dolayısıyla tescil edilen sahte karar kendisine sunulduğunda olumsuz oy kullanması halinde bu kararın alınamayacak olması ve diğer ortağın duruşmada ve savcılıkta çelişkili beyan vermesi hususları bir arada değerlendirildiğinde eldeki davada haklılığının ispatlandığını, müvekkilinin bilgi alma hakkının engellendiğini, bu şekilde şirket malvarlığının usulsüz şekilde harcandığını, sahte imzalı kararla 25 yıl münferit yetki ve müdürler kurulu başkanlığını alan diğer ortağın gerçeğe aykırı vergi beyanı gibi çok ciddi hukuka aykırı işlemler yaptığını, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; HMK’nun 389. vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Talep, ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti istemiyle açılan dava kapsamında dava konusu ortaklar kurulu kararlarının uygulanmasının tedbiren durdurulması ve şirkete geçici kayyım atanmasına ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda mahkemece dosya kapsamına sunulan belgeler ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmakla ilk derece mahkemesinin davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekçesi gözetildiğinde ara karar usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 161,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 80,70 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.