Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1575 E. 2022/1630 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1575 Esas 2022/1630 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1575
KARAR NO : 2022/1630

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI : 2021/758 Esas 2022/177 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023

Taraflar arasındaki tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı ticaret sicil müdürlüğü temsilcisi tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 31/07/2018 tarihli genel kurul kararı ile davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğine ve 1 yıl süre ile yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini, müvekkilinin göreve başladıktan bir süre sonra davalı şirketin tek hissedarı olan davalı …’a ve şirket çalışanlarına ulaşamaz hale geldiğini, davalı şirketin ticari faaliyetlerine ara vermesi, tek ortağı olan …’ın herhangi bir yatırım kararı almaması, şirket ile hiç bir şekilde ilgilenmemesi, aktif ve pasifi ile bilançosunun sıfır bakiyeyle ilerlemesi, genel kurul yapılabilmesi için şirket ortağına tüm çabalara rağmen ulaşılamaması üzerine müvekkilinin davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğinden ve başkanlığından 21/08/2020 tarihi itibariyle istifa ettiğine dair davalı şirkete ihtarname gönderdiğini, davalı şirketin ticaret sicilindeki adresine gönderilen ihtarnamenin şirketin adreste tanınmadığı ve muhtarlık kayıtlarından da bulunmadığı gerekçesiyle bila tebliğ iade edildiğini, istifanın davalı şirket genel kurulunca karara bağlanması ve bu kararın Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce ilanı ile mümkün olabildiğini, istifa hususunun tespit ve tescili talebiyle açılan davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf mahkemesince istifa dilekçesinin ve iradesinin davalı şirkete ya da genel kuruluna ulaştırılmadığından istifanın tescil ve ilan şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verildiğini, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, bu defa, uzun yıllardan bu yana kendisinden haber alınamayan ve adresi tespit edilemeyen davalı şirketin tek ortağı …’ın vekili vasıtasıyla çeşitli iddia ve taleplerini ihtarnameyle müvekkiline iletince adresinin tespit edilebildiğini, bunun üzerine davalı şirkete ve şirketin tek ortağı olan davalı …’a ihtarname gönderilerek müvekkilinin istifa iradesinin bildirildiğini ve ihtarnamenin her iki muhataba tebliğ edildiğini, davalı şirket ve tek ortağı olan …’ın, müvekkilinin istifasını işleme koymadığını, bu konuda gerekli kararları alarak tescil ettirmediğini, müvekkilinin iradesi dışında olmak üzere davalı şirkette yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak kalmaya devam etmesinin 3. kişilere karşı sorumluluğuna neden olduğunu belirterek müvekkilinin davalı şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin ve buna bağlı olarak davalı şirketi temsil, ilzam ve imza yetkilerinin, istifa iradesinin oluştuğu 21/08/2020 tarihi itibarıyla sona erdiğinin tespitine, bu hususun ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin yapılan genel kurul toplantısında 31/07/2021 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi seçildiğini, şirketi münferiden temsil yetkisi bulunduğunu, davacının yönetim kurulu üyeliğiyle temsil yetkisi süresinin dolduğunu, tek yönetim kurulu üyesi olan davacının istifasıyla ortada üye seçecek yönetim kurulu kalmadığından TTK’nun 363. Maddesinin uygulanamayacağını, davacının yönetim kurulu üyesi olarak genel kurulu çağırma yetkisiyle şirkette genel kurul yapılmasını sağlaması gerektiğini, yapılacak genel kurulla birlikte yönetim kurulu seçiminin gerçekleştirilmesi gerektiğini, tek yönetim kurulu üyesinin istifası tescil edilirse şirketin organsız kalacağını ve feshi sonucu doğacağını, organsız kalan şirketin zorunlu organını oluşturma yükümlülüğünü en son yönetim kurulu üyesi olan davacıya ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini bildirir ihtarnamenin şirket ve ortağına 23/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tek başına istifasını ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanını talep edemeyeceği, bunun şirket tarafından yerine getirilmesi gerektiği, ancak şirketin istifanın gereklerini yerine getirmediği, bu durumda davacının hukuki ve mali yükümlülüklerinin sona ermesi açısından istifasının tescil ve ilanını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı … A.Ş. yönetim kurulu üyeliğinin ve buna bağlı olarak davalı şirketi temsil, ilzam ve imza yetkilerinin 21/08/2020 tarihi itibariyle sona erdiğinin tespitine, bu hususun Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yapılan yargılama sonunda davanın kabulüyle aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedildiğini, davacının davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve münferiden şirketi temsile yetkilisi olduğunu, anonim şirketlerin hak kazanabilmeleri ve borç altına girebilmeleri için kanunda zorunlu olan bazı idare ve temsil organlarına sahip olması gerektiğini, üyelik sıfatının üyenin istifasıyla son bulduğunu, bu yöndeki beyanın ortaklığa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurduğunu, dış ilişkide ise iyi niyetli üçüncü kişiler yönünden sonuç doğurabilmesi için istifa beyanının ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerektiğini, TTK’nun 363. maddesinin somut olayda uygulanamayacağını, davacının genel kurul çağrısı yaparak kanuni yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, bakanlığın verdiği görüş uyarınca idare organının tek üyeden oluşması halinde tek üyenin istifasının tescilinin yapılabilmesi için yönetim kurulu veya müdür seçimi gündemiyle genel kurul çağrı işlemlerine ilişkin belgelerin sunulması gerektiğini, müdürlük tarafından sunulan istifanamenin tescilinin gerçekleştirilemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, organsız kalan şirketin zorunlu organını oluşturma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, davacının yetkilerinin 21/08/2020 tarihi itibarıyla sona erdiğine hükmedilemeyeceğini, davacının ilk gönderdiği istifanın bila tebliğ olduğunu, istifanın muhataba ulaşmasıyla sonuç doğurabileceğini, müdürlüğe husumet yöneltilemeyeceğini, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, dava konusu işlemin gerçekleştirilmesi halinde şirketin ilgili tarihten itibaren organsız kalmasına sebep olacağını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; istifa nedeniyle anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğinin tespiti, ticaret sicilinde tescil ve ilanı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından davacının davalı şirketin tek yönetim kurulu üyesi olup, davalı şirketi münferiden temsil yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bir başka anlatımla, davacı davalı şirketin tek yöneticisidir. Bu durumda açılan davada tek yönetici olan davacı yöneticisi olduğu davalı şirkete karşı açtığı davada davalı şirket temsilcisiz durumdadır. Mahkemece ise bu husus gözetilmeden davalı şirket adına gerekçeli karar şirketin ticaret sicilindeki adresine TK’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalı şirkete kayyım tayini sağlanıp, gerekçeli kararın davalı şirket kayyımına tebliğ edilerek, istinaf süresi beklenildikten sonra, yeniden istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı şirkete kayyım tayini sağlanıp, gerekçeli kararın davalı şirket kayyımına tebliğ edilerek istinaf süresi beklenildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmek üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.