Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1573 E. 2022/1544 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1573 Esas 2022/1544 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1573
KARAR NO : 2022/1544

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2021
NUMARASI : 2021/10 Esas 2021/882 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İpoteğin Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 04/03/2016
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kızı …’ın şirket müdür ve ortağı olduğu …. Şti.’nin davalı banka şubesinden kredi kullandığı ve kredi sözleşmesi kapsamında müvekkile ait … numaralı bağımsız bölüm üzerinde 1. Derecede 120.000,00 TL tutarlı ipotek kurulduğunu, kredi borcunun tamamen ödendiğini, borcunun tamamen ödenmesine rağmen …’ın bankanın … Şubesindeki mevduat hesabı üzerine çek karnesi alındığını, bu çeklerden bir kısmının tedavüle koyulduğunu ve ödendiğini ancak tedavüle konulmayan çeklerin kendilerine ödenmesi gerektiğini, bu ödemenin yapılması durumunda ancak ipoteğin kaldırılacağının beyan edildiğini, ipoteğin kapsamında başkaca bir borç yokken bankanın ipoteği kaldırmadığını, müvekkilinin kızının tedavüle sürmediği çeklerin niteliklerinin bugünkü yasaya göre çek niteliği taşımadığını, 9 yıldır bankaya ibraz edilmeyen çekler nedeniyle ipoteğin kaldırılmamasının haksız kazanım elde etme çabası olduğunu iddia ederek 1. derecedeki 120.000,00 TL’lik ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu ipoteğin dava dışı …. Şti.’nin bankadan kullandığını ve kullanacağı tüm kredilerin teminatını oluşturduğunu, firmanın bankaya iade edilmemiş 20 adet çek nedeniyle 19.780,00 TL çek kredisi borcunun bulunduğunu, çek yapraklarının bankaya iade edilmeden ya da söz konusu tutarın müvekkili bankada faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmeden ipoteğin fek edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı Banka tarafından birer örneği sunulan Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.03.2017 gün ve 2016/6931-2205 sayılı kararı ve 27.03.2017 gün ve 2016/7102-929 sayılı kararlarında da değinildiği gibi, 5941 sayılı Çek Kanunun 3. maddesi uyarınca bankanın karşılıksız çıkan her çek yaprağı için ödenmekle yükümlü olduğu sorumluluk tutarının bulunduğu, çek yapraklarının eski basımlı olsa da bankanın aynı Yasanın geçici 3/3-4 maddesi uyarınca 30.06.2018 tarihine kadar sorumluğunun devam ettiği, dava konusu çeklerin bankaya ibraz edilmesi, imzanın sahih olması ve çekin karşılığının bulunmaması halinde, bankanın yasal sorumluluk tutarını yetkili hamile ödeyip, ödediği bedeli rücu edebileceği, eski basımlı çekler nedeniyle davalı bankanın sorumluluğu ve ödeme yapması halinde rücu hakkının devam ettiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere çeklerin basım tarihinin 19/04/2007 (1. koçan 25 adet) ve 05/03/2007 (2. koçan 25 adet) olduğunu, 5941 sayılı Yasanın 6273 sayılı Yasa ile değişik 2. Maddesi gereğince 5 yıl içinde ibraz edilmeyen çekler hakkında müvekkilin sorumluluğunun sona erdiğini, mahkeme gerekçesini de anlayamadıklarını, çeklerin basım tarihlerinin daha sonraki bir tarih olduğunun ispat yükünün davalı üzerinde olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
07/03/2007 tarihli ipotek akit tablosu, tapu kayıtları, kredi sözleşmesi ve çeklere ilişkin belgeler vs deliller dosya arasında mevcuttur.
07/03/2007 Tarih ve… Yevmiye no’lu İpotek Resmi Senedinin incelenmesinde; … no’lu …’e ait taşınmazın … Şubeleri ile özellikle … Şubesi’nin …. Şti.’ne tevdi ettiği ve ileride tevdi edeceği her türlü kredi taahhütnamelerine ve sözleşmelerine istinaden açılmış ve açılacak nakdi veya gayri nakdi …doğmuş ve doğacak her türlü asalet ve kefalet kredi borçları …ayrıca herhangi bir gayrimenkulü 1.derecede 1.sırada fekki bankaca bildirilinceye kadar 120.000,00 TL için…’ye ipotek verildiği anlaşılmıştır.
03/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın … Şubesinde yerinde yapılan incelemede davalı bankanın dava dışı şirkete 25’er yapraklı iki adet çek karnesi verdiğini, çeklerin basım tarihinin 05/03/2007 ve 19/04/2007 tarihli olduğunu, verilen 50 adet çekten bankaca 20 adet çekin aktif olduğunu, 6273 Sayılı Çek Kanununda yapılan değişikliğin 09/02/2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandığını, değişikliğe göre 31/01/2012 – 6273/2.maddesi, çekin üzerinde yazılı basım tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın 3.fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona ereceğini, baskı tarihi içermeyen eski çekler yönünden ise sorumluluğun 30/06/2018 tarihinde sona ereceğini, dava konusu çeklerin basım tarihinin Nisan / 2007 olduğu nazara alındığından bankanın çeklerle ilgili sorumluluğu kalmadığından, hükmü kalmayan bu çeklerin bankanın çek portföyünden / kayıtlarından düşülmesi ve başkaca bir risk kalmayacağı için ipoteğin fekki düşüncesinde olduğunu, ancak bankaca dava konusu çek yaprakları üzerinde basım tarihinin bulunmadığının iddia ve ispat edilmesi (dava konusu çek karnelerine ilişkin olup, bankaca ödendiği bildirilen çeklerden birinin örneğin … no’lu çek gibi ibrazı suretiyle ya da başka bir biçimde) halinde bankanın sorumluluğunun 30/09/2018 tarihine kadar devam edeceğini, bu nedenle ipoteğin fekki koşullarının oluşmayacağı bildirilmiştir.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 18/12/2017 tarih ve 2016/770 E, 2017/794 K sayılı ilamın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 19/11/2020 tarih ve 2019/923 E, 2020/1188 K sayılı kararı ile “… Somut olayda, fekki istenen dava konusu ipotek limiti 120.000,00 TL olup, anılan limit üzerinden hesaplama yapıldığında yatırılması gereken dava peşin harcı 2.049,30 TL olup, davacı vekilinin yatırdığı peşin harç miktarı eksiktir. Yukarıda anılan hükümler karşısında mahkemece yapılması gereken iş dava değeri olan 120.000,00 TL üzerinden hesaplama yapıldığında yatırılması gereken dava peşin harcı 2.049,30 TL’den davacı vekilinin yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.020,10 TL eksik peşin harcın yatırılması için Harçlar Kanunu 30.maddesine uygun olarak davacı vekiline müteakip celseye kadar süre verilip, yatırıldığında yargılamaya devam ederek hüküm kurulması, yatırılmadığı taktirde ise HMK’nun 150.maddesi uyarınca dosyanın eksik peşin harcı yatırılarak yenilenmesine kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesinden ibarettir….” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince Dairemiz kararı üzerine eksik harç ikmal edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamından, davacı tarafından davalı banka ile dava dışı …. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılacak kredilerin teminatını teşkil etmek üzere davalı banka lehine taşınmazı üzerine 1. derece ve 1. sırada fekki bankaca bildirilinceye kadar, süresiz 120.000,00 TL limitle ipotek tesis edildiği davalı bankanın dava dışı şirkete kullandırdığı nakdi kredilerin ödenerek kapatıldığı, ancak davalı bankada dava dışı şirkete verilen iki adet çek karnesi ile ilgili riskin kaldığı, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere bu çek karnelerinin basım tarihlerinin 05/03/2007 ve 19/04/2007 olduğu, 19/04/2007 tarihinde basılan 25 adet çekten (… arası) sadece… no’lu çeki aktif halde bulundurduğu, 05/03/2007 tarihinde basılan 25 adet çekten (… nolu çekin ödendiği, kalan 24 adet çekin ise aktif durumda olduğu anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince, 5941 sayılı Çek Kanunun 3. maddesi uyarınca bankanın karşılıksız çıkan her çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu sorumluluk tutarının bulunduğu, çek yapraklarının eski basımlı olsa da bankanın aynı Yasanın Geçici 3/3-4 Maddesi uyarınca 30.06.2018 tarihine kadar sorumluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de;
31.01.2012 gün ve 6273 sayılı Yasa ile Çek Kanunu’nun 3. maddesine eklenen son fıkrasında yer alan “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer” hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı Yasanın Geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda, dava dışı şirketin davalı bankaya kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi borcunun ödenerek sona erdiği, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında dava dışı şirkete teslim edilen çek karnelerinin 05/03/2007 ve 19/04/2007 tarihli oldukları, davalı bankaca çeklerin basım tarihinin daha sonraki bir tarih olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, böylelikle çeklerin basım tarihleri dikkate alındığında yukarıda belirtilen yasa hükümleri gereğince davalı bankanın sorumluluğunun 30/06/2018 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/09/2018 tarih 2016/14467 Esas 2018/5170 Karar sayılı; 13/02/2015 tarih 2014/14408 Esas 2015/1870 Karar sayılı emsal ilamları). Bu durumda ilk derece mahkemesinin davadan sonra yargılama sırasında ipoteğin fekkine karar vermesi gerekirken davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davacının istinaf istemi kabul edilerek, dava dışı şirketin davalı bankaya olan borçlarından sorumluluğunun sona erdiği ve böylelikle ipoteğin fekki koşullarının oluştuğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davadan sonra fek koşulları oluşmuş ve dava tarihi itibari ile davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması mümkün değilse de fek koşulları oluştuğundan sonraki yargılama sürecinde ipoteği fek etmeyen ve davaya devam eden davalı yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2021 tarih ve 2021/10 Esas 2021/882 karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacı … adına kayıtlı …, … no’lu bağımsız bölüm üzerinde davalı banka lehine tesis edilen 07/03/2007 tarihli … yevmiye nolu 120.000,00 TL miktarlı İPOTEĞİN KALDIRILMASINA,
3-Alınması gereken 8.197,20 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harç ve 2.021,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 6.048,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı ve 2.120,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.178,40 TL’nn davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 688,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 19.000,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 175,10 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 463,30 TL istinaf başvuru gideri ve 86,00 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 549,30 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022

Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.