Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1558 E. 2022/1332 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1558 Esas 2022/1332 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1558
KARAR NO : 2022/1332

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/07/2022
NUMARASI : 2022/493 Esas

– ASIL DAVA –
İHTİYATİ TEDBİR VE
İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA :
DAVA TARİHİ : 08/07/2022

– BİRLEŞEN ANKARA 5 ATM 2022/494 E SAYILI DOSYASI –

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2022

KARAR TARİHİ :27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sorumluluk davaları kapsamında, kayyım atanması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı taleplerin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteyen davacı vekili asıl davada ve birleşen davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve davalıların hissedarı olduğu aile şieketi niteliğindeki dava dışı … AŞ’de davalıların yönetim kurulunu oluşturdukları gibi anılan şirketin çoğunluk hissesine de sahip bulunduklarını, azınlık pay sahibi olan müvekkilinin halen aile şirketinde %18,75 pay sahibi olduğunu, davalıların birlikte hareket ederek müvekkilini şirketin işleyişinden tümüyle dışladıklarını, davalıların şirketin içini boşaltıcı işlemler tesis ederek şirketi zarara uğrattıklarını, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu halde toplantılara çağrılmadığını, müvekkili ve diğer yönetim kurulu üyesi olan dava dışı … davet edilmeksizin yokluklarında alınan 2019/8, 2019/9 ve 2019/10 sayılı yönetim kurulu kararlarıyla, müvekkilinin hissedarı bulunduğu … AŞ’nin %51 pay sahibi olduğu … Ltd. Şti’deki paylarının %2 sinin işlem tarihinde yönetim kurulu başkan vekili olan …’a ve %12,5 hissesinin yönetim kurulu üyesi …’a devrinin geçersiz olduğunu ileri sürerek işbu hisse devir işlemlerinin iptali ile söz konusu payların yeniden … AŞ’ye devredilmesine, kararın pay defterlerine işlenmesine ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesine, mümkün olmadığı takdirde, dava konusu şirket paylarının dava tarihindeki değerlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı … AŞ’ye ödenmesine karar verilmesi istemleriyle açılan davada, davalılar … ve … adına kayıtlı olması haline bağlı olarak yargılama sonuçlanıncaya kadar dava konusu payların üçüncü kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, dava konusu hisselerin davalılar adına kayıtlı olmaması halinde davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesine, dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar paylardan kaynaklı hakların kullanılması ve korunabilmesi amacıyla devrolunan payları temsilen kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; asıl ve birleşen davada ihtiyati haciz ve tedbir talep eden davacılar vekili hissedarı oldukları dava dışı … AŞ’nin … Dış Ticaret Limited Şirketi nezdinde bulunan paylarını usul ve yasaya aykırı şekilde devredildiği iddiasıyla payların şirkete iadesi, iadesinin mümkün olmaması halinde şirket paylarının değerlerinin tahsili istemine ilişkin olmakla talebin muaccel olduğuna dair yaklaşık ispat koşullarının mevcut olmadığı gibi alacağın bu haliyle yargılamayı gerektirdiği, yine İİK 257/2 maddesinde öngörülen koşulların somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine, davacının kayyım atanması ve tedbiren şirket hisselerinin devrinin engellenmesi yönündeki taleplerinin ise, gerek kayyım atanması gerekse tedbiren hisse devrinin engellenmesi davada taraf olarak gösterilmeyen … Anonim Şirketi ve … …Limited Şirketi’nin hukukunu etkileyeceğinden ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’da tüzel kişilere kayyım atanması ile ilgili bir düzenleme bulunmadığından somut olaya uygulanması gereken Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer almakla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir/haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece kayyım atanmasına ilişkin istemlerinin yanlış anlaşıldığını, işbu davanın şirket yöneticilerinin sorumluluğu hukuki sebebine dayanan, müvekkilin hissedarı olduğu dava dışı … A.Ş.’nin dava konusu işlemler sebebiyle uğradığı doğrudan, davacı müvekkilin ise buna bağlı olarak uğradığı dolaylı zararların ortadan kaldırılması istemiyle açıldığını, ancak ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile dava dışı … …Ltd. Şti.’ne kayyım atanması şeklinde bir taleplerinin bulunduğunun kabul edildiğini, oysa taleplerinin açık bir şekilde, usule, yasaya aykırı ve yok hükmündeki yönetim kurulu kararları ile yönetim kurulu üyeleri davalı …’a ve davalı …’a devredilen ve bu sebeple dava konusu yapılan hisseler yönünden dava sonuçlanana kadar dava konusu, gerçek kişilere ait şirket hisseleri yönünden kayyım atanmasının talep edildiğini, davalıların kötü niyetli kullanımının engellenmesi için yargılama sonuçlanıncaya kadar davalılara devredilen bu hisselere kayyım atanmasının istenildiğini, aksi halde ise, dava konusu payların dava sonuçlanana ve karar kesinleşene kadar davalı … ve davalı …’ın kontrolünde bırakılması, yani payların 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilse dahi dava konusu paylarla ilgili hakların kullanılmasının davalı … ve davalı …’da olacak olması, ortaklığın doğrudan, davacı müvekkilin ise dolaylı olarak telafisi imkansız zararlara uğramasına yol açacağını, dava konusu payların kontrolünün, geçersiz, kötü niyetli, usule ve yasaya açıkça aykırı yönetim kurulu kararları ile bu işlemleri gerçekleştiren davalı … ve davalı … üzerinde bırakılmasının hakkaniyete de açıkça aykırılık teşkil edeceğini, örneğin davalılar kontrolleri altında tuttukları … …Ltd. Şti.’inde sermaye artırımına giderek payların değerini ve yüzdesel karşılığını rahatlıkla düşürebileceklerini, ön alım hakkı yönünden de engelleyici her türlü yola başvurabileceklerini, davalılar, çoğunluk hisselerini-paylarını ellerinde tuttukları için gerek … …Ltd. Şti.’nde gerekse de … A.Ş.’de istedikleri gibi hareket edebilip, istedikleri kararı alabildiklerini, davalılar, ortak aldıkları ve imzaladıkları … A.Ş. yönetim kurulu kararları ile dava konusu hisselerin-payların belli miktarlarının davalı … ve davalı … üzerine geçirilmesinin ilk adımını attıklarını, 15.11.2019 tarihinde çağrısız gerçekleştirilen … …Ltd. Şti.’nin olağanüstü genel kurul toplantısında; olağanüstü çağrısız genel kurul toplantısında, davalı … ve davalı …’ın olumlu oylarıyla pay devri sözleşmesinin onaylanması ve akabinde mevcut şirket hisse durumunun şirket pay defterine işlenmesinin kabul edildiğini ve 04.12.2019 tarihli, 9965 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığını, ayrıca, Ankara 37. Noterliği’nin 15.11.2019 tarih ve …yevmiye numaralı pay devri sözleşmesi, payını devreden … AŞ’yi temsilen davalı … ve payları üzerine geçiren davalı … tarafından imzalandığını, bu tek örnek dahi, davalıların müvekkilin hissedar olduğu … A.Ş.’de istedikleri gibi hareket ettiklerini, şirket kontrolünün davalılarda olduğunu, aynı durumun … …Ltd. Şti. yönünden de geçerli olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu payların, davanın ikamesinden sonra söz konusu davalılarca 3. kişilere devir edilmesi halinde gerek müvekkilin hissedar-paydaş olduğu … A.Ş.’nin doğrudan gerekse de hissedar olan müvekkilin dolaylı uğradığı zararların telafisi imkansız hale geleceğini, dava sonuçlanana ve verilen karar kesinleşene kadar davalı … ve davalı …’a devredilen payların-hisselerin 3. Kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, her ne kadar, limited şirkette hisse-pay devirlerinin genel kurulun iznine tabi olduğu, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerekmeyeceği bir an için düşünülse dahi, dava dışı … …Ltd. Şti.’nin kontrolünün de davalıların elinde olduğunu, zaten bir aile şirketi olup davalıların kontrolünde bulunan … …Ltd. Şti. genel kurulunda dava konusu payların 3. kişilere devrinin derhal onaylanacağını, verilecek ihtiyati tedbir kararının davalı …, davalı … ve dava dışı … …Ltd. Şti.’ne tebliğ edilmesi ve ayrıca ticaret sicili gazetesinde yayımlanması halinde dava konusu payların 3. kişilere devir ve temliki engellenmiş yani ihtiyati tedbir kararı infaz edilmiş olacak, aksine davranış halinde ise HMK Mad. 398 hükmü uygulama alanı bulacağını, şirket adına ve öncelikle şirket menfaati için açılan işbu davada şirkette azınlık payına sahip müvekkilden teminat istenmesi hakkaniyete açıkça aykırılık teşkil edeceğini, bu nedenle ihtiyati tedbir kararına teminatsız olarak hükmedilmesini talep ettiklerini, dava konusu payların davalılar adına kayıtlı olmaması halinde, terditli talepleri gereği dava sonucunda hükmedilecek tazminat bedelinin davalılardan tahsil edilebilmesinin şüpheli olduğunu, eğer paylar dava tarihi itibariyle 3. kişilere devir ve temlik edilmişse, doğrudan zarara uğratılan ve davalıların kontrolünde bulunan şirketin ve bundan dolaylı olarak zarara uğrayan müvekkilin dava sonucunda hükmedilecek tazminat miktarını güvence altına alan hiçbir durumlarının bulunmayacağını, dava konusu edilen şirket paylarının davalılar adına kayıtlı olmaması ve ilerleyen süreçte davalıların malvarlıklarını 3. kişilere devretme ihtimalleri bulunması ihtimaline binaen davalılar aleyhine öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini de talep ettiklerini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, davacının ortağı olduğu dava dışı anonim şirketin pay sahibi olduğu dava dışı limited şirket hisselerinin bir kısmının asıl ve birleşen davada anonim şirket yönetim kurulu üyesi ve başkanvekili olan davalıların usulsüz işlemleri ile davalılar adına devrinin iptali ile önceki hissedarı dava dışı anonim şirkete devri ile şirket pay defterine kaydedilmesi ve ilan edilmesi mümkün olmaması halinde davalılara devredilen limited şirket payların değerinin dava dışı anonim şirkete ödenmesi istemleriyle açılan asıl ve birleşen sorumluluk davalarında, davalılara devredilen limited şirket paylarını temsilen kayyım atanması, davalılara devrolunan limited şirket hisselerinin 3. Kişilere devrini önlemeye yönelik ihtiyati tedbir kararı verilerek ilan edilmesi, davalılara devrolunan limited şirket hisselerinin davalılar adına kayıtlı olmaması halinde söz konusu hisse devri sebebiyle önceki hissedarı olan anonim şirketin uğradığı zararın telafisi için ihtiyati haciz kararı verilmesi istemlerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle bu istemlerin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, dava dışı limited şirketin %51 payına sahip bulunan dava dışı anonim şirketin hissedarı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyeleri olan davacı ve davalıların, dava dışı anonim şirketin %51 pay sahibi olduğu limited şirketin %2 sinin asıl davada davalı …’a, birleşen davada ise %12,5 hissesinin davalı …’a usulsüz işlemlerle devrinin iptali ile önceki hissedarı anonim şirket adına devredilmesine, pay defterine kaydı ile ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesi, mümkün olmaması halinde davalılara devredilen limited şirket hisselerinin değerinin önceki pay sahibi olan dava dışı anonim şirkete ödenmesi istemleriyle açılan davada, davalılara devredilen limited şirket hisselerini temsilen kayyım atanması, devredilen hisselerin davalılar adına kayıtlı olması halinde devrolunan söz konusu limited şirket hisselerinin 3. Kişilere devir ve temlikini önlemeye yönelik ihtiyati tedbir kararı verilerek ilan edilmesi, söz konusu limited şirket hisselerinin davalılar adına kayıtlı olmaması halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince koşulları oluşmadığından ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteminin reddine, ayrıca, gerek kayyım atanması gerekse tedbiren hisse devrinin engellenmesi davada taraf olarak gösterilmeyen … Anonim Şirketi ve … …Limited Şirketi’nin hukukunu etkileyeceğinden ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’da tüzel kişilere kayyım atanması ile ilgili bir düzenleme bulunmadığından somut olaya uygulanması gereken Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer almakla istemin reddine karar verilmiştir. Ne var ki somut olayda kayyım atanmasını talep eden ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince, asıl ve birleşen davada uyuşmazlık konusu olan dava dışı … AŞ’nin %51 pay sahibi olduğu … Ltd. Şti’deki paylarının davalı …’a devrolunan %2 si ile davalı …’a devrolunan devrolunan %12,5 hisseyi temsilen işbu davada kayyım atanması istenmiş ise de ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile dava dışı tüzel kişiliğe kayyım atanması talebi değerlendirilmiş, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin bu yöndeki talebi değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu sebeple ihtiyati tedbir isteyen asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Asıl ve birleşen davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesi ekinde istinaf başvuru dilekçesine konu ticaret sicil gazetesi örneğinin sunulduğunu iddia etmiş ise de dosyada ve UYAP ortamında böyle bir belgeye rastlanılmamıştır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen davada davalılara devrolunan limited şirket hisselerini temsilen kayyım atanması, devredilen şirket hisselerinin davalılar adına kayıtlı olması halinde 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesi ve davalılar adına kayıtlı olmaması halinde ise davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep eden asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve özellikle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin asıl ve birleşen dosya kapsamı itibarıyla HMK’nın 390/3. Maddesi hükmü, iktiyati haciz istemi yönünden ise İİK’nın 258. maddeleri uyarınca, asıl ve birleşen davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edememiş bulunmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca, asıl ve birleşen davada ilk derece mahkemesince davacı vekili tarafından dava dışı anonim şirketin dava dışı limited şirketteki davalılara devrolunan payları temsilen kayyım atanmasına ilişkin talebi değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara karararına karşı istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davacı vekilinin davalılara devredilen dava dışı anonim şirketin dava dışı limited şirketteki paylarını temsilen kayyım atanması talebi hakkında karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/07/2022 tarih ve 2022/493 Esas sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereği asıl ve birleşen davada davalılara devrolunan dava dışı şirketin hisselerine kayyım atanması talebi yönünden KALDIRILMASINA,
4-Dosyanın yeniden görülmesi için karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
5-İstinafa başvuran davacı tarafından 80,70 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-İstinafa başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.