Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1490 E. 2022/1786 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1490 Esas 2022/1786 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1490
KARAR NO : 2022/1786

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :17/06/2021
NUMARASI :2021/223 Esas 2021/473 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ :28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu …. Şti.’nin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından re’sen sicil kaydının silindiğini, ancak şirket adına kayıtlı peugeot marka araç olduğunu, araç kaydı nedeniyle ek tasfiyenin yapılması için şirketin ihyası gerektiğini belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; …sicil numarasında kayıtlı …. Şti.’nin 06/02/2015 tarihinde sicilden resen silindiğini, eldeki davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, davanın kabulü halinde şirketin davalarının, alacak ve boçlarının müdürlük tarafından bilinmesi mümkün olmadığından iş bu davaya açılmasına sebebiyet vermediklerini, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memuru veya yeni bir kişinin tasfiye memuru olarak atanıp keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihya davasının, ihyası istenen şirketin ticaret sicilinden re’sen silinme tarihi olan 06/02/2015 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 05/04/2021 tarihinde açıldığı, böylece davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartının noksanlığı bulunduğundan, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilden silinmesi (terkini) işlemi ile sona erdiğini, fakat Ticaret Sicilden re’sen terkin edilmesi sebebi ile tasfiye işlemlerinin tam ve doğru olarak yapılamadığı için limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksız olduğunu, müvekkilin ortağı bulunduğu şirketin kaydı re’sen terkin edilmiş olsa da miras bırakma ve ölüm gerçek kişilere mahsus hukuki durumlardır. Tüzel kişiler ölmez ve haliyle miras bırakamaz; bu sebeple müvekkilin ortağı olduğu şirketin aktif mal varlığının dağıtılabilmesi ve tüzel kişiliğinin sona ermesi için ek tasfiye sürecine girilmesi zorunlu hale geldiğini, mahkeme nezdinde açılan davada Ticaret Sicilden re’sen terkin edilen şirketin, sonrasında sonuçlandırılması gereken hukuki ilişkilerinin gerektirmesi sebebi ile ihyası talep ettiğini, bu nedenle davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, sicil kaydı resen terkin edilmiş olan söz konusu şirketin TTK 547. maddesi uyarınca şirket adına kayıtlı aracın satışı, satışa ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere, Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına ve tasfiye işlemleri için şirket yetkilisinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilerek) davanın kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7. Maddesi gereğince re’sen terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK geçici 7/15 maddesinde “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilecekleri” düzenlenmiş, aynı maddede “tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazine’ye intikal edeceği” öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davacı ihyası istenen şirketin ortağı olup, şirketin tasfiye edilmeden sicilden terkin edildiğini ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Şirketin terkin tarihi olan 06.02.2015 tarihi ile dava tarihi 05.04.2021 tarihi arasında yasal 5 yıllık hak düşürücü süre geçmekle birlikte davacı ortak, şirketin tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunduğunu ileri sürdüğüne ve dava konusu tasfiye edilmediği bildirilen bir adet aracın dosyadaki sicil kayıtlarına göre halen ihyası istenen şirket adına tescilli olduğuna göre, ilk derece mahkemesinin kabulünün aksine, tasfiye için 10 yıllık sürede dava açılabilecektir. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin emsal nitelikteki 09.05.2022 tarihli 2022/2407 Esas- 2022/3671Karar, 23.03.2022 tarihli ve 2022/248 Esas-2022/2303Karar ve 23.03.2022 tarih ve 2021/5869 Esas- 2022/2253 Karar sayılı kararları da bu yöndedir. O halde, ihyası istenen şirket adına kayıtlı henüz tasfiye edilmemiş bir adet araç bulunduğu anlaşılmış olup davanın açıldığı tarih itibarıyla 10 yıllık hak düşürücü süre dolmadığından dava süresi içindedir.
6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut olaya gelince, ihyası istenen …. Şti.’nin 27/09/2011 tarih ve … sayılı Türkiye Sicil Gazetesi’nden sermayesinin 5.000,00 Türk Lirası olduğu, ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 07/07/2014 tarih … sayısında ilan ettirilerek sermayesini 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde belirtilen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 06/02/2015 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, ihyası istenen şirketin ortağı olan davacının şirket adına kayıtlı henüz tasfiye edilmemiş bir adet aracın tasfiyesinin yapılabilmesi için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı … Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş …’e ticaret sicilindeki adresine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilecektir.
Bu durumda mahkemece, şirket adına kayıtlı olduğu belirlenen bir adet aracın tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere şirketin sınırlı ihyasına karar verilmesine,tasfiye memuru atanmasına ve davalı … müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine HMK’nın 326. Maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinafının kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2021 tarih ve 2021/223 Esas ve 2021/473 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-…nün …sicil numarasına kayıtlı …. Şti.’nin … plakalı aracın satış işlemi tahsil edilen tutarlar ve tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-TTK. 547/2. maddesi gereğince ihya edilen şirkete son yetkili …’in tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-İhya kararının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına,
4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 66,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
7-Davacı yargılama aşamasında vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C)1-Davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 59,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile posta ve tebligat gideri olarak yapılan 98,00 TL olmak üzere toplam 318,7‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.